Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1537 E. 2023/1440 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1537 Esas 2023/1440 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1537
KARAR NO : 2023/1440

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2021
NUMARASI : 2016/793 Esas -2021/508 Karar
DAVACI :.
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2023

Taraflar arasındaki rücuan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın davalı … yönünden kabulüne, davalı … yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.12.2000 tarihinde kurulan müvekkilinin de ortağı bulunduğu 5 ortaklı dava dışı … ve Ticaret AŞ’nin amaçlarına ulaşmaması, uzun zaman uygun faaliyette bulunmamasından dolayı tasfiye sürecine girdiğini, Erzurum 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/404 Esas 2009/416 Karar sayılı ilamı ile 27.10.2009 tarihinde tasfiyesine karar verildiğini, anılan şirketin toplam 240 hissesinin 80’inin davalılardan …, 40’ının da diğer davalı …’e ait olduğunu, tasfiye edilen şirketin SGK borçlarının şirket tarafından yatırılmamasmdan dolayı çıkan SGK ve vergi borçlarının şirket hissedarlarından müştereken ve müteselsilen talep edildiğini, önce yapılan yapılandırmaya bazı hissedarların uymaması sebebiyle kalan taksitlerin de tüm hissedarlardan müştereken ve müteselsilen talep edildiğini, oysa müvekkilinin ilk yapılandırmada payına düşenin tamamını fazlasıyla 19.407,75-TL olarak ödediğini, davalı iki hissedarın paylarına düşeni ödememelerinden dolayı kalan borcun büyüdüğünü, müvekkiline karşı takip başlatıldığını ve müvekkili adına olan hesaplara maaşına haciz tatbik edildiğini, takibe konulan ve tahsil edilen paranın davalıların hisselerine düşen borçtan kaynaklandığını, müvekkilinin kendi payını daha önce ödemiş olmasına rağmen bu kez davalıların kendi borçlarını ödememesinden dolayı kendilerinden istenen 70.000 küsur prim borcu ile işsizlik sigortası borcunu yapılandırma sonucunda 30.450,29-TL olarak 21.10.2014 tarihinde ödediğini, bu yatırılan 30.450,29-TL tamamının, hissedarlardan … ile …’e ait olduğu için ödenmemiş hisseleri oranında onlardan rücu ile talep etme gereği doğduğunu, her birinden ayrı ayrı 15.225.14-TL’nin toplamda 30.450.29-TL’nin davalılardan alınıp müvekkiline verilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 30.450,29-TL’nin davalıların ödenmemiş paylarına göre yarısının (15.225,14-TL) …’den; yarısının da (15.225,14-TL) …’den 21.10.2014 ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle beraber tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilinin 16/09/2019 tarihli dilekçesi ile bedel arttırımında bulunarak …’den 19.035,14 TL nin …’den 15.225,14 TL nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; payını zamanında ödemeyerek borcun ağırlaşmasına davacının sebebiyet verdiğini, hatta müvekkilinin payını fazlası ile ödediği halde davacı ve diğer hissedarların sorumsuz davranışlarından dolayı yönetim kurulu başkanı olması hesabı ile çeşitli vakitlerde icralara maruz kaldığını, davacının hissesi dışında hiç bir ödemesinin bulunmadığını, müvekkilinin şirkete bağlı kurum olan … Dershanelerinin 2005 yılında kapanması ile müvekkilinin 2005 ile 2009 yılları arasındaki şirketin iflasına kadarki şirkete ait bağkur-Sgk ve Vergi borçlarının tamamını tek başına ödediğini, 2011 yılı ve 2014 yapılandırma yasası kapsamında müvekkilinin Van ilindeki Vergi dairesine ve SGK kurumuna başvurarak hem vergi hem de Bağkur ve SGK borçlarını yapılandırarak kendi cebinden ödediğini, müvekkilinin 2005-2009 yılları arasında 15.000,00 TL., 2011 yılında, 19.000 TL., 2014 yılında (10.000 TL. Bağkur ve 20.000 TL. Vergi borcu) olmak üzere 30.000,00 TL. ödeme yaptığını, mahkemece bu 3 kurumdan da şirket adına tahsil edilen paraların da hesaplanması gerektiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara katılarak beyanda da bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi kök ve ek raporlarına ve toplanan tüm delillere göre; davacı tarafça tarafların ortak olduğu resen terkin edilen limited şirkete ait SGK ve vergi borçlarının ödenmesi nedeniyle ödenen bedellerin hisseleri oranında davalılardan rucüan tahsilinin talep edildiği davada, davalı … vekilince davalının hisse oranından fazla ödemede bulunduğu belirtilerek davanın reddi talep edildiği, diğer davalının yazalı yada sözlü savunmada bulunmamasının davanın inkarı olarak değerlendirildiği, Erzurum Ticaret sicilinde kayıtlı … ve Tic A.Ş.de davalı … 2 hisse, … 1 hisse, …’in de 1 hisse sahibi oldukları, Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/404 E,2009/416 K sayılı ilamı ile 2004 yılı Temmuz ayından itibaren şirketin faaliyetine son vermesi, Bakanlığa Tasfiye için müracaat edildiği ve Bakanlığın 09/03/2006 tarihinde onay vermesi nedeniyle … Anonim Şirketinin resen tasfiyesine karar verildiği, şirketin ticaret sicinden silindiği, şirket için davacı … tarafından 49.857,04 TL,davalı … tarafından 31.541,84 TL olmak üzere toplam 81.398,88 TL ödendiği, tarafların şirketteki hisse oranları dikkate alındığında davalı …’in 9,157,60.TL eksik ödeme yaptığı, 20.349,72 TL sorumluğu olan diğer davalı …’in hiç ödemede bulunmadığı, davacının ise 29.507,32 TL fazla ödemede bulunduğu, bu kapsamda davacının fazla ödemesi nedeniyle …’den. 20.349,72.TL., …’den, 9,157,60.TL alacağının mevcut olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davacının davasının … yönünden kabulüne, 19.035,14-TL’sinin ödeme tarihi olan 21/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının davalı …’e yönelik davasının kısmen kabulüne, 9.157,60-TL’sinin ödeme tarihi olan 21/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyada müvekkilinin üzerine düşen ödemeleri yaptığına dair rapor bulunduğu gibi sanki hiç ödeme yapmamış gibi de rapor da olduğunu, … ilçesinde ikamet eden müvekkilin … … bankası aracılığıyla 28/11/2014 tarihinde yaptığı meblağ bilirkişi tarafından tam hesaplanmadığını, 20.000,00 TL. Vergi ve 10.000,00 TL. Bağkur ödemesinin dosyaya ve rapora eksik yansıdığını, bunun yanında müvekkilin Erzurum Vergi Dairesine ödediği meblağın tamamının dosyaya celp edilemediğini, müvekkil 2005-2009 yılları arasında 15.000,00 TL.; 2011 yılında 19.000 TL.; 2014 yılında (10.000 TL. Bağkur ve 20.000 TL. vergi borcu) olmak üzere 30.000,00 TL. şeklinde ayrıca ödemeler yaptığını, ilgili resmi kurumlar nezdindeki ödeme bilgilerinin çoğunun eksik ve yanlış geldiğini, davacının payına düşen borcu zamanında ödemiş olması halinde bu borçların artmış olmayacağını, davacının payını zamanında ödemeyerek borcun ağırlaşmasına sebebiyet verdiğini, bu zararın kısmının bilirkişiler tarafından hesaplanmadığını, müvekkilinin şirkete bağlı kurum olan … Dershanelerinin 2005 yılından kapanması ile müvekkil 2005 ile 2009 yılları arasındaki şirketin iflasına kadarki şirkete ait bağkur-Sgk ve Vergi borçlarının tamamının tek başına ödediğini, bu husus irdelenmediğini, ayrıca, hala ödenmeyen devlet alacağının ortaya çıkarılması gerektiğini, yine, ödenen borçların hangi hissedar tarafından ne kadar ödendiği ve 5 hissedarın nazara alınarak bölüşüm yapılması gerektiğinin de gözetilmesi gerektiğini, müvekkilinin ödeyipte yanına dekontunu alamadığı ödemelerin de bulunduğunun bildirildiğini, bu sebeple doğru sonuca ulaşmak için Erzurum defterdarlığı, Erzurum SGK İl müdürlüğü, Van SGK ve Defterdarlığı ile Ağrı SGK ve Defterdarlığı’ndan tüm ödeme bilgilerinin celbini istedikleri halde eksik yapıldığını, her ne kadar müvekkilin hisse oranı diğer hissedarlara göre iki kat görünüyor ise de davacının çok iyi bildiği gibi uygulamada her hissedar şirkette eşit hisse sahibi olduğunu, ayrıca, davacının Bağ-kur ödemesini şirketten yaptığına dair bu iki konudaki yemin tekliflerinin mahkemece olumlu ya da olumsuz değerlendirilmediğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacının ortağı bulunduğu re’sen terkin olunan limited şirketinin kendi hissesine düşen miktarın üzerinden ödediğini ileri sürdüğü vergi ve SGK borçlarının davalı ortaklardan hisseleri oranında rücuan tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalı … hakkında açılan davanın kabulüne, davalı … hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada mali müşavir ve hesap bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 13.05.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “…Ayrıca, Gelir İdaresi Başkanlığı. Erzurum Vergi Dairesi Başkanlığı, Kazım Karabekir Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 11.01.2018 tarih ve E.832 Sayılı yazısındanm, Şirkete ait 1048, 1047, 9069, 3073. 3074. 0015. 1064 ve 3080 kod vergi borçlan nedeni ile, 6111 sayılı kanun kapsamında, 02.06.2011 tarihinde yapılandırma yapılmış olduğu ve bu yapılandırmaya toplam 6.321,12.TL.yatırıldığı, yine, dosyada mevcut,Sosyal Güvenlik Kurumu,Erzurum Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, Nenehatun Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 16.09.2014 tarihli haciz bildirimi ile, 2004/11604 takip no ile, 2003-2004 yıllarına ilişkin 74.000,00.TL.prim borcu bildirimi yapılmış olduğu ve 1/3 maaş haczine konu edilmiş olduğunun anlaşıldığı, mevcut belgeler itibari ile; davacının, 31.792,57 TL SGK ve Vergi borç ödemesi, davalının …’in ise; 17.350,25.TL.+ 1.866,91.TL. = 19.237,16.TL. ödemesinin mevcut olduğu, toplam ödenen Vergi ve SSK toplamının, 31,792,57.TL.+ 19.237,16.TL.= 51.029,73.TL. olduğu dikkate alınarak hisseleri bağlamında, … 2, … 1, … 1 olmak üzere toplam hisse sayısı 4 hisse olup 51.029.73.TL./4 = 12.757,43.TL./ Hisse olması gerektiği, bu durumda, …’in, 25.514,86.TL. …’ın 12.757,43.TL. …’in 12.757,43.TL.ödemesi gerektiği, yine, ödemeler dikkate alındığında, …’in .25.514.86.TL. (-) 19.237.16.TL. = 6.277,70.TL. eksik, …’ın, 12.757,43.TL.(-) 3 1.792,57.TL=-19.035,14.TL. Fazla ödemede bulunduğu, …’in hiç ödemesinin bulunmadığı,12.757,43.TL ödemede bulunması gerektiği, dolayısıyla, davacının, 6.277,70.TL, …’in 19.035,14.TL, …’den olmak üzere, toplam 25.312,84.TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine bilirkişi heyetinden alınan 18.03.2020 tarihli 1. Ek raporda özetle; davalı … tarafından ibraz edilen ödeme belgesi dikkate alındığında davacının davalı …’den herhangi bir alacağının bulunmadığı, davacının davalı …’den 3.112,16 TL, davalı …’in davalı …’den 14.330,21 TL alacağı bulunduğu, ilk derece mahkemesince getirtilen Kazım Karabekir Vergi Dairesi vergi borçları cetveli ve ödeme dekontları incelendiğinde, 1. Ek raporda yapılan hesaplamada herhangi bir değişikliğin bulunmadığı, 11.01.2021 tarihli bilirkişi heyeti 2. Ek bilirkişi heyeti raporunda bildirilmiştir.
Bilirkişi kök raporu ibraz edildikten sonra davalı … vekilince yeni ödeme belgeleri ibraz edilmesi üzerine bilirkişi heyetinden alınan 18.03.2021 tarihli 3. ek raporda özetle; mevcut durum itibari ile, davacı …’ın 31.792,57.TL SGK ve Vergi ödemesi, davalı …’in ise; 17.350,25.TL.+1.866,91.TL.+18.819,72.TL.= 38.036,88.TL. ödemesinin mevcut olduğu, ödenen Vergi ve SSK toplamının, 81.398,88TL. Olduğu, hisselerin dağılımının, … 2 , … 1, … 1 olmak üzere toplam hisse : 4 olduğu dikkate alındığında, 81.398,88.TL/4 = 20.349.72.TL/hisse olacağı, bu durumda, …’in, 40.699,44.TL. …’ın, 20.349,72.TL. …’in, 20.349,72.TL.ödemesi gerektiği, Yine Erzurum Vergi Dairesi Başkanlığı, Kazım Karabekir Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün, 06.11.2020 tarihli yazısı ile, 02.06.2011 tarihinden sonra 6552 Sayılı Kanuna göre 21.10.2014 tarih ve 2014102100S km0040357 sayılı dilekçe ile taksitlendirme yasasına başvurulduğu ve tecil dosyası içerisine yapılan ödemelerin kim tarafından yapıldığının bilinmediği” açıklaması nedeni ile, davacı ödeme beyanı ve davalıların da itirazının mevcut olmadığı dikkate alındığında, …’in, 40.699,44.TL. (-) 31.541,84.TL = -9.157,60.TL.eksik ödemesi, …’ın, 20.349,72.TL. (-) 49.857.04.TL = -29.507,32.TL fazla ödemesi, …’in, 20.349,00.TL.- = 20.349,72.TL eksik ödemesi, şeklinde olduğu, dolayısıyla, davacı, …’ın …’den. 20.349,72.TL., …’den, 9,157,60.TL. olmak üzere toplam, 29.507,32.TL.alacağının mevcut olduğunun kabul edilebileceği, tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık, dava dışı sicilden terkin edilen … AŞ’nin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan davacının, anılan şirketin ödemiş olduğu SGK ve vergi borçları sebebiyle davalı şirket yönetim kurulu üyeleri ve ortaklarından hisseleri oranında rücuan alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarları noktalarında toplanmaktadır. Davalı … vekili, müvekkilinin hissesine düşen tüm ödemeleri yaptığını, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını ileri sürmüş, davalı … ise cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılarak beyanda da bulunmamış olmakla davayı inkar ettiği kabul edilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi 3. Ek raporuna göre davacının davalı … hakkında açmış olduğu davanın kabulüne, davalı … Akşin hakkında açmış olduğu davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; 21.12.2000 tarihinde Erzurum Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı olarak kurulan dava dışı toplam 240 hisseli … ve Tic. AŞ’nin ; 80 hisse sahibi …, 40 hisse sahibi …, 40 hisse sahibi …, 40 hisse sahibi … ve 40 hisse sahibi Cengiz Bilimli olmak üzere 5 ortaklı olduğu, şirketi temsile yetkili yönetim kurulu üyelerinin 01.10.2004-01.10.2007 tarihleri arasında 3 yıl süre ile yönetim kurulu başkanının …, yönetim kurulu başkan yardımcısı … ve muhasip üye … olmak üzere üç kişiden oluştuğu, 18.05.2011 tarihinde kesinleşen şirketin Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27.10.2009 tarihli ve 2007/404 Esas sayılı ve 2009/416 Karar sayılı kararı ile tasfiyesine karar verildiği, TTK’nın geçici 7. Maddesi gereği 11.11.2013 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği ve bu hususun 19.11.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nden terkin edildiği, anlaşılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 88. Maddesinde; “Kurumun sigorta primleri ve alacakları, haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun’da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yekkilileri ile kanuni temsilcileri kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar” hükmüne yer verilmiştir. Şu halde anılan madde hükmü ve TTK’nın 317. Maddeleri hükmü birlikte değerlendirildiğinde dava dışı AŞ’nin yönetim kurulu üyelerinin SGK prim ve diğer alacaklarından müteselsilen sorumlu olacakları anlaşılmaktadır. Somut olayda, dava dışı anonim şirketin en son yönetim kurulu üyeleri davacı …, davalı … ve davalı … eldeki rücuan alacak davasında anılan şirketin SGK’ya ödenen borçları ile vergi borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumludur. Hemen bu noktada belirtilmelidir ki, rücuan alacak istemine esas anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri anılan yasa maddesi hükmü gereği kamu borçlarından müşterek müteselsil sorumlu olduklarından hisseleri oranında değil, anonim şirketi oluşturan yönetim kurulu üye sayısı kadar eşit oranda sorumlu olacaklardır. Bu sebeple bilirkişi raporunda anonim şirketin yönetim kurulunu oluşturan üyelerin hisselerine göre hesaplama yapılması benimsenmemiş, yapılan ödeme toplamı anonim şirketin yönetim kurulunu oluşturan üye sayısı üçe bölünerek her bir yönetim kurulu üyesine düşen borç miktarı belirlenerek hesaplama yapılmıştır. Davacı ortak tarafından dosyaya sunulan belgelerden davacının 21.10.2014 tarihinde … Eğitim..AŞ sigorta prim borcu karşılığı … Bankası’na 30.450,29 TL ödediği, dosyaya sunulan vergi ve SSK ödeme dekontlarından 6111 sayılı kanun kapsamında 24.067,86 TL ve 7.724,71 TL vergi olmak üzere toplam 31.792,57 TL vergi ve SSK borcu ödediği, ilk derece mahkemesince yazılan müzekkereye cevaben Erzurum Kazım Karabekir Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 06.11.2020 tarihli cevabi yazı ve eki belgeler ile davalı … tarafından dosyaya sunulan ödeme dekontları birlikte değerlendirildiğinde; anılan davalı tarafından 02.06.2011 tarihinden sonra 6552 sayılı Kanuna göre başvurulan taksitlendirme talebi gereği gecikme zammı ile birlikte toplam 18.819,72 TL ödendiği, bu durumda davacının 31.792,57 TL SGK ve vergi ödemesi, davalı …’in ise 17.350,25 TL +1866,91 TL +18.819,72 TL olmak üzere toplam 38.036,88 TL ödemede bulunduğu, dosya kapsamında alınan 13.05.2019 tarihli bilirkişi kök heyet raporunda davacı tarafından ödendiği hesaplanan toplam 31.792,57 TL SSK borcuna karşı davacı asilin 04.11.2019 tarihli celsede rapora karşı bir diyeceğinin bulunmadığını bildirdiği, nitekim daha sonra davalı … vekilinin sunduğu ödeme dekontları da değerlendirilerek alınan 05.03.2020 tarihli bilirkişi heyeti birinci ek raporda ve ilk derece mahkemesince 02.06.2011 tarihli yapılandırmadan sonra davalı … tarafından yapılan ödemeleri gösterir belgelerin gönderilmesinin talep edildiği Erzurum Kazım Karabekir Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce 06.11.2020 tarihli cevabi yazı ile 02.06.2011 tarihinden sonra 6552 sayılı Kanuna göre 21.10.2014 tarihli dilekçe ile taksitlendirme yasasına başvurulduğu ve tecil dosyası içine yapılan ödemelerin kim tarafından yapıldığının bilinmediği bildirilmiş olup bu yazı cevabı ile birlikte davalı … vekili tarafından sunulan 18.819,72 TL ödeme dekontunun birlikte değerlendirildiği 11.01.2021 tarihli bilirkişi heyeti 2. ek raporunda da davacının 31.792,57 TL toplam vergi ve SGK ödemesi bulunduğu belirtilerek, ilk derece mahkemesince Kazım Karabekir Vergi Dairesi’nden alınan ödeme planında 11.978,31 TL asıl borç ve 6.841,41 TL gecikme zammı tutarı toplamı 18.819,72 TL’nin davalı vekilinin ödeme dekontu tutarı 18.819,72 TL ile örtüştüğü, bu durumda davalı … tarafından yapılan toplam 38.036,88 TL ödendiği, davacının toplam ödeme tutarı ortaklara rücu imkanı olmadığından 31.792,57 +38.036,88 TL=69.849,45 TL’nin (ödenen SSK ve vergi borcunun) anonim şirketin yönetim kurulunu oluşturan üyesi sayısı 3’e bölünmesi halinde her bir yönetim kurulu üyesine ödemesi gereken tutarın 69.849,45 /3= 23.283,15 TL her bir hisseye düşen miktar olarak hesaplandığı, bu durumda davalı …’in ödemesi gereken 23.283,15 TL, ödediği 38.036,88 TL’den düşüldüğünde davalının 14.753,73 TL fazla ödemesinin, davacının toplam 31.792,57 TL ödemesinden hissesine düşen 23.283,15 TL düşüldüğünde ise davacının 8.509,42 TL fazla ödemesinin bulunduğu belirlenmiştir.
Dosya kapsamında yer alan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan gerek kök gerekse 1. ve 2. ek raporlarda ve son raporda dahi davacının toplam ödemeleri 31.792,57 TL gösterildiği halde hükme esas alınan bilirkişi heyeti son ek raporun sonuç kısmında davacının sunmuş olduğu belgedeki hesaplama esas alınmıştır. Şu halde hükme esas alınan bilirkişi heyetinin son raporunda hesaplamanın neden öncekilerden farklı olduğu açıklanmayıp davacının sunduğu itiraz dilekçesindeki ödeme bilgilerinin esas alınması anlaşılamamış, Dairemizce bilirkişi heyeti tarafından davalı tarafından yapılan ödemelerin hesaplandığı 2 ve 3 ek raporların birbiriyle örtüştüğü gözetilerek tarafların borçlarının hesaplanmasına ilişkin birbirini teyid eden 2. ve 3. ek raporlar esas alındığında, davalı …’in davacıya borcunun bulunmadığı sonucuna varılmış olmakla, bu durumda davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davacının anılan davalı hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin davalı … hakkında ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak davalı … hakkındaki davanın reddine, davalı … hakkında verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamış olmakla onun hakkında ilk derece mahkemesince verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.06.2021 tarihli ve 2016/793 Esas-2021/508 Karar sayılı davalı … hakkındaki kararın HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği KALDIRILMASINA,
B)1-Davalı … hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı … hakkında ilk derece mahkemesince verilen karar kesinleştiğinden davalı … hakkında ki davada yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafça davalı … yönünden yapılan tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 91,70 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı … yönünden ilk derece mahkemesinin davalı … hakkındaki hüküm altına alınan 1.231,90 TL yargılama giderinin infazında bu tutarlar gözetilerek düşülmesine
4-Davalı … hakkında açılan dava reddolunduğundan yargılamada vekil ile temsil olunan davalı … yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 2.maddeleri gereği belirtilen 15.225,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-HMK’nın 333. Maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansı karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
C) 1-İstinafa başvuran davalı … tarafından yatırılan 97,08 TL nispi ve 59,30 TL maktu istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı … tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri, 48,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 210,60 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.19/10/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.