Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1535 Esas 2023/1409 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1535
KARAR NO : 2023/1409
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2021
NUMARASI : 2020/807 Esas 2021/685 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR
DAVA : Rücuen Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2023
Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı dahili davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasko sigortacısı olduğu aracın trafikte seyir halinde iken davalı şirketin işleteni, diğer davalının sürücüsü olduğu araç ile karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, sigortalıya ödenen bedelden davalıların kusurları oranında sorumlu olduğunu belirterek 16.500,00 TL’nin 20/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, müvekkili hakkında konkordato kesin mühlet kararı verildiğini, müvekkilinin konkordato talebinin tasdik edildiğini, kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsünün %50 kusurlu olduğu belirtilmişse de kazada kusurunun bulunmadığını, davacının talep ettiği hasar bedelinin fahiş olduğunu, sigortalı aracın onarılması halinde daha yüksek tutara satılmasının söz konusu olabileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Dahili davalılar vekili beyan dilekçesinde özetle; murisin kavşaktan sola dönmek için hızını azalttığını, sinyalini vererek kontrollü şekilde dönüş yapmakta iken diğer aracın dikkatsiz davranışları sebebiyle kazanın meydana geldiğini, murisin kusurunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının kasko sigortacısı olduğu aracın davalı şirketin işleteni, diğer davalının sürücüsü olduğu araç ile trafik kazasına karıştığı, sigortalı aracın tamirinin ekonomik görülmemesi üzerine aracın pert total yapıldığı, hasar nedeniyle sigortalıya 100.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı araç sürücüsünün kusur oranına göre 16.500,00 TL’nin tahsili için davalı aracının sigortacısına başvurulduğu, ancak sigortanın ödeme yapmadığı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %50, davalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu oldukları, dava konusu kaza nedeni ile sigortalı araçta pert total olarak 33.000,00 TL tutarında hasar meydana geldiği, dava konusu kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olan davalı araç sürücüsünün sigortalı aracın hasarından kusuru oranında 16.500,00 TL’den sorumlu olabileceğinin tespit edildiği, 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesinde sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceğinin düzenlendiği, davada sigortacının dava konusu tutar kadar sigortalısına ödeme yaptığı ve halefiyet ilkesi gereğince sorumlulara karşı dava hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 16.500,00 TL’nin 20/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Dahili davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sürecinde davaya konu kaza hakkında yeterli araştırılma yapılmadan hüküm kurulduğunu, kazanın murisin kavşaktan sola dönmek için hızını yavaşlatıp sinyal de vererek kontrollü şekilde dönüş yapmaktayken, diğer aracın hatalı ve dikkatsiz davranışları sebebiyle meydana geldiğini, murisin bilirkişi raporunda iddia edildiği gibi dönüş esnasında diğer araçların manevra alanını kısıtlamak, dönüş yaparken tehlikeli hareketlerde bulunmak veya kendisiyle beraber dönüş yapmakta olan araçları kontrol etmemek gibi davranışlarda bulunmadığını, hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun davacı tarafından sunulmuş olan, ne şartlarda hazırlandığı bilinmeyen kaza tespit tutanağının etkisinde kalınarak hazırlandığını, kusur oranının belirlenebilmesi için kazanın tam olarak ne şekilde gerçekleştiğinin tespit edilmesi ve bunun için yerinde keşif ve incelemelerde bulunulması gerekliyken bu işlemlerin hiçbirinin yapılmadan kağıt üzerinde bir kusur oranı tayin edildiğini, hasar yönünden ise araçta tespit edilen tüm hasarın davaya konu kaza nedeniyle mi oluştuğunun araştırılmadığını, değişmesi gereken parçaların değerlerinin hangi parametrelere göre belirlendiğinin açıklanmadığını, her parça için gerekli piyasa değeri tespiti yapılmadığını, davaya konu kazanın oluşumunda murisin kusuru bulunmadığı halde, kaza hakkında gerekli ve yeterli inceleme ve tetkiklerde bulunulmadan hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak murisin üzerine kusur yüklendiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nun 1472. maddesi uyarınca kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek, eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kasko sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, davacı tarafından sigortalıya yapılan ödemeye ilişkin banka dekontları, araç satış sözleşmesi, yargılama aşamasında makine mühendisi bilirkişiden alınan 14/04/2021 tarihli rapor, sigortalı araç ruhsatı, kasko ekspertiz raporu, mutabakatname ve taahhütname, internet ilanları dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda; meydana gelen trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün %50, davalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu, sigortalı aracın ikinci el değerinin 100.000,00 TL olup, araçta 43.795,52 TL hasar oluştuğu, aracın pert total olduğu, sigortalı araç sovtajının 67.000,00 TL’ye satıldığı, 100.000,00 TL – 67.000,00 TL = 33.000,00 TL olup, davalının %50 kusuruna isabet eden miktarın 16.500,00 TL olacağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin kaza tespit tutanağı uygulamasının incelenmesinde, araç sürücülerinin %50’şer kusurlu olduğu yönünde araçların sigorta şirketlerinin mutabakat sağladığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan kasko sigortalı aracın trafikte seyir halinde iken davalı şirketin işleteni, diğer davalının sürücüsü olduğu araçla karıştığı trafik kazası nedeniyle hasara uğradığını, ödenen hasar bedelinden davalının kusuru oranında sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise kusurun sigortalı araç sürücüsünde olduğunu savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının kasko sigortacısı olduğu aracın trafikte seyir halinde iken davalı şirketin işleteni, diğer davalının sürücüsü olduğu araçla karıştığı trafik kazası nedeniyle hasara uğradığı, hasar bedelinin davacı tarafından sigortalısına ödendiği, sigortalı araç sovtajının araç satış sözleşmesi ile 67.000,00 TL bedelle satıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, sigortalı araçta hasar oluşmasında davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı, sigortalı araçta oluşan hasar miktarı, davalıların sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle davacının yaptığı ödemeden sorumlu olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Dahili davalılar vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, kazaya karışan araç sürücüleri tarafından tutulan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün kavşak dönüşünde sol arka kapıdan vurup, 50 mt. sürüklediğini, … plakalı (davalı şirketin işleteni, diğer davalının sürücüsü olduğu) beton mikserinin çarptığını sürücü görüşü olarak yazıp imzaladığı, davalı araç sürücüsü (muris) …’ın da sol petrol kavşağı dönüşünde sağında bulunan sigortalı aracın sol arka kapısından kör noktasına denk gelen taraftan çarptığını sürücü görüşü olarak yazıp imzaladığı görülmüştür.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda da, davalıların murisi sürücü …’ ın idaresindeki beton mikseri kamyonu sürerken sağa veya sola dönüş yaparken karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranması ve manevraların genel şartlara uymaması asli sürücü kurallarını ihlal ettiği, kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün ise sola dönüşte sürücülerin sola dönüş işareti vermeyen yolun gidişine ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşmaya, yolun gidişine ayrılan kısmına girmek üzere dönüşünü yaparken arkadan gelen ve sola dönecek diğer taşıtları engellememesi için geniş kavisle dönüş yapmaya, orta adaya yakın şeritten kavşağa girmeye zorunlu oldukları ve sürücülerin sağa veya sola dönerken karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmalarının yasak olduğu, manevraları düzenleyen genel şartlara uymama asli sürücü kurallarını ihlal ettiği, kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu, sigortalı araçta oluşan 43.795,52 TL hasar nedeniyle ikinci el değeri 100.000,00 TL olan aracın pert total olduğu, araç sovtajının 67.000,00 TL’ye satıldığı, fark bedel olan 33.000,00 TL’den davalının %50 kusuruna isabet eden kısmın 16.500,00 TL olduğu tespit edildiği gibi, raporda ayrıca Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin kaza tespit tutanağı uygulamasının incelenmesinde, araç sürücülerinin %50’şer kusurlu olduğu yönünde araçların sigorta şirketlerinin mutabakat sağladığı da tespit edilmiştir.
Alınan rapor ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gibi, dosya içerisinde yer alan ve kazaya karışan araç sürücülerinin görüşünün bulunduğu maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, kasko ekspertiz raporu ve diğer belgeler ile uyumludur.
Hal böyle olunca, mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, davalı araç sürücüsünün olayda %50 kusuru bulunduğu, bilirkişi raporunda tespit edilen hasar miktarının dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, mahkemece karar ilam harcı ile arabuluculuk ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına hükmedilmesi gerekirken “müteselsil” tahsile karar verilmemiş olması maddi hata niteliğinde olup, mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan bu husus kararın kaldırma gerekçesi yapılmamıştır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden dahili davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dahili davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.127,11 TL istinaf karar harcıdan peşin alınan 282,30 TL nispi istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 844,81 TL’nin dahili davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Dahili davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 18/10/2023
Başkan- Üye – Üye Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.