Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : ….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … … … Tur. Tic. A.Ş arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri imzalandığını ve dava dışı şirkete krediler kullandırıldığını, davalı borçlu … … …’ın sözleşmenin müteselsil kefili olduğunu, genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesabın Ankara 30. Noterliğince kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2019/961 esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı … … …’ın kötü niyetli olarak borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı banka ile dava dışı … … … Tur. Tic. A.Ş’i arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, müvekkili … … …’ın kefil olurken eşin rızası alınmamış olduğundan sözleşmenin kanuni şekil şartlarının eksik olduğunu, müvekkilleri hakkında başlatılan icra takibinin açılan bu dava gibi haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; icra dosyası, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi, banka kayıtları ve bilirkişi raporu sonucu, icra takibine konu kredinini davalı kefilin kefaletinin bulunduğu sözlemeye istinaden kullandırıldığını, bu nedenle davalı kefilin takip borcundan sorumluluğunun bulunduğunu, davacının asıl alacak istemi daha düşük olduğu için taleple bağlılık kurula gereğince istem tutarının esas alınarak takip tarihine göre davalıdan talep edilebilecek tutarın 145.391.87 TL asıl alacak, 2.654,83 işlemiş temerrüt faizi, 132,74 BSMV ve 538,91 TL masraf olmak üzere toplam 148.718,35 TL olarak kabulünün uygun olacağını, davacı bankanın muacceliyet tarihi itibariyle borçlu cari hesap kredilerine uyguladığı en yüksek faiz oranının %32 olduğunu belgelendirmesi kaydıyla, asıl alacak olarak tespit edilen tutara takip tarihinden itibaren %64 oranında işlemiş faiz talep edebileceği tespit edilmiş olup bu kapsamda bilirkişi raporu karar ve hüküm kurumaya elverişli olduğu, bu nedenlerle davalının, Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2019/961 Esas sayılı ilamsız icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK’nun 67/1.maddesi uyarınca kısmen iptali ile, 145.391,87 TL asıl alacak, 2.654,83.TL işlemiş temerrüt faizi, 132,74 TL BSMV, 538,91 TL Masraf olmak üzere toplam 148.718,35 TL alacağa, davacı bankanın muacceliyet tarihi itibariyle borçlu cari hesap kredilerine uyguladığı en yüksek faiz oranının %32 olduğunu belgelendirmesi kaydıyla, asıl alacak olarak tespit edilen tutara takip tarihinden itibaren %64 oranında işlemiş faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit olduğundan İİK’nun 67.maddesi gereğince alacağın %20’si olan 29.078,37 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Mahkemece fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı belirlenmeksizin hüküm kurulduğunu, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu, mahkemece dava değerinin reddedilen miktarının hatalı belirlendiğini, takip talebinde bankaca 160.110,96 TL’nin tahsilinin talep edildiğini, dava dilekçesinde harca esas değerinin 150.000,00 TL olarak gösterildiğini, harç tamamlanmaksızın karar verildiğini, ayrıca icra inkar tazminatının koşullarının bulunmadığı halde inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 30. Noterliği’nin 06/12/2018 tarih ve 12643 yevmiye no’lu kat ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin … … … A.Ş., muhataplarının … … ……. … … olup, 146.303,45 TL alacağın 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin dava dışı borçlu şirkete 11/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kefile ise tebligatın bila tebliğ olduğu,
Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2019/961 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … … …, borçlusunun … … ……. … … olup, 145.391,87 TL Asıl Alacak, 13.504,93 TL İşlemiş Temerrüt Faizi (%64), 675,25 TL BSMV, 538,91 TL Masraf olmak üzere toplam 160.110,96 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı banka ile dava dışı … … … … arasında 05/04/2018 tarihinde 150.000,00 TL limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı … … …’ın aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğunu, sözleşmenin 10.5.maddesinde temerrüt faizine ilişkin düzenleme yapıldığını, düzenlemeye göre borçlu cari hesap kredileri için uygulanan en yüksek faiz oranının 2 katı oranında temerrüt faizi alınabileceğini, en yüksek faiz oranının %32 olduğu davacı banka tarafından belgelenmesi halinde %64 temerrüt faizi alınabileceğini, kullanılan kredinin yıllık faiz oranının %14,52 olup, kat ihtarının davalı asıl borçluya 11/12/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı kefile herhangi bir tebligat yapılamadığını, bu nedenle takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğünü, takip tarihi itibariyle 145.391.87 TL Asıl Alacak, 2.654,83 TL İşlemiş Faizi, 132,74 TL BSMV ve 538,91 TL masraf olmak üzere toplam 148.718,35 TL olarak kabulünün uygun olacağını, davacı bankanın muacceliyet tarihi itibariyle borçlu cari hesap kredilerine uyguladığı en yüksek faiz oranının %32 olduğunu belgelendirmesi kaydıyla, asıl alacak olarak tespit edilen tutara takip tarihinden itibaren %64 oranında işlemiş faiz talep edebileceği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile dava dışı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının da bu sözleşmeye müteselsil kefil olduğu, sözleşme kapsamında kullandırılan kredinin akdi faiz oranının %14,52 olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.5.maddesinde temerrüt faizine ilişkin düzenleme yapılmış olup, borçlu cari hesap kredileri için uygulanan en yüksek faiz oranının iki katı oranında temerrüt faizi alınacağının düzenlendiği, Dairemizce davacı bankadan temerrüt tarihi itibariyle cari hesap kredisi için fiilen uygulanan faiz oranının gönderilmesinin istendiği, davacı bankanın temerrüt tarihi itibariyle uyguladığı en yüksek cari kredi akdi faiz oranının %32-%36 arasında değiştiği, davacı yanın takip talebinde %64 temerrüt faizi talep ettiği gözetildiğinde davacı talebi de dikkate alındığında temerrüt faizinin %64 olması gerektiği, davacı banka tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarının asıl borçluya 11/12/2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı kefile çıkarılan kat ihtarının tebliğ edilemeden iade edildiği, bu hale göre davalı kefilin takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalı kefilden 145.391,80 TL asıl alacak, 2.654,83 TL temerrüt faizi, 132,74 TL BSMV ve 538,91 TL masraf olmak üzere toplam 148.718,35 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bilindiği üzere itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olup, temelini oluşturan icra takibine konu edilmeyen hususlarda inceleme yapılamayacaktır (Emsal mahiyette Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18/03/2014 tarih ve 2014/2281 esas 2014/5304 karar sayılı içtihatı). Bu kapsamda davacı yanın takip talebinde 145.391,80 TL asıl alacak, 13.504,93 TL işlemiş temerrüt faizi, 675,25 TL BSMV, 538,91 TL masraf olmak üzere toplam 160.110,90 TL talep edilmiş olup, davacı bankanın davalıdan herhangi bir akdi faiz talebi bulunmadığından ve takip tarihine kadar da kendisinden temerrüt faizi talep edilemeyeceğinden taleple bağlılık ilkesi gereğince bankacı bilirkişi tarafından tespit edilen 145.391,80 TL asıl alacak ile 538,91 TL masraf olmak üzere toplam 145.930,78 TL üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin tespit edilen bu miktarlar üzerinden devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, her ne kadar ilk derece mahkemesince davalı yanın itirazının iptali ile tespit edilen asıl alacağa davacı bankanın muaccelliyet tarihi itibariyle borçlu cari hesap kredilerine uyguladığı en yüksek faiz oranının %32 olduğunun belgelendirilmesi kaydıyla asıl alacak olarak tespit edilen tutara takip tarihinden itibaren %64 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına denmiş ise de, söz konusu kurulan hükmün infazda tereddüt oluşturduğu gibi kurulan hükmün şartlı olarak kurulması da söz konusu olamayacağından ve Dairemizce davacı bankanın temerrüt tarihi itibariyle fiilen uyguladığı akdi faizin %32, temerrüt faizinin de sözleşme hükmüne göre %64 olduğu tespit edilmiş olmakla ilk derece mahkemesi kararının bu yönüyle de kaldırılması gerekmiştir.
Dava dışı … … …… davacı bankadan kullanmış olduğu kredilerin miktarı belli olup davacı bankanın alacak miktarı likit ( bilinebilir – belirlenebilir – hesap edilebilir) nitelikte olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince davacı yararına icra inkar tazminatına yönelik verilen karar usul ve yasaya uygundur (Emsal mahiyette Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2017 tarih 2016/12900 esas 2017/994 karar sayılı içtihatı).
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni ve taleple bağlılık ilkesi gereğince kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni ve taleple bağlılık ilkesi gereğince KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih ve 2019/186 Esas 2021/155 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
2-Davalının Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2019/961 Esas esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile,
Takibin 145.391,87 TL asıl alacak ve 538,91 TL Masraf olmak üzere toplam 145.930,78 TL üzerinden kaldığı yerden aynen devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda %64’yi aşmamak üzere temerrüt faizi ve %5 BSMV yürütülmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Tespit edilen toplam alacak üzerinden İİK’nun 67.maddesi gereğince alacağın %20’si olan 29.078,37 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 9.968,53 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.761,08 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 800,55 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.406,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 1.761,08 nispi harç, ile 54,40 TL başvuru harcı ile icra dosyasına yatırılan 800,55 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.616,03 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, posta ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 722,00 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 702,41 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan tebligat gideri olmak üzere toplam 27,50 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 0,75 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 35,81 TL’sinin davacıdan; 1.284,19 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Davanın kabul edilen kısmı yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre ve kaldırma gerekçesi de gözetilerek takdir ve tayin olunan 18.078,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davanın reddedilen kısmı yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 4.069,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Taraflar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın istekleri halinde yatırana iadesine,
C)1-Davalı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 2.539,74 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 45,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 207,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.01/11/2023
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.