Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1522 E. 2023/1466 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1522 Esas 2023/1466 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1522
KARAR NO : 2023/1466

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2021
NUMARASI : 2020/293 Esas 2021/435 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2023

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde kasko sigorta poliçesi bulunduğunu, şirket çalışanı idaresindeyken 29/05/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu pert hale geldiği, davalı şirkete pert total işleminin uygulanması için başvuruda bulunulduğunu, olumsuz cevap verildiğini, sigorta hükümlerine göre kasko şirketinin belirli haller dışında sigortalının aracında meydana gelen hasarları ödemekle yükümlü olduğunu, gördüğü hizmetler dolayısıyla sürekli araç ihtiyacı duyan müvekkilinin tüm çabasına rağmen kasko bedelinin ödenmemesi nedeniyle aracının tamirinin sağlandığını ve aracını 100.000,00 TL’ye sattığını, araç üzerinde pert total işlemi uygulanarak piyasa bedelinin belirlenmesi ve kalan hesaplamada şimdilik 10.000,00 TL tamir için yapılan masraflar ile aracın kullanılmadığı dönemde mahrum kalınan kazanç kaybı için 100,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve etmiştir.
Davacı vekili 26/05/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile araç üzerinde pert total işlemi uygulanarak piyasa bedelinin belirlenmesi ile talebini 53.842,00 TL’ye yükselterek 63.842,00 TL’ye yükseltildiğini, aracın kullanılmadığı dönemde mahrum kalınan kazanç talebini ise, 1.750,00 TL’ye yükselttiği görülmüştür.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında kasko poliçesi imzalandığını dava konusu … plakalı aracın sigorta edildiğini, davacı tarafça 29/05/2019 tarihli kaza sebebiyle pert total bedelinin ve mahrum kalınan kazanç kaybı bedelinin talep edildiğini, eksik evrakların temin edilemediğini, dosyada geçerli bir kusur raporu olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin aracı hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına alındığını, aracın pert ihtimalinin olduğu durumlarda yani aracın hasarsız rayiç fiyatı ile kaza sebebiyle oluşan hasarların onarım bedelinin gözönünde bulundurularak aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının saptanması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davaya konu, davacıya ait … plakalı aracın 24/07/2018-2019 tarihlerini kapsar genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile davacı sigorta şirketine sigortalı bulunduğu, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının “A.1. Sigortanın Konusu” başlıklı maddesinde teminatın kapsamının yer aldığı, rizikonun poliçenin teminatı dahilinde kaldığı, TTK hükümleri değerlendirildiğinden sigortacı sigortalı aracın riziko tarihi itibariyle uğradığı gerçek zarar nisbetinde sorumlu olduğu, taraflar arasında düzenlenen; “Pert Total ve Rayiç Bedel Mutabakatı Hasar Tazminat Ödemesi Makbuz, İbraname ve Temlikname uyarınca, davacı aracın pert-total işlemine tabi tutalmasını, piyasa rayiç bedelinin 155.000,00 TL üzerinden hasarlı haliyle 91.158,00 TL sovtaj bedeli üzerinden değerlendirilmesi ve rayiç bedelinden sovtaj tutarının mahsubu sonucu kalan bakiye tutarı olan 63.842,00 TL’den sonuçlandırılmasını kabul ve beyan ettiğini açıkladığı, hasarlı haldeki aracı 91.158,00 TL bedelle satışı mümkünden tamir edip 100.000,00 TL bedelle satışını yapmasıyla, onarımdan kaynaklanan zararın 8.842,00 TL olduğu; araç mahrumiyet zararı yönünden ise; davalı sigorta şirketinin poliçe gereği sorumlu olduğu tutarın 1.750,00 TL olduğunun hesaplandığı anlaşılmakla, sigortacının sigortalı aracın riziko tarihi itibariyle; uğradığı gerçek zarar nisbetinde sorumlu olacağı, bu nedenlerle davanın kabulüne, 65.592,00 TL alacağın davalıdan alınarak davcıya verilmesine, alacağın 10.100,00 TL’sine 03/07/2020 dava tarihinden, kalan 55.492,00 TL’sine 26/05/2021 ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davacı yanca kaza sonrası kendisine bildirilen eksik evraklarının müvekkili şirkete belirtilmemesi nedeniyle davacı talebinin reddedildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişinin rapor ve ek raporunun dosya kapsamına uygun olmadığını, iddialarının bilirkişi tarafından araştırılmadığını, eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, davayı kesin kabul anlamına gelmemekle birlikte alanında uzman sigorta eksperinden rapor alınması gerektiğini, ayrıca müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, faiz başlangıcının hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
…’tan alınan kasko ekspertiz raporunda özetle; … plakalı aracın yapmış olduğu kaza sonucu, değiştirilmesi, onarılması, işçilik ve KDV dahil toplam 38.620,58 TL olduğunu,
Makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda özetle; davalı tarafından görevlendirilen eksper tarafından tanzim edilen raporda, aracın 2. El piyasa değerinin 155.000,00 TL olduğunun belirlendiğini, tarafların bu konuda mutabakata vardığı, dosyaya gelen hasar evraklarına göre davacıya ait aracın 31/07/2015 tarihinde kaza sonucu hasara uğradığı, aracın emsali hasarlısının olay tarihi itibari ile, ikinci el piyasa değerinin, 155.000,00 TL oranında olduğu anlaşıldığını, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.2.2. maddesi değerlendirildiğinde, aracın Karayolları Trafik yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda trafikten çekildiğine dair kaşeli tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez kuralı yer aldığını, dava konusu aracında ağır hasarlı olmasıyla tam ziya işlemlerine başlandığını,
Makine mühendisi bilirkişiden alınan ek raporda özetle; poliçe özel şartları uyarınca hususi araçlarda ikame araç teminatının 7 gün ile sınırlı olarak, poliçeye dahil edildiğinin tespit edildiğini, bu durumda araç mahrumiyet zararının, davalı sigorta şirketinin poliçe gereği sorumlu olduğu tutarın 7günx250,00 TL=1.750,00 TL olduğunun hesaplandığını, davacı tarafa ait, davalıya kasko sigortalı … plakalı aracın taraflar arasında kararlaştırılan mutabakatta belirtildiği gibi, pert-total olduğu, hasarlı haldeki değeinin 91.158,00 TL olmasıyla davacının baştan beri pert-total olduğu belirlenen aracın üzerindeki hak mahrumiyetleri nedeniyle çekme belgesini davalıya veremediğini, hasarlı aracı tamir ettirip 100.000,00 TL bedelle satışını yapmasıyla onarımdan kaynaklanan zararının 8.842,00 TL olduğu; araç mahrumiyet zararının 5.000,00 TL olduğu; poliçe özel şartları uyarınca ise davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarın 1.750,00 TL olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 1421. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409. maddesinde sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükünün sigortacıya ait olduğu, düzenlenmiştir.
Somut olaya gelince, davacıya ait … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi bulunduğu, 29/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu aracın hasarlandığı, dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli makine mühendisi bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda da belirtildiği üzere davaya konu hasarın poliçe teminatı kapsamında kaldığı, taraflar arasında kaza sonucu Pert Total Ve Rayiç Bedel Mutabakatı başlıklı belge ile sigortalı aracın kaza tarihi itibariyle rayiç bedelinin 155.000,00 TL, sovtaj bedelinin 91.158,00 TL, talep edilecek hasar bedelinin ise 63.842,00 TL olarak belirlendiği, ayrıca poliçe kapsamında 1.750,00 TL araç mahrumiyet zararının söz konusu olduğu, bu hale göre davacının davalıdan toplam 65.592,00 TL talep ve dava hakkı bulunduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne yönelik kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, 6102 sayılı TTK’nın “Tazminat Ödeme Borcu” başlıklı 1427/2.maddesinde; sigorta tazminatı veya bedelinin rizikonun gerçekleşmesine müteakip ve riziko ile ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde 1446.maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olacağı belirtilmiştir. Kazanın 29/05/2019 tarihinde meydana geldiği, taraflar arasında üzerinde tarih bulunmayan Pert Total Ve Rayiç Bedel Mutabakatı başlıklı belge imzalandığı halde tazminatın ödenmemesi üzerine eldeki davanın 03/07/2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince uygulanan faiz başlangıcında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı yanın buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 4.480,58 TL harçtan peşin alınan 1.120,15‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 3.360,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.25/10/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.