Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1467 E. 2022/882 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2021
NUMARASI …..
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … arasında kredi sözleşmesi akdedildiğini ve bu sözleşmeye dayanılarak kredi kullandırıldığını, davalı … ise kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile imzaladığını, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek asıl borçlu ve kefillere Ankara 38. Noterliği’nin .. yevmiye numaralı 16.01.2020 tarihli ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarname ile tanınan sürede borcun ödenmemesi üzerine davalı ve dava dışı şirket hakkında Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1297 esas sayılı dosyasına kayden icra takibine geçildiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava sırasında dava dışı kredi borçlusu tarafından icra takibine konu borcun ödendiği ve davanın konusuz kaldığı, davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığı gerekçeleriyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava sırasında dava dışı borçlu şirket ve davalı tarafından icra dosyasına yapılan itiraz geri çekilerek dosya borcunun tahsil edildiğini, bu hususun ilk derece mahkemesine sözlü / yazılı olarak bildirildiğini, bunun üzerine dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, yargılama giderinden karşılıklı olarak vazgeçildiğini, ancak arabuluculuk ücretinden davalının sorumlu tutulmasını gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı bankaca davalı …’un kefaleti ile kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durması nedeniyle işbu itirazın iptali davası açıldığı, davacı vekilince gerek 16/03/2021 tarihli dilekçede gerekse 22/06/2021 tarihli duruşmada takip konusu borç ödendiğinden davanın konusuz kaldığını beyan edilmesi üzerine mahkemece istinafa konu kararın verildiği, arabuluculuk için ödenen 1.360,00 TL ücretin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin istinafı, arabuluculuk ücretinden müvekkilinin sorumlu olmadığına ilişkindir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi, “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere zorunlu arabuluculuğa başvuru üzerine yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda arabulucuya ödenecek arabuluculuk ücreti Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanmakta olup, bu ücret yargılama giderlerinden sayılmıştır.
Arabuluculuk sona erme tutanağından, tarafların katıldığı sürecin iki saatten az sürdüğü ve ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığı anlaşılmaktadır.
Davacının hüküm altına alınmasını istemediği yargılama giderleri kendisinin yaptığı yargılama giderlerine ilişkin olup, yargılama gideri olan arabuluculuk ücreti ise yargılama sonunda haksız çıkandan tahsil edilerek hazineye irad kaydına karar verilmesi gerekli olan gider niteliğindedir. Bu giderin de davacı tarafça üstlenildiği açıkça belirtilmediğinden, mahkemece davanın, dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle konusuz kaldığı ve bu durumda davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiği gözetilerek arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan davalı taraftan tahsili gerektiği gözetilmeden arabuluculuk ücretinin davacı üzerinde bırakılmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle, mahkemece konusuz kalan esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararında arabuluculuk ücretinin davacıya yüklenmesi yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının arabuluculuk ücreti yönünden kaldırılmasına konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2021 tarih 2020/250 Esas 2021/417 Karar sayılı kararının arabuluculuk ücreti yönünden KALDIRILMASINA, B)1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı yanca talep edilmediğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf vekalet ücreti talep etmediğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
C)1-Davacı tarafından istinaf harcı yatırılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 22/06/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.