Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1463 E. 2021/1206 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020 (Karar) – 18/05/2021 (Tamamlama Ek Kararı)
NUMARASI …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/02/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince hükmün tamamlanmasına yönelik talebin reddine ilişkin ek kararın davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi gereği kredi müşterisine kredi kullandırıldığını, davalının ise müteselsil kefil konumunda olup borçtan asıl borçlu gibi sorumlu olduğunu, kredi borcunun süresinde ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek, ihtarnamede belirtilen tutarın tahsili için Ankara 27.İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı nedeniyle takibin durduğunu, itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek itirazın iptaline ve %20 oranında icra tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacının tek yanlı olarak belirlediği ve değiştirerek uyguladığı faiz miktarları karşısında müvekkili tarafından borç tutarı hesaplanamayacağından dava konusu alacağın likit olmadığını, tek yanlı belirlenen faiz oranını fahiş olduğunu, sözleşme hükümlerinin karşılıklı müzakere ile belirlenmediğini, faize ilişkin sözleşme şartlarının geçersiz sayılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; sonuç olarak takip tarihi itibari ile davacı bankanın kredi kartından 1.427,83 TL asıl alacak + 19,63 temerrüt faizi + 0,98 BSMV = 1.448,44 TL ve taksitli ticari krediden ise 24.12.2018 tarihli kısmi ödeme sonucu 160.159,25 TL alacaklı olduğu anlaşılarak borçlunun itirazının bu miktar üzerinden iptali gerektiği, ancak kısa kararda 315.000,00 TL’lik davalı ödemesinin maddi hata sonucu gözden kaçırıldığı, bu anlamda hak kaybına neden olmamak için 315.000,00 TL’lik ödemenin gerekçeli kararda belirtildiği, ancak karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve farklı hüküm kurulamayacağı gibi gerekçeli karar ile kısa karar çelişik olamayacağından bu durum gerekçede izah edilmekle yetinilerek davanın kısmen kabulüne, Ankara 27 İCra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında davalı borçlu itirazının, ticari kredi kartı borcu için 1.427,83 TL asıl alacak + 19,63 TL temerrüt faizi + 0,98 TL BSMV = 1.448,44 TL üzerinden, taksitli ticari kredi için 428.154,15 TL asıl alacak + 12.860,71 TL temerrüt faizi + 643,04 TL BSMV = 441.657,90 TL üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren alacağın 1.427,83 TL’Sine %33 üzerinden, 428.154,15 TL’sine %33,12 üzerinden temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, itirazın iptaline karar verilen 443.106,34 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine 05/02/2020 tarihinde karar verilmiştir.
Davalı vekili 05/04/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen gerekçeli kararda “sonuç olarak takip tarihi itibari ile davacı bankanın kredi kartından 1.427,83 TL asıl alacak +19,63 temerrüt faizi + 0,98 BSMV =1.448,44 TL ve taksitli ticari krediden ise 24.12.2018 tarihli kısmi ödeme sonucu 160.159,25 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla borçlunun itirazının bu miktar üzerinden iptali gerektiği, ancak kısa kararda 315.000,00 TL’lik ödemenin gerekçeli kararda belirtildiği, ancak karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve farklı hüküm kurulamayacağı gibi gerekçeli kararda belirtildiği, ancak karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve farklı hüküm kurulamayacağı gibi gerekçeli karar ile kısa çelişik olamayacağından bu durum gerekçede izah edilmekle yetinilmiş ve davanın aşağıdaki şekilde kısmen kabulüne karar verilmiştir. ” gerekçesi ile hüküm kurulduğunu, 441.657,90 TL üzerinden itirazın iptaline karar verildiğini, müvekkili tarafından 350.000,00 TL ödeme yapılması sonucu 160.159,25 TL üzerinden borçlu olduğunun bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda kabul edildiğini, Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda sadece davacı taraf yararına vekalet ücretine hükmedildiğini, sonuç olarak HMK 305/A maddesi uyarınca maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16/04/2021 tarihli tamamlama dilekçesine karşı verdiği dilekçesinde; davalı vekilinin dilekçesinde bahsettiği kısmi ödemenin davalı veya borçlu tarafından yapılmadığını, … tarafından yapıldığını, borçluların borcundan kurtulmadığını, borçluların borcunun aynı şekilde bankaya ve…. devam ettiğini ve davalı ve vekili lehine hükmedilecek bir vekalet ücreti bulunmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dilekçe ve dosya içeriği incelendiğinde özellikle davacı vekilinin 16.04.2021 tarihli dilekçesinde belirttiğine göre 315.000,00 TL tutarındaki ödemenin …. tarafından yapılan tazmin ödemesi olduğu dikkate alındığında, davalı vekilinin tamamlama talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış olup, istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Hükmün tamamlanması talebinin mahkemece davacı yanın beyan dilekçesi dikkate alınarak reddedildiğini, kararın hatalı olduğunu dava kısmen kabul kısmen red olduğuna göre müvekkili yönünden de reddedilen kısım üzerinden de vekalet ücretine hükmedilmesine gerektiğini, ödemenin müvekkil tarafından yapılmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadığını, ödemenin … tarafından yapılmış olmasının sonuca etkisi olmayacağını, davacı yanın davalıya karşı iddia ettiği alacak miktarınca asıl alacağı sona erdiğinden talep hakkının ortadan kalktığını bu nedenle hükmü tamamlaması gerekirken reddi kararının hatalı olduğundan, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesikararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin açılan iş bu davada mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak davalı vekilince reddedilen kısım yönünden hükmün tamamlanmasına ilişkin talebin reddine yönelik ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK 305/A maddesinde; “Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.”
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemelerini içermektedir.
Düzenlemeler ile birlikte somut olaya gelince; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine eldeki iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, mahkemece bankacı bilirkişiden rapor alındığı, dosya kapsamı dikkate alınarak 05/02/2020 tarihli celsede davanın kısmen kabulü ile Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nn ….Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu itirazının Ticari Kredi Kartı borcu için 1.427,83 TL asıl alacak + 19,63 TL temerrüt faizi + 0,98 TL BSMV = 1.448,44 TL üzerinden, Taksitli Ticari Kredi için 428.154,15 TL asıl alacak + 12.860,71 TL temerrüt faizi + 643,04 TL BSMV = 441.657,90 TL üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren alacağın 1.427,83 TL’sine %33 üzerinden, 428.154,15 TL’sine %33,12 üzerinden temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, itirazın iptaline karar verilen 443.106,34 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, olmasına rağmen gerekçeli kararda maddi hata sonucu dosya kapsamına giren ödenen 315.000,00 TL’lik davalı ödemesinin, kısa kararda dikkate alınmadığı bu nedenle hak kaybına neden olmamak için 315.000,00 TL’lik gerekçeli kararda belirtilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki olmasına sebep olup HMK’nın 297/2. maddesine aykırılık teşkil edecektir. Söz konusu gerekçe hüküm çelişkisinin de 6100 sayılı HMK’nın 305/2. maddesi kapsamında hükmün tamamlanma suretiyle giderilmesi de mümkün değildir.
Bu nedenle davalı yanca ilk derece mahkemesinin 05/02/2020 tarihli esas hakkında verilen hükmün istinaf edilmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince tamamlama istemine ilişkin talebin reddine yönelik kararda da usul ve yasya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin tamamlama hükmüne yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin hükmün tamamlanması isteminin reddine dair 18/05/2021 tarih ve …. Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 59,30 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınması yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi .21/10/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.