Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1458 E. 2023/1168 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1458 Esas 2023/1168 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1458
KARAR NO : 2023/1168

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI : 2015/663 Esas 2021/418 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Limited Şirket Ortaklığından Çıkma Ve Çıkma Payının Ödenmesi
DAVA TARİHİ : 07/10/2015
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2023

Taraflar arasındaki limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin 960 payına tekabül eden 24.000,00 TL miktarlı payına sahip olduğunu, şirketin sahip olduğu … markasının oluşması için müvekkilinde emek ve sermayesinin olduğunu, şirketin … ve … tarafından kötü yönetildiğini ve usulsüz işlemlerin yapıldığını, diğer şirket ortaklarının zararına hareket ettiklerini, bilerek ve kötü niyetli olarak satış rakamlarının gizlendiğini, şirket karının gösterildiğini, oluşan gerçek karı kendi uhdelerine geçirdiklerini, konu ile ilgili olarak İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/98 Esas nolu doyasında davalı…mn benzer fiillerine yönelik tespitlerin olduğunu, şirketin cirosunda sadece banka ve kredi kartları ile yapılan satışların olduğunu, nakit yapılan satışların ciroda gösterilmediğini, bu duruma yönelik günlük kasa raporlarının olduğunu, nakit satışlar için belge düzenlenmediğini, şirket kayıtlarının tutulduğu program verilerinin … tarafından kaçırıldığını, şirket müdürünün kişisel harcamalarını şirkete karşılattığını, satın almış olduğu bazı gayrimenkulleri şirket parası ile karşıladığını, buna yönelik olarak … Şti tarafından …’ye 150.000 TL gönderildiğini, şirket hesabındaki paranın da aynı gün daire sahibine teslim edildiğini, … tarafından satın alman dairenin kredi taksitlerinin şirketin banka hesaplarından karşılandığını, şirket müdürünün banka hesaplarında şirkete ait paraların bulunduğunu, şirket giderlerinin olduğundan fazla gösterildiğini, TTK’nın 638/2. maddesi uyarınca şirketteki ortaklığından çıkmasına, ortaklıktan çıkma payı ödenmesine, müvekkilin şirket için bugüne kadar yaptığı masrafların ve şirkete ödemek zorunda olduğu giderlerin tamamının faiziyle birlikte iadesine, şirketin güncel değeri üzerinden hissesi oranında ödenmesini, kayyum atanmasını talep ettiklerini, kayyum tayini ile şirketin gerçek cirosunun tespit edilebileceğini, yine giderlerin tespiti açısında kurumsal firmalardan bilgi istenmesi gerektiğini, … firmasından şirketin cirosunun tespiti ile ilgili gerekli bilgilerin alınabileceğini, dilekçe ekinde şirketin günlük mali raporlarını sunduğunu, içki firmalardan promosyon gelirlerinin ve mal alanlarına ilişkin bilgilerin sorulması gerektiğini belirterek … markası için müvekkilinin yaptığı ödemlerin, şirket ortaklığı için şirket yapılan ödemeler, harcamaların faizi ile birlikte iadesini, şirkete ödenmiş esas sermaye payının iadesini, şirketin güncel değerinin tespiti ile davacının hissesi oranında ödenmesini ve şirket kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile 10.000,00 TL olarak açtıkları davalarını 410.000,00 TL artırarak talebini 420.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, …’nın davada taraf vasfının bulunmadığını, … markasının … adına tescilli olduğunu, markanın …’nın şahsına ait olması sebebiyle şirketin bu marka üzerinde herhangi bir hakkının olmadığını ve hak talep edemeyeceğini, davacının şirket ortaklığından çıkma talebine ilişkin dayanak olarak gösterdiği iddiaların hiç birinin gerçeği yansıtmadığını, davacının içinde bulunduğu hal ve tavırların, şirket içinde müşterek iş yapma imkanını kaldırdığını, ortaklığın devamının mümkün olmadığını, davacının ortaklıktan çıkma yönlü talebini kabul ettiklerini, davacının hisse değerinin tespitini talep ettiklerini, mahkemece tespit edilecek değer üzerinden davacının hisselerini satın almayı kabul ettiklerini, davacının mükerrer ödeme taleplerinin olduğunu ve bunun hukuka uygun olmadığını, davacının talep ettiği ödemeler ile ilgili olarak somut bir bilgi sunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının davalı şirket ve şirket müdürü … ile ilgili olarak davalı şirketin kötü yönetildiği, kayıt dışı kazanç elde edildiği ve kayıt dışı kazancı şirket ortaklarının bilgisi dışında şirket müdürü …’nın uhdesine aldığı, şirketin bir kısım harcamalarının gerçekte olduğundan yüksek gösterildiği, yapılmayan harcamaların yapılmış gibi gösterildiği, “…” ticari markalarının oluşması için davacının yüksek tutarda harcama yaptığı, davalı firmanın çok yüksek tutarlarda reklam ve sponsorluk geliri elde ettiği, bunların kayıt dışı tutulduğu, şirket müdürünün ve yakınlarının kişisel harcamalarının şirket tarafından karşılandığı, şirketin banka hesaplarındaki paralar ile şirket müdürüne ve yakınlarına gayrimenkuller alındığı vb. iddiaları hakkında dosya kapsamında inceleme, tespit ve değerlendirme yapmaya, kanaate varmaya yönelik somut belge bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu iddialarının sübuta ermediği, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davacının davalı şirket ve şirket müdürü …’ya olan güven duygusunu geri dönülemeyecek şekilde yitirdiği, davacının davalı şirketteki ortaklığının devamının davacı açısından sürdürülemez durumda olduğu, davacı ile davalı şirket ve davalı şirket müdürü arasında şirket ortaklığını çekilmez kılacak nitelikteki bir husumetin var olduğu, davacının davalı şirketteki ortaklığından çıkma talebin davalı … Ltd. Şti’ nin ticari devamlılığı ve ortaklar açısından önem arz ettiği ve davacının ortaklıktan çıkma talebinin hukuki ve fiili duruma uygun düşeceği, bu talebin davalı tarafça da kabul edildiği anlaşılmakla, davacının ortaklıktan çıkmaya ilişkin talebinin ise kabulü gerektiğini, davacının çıkma payının hesabına yönelik bilirkişi heyeti tarafından yerinde inceleme ile düzenlenen 02/01/2021 tarihli ek rapor kapsamında yapılan hesaplamalara göre; somut veriler dikkate alındığında davalı şirketin devir değerinin 2.100.000,00 TL olarak hesaplandığı, ancak pandemi koşulları dikkate alındığında bu değerin %50 daha düşük olabileceği, bu kapsamda bu değerin 1.050.000,00 TL olabileceği, davacının hisse payının %20 olmasına göre çıkma payının normal koşullarda 420.000,00 TL, pandemi koşulları dikkate alındığında ve hemen ödeme yapılacak ise 210.000,00 TL olabileceği, bu hesaplamalar yapılırken benzer şekilde davalı şirket bünyesinde bulunan … İşletmesinin bulunduğu …üzerindeki işletmelerin sahibi ve çalışanları ile 23/12/2020 tarihinde görüşmeler yapıldığı, bu şekilde emsal bedellerin dikkate alındığı, yapılan görüşmelerde pandemi koşullarındaki devir değerinin belirsizlikler nedeniyle normal koşullardaki devir değerinin %50’si kadar olabileceğinin hemen hemen görüşülen bütün işletme sahipleri tarafından açıkça dile getirildiği anlaşılmaktadır. 2020 yılı Şubat/Mart ayında ülkemizde görülmeye başlanan covid-19 salgını çerçevesinde özellikle cafe olarak işletilen mekanların çok uzun süreler kapalı kaldığı, bu tarz hizmet veren işletmelerin paket servis hizmetinden de bir çoğunun yoksun kaldığı, ülke genelinde bu işletmelerin ve sahiplerinin ekonomik anlamda zor günler geçirdiği genel tecrübe kuralları ile bilinen bir husustur. Bu çerçevede yapılan değerlendirmede davacıya ödenmesi gereken çıkma payının %50 oranında daha düşük olması gerektiği, 210.000,00 TL çıkma payı ödenmesine karar verilmesinin hakkaniyete uygun olacağı, bu tutarın ödenmesinin davalı tarafça da kabul edildiği anlaşılarak davacı vekilinin yaptığı ıslahta dikkate alınmak suretiyle bu yöndeki talebin ise kısmen kabulüne, davacının TTK’nın 638/2 maddesi uyarınca davalı … …. Şti. ortaklığından çıkarılmasına, çıkma alacağı talebinin kısmen kabulüne, çıkma payı olarak belirlenen 210.000,00 TL’nin 02/01/2021 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkiline takdir edilen çıkma payının düşük olduğunu pandemi nedeniyle tespit edilen çıkma bedelinden %50 indirim yapılmasının hatalı ve gerçeği yansıtmadığını, ayrıca bilirkişi tarafından belirlenen çıkma bedelinin düşük olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; haklı nedenle limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekili istinaf başvuru tarihinden sonra, 10/04/2023 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusundan başvurusundan feragat ettiklerini belirtmiştir.
Feragat, 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi ve genel hükümler uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Dosyada mevcut Beyoğlu 17. Noterliğince düzenlenen 28/06/2018 tarih 10076 yevmiye nolu vekaletnamede davacı vekilinin istinaftan feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK’nın 349/2. maddesinde; “Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, dava dosyası istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davacı vekili istinaf başvurusundan feragat edilmiş olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin feragat sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 349/2. maddesi gereğince FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvuru harcı 162,10 TL ve 3.578,00 TL istinaf karar harcının istek halinde istinafa başvuran davacıya iadesine,
3-İstinaf giderlerinin başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/09/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.