Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1451 E. 2023/1432 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1451 Esas 2023/1432 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1451
KARAR NO : 2023/1432

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :17/06/2021
NUMARASI :2019/643 Esas 2021/417 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/10/2023

Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacağa ilişkin itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraflar vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …. Şirketinin işleteni, diğer davalının ise, sürücüsü olduğu … plakalı aracın müvekkili şirkete kasko sigortalı … plakalı araca çarpması neticesinde müvekkili Şirket tarafından sigortalı aracın zararının 04/03/2019 tarihinde 90.000,00-TL ödenerek karşılandığını, meydana gelen hasar nedeni ile kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olan Şirket tarafından müvekkiline poliçe limiti dahilinde 36.000,00-TL ödeme yapıldığını, sözkonusu ödeme miktarının mahsubundan sonra bakiye 54.000,00-TL ödemenin rücuen tahsiline yönelik olarak TTK 1472.m. gereğince müvekkili tarafından başlatılan icra takibine davalıların haksız yere itiraz ettiğini beyanla davalıların Ankara 11.icra Müdürlüğü’nün 2019/7401E. sayılı takip dosyasına vâki haksız itirazlarının iptaline, takibin devamı ile %20 oranında icra-inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; olay günü … plakalı aracı ile seyir halinde iken aracının arıza yaptığını, stop eden aracını çalıştırmak için indiğinde aracının arkasından gelen … plakalı aracın, aracına çarptığını,kazanın gerçekleşmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu ve kendisinin kusursuz olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olan … A.Ş.’ye ihbarı gerektiğini, takibe konu alacağın varlığının tespitinin yargılamayı gerektirmesi nedeni ile takibe itirazlarının haklı olduğunu, davacının hasar bedeline yönelik talebinin afaki olduğunu, kusur oranının tespiti konusunda kusur bilirkişi raporu alınması gerektiğini, alacak likit olmadığından davacının icra-inkâr tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı … şirketine trafik kazasının gerçekleştiği 20/01/2019 tarihi itibariyle genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araca davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın arkadan çarpması neticesinde sigortalı aracın hasarlandığı, davacı kasko sigortacısı tarafından dava dışı sigortalısına aracın sövtaj bedeli düşülerek 90.000,00-TL ödeme yapıldığı, … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı tarafından davacı Şirkete poliçe teminat limiti dahilinde 36.000,00-TL hasar tazminatı ödemesi yapıldıktan sonra halefiyet ilkesi gereğince sigortalısının haklarına hukuken halef konumundaki davacının davalılara %70 olarak tespit edilen kusurları oranında (90.000,00-TL*0,70=63.000,00-TL-36.000,00-TL=27.000,00-TL asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş faizi yönünden) rücu hakkının doğduğu , her ne kadar ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen kusur raporunda davalı sürücünün % 20 oranında kusurlu olduğu alternatifli kusur tespit olarak belirtilmiş ise de; dosyada mevcut kaza tespit tutanağında yer verilen kazanın oluşuna ait maddi olgular ve soruşturma dosyasındaki maddi olgular ile de uyumlu olan 1. Kusur bilirkişi raporu dikkate alındığında; sözkonusu tespite itibar edilemeyeceği, bu durumda 1. Kusur raporu ile ATK kusur raporundaki 1. Alternatif kusur dağılım oranının benimsendiği, sigortacı-makine mühendisi bilirkişi heyeti raporunda faiz miktarının eksik ve hatalı hesaplandığı, temerrüdün gerçekleştiği 04/03/2019 ödeme tarihi ile 29/5/2019 icra takip tarihi arasındaki dönem yönünden yıllık %19,50 oranı üzerinden re’sen yapılan hesaplama sonucunda davacının davalılardan 1.315,51-TL işlemiş faiz ile davalıların kusur oranına karşılık ve 27.000,00-TL talep edebileceği (her ne kadar tefhim edilen kısa kararında maddi hata ve iş yoğunluğu nedeni ile bu asıl alacak miktarı yerine 28.240,52-TL belirtilmiş ise de; gerekçeli kararın hüküm fıkrasında değinilen hata düzeltilerek davanın kısmen kabulüne, davalıların dava konusu icra takibine vâki haksız itirazlarının 27.000,00-TL asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş 1.315,51-TL faiz olmak üzere toplam 28.315,51-TL alacak yönünden iptali , takibin anılan toplam alacak ile asıl alacağa takip talebindeki koşullarda işleyecek faizi ile birlikte devamına, yasal koşulları oluşmayan icra-inkar tazminatı isteminin ise reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davalı- sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyon ve arkasında takılı bulunan … plaka sayılı araç taşıyıcı römork ile ılgaz ilçesi istikametinden kurşunlu ilçesi istikametine bölünmüş yolda seyir halindeyken aracının yakıtının bittiğini fark ederek aracının teklemesi sonucu arkadan gelen trafiği kontrol etmeden ve herhangi bir önlem almadan aracının sağ kısımları banket üzerinde sol kısımları gidişe göre yolun sağ şeridinde olacak şekilde durup aracından indiği esnada arkasından aynı istikamette gelen müvekkili şirket sigortalısı … plakalı araç yol ortasında kontrolsüz ve kurallara aykırı bu kamyonete çarparak hasar gördüğünü, dava dışı sigortalının kusursuz ve davalı sürücünün %100 oranında kusurlu bulunduğu tespit edildiğini, görüleceği üzere yerleşim birimi dışında, hiçbir önlem almaksızın yola taşarak aracını park halinde bırakan davalı sürücü kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, adli tıp kurumu raporunda, kusur oranları yönünden aksi yönde yapılan hiçbir tespite katılmamız mümkün olmadığını, müvekkili şirketin sigortalısının kural ihlalinde bulunduğuna ilişkin ne kaza tespit tutanağında, ne de dosya kapsamında hiçbir ifade ve bulgu yer almamasına rağmen kaza tespit tutanağına aykırı olarak kendisine kusur izafe edilmesi kabul edilemeyeceğini, adli tıp kurumu raporunda dava dışı sigortalının, “gece vaktini seyrini far ışığı altındaki görüşüne göre sürdürmediği, yola gereken dikkatini vermediği” gerekçesiyle kusurlu olduğu -dörtlü ikaz ışıklarının yanıyor olduğu ikinci değerlendirmeyi asla kabul etmemekte olduğumuzu belirtmekle- değerlendirilmesinde bulunulduysa da bu değerlendirmenin hangi verilere dayanılarak yapıldığı belirtilmediğini, sigortalı araç sürücüsünün tedbirsiz davrandığını, kontrolsüz olduğuna ilişkin kaza tespit tutanağında hiçbir veri yer almadığını, adli tıp raporu ve dosyada mübrez kusur raporu ktt ile çelişmekte olup bu çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, yerel mahkeme tarafından raporun kendi içerisinde ve raporlar ile kaza tespit tutanağı arasında yer alan çelişkiyi giderir nitelikte hüküm kurmaya ve denetime elverişli istanbul trafik kürsüsünden yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmemiş olup eksik delil ile karar verildiğini, karşı taraf sürücüsünün yol ortasına kontrolsüz bir şekilde bıraktığı kesin deliller ile sabit olan araç nedeniyle meydana gelen kazada müvekkili şirketin sigortalısının herhangi bir kusuru bulunmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tam tutar üzerinden kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kusura ilişkin değerlendirmelerinin hatalı olduğunu, dosyaya mübrez adli tıp kurumu raporunda ikili bir ayrım yapılarak müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün ikaz lambalarını yakıp yakmamasına göre kusur oranı değerlendirilmiş yerel mahkeme tarafından ise ikaz lambalarının yakılmadığı yönünde kanaate varılarak bu doğrultuda hüküm tesis edildiğini, sürücünün beyanları ile sabit olduğu üzere ikaz lambaları yakıldığını, aksini kanıtlar nitelikte bir delil dosyada mevcut olmadığını, durumda müvekkili şirkete ait aracın sürücüsünün dörtlü ikaz lambalarını yakmadığı ihtimali değerlendirilerek davalı …’in %70 ve sürücü … %30 kusurlu olduğunu, müvekkili şirkete ait aracın sürücüsünün dörtlü ikaz lambalarını yaktığı ihtimali değerlendirilerek davalı …’in %20 ve sürücü … %80 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, yerel mahkeme kararında ise birinci duruma itibar edildiği beyan edilerek bu doğrultuda hüküm tesis edilmişse de buna gerekçe olarak hiçbir açıklama ve değerlendirmeye yer verilmediğini, dosya içerisinde …’in bu beyanının aksini kanıtlayacak şekilde hiçbir belge, beyan, kamera kaydı, tutanak, şahit vs. bulunmadığını, dolayısıyla kazadan hemen sonra alınan işbu savunmaya itibar edilerek raporda 2. durum olarak ifade edilen duruma göre değerlendirme yapılmasını ve haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından aksi kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davaya konu kazanın meydana gelmesinde tek ve asli kusurlunun davacı sigortalısı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün aracını hız kurallarına ve takip mesafesine aykırı olarak sevk ve idare ettiği adli tıp kurumu raporu ile de sabit olduğunu, davacı şirkete sigortalı aracın sürücüsünün takip mesafesini iyi ayarlayamaması ve dolayısıyla hızını da önceden düşürmemesi sebebiyle yolda durur vaziyette bir araç olduğunu çok geç farketmesi kazanın meydana gelmesindeki tek etken olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden yapılacak olan yargılama neticesinde haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 06.05.2021 tarihli Bilirkişi Kurulu raporunda geçtiği üzere müvekkilinin ve …’ın kusur oranlarının alternatifli bir biçimde tespit edildiğini, mahkemece bu durumun gözardı edildiğini, yeterli inceleme yapılmadan müvekkili aleyhine olan alternatif kusur oranının tercih edildiğini ve bu doğrultuda hüküm kurulduğunu, müvekkilinin kazadan önce yakıtının bitmesi sebebiyle zorunlu bir şekilde aracını trafik kurallarına uygun bir biçimde sağ emniyet şeridinin en sağına çektiğini, daha sonra tüm gerekli tedbirlerin müvekkili tarafından alındığını, dörtlü ikaz lambalarının ve park lambalarının yakıldığını, aracın arkasına uygun bir biçimde reflektör konulduğunu, ayrıca far lambalarını söndürmediğini, müvekkili tarafından kendisinden beklenen bütün tedbir ve önlemlerin alındığını, sürücü …’ın gerek hız kurallarına riayet etmemesi gerekse dikkatsiz davranması neticesinde bu denli önlem alınan aracı fark etmediğini, hatta müvekkilinin sigortalı sürücüyü uyarmak için başından kastetini çıkararak eline aldığını ve kasketini sallayarak karşı tarafın sürücüsünü uyarmaya çalıştığını, ancak hızlı ve dikkatsiz olması sebebiyle karşı taraf sürücüsü … yüzünden kaza meydana geldiğini, her ne kadar alternatifli kusur raporunda müvekkili lehine olan oranlamada müvekkilinin %20 kusurlu görülmüş olsa da müvekkilinin bütün tedbirleri almış olması sebebiyle söz konusu kazada hiç bir kusuru bulunmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kısmen iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kaza tespit tutanağı, kasko sigortalı araç ruhsatı, ekspertiz raporu, Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2019/7401 sayılı icra takip dosyası, kasko sigorta poliçesi, yargılama aşamasında 3 makine mühendisi bilirkişi kurulundan alınan 23.07.2020 tarihli rapor,Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 10.12.2020 tarihli raporu ile makina mühendisi ve sigorta bilirkişisince düzenlenen 16.05.2021 tarihli rapor, sigorta hasar dosyası,dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2019/7401 sayılı icra takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 56.481,04 TL’nin tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 03.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 7 günlük itiraz süresi içerisinde 04/07/2019 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, diğer davalı borçlu Hüzeyfe’ye 04.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 7 günlük itiraz süresi içerisinde 05/07/2019 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği,itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, itirazın iptali talebiyle açılan davanın itirazın davacı alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Yargılama aşamasında 3 makine mühendisi bilirkişi kurulundan alınan 23.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle,davalı şirkete ait çekici ve yarı römorkun sürücüsü olan diğer davalı …’in aracının yakıtının biteceğini anladığında kontrol etmek üzere araçtan inmeden önce hemen emniyet şeridine yerleşmesi, uygun mesafe geride işaretleme yapması, arızayı giderdikten sonra yoluna devam etmesi gerekirken seyir şeridinde duraklama yaparak sebebiyet verilen olayda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47/d, 59 ve 84/k .m. gereğince park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almaması nedeni ile kazanın oluşumunda % 70 , davacının kasko sigortalı araç sürücüsünün ise; hızını hava ve görüş durumuna ayarlamaması, dikkatsiz ve süratli seyir halinde olması nedeni ile önceki araca arkadan çarpması nedeni ile 2918 sayılı KTK’nın 47/d. ve 52/b.m. gereğince % 30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 10.12.2020 tarihli raporunda özetle,
Kazanın … plaka sayılı kamyonun dörtlü ikaz lambaları kapalı vaziyette yolun sağında park halinde olduğu esnada meydana geldiği kabul edildiğinde,1.Durumda,
A)Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyon ve arkasında takılı olan römork ile gece vakti, meskun dışı mahalde, trafiği tehlikeye düşürecek şekilde sağ şeride taşar vaziyette geriden gelen araçları uyarıcı mahiyette gerekli ve yeterli tedbirleri almadan, banket üzerine dörtlü ikaz lambalarını da yakmadan park halinde bulundurduğu esnada aynı istikamette gerisinden gelen çekicinin aracının sol yan kısımlarına çarpmasıyla meydana gelen olayda kusurlu olduğu,
B)Sürücü … sevk ve idaresindeki çekici ve arkasına takılı olan yarı römork ile gece vakti seyrini far ışığı altındaki görüşüne göre sürdürmediği, yola gereken dikkatini vermeyerek yolun banket kısmında sağ şeride taşar vaziyette park halinde bulunan çekiciye sol yan kısmından çarptığı olayda kusurlu olduğu,
2.Durum
Kazanın … plaka sayılı kamyon dörtlü ikaz lambaları yanar vaziyette yolun sağında park halinde olduğu esnada meydana geldiği kabul edildiğinde;
A)Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyon ve arkasında takılı olan römork ile gece vakti 2 metre genişliğinde emniyet şeridinin bulunduğu, meskun mahal dışında olay mahallinde aracının yakıtının bitmesi nedeniyle yolun sağ tarafında, kısmen şerit üzerinde ve banket kısmında durduğu esnada, aracını yeterince banket içerisine yanaştırmaması nedeniyle meydana gelen olayda kusurlu olduğu,
B)Sürücü … sevk ve idaresindeki çekici ve arkasına takılı olan yarı römork ile hızını far ışığı altındaki görüşüne göre ayarlaması, yola gereken dikkatini vermesi, olay yerinde yolun sağında dörtlü ikaz ışıkları yanar vaziyette bulunan aracı zamanında fark edip bu aracın güvenli mesafe uzağından geçerek kazayı önlemeye çalışması gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş olup, önlemsizce park halindeki dörtlü ikazları yanar halde yolun sağında bulunan araca çarpması sonucu meydana gelen kazada kusurlu olduğu,
1.Durumda;
A)Davalı sürücü …’in %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu,
B)Sürücü …’ın %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu,
2. Durumda;
A)Davalı sürücü …’in %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu,
B)Sürücü …’ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Makine mühendisi ve sigorta bilirkişisince düzenlenen 16.05.2021 tarihli raporda özetle, kazaya karışan kasko sigortalı … plakalı aracın onarımının ekonomik olmadığı, kaza tarihindeki rayiç bedelinin 165.000,00-TL, sövtaj bedelinin 75.000,00-TL olduğu, bu durumda aracın rayiç değerinden sövtaj bedeli mahsup edildiğinde ise; araç hasar bedelinin 90.000,00-TL olduğu, davalı araç sürücüsünün % 70 kusur oranı dikkate alındığında 90.000,-TL*0,70=63.000,00-TL rücu bedeli alacağının doğduğu, dava dışı trafik sigortacısı … A.Ş. tarafından davacı Şirkete yapılan 36.000,00-TL hasar tazminatı ödemesi mahsup edildiğinde davacının takip tarihi itibariyle davalılardan 54.000,00-TL hasar tazminatı asıl alacağı ile 1.240,15-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 28.240,52-TL hasar tazminatını rücuen talep edebileceği belirtilmiştir.
Davacı yan, kasko sigorta poliçesi ile teminat altına aldığı araca davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu hasara uğradığını, sigortalının zararının giderildiğini, zarardan davalıların sorumlu olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise kazada kusurunun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının kasko sigortacısı olduğu araca davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın arkadan çarpması sonucu hasara uğradığı hasar bedelinin davacı tarafından sigortalıya ödendiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, meydana gelen trafik kazası nedeniyle sigortalı araçta meydana gelen hasardan davalıların sorumlu olup olmadığı, kazada taraflardan hangisinin kusurlu olduğu, her iki tarafta kusurlu ise kusur oranları, sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle sigortalıya ödeme yapan davacının ödediği bedeli davalılardan talep edip edemeyeceği, davalıların icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına hasar nedeniyle ödeme yapan davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca halefiyet ilkesine dayalı olarak hasarın oluşmasında kusurlu olan taraflara rücu etme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Bir başka anlatımla davacının ödediği bedeli davalıdan talep etmesi davalı sürücünün meydana gelen trafik kazasında kusurlu olması halinde mümkündür.
Yargılama aşamasında gerek üç makine mühendisi bilirkişi kurulundan alınan 23.07.2020 tarihli bilirkişi raporu, gerek Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 10.12.2020 tarihli raporu ve gerekse Makine mühendisi ve sigorta bilirkişisince düzenlenen 16.05.2021 tarihli raporda, kazanın oluşmasında tarafların kusur durumları ile sigortalı araçta meydana gelen hasar bedeli ayrıntılı ve gerekçeleri belirtilerek tespit edilmiştir. Anılan raporlara göre,kazanın meydana geldiği Ilgaz-Kurşunlu Karayolunun bölünmüş yol oluparaçların gidiş yönünde tek yönlü 7 metre genişliğinde asfalt yol olduğu yolun sağında 2 metre genişliğinde banket bulunduğu, kazanın davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki kamyon ve arkasında takılı olan römork ile gece vakti, meskun dışı mahalde, trafiği tehlikeye düşürecek şekilde sağ şeride taşar vaziyette geriden gelen araçları uyarıcı mahiyette gerekli ve yeterli tedbirleri almadan, banket üzerine dörtlü ikaz lambalarını da yakmadan park halinde bulundurduğu esnada aynı istikamette gerisinden gelen çekicinin aracının sol yan kısımlarına çarpmasıyla meydana geldiği,mahkemece alınan raporlar ve ATK raporunda alternatifli olarak yapılan değerlendirmede ilk derece mahkemesince kabul edilen ve Dairemizce de benimsenen 1.alternatife göre davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %70 oranında ,davacının sigortalısı …’nın sevk ve idaresindeki çekici ve arkasına takılı olan yarı römork ile gece vakti seyrini far ışığı altındaki görüşüne göre sürdürmediği, yola gereken dikkatini vermeyerek yolun banket kısmında sağ şeride taşar vaziyette park halinde bulunan çekiciye sol yan kısmından çarptığı olayda % 30 oranında kusurlu olduğu,hasar miktarına ilişkin alınan bilirkişi raporunda aracın rayiç değerinin 165.000,00 TL sovtaj bedelinin 75.000,00 TL olduğu aracın onarımının ekonomik olmadığı ve davacının talep edeceği tutarın 90.000,00 TL olduğu, davalıların kusur oranına ve davalı aracın ZMMS tarafından davacı … şirketine yapılan ödemenin mahsubu sonucunda davacının 27.000,00 TL asıl alacak 1.240,52 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğunun belirlendiği alınan raporlar ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.Bu nedenle taraf vekillerinin istinaf nedenlerine itibar edilmemiştir.
Taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kamu düzenine aykırılık da gözetilerek incelenmesine gelindiğinde; mahkemece gerekçede, davacının davalılardan 1.315,51-TL işlemiş faiz ile davalıların kusur oranına karşılık 27.000,00-TL talep edebileceğinin kabul edildiği ancak tefhim edilen kısa kararında maddi hata ve iş yoğunluğu nedeni ile bu asıl alacak miktarı yerine 28.240,52-TL belirtilmiş ise de; gerekçeli kararın hüküm fıkrasında değinilen hata düzeltilerek davanın kısmen kabulüne, davalıların dava konusu icra takibine vâki haksız itirazlarının 27.000,00-TL asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş 1.315,51-TL faiz olmak üzere toplam 28.315,51-TL alacak yönünden iptali , takibin anılan toplam alacak ile ve asıl alacağa takip talebindeki koşullarda işleyecek faizi ile birlikte devamına karar verildiği halde hükümde takibin 28.240,52-TL asıl alacak ile (04/03/2019 ile 29/05/2019 tarihleri arasındaki dönem yönünden) 1.315,51-TL işlemiş avans faizi ile birlikte toplam 29.556,03-TL alacak yönünden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki koşullarda işleyecek avans faizi ile birlikte devamına karar verilerek gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olup kamu düzenine ilişkin HMK’nun 297. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden re’sen gözetilmiştir.
TBK’nın 121/3 (BK 104/3) maddesi “Temerrüt faizine ayrıca temerrüt faizi yürütülemez” hükmünü haiz olup, uygulamada “faize faiz yürütme yasağı” olarak bilinen kuralın uygulanması Türk hukukunda kamu düzenine ilişkin bir kural olarak kabul edilmektedir. Bu kural,3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’un 3/1.maddesinde “Kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemez” şeklindeki kural da faize faiz yasağının tekrarıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.10.2002 tarihli 2002/709 Esas ve 2002/781 Karar sayılı; Yargıtay 15.HD’nin 26.04.2017 tarihli 2016/20103 Esas ve 2017/1801 Karar sayılı; Yargıtay 15.HD’nin 03.11.2016 tarihli 2016/3876 Esas ve 2016/ 4538 Karar sayılı; Yargıtay 12.HD’nin 27.06.2013 tarihli 2013/14820 Esas ve 2013/ 24820 Karar sayılı emsal ilamları da bu yöndedir.
İcra takibinde 54.000,00 TL asıl alacak 2.481,04 TL işlemiş faiz tutarının ayrı ayrı belirtildiği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda da sigortalı araçta oluşan hasar miktarının 90.000,00 TL olduğu, davalıların kusur oranına ve davalı aracın ZMMS tarafından davacı … şirketine yapılan ödemenin mahsubu sonucunda davacının 27.000,00 TL asıl alacak 1.240,52 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğunun belirlendiği ancak ilk derece mahkemesince temerrüdün gerçekleştiği 04/03/2019 ödeme tarihi ile 29/05/2019 icra takip tarihi arasındaki dönem yönünden yıllık %19,50 oranı üzerinden re’sen yapılan hesaplama sonucunda davacının davalılardan 1.315,51-TL işlemiş faiz ile davalıların kusur oranına karşılık ve 27.000,00-TL talep edebileceği kabul edilerek işlemiş faiz alacağının asıl alacağa eklenmek suretiyle asıl alacağa işlemiş faiz eklenerek oluşan alacağa bir kez daha faiz uygulanmasına karar verilmek suretiyle takibin 28.240,52-TL asıl alacak ile 1.315,51-TL işlemiş avans faizi ile birlikte toplam 29.556,03-TL alacak yönünden davalıların itirazın iptaline karar verilmek suretiyle 6098 Sayılı TBK’nin 121/son maddesinde belirtilen ve kısaca “faize faiz işletilmesi yasağı” şeklinde ifade edilebilecek emredici nitelikteki düzenlemeye aykırı olarak karar verilmesi doğru olmadığından kamu düzeni gözetilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kamu düzeni de gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Taraf vekilinin istinaf sebeplerinin kamu düzeni gözetilere KABULÜNE,
2- Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2021 tarihli ve2019/643 Esas 2021/417 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B) 1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalıların Ankara 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/7401E. sayılı takip dosyasına vâki itirazlarının ayrı ayrı KISMEN İPTALİNE, takibin 27.000,00 TL asıl alacak 1.240,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.240,52 TL yönünden devamına, 27.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki koşullarda işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alacağın varlığı ve miktarının tespiti yargılamayı gerektirmekle davacının yasal koşulları oluşmayan icra-inkâr tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gereken 1.934,23TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 682,15 TL harcı ile icra dosyasına yatırılan 97,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.154,38‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 682,15 TL peşin harç, icra dosyasına yatırılan 97,70 TL ile 44,40 TL başvuru harcının toplamı olan 824,25 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 22,00 TL tebligat ve posta, 2.900,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.922,00 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 1.461,00 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 51,50 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 25,75 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davanın kabul edilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 4.247,15 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 4.247,15 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Artan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istekleri halinde taraflara iadesine,
C)1-Davacı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 59,30 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 542,90 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 22,00 TL posta masrafının yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre hesaplanan 11,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça istinaf aşamasında yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 51,50 TL posta masrafının davadaki haklılık oranına göre hesaplanan 25,75 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362./1a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.19/10/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.