Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1437 E. 2021/1137 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2021
NUMARASI …..
TALEP TARİHİ :12/07/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021

Taraflar arasındaki limited şirket hisselerinin tescili ve cezai şart alacağı istemleriyle açılan davanın yargılaması sırasında ara kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbire itirazın reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP :
İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili; 480.000,00 adet hissesi bulunan davalı … … … Ltd. Şti.’nin %51’inin (244.800 adet hisse) davalılardan ……. AŞ’ne %49 oranındaki hissenin (235.200 adet hisse) müvekkili şirkete ait olduğunu, müvekkili şirket ile davalı … AŞ arasında imzalanan 04.03.2012 tarihli hisse devir protokolü ile davalı …..Ltd. Şti’deki müvekkili şirkete ait %51 hissenin adı geçen davalıya devredildiğini, böylece davalı … ..AŞ’nin diğer davalı şirketteki hisselerinin toplamının %51’inin hissedarı ve hakim ortağı haline geldiğini, …… alınan lisans ile davalı …..Ltd. Şti’nin Kırklareli ili … ilçesinde kurulması planlanan………..müekkili arasında imzalanan hisse devir protokolü gereği davalı …..Ltd. Şti’nin %100 hissesinin değerinin 7.000.000 Avro olarak belirlendiğini ancak yine sözleşmeye göre … AŞ’nin devraldığı %51 hisse karşılığında müvekkiline 1.500.000,00 Avro ödeme yapmasının kararlaştırıldığını, davalı şirket tarafından bir takım yatırımlar yapılacağı düşüncesiyle davalı şirketin devrolunan %51 hissesi karşılığında ödenmesi gereken 3.570.000 Avro’nun 2.070.000 Avro bakiye farkı talep etmediğini, müvekkili ile davalı … AŞ arasında imzalanan 14.11.2012 tarihli ikale sözleşmesi ile 04.03.2012 tarihli sözleşme ve ekini karşılıklı anlaşmaya varmak suretiyle sona erdirdiklerini, ikale sözleşmesinin 8. Maddesinde belirlenen bedel üzerinden 04.03.2012 tarihli hisse devir protokolüne konu payların davacıya veya onun göstereceği 3. Kişiye iade edilmesinin düzenlendiğini, ikale sözleşmesinin 5. Maddesi gereği davalı … AŞ’ye keşide olunan Beyoğlu 25. Noterliği’nin 07.09.2016 tarihli ihtarnamesi ile davalı …..Ltd. Şti.’nin %51 oranındaki hissesinin tamamının … … AŞ’ye devredilmesini bildirdiğini, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 14 gün içinde davalı … AŞ’nin davalı şirketteki hisseleri anılan şirkete devretmediğini, sözleşmenin 5. Maddesi gereği hesaplanan cezai şarta ilişkin düzenlenen 04.10.2016 tarihli ve 674.860,00 TL bedelli faturanın gönderildiği 04.10.2016 tarihli ihtarname ile bildirilen 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı … AŞ’nin cevabi ihtarname ile böyle bir borcun bulunmadığını bildirerek cezai şart faturasını iade ettiğini ileri sürerek ikale sözleşmesinin aynen ifasının kabulü ile ikale sözleşmesi çerçevesinde mahkemece takdir edilecek bedelin depo edilmesine veya uygun görülecek bir hesaba tevdi ettirilmesi ile davalı … AŞ’nin diğer davalı …..Ltd. Ştii’de sahip olduğu hisselerden (%51’e karşılık gelen hisse miktarı 244.800 adet hisse) şimdilik toplam 480.000 adet hissenin %3 oranına karşılık gelen 14.400 adet payın müvekkili davacı şirket adına veya müvekkilinin göstereceği 3. Kişiler adına hükmen kayıt ve tescili, bu tescilin … … … Ltd. Şti. Pay defterine ve Ankara…..siciline kayıt ve tescili, ikale sözleşmesinde belirtilen günlük 20.000 Avro tutarındaki cezai şartın hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200.000 TL’nin davalı … AŞ’den 14.11.2012 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsili istemleriyle açılan dava kapsamında dava … AŞ’nin diğer davalı … … … Ltd. Şti’de sahip olduğu hisselerin devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik istemi ilk derece mahkemesince tredbir talebine konu hisselerin uyuşmazlık konusu olduğu ve davacının davasında haklı olduğuna dair yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle 31.05.2021 tarihli ara kararla davalı … AŞ’nin diğer davalı …..Ltd. Şti’de sahip olduğu 14.400 adet hisse üzerine dava sonuçlanıncaya kadar davalılarca 3. Kişilere devri ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, bildirilen 882.235,30 TL hisse değeri üzerinden %20 oranında hesaplanan 176.447,00 TL teminat alınmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ
İhtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekilince itiraz dilekçesinde özetle; davacı şirketin 14.11.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesindeki satın alma hakkını, sözleşmede yer verilen 1.500.000 Avronun ve devir için gerekli sair giderlerin tamamının ödenmesi karşılığında dava dışı …’ya 28.08.2015 tarihli alacağın temliki protokolü ile devrettiğini, davacının ayrıca davalı … şirketindeki %49 oranındaki hissesini de Beyoğlu 17. Noterliğinin 16.10.2015 tarihli pay devri sözleşmesi ile yine …’ya 5.880.000 TL karşılığında satıp bedelini devralan kişiden tahsil ettiğini, söz konusu devir işleminin Beyoğlu 17. Noterliği’nin 27.10.2015 tarihli ihtarnamesi ile müvekkili … şirketine bildirildiğini, dava dışı …’nın 08.12.2015 tarihinde faks ile müvekkili … şirketine gönderdiği yazı ile hem %49 oranındaki hissenin satın alındığını hem de 14.11.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesinden doğan …’nin %51 oranındaki hissesini devralma hakkının kendisine temlik edildiğini bildirerek %51 hissenin kendisine devri için gerekli işlemlerin başlatılmasını talep ettiğini, buna rağmen davacı şirketin müvekkili şirketlere gönderdiği Beyoğlu 25. Noterliğinin 07.09.2016 tarihli ihtarnamesiyle 14.11.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesindeki haklarını kullandığını bildirdiğini, davacının davalı … Ltd. Şti’deki %49 payını Beyoğlu 17. Noterliği’nin 16.10.2015 tarihli pay devri sözleşmesi ile satın alan …’nın ortaklık için gerekli prosedürleri yerine getirdiği anlaşıldığından müvekkili … Ltd. Şti’nin 08.08.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında ortaklığının onaylanarak şirket hissedarı olduğunu ve bu durumun 14.08.2017 tarihinde Ticaret ……. ilan edildiğini, davacının taleplerine dayanak sözleşmenin imzalandığı 14.11.2012 tarihinden bu yana TBK’nın 147. Maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, davacı şirketin davasının dayanağı olarak gösterdiği 14.11.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesindeki haklarının tamamını 28.08.2015 tarihli protokol ile dava dışı …’ya devir ve temlik etmiş olduğundan aktif davacı sıfatının bulunmadığını, söz konusu temlik işleminin iptal edildiğine dair müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, davacı şirket tarafından davanın dayanağı olarak gösterilen 14.11.2012 tarihli sözleşme hukuken limited şirket hisse devir vaadi niteliğinde olup TTK’nın 595. Maddesindeki yasal şekil şartlarını taşımadığından geçersiz olduğunu, yasal şekil şartını taşımayan geçersiz sözleşmeye göre cezai şart talebinde bulunulmayacağını, HMK’nın 389. Maddesinde belirtilen ihtiyaati tedbir kararı verilmesi şartlarının bulunmadığını, ihtiyati tedbir kapsamında alınan teminat miktarının da çok düşük olduğunu, müvekkili …’in hisseleri devraldığı 2012 yılından sonra projeyi geliştirdiğini, yatırımlar için kulladığı kredi sebebiyle ciddi yük altına girdiğini, bu durumda 88.235,30 Avrıo gibi çok düşük tutar üzerinden dava açılarak müvekkillerinin kredi kurumları nezdindeki kredi notlarının sıfıra indirilmek istendiğini, kredi hesaplarının kesilmesi konusunda müvekkillerini ciddi baskı altına alındığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddi halinde mevcut ve muhtemel zararlar karşı teminat miktarının yükseltilmesi gerektiğini savunarak ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
CEVAP:
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili ihtiyati tedbir kararına itiraza karşı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu payların uyuşmazlık konusu olduğunu, dava konusu istemlerin zamanaşımına uğramadığını, davanın salt hisse devir vaadi sözleşmesinden kaynaklanmayıp 14.11.2012 ve 04.03.2012 tarihli sözleşmeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde içinde vedia akdi dahil bir çok sözleşmenin unsurlarını taşıyan karma nitelikli bir sözleşme olduğunun açıkça anlaşıldığını, dolayısıyla TBK’nın 147. Maddesi gereği zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, davalılara keşide olunan 07.09.2016 tarihli ihtarname ile alacak muaccel hale geldiğinden en erken bu tarihten itibaren zamanaşımının işlemeye başlayacağını, İstanbul 13. Asliye Ticret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dava dosyasında 02.03.2017 tarihinde müvekkili şirketin iflasına karar verilmiş olmakla TBK’nın 154. Maddesi gereği zamanaşımının kesildiğini, müvekkillini oyalayan davalıların kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafından dava konusu 14.11.2012 tarihli hisse devir sözleşmesine konu hakların dava dışı …’ya savunulduğu gibi devredilmediğini, davalıların ileri sürdüğü protokolün tarihi itibarıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili şahısların imzalarını içermediğini, protokolün aslının ibrazının temini ile imza incelemesi yapılması gerektiğini, kaldı ki protokole göre dava dışı …’ya noterden hisseler devredilmediğinden hisse devrinin geçerlilik de kazanmadığını, dolayısıyla protokol ile birlikte ikale sözleşmesinden doğan hakların dava dışı …’ya geçtiği savunmasının da yerinde olmadığını, müvekkilinin davada taraf sıfatını haiz olduğunun ticaret sicil kayıtları ile de sabit olduğunu, ikale sözleşmesinin TBK’nın 595. Maddesi kapsamında hisse devri vaadi sözleşmesi niteliğinde olmadığını, sözleşme geçerli olduğundan şartın oluşması karşısında cezai şart koşulunun da gerçekleştiğini, mahkemece hükmedilen teminat miktarının dosya kapsamına ve uyuşmazlığın niteliğine uygun biçimde takdir edildiğini ileri sürerek ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekilinin itirazlarının reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda; tedbir konulan hisselerin davanın konusu olduğu, davacı tarafın tedbir talebinde yaklaşık ölçütte haklı olduğu, ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olduğu, davacı dilekçesinde bildirilen 882.235,30 TL hisse değeri üzerinden % 20 oranında alınan teminatın yeterli olduğu, davalılar vekilinin diğer itiraz sebeplerinin uyuşmazlığın esasına ilişkin olduğu, mahkemece verilen tedbir kararı usul ve yasaya uygun olduğu, dosya kapsamına göre itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekili yargılama sırasında ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini tekrar ederek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, ikale sözleşmesinin aynen ifası, davalı limited şirket hisselerinin davacıya devir ve tescili ile ikale sözleşmesinden doğan cezai şart alacağı istemleriyle açılan dava kapsamında davalı limited şirketin talep olunan hisse adedinin üzerine 3. Kişilere devrini ve temlikini önlemeye yönelik olarak teminat karşılığında verilen ihtiyati tedbire itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, HMK’nın 394/2. Maddesinde ise, ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa ihtiyati tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak kararı veren mahkemeye itiraz edebileceği, düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Somut olayda, ihtiyati tedbir isteyen davacı şirket tarafından davalı … AŞ ile imzalanan 14.11.2012 tarihli ikale sözleşmesinin aynen ifası, bu bağlamda işbu sözleşmenin 5. Maddesi hükmü uyarınca davalı …..AŞ nin davalı … Ltd. Şti’deki %51 hissesinin davacının yazılı bildiriminin tebliğinden itibaren 14 gün içinde davacıya veya onun gösterdiği 3. Kişiye devri, 14.400 adet payın müvekkili davacı şirket adına veya müvekkilinin göstereceği 3. Kişiler adına hükmen kayıt ve tescili, bu tescilin … … … Ltd. Şti. Pay defterine ve……. Müdürlüğü siciline kayıt ve tescili, ikale sözleşmesinde belirtilen günlük 20.000 Avro tutarındaki cezai şartın hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200.000,00 TL’nin davalı … AŞ’den 14.11.2012 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsili istemleriyle açılan dava kapsamında dava … AŞ’nin diğer davalı … … … Ltd. Şti’de sahip olduğu hisselerin devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekili, ihtiyati tedbir istemine esas davada 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı şirketin davalı …..Ltd. Şti’deki %49 hissesini dava dışı …’ya devrettiği gibi dava konusu ikale sözleşmesinden doğan davalı … AŞ’nin uhdesinde bulunan davalı …..Ltd. Şti’deki %51 hissesini satın alma hakkını da dava dışı …’ya devrettiğini ileri sürerek %49 hisse devrine ilişkin Beyoğlu 17. Noterliği’nin 16.10.2015 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi örneği ile ikale sözleşmesinin 5. Maddesi gereği davacının, davalı … AŞ uhdesindeki davalı …..Ltd. Şti’nin %51 hissesini satın alma hakkının devrine dair 28.08.2015 tarihli protokol örneğini ibraz etmiş, davacı müflis şirketin davada aktif husumetinin bulunmadığını, satın alma hakkının devrine ilişkin sözleşmenin ise TTK’nın 595. Maddesi gereği geçersiz olduğunu savunmuş, müflis davacı vekili ise satın alma hakkının devrine ilişkin protokoldeki imzaya itiraz etmiş, davanın zamanaşımına uğramadığını, ikale sözleşmesinin de şirket pay devri vaadi sözleşmesi olmadığını, karma sözleşme niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir. İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından dosyaya ibraz edilen söz konusu protokol, ikale sözleşmesi ve ihtarnameler ile …. yazılan yazı, müflis davacı şirket ile davalı … AŞ’nin tarafı olduğu ikale sözleşmesinin 5. Maddesi hükmü dikkate alındığında, davalı … Ltd. Şti’de, davalı … AŞ’nin %51 hissesini el değiştirmesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceğine dair HMK’nın 389/1. Maddesindeki koşulu ve aynı Yasa’nın 390/3. maddesindeki yaklaşık ispat koşulunu gerçekleştirmiştir. O halde ilk derece mahkemesince uyuşmazlık konusu olup, ihtiyati tedbir talep eden davacı müflis şirketin, işbu dava kapsamında aynen ifasını talep ettiği ikale sözleşmesinin 5. Maddesi hükmü gözetildiğinde, davalı … AŞ’ye ait davalı …..Ltd. Şti’deki %51 hissenin el değiştirmesi halinde ihtiyati tedbir talep eden davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceğine ilişkin yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gözetilerek ihtiyati tedbir talep eden davacı yanın talebine konu 14.400 adet hisse üzerine dava sonuçlanıncaya kadar dava dilekçesinde bu miktar payın karşılığı 882.235,30 TL hisse değeri üzerinden % 20 oranında alınan 176.440,00 TL nin yeterli olduğu anlaşılmıştır. İhtiyati tedbire itiraz edenler vekilinin öteki itiraz sebepleri ise HMK’nın 394/2. Maddesinde sayılan itiraz sebepleri kapsamında kalmayıp davanın esasına ilişkin olduğunun kabulü ile ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesi de yerindedir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 162,10 istinaf başvuru harcı ile 59,30 TL maktu karar harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İhtiyati tedbire itiraz eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 07/10/2021
…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.