Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1434 E. 2022/743 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1434 Esas 2022/743 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1434
KARAR NO : 2022/743

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2021
NUMARASI : 2021/498 Esas 2021/664 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Şirket Hisse Devrinden Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2022

Taraflar arasındaki şirket hisse devrinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında müvekkilinin dava dışı … Endüstri ve Ticaret Anonim Şirketindeki hisselerinin %50’sini davalının oğluna 1.875.000,00 TL bedel ile devredilmesine ilişkin protokol düzenlendiğini, protokol kapsamında davalının müvekkiline 1.875.000,00 TL bedelli bono verdiğini, protokol uyarınca hisse devir bedeli ile şirkete yatırım yapılması ve şirketin ticari faaliyetinin geliştirilmesinin ön görüldüğünü, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, davalı taraf ödeme yapmayınca bononun icra takibine konulduğunu, davalının imzaya itirazı üzerine mahkemece davalının imzaya itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına da karar verildiğini, kararın istinaf ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, ilamda yer alan kötüniyet tazminatının tahsili için davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, davalının devir bedelini ödememesi nedeniyle protokolde öngörülen yatırımların yapılamadığını, bu nedenle müvekkilinin kardan mahrum kaldığını, maddi zararının bulunduğunu belirterek şimdilik 250.000,00 TL’nin 15/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına, icra hukuk mahkemesince hüküm altına alınan kötü niyet tazminatının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; öncelikle dava şartı olan zorunlu arabuluculuk başvuru şartının yerine getirilip getirilmediğinin incelenmesinin gerektiği ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davanın açıldığı tarih olan 19/03/2021 tarihi itibariyle davacının TTK 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmadığı anlaşılmakla (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2019/1719 E. 2020/439 K. sayılı örnek ilamında da belirtildiği üzere ”Dosya incelendiğinde davanın ticari dava olduğu dikkate alındığında, ilk davanın açıldığı tarih olan 29/01/2019 tarihi itibariyle davacının TTK 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmadığı anlaşıldığından, zorunlu arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediği görülmektedir. Bu nedenle mahkeme verilen davanın usulden reddi kararı doğrudur. Dolayısıyla davacının bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmektedir.” ) ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A-1 maddesinde yer alan “Bu Kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü de gözetilerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A-1 maddesi ve HMK’nnu 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi uyarınca taraflarına arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylı bir suretini sunmak üzere taraflarına tebligat çıkarılarak 1 haftalık kesin süre verilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verildiğini, somut olayda Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davalıya tebligat çıkarılmaksızın dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmiş olduğundan ve dosyanın görevli ticaret mahkemesine gönderilene dek arabuluculuk yasa yoluna başvurulmuş ve dosya ticaret mahkemesi esasına kaydedilene kadar davanın ret gerekçesi olarak gösterilen usulü eksiklik de tamamlanmış olmakla ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, kabule göre de davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi koşulları oluşmadığı halde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, anonim şirket hisse devrinden kaynaklanan mahrum kalınan kar ve maddi zararın tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A-1 maddesi ve HMK’nnu 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A-1 maddesi hükmü uyarınca ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvurma dava şartının, görevsiz mahkemeden dava dosyasının görevli mahkemeye gönderildiği sırada mı yoksa görevsiz mahkemede dava açılmadan önce mi tamamlanması gereken bir şart olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A-1 maddesinde; “Bu Kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmüne yer verilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Buna göre somut olayda; davacı vekili tarafından 19.03.2021 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış, yargılama devam ederken 26.04.2021 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ve tarafların uzlaşmadığına dair 31.05.2021 tarihinde tutanak düzenlenmiştir. Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/176 Esas sayılı dosyasında ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiş, dosya Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesine 28.06.2021 tarihinde tevzi edilmiştir. Şu halde eldeki davada ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan arabuluculuk yasası gereklerini “anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği, somut olayda HMK’nin 115/3. Maddesinde düzenlenen usul ekonomisi kuralı gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04/02/2021 Tarih 2020/3187 E. 2021/762 K. Sayılı emsal nitelikteki kararı da bu yöndedir.
Kaldı ki kabule göre de ilk derece mahkemesince yargılama sırasında vekil ile temsil olunan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olması da hatalıdır. Şöyle ki; 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinde davalıya tebligat yapılmadan davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmesine ve ilk derece mahkemesince esasen davalıya dava dilekçesi henüz tebliğ edilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesine rağmen ilk derece mahkemesince davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesince davada arabuluculuk dava şartı görevsiz mahkemede eksikliğin tamamlanması ile giderilip giderilmediğinin tespiti için öncelikle; istinaf başvuru dilekçesi ekinde UYAP ortamında bir örneği sunulan arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin işbu son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin davacıya gönderilmesi, şayet gönderilecek ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek yargılamaya devam edilerek, davanın esası hakkında karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 29/06/2021 tarih 2021/498 Esas 2021/664 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a.6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02.06.2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.