Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1425 E. 2021/1134 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/09/2021
NUMARASI …….
TALEP : Şirkete Temsil Kayyımı Atanması

TALEP TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2021

Taraflar arasındaki temsil kayyımı atanması talebinin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ara kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkillerinin … … A.Ş.’nin ortağı olduklarını, davalıların yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalıların şirketi zarara uğrattığını, şirketin gerçek karının bilançoda gösterilenden çok fazla olduğunu, şirket giderlerinin yasaya aykırı ödemeler yapılması nedeniyle şişirildiğini, bankalardan alınan çok büyük miktardaki kredilerin faiz ve masrafı … … AŞ tarafından ödenmekte olduğunu, ancak büyük kısmının davalı …’un şirketi olan … … …… gitmekte olduğunu, … … AŞ’nin ürettiği malların büyük kısmının emsallerinin çok altında fiyatlarla … … … AŞ’ne sattığını, …’un yönetim kurulu başkanı olduğu … … AŞ ile tamamı kendisine ait olan … … … AŞ arasındaki ticaret nedeniyle çıkar çatışması olduğunu, kendi çıkarını başkanı olduğu şirketin çıkarlarından üstün tutmakta ve şirkete büyük zararlar vermekte olduğunu, şirket öz kaynaklarını büyük kısmını kendisine aktarmak suretiyle, planlı bir şekilde şirketi ve diğer paydaşları zarara uğrattığını; dava dışı … … A.Ş.’nin ürettiği malı …’un şirketi olan … … … A.Ş.’ne satışının durdurulmasını ve TTK’nun 396.maddesinde belirtilen davanın açılması veya bu davaya davacılar yanında katılması için dava dışı … … … AŞ’ye temsil kayyımı atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, temsil kayyımı atanması istenen şirketin davada taraf olmadığı, dosyadaki şimdilik var olan bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak davacıların temsil kayyımı atanması ve dava dışı … … A.Ş.’nin ürettiği malı …’un şirketi … … … A.Ş.’ye satışının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava dışı … … A.Ş.’nin bir aile şirketi olduğunu, anne ve babanın vefatıyla geriye ortak olarak davalı … ile davacıların kaldığını, davalılardan … ile …’un dava dışı şirketin yönetim kurulu üyesi, davalı …’ın ise 2014 yılından beri yeminli mali müşavir olarak görev yaptıktan sonra baş denetçi olarak görev yaptığı dava dışı … A.Ş.’nin dava dışı şirkete bağımsız denetçi olarak atandığını, davalı …’un tamamı kendisine ait olan … … … A.Ş. ile TTK’nın 395.maddesine aykırı olarak ticaret yaparak azınlık haklarını ihlal ettiğini şirkete ait bilgi belgenin verilmediğini, … … A.Ş. tüzel kişiliğine davanın ihbar edildiğini, ancak, davalıların hakim oyları nedeniyle şirketin tüzel kişiliğinin iradesinin gasp edildiğini ve davaya katılamadığını, şirketin bu durumda korunabilmesi için davaya müdahil olabilmesi adına temsil kayyımı atanmasının zorunlu olduğunu,
… … … A.Ş.’ne yapılan satışların TTK’nın 395.maddesine aykırı olduğunu, bu nedenle yasaya aykırı ticaretin de durdurulması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; şirkete temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir.
HMK’nun 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Gerek 6102 Sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda limited şirkete temsil kayyımı, atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nın 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunun 426 maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Somut olayda, temsil kayyımı atanması istenen şirketin davada taraf olmadığı, dava dışı şirketin organlardan yoksun kalmadığı ve yönetim boşluğu olmadığı gibi davadaki talebin alacak istemine ilişkin olması hususu gözetildiğinde ilk derece mahkemesince dosyadaki bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak davacı yanın temsil kayyımı atanması ve dava dışı … … A.Ş.’nin ürettiği malı …’un şirketi … … … A.Ş.’ye satışının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davacıların temsil kayyımı atanması ve dava dışı … … A.Ş.’nin ürettiği malı …’un şirketi … … … A.Ş.’ye satışının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.