Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1408 Esas 2023/1166 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1408
KARAR NO : 2023/1166
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2021
NUMARASI : 2020/607 Esas 2021/306 Karar
DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
DAVA : Anonim Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili
DAVA TARİHİ : 05/08/2015
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2023
Taraflar arasındaki anonim şirket ortaklık payı alacağının tahsili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. A.Ş’deki hissesini sözleşmeyle şirket ortaklarından …’a devrettiğini, bu hisse devrinin aslında davalılar … ile …’ın miras bırakan ve kendisinin de kardeşi olan …’a yapıldığını, devir tarihinde …’ın işlerinin yoğunluğu nedeni ile böyle bir yol izlediğini, …’a yapılan hisse devrinin hiçbir zaman ticaret sicil kayıtlarında yer almadığını, hisselerin nama yazılı olduğunu, hisse senetlerinin ciro edilmediğini, devirle alakalı kendisine bir bedel ödenmediğini, bu doğrultuda olmak üzere kendisine ödenemeyen hisse bedeli olan 882.600,00 TL nin fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00TL’sinin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, alacak miktarının kesin ve belli olduğu halde kısmi dava açılmış bulunmakla davanın reddininin gerektiğini, diğer müvekkilinin adresinin ankara olduğunu beyanla mahkemenin yetkisiz olduğunu, aynı zamanda zaman aşımı itirazında bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; husumet dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında talep üzerine ya da re’sen dikkate alınması gerekti, somut olayda, hisse devir sözleşmesinin davacı ile davalı … arasında imzalandığı, diğer davalılar … mirasçıları …, … ile …’ın sözleşme de taraf olmadıkları, …, … ile … hakkında açılan davanın HMK m.114/(1)-d atfıyla, HMK m.115/(2) gereğince, pasif husumet ehliyeti yokluğundan dolayı, usulden reddine,
Davacı, hisse devir bedelinin ödenmediği savını yasal ve yazılı delillerle ispatlayamamış olduğundan davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davanın müvekkilinin vefat eden kardeşi …’dan alacağı olduğundan açılmış bir dava olduğunu, alacağın temel sebebinin müvekkilinin devrettiği şirket hisse bedeli olduğunu, …’ın şirketin yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığını, müvekkiline taşınmaz alınacağını vaat ettiğini, vaatlerin yerine getirilmediğini ve hisse bedeli olarak kararlaştırılan bedelin de müvekkiline ödenmediğinden davanın kağıt üzerinde hisse payını devralan … ile … mirasçılarına yönlendirildiğini, müvekkilinin aile şirketindeki hisselerini muris olan ağabeyinin sözüne güvenerek devrettiğini, ağabeyinin ani ve talihsiz ölümü üzerine hisse bedelini almak için davalılara müracaat ettiğini, olumlu sonuç alamadığını, davalı …’ın şirketin muhasebecisi olup, 882.600,00 TL hisse bedelini nakden ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zaten …’ın da çok kısa bir süre sonra müvekkilinden devraldığı hisseleri bedelsiz olarak davalıların murisi olan …’a devrettiğini, mahkemece herhangi bir banka kaydı araştırılmadan tanık dinlenmeden, yemin deliline dayanarak davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, eksik inceleme sonucu karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Anonim şirket hisse devri sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı yan Anonim Şirket Hisse Devri Sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu iddia etmiş, davalı yan ise hisse devir bedelinin ödendiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlendiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalıların dava dışı …. A.Ş’deki 35.304 adet hissesini 882.600,00 TL bedel ile davalılardan …’a devrine ilişkin 26/02/2010 tarihli Anonim Şirket Hisse Devri Sözleşmesi imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava konusu anonim şirket hisse devri sözleşmesi nedeniyle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının alacağı var ise miktarının ne olduğu hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı … Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi gereğince hisse devir bedelini ödediğini iddia etmiş olmakla, ispat külfeti davalı …’a düşmektedir.
Tarafların kabulünde bulunan anonim şirket hisse devri sözleşmesinde “…Şirkete ortak olan …’a bugünkü tarih itibariyle bütün aktif ve pasifiyle birlikte nominal değeri üzerinden devrettim. Devir bedelini bugün haricen nakden ve peşinen tahsil eyledim. Bu hususta bir alacağımın kalmadığını, devre bahis hisselerin bugünden sonra devir alana ait olduğunu…” ibarelerine yer verilmiştir. Taraflarca imzalanan hisse devir sözleşmesi, aksi ispatlanmadığı sürece, hisse devir bedelinin davalı … tarafından davacıya ödendiğini gösterir yazılı belge niteliğindedir.
Davacı ise, anonim şirket hisse devir sözleşmesindeki hisse devir bedelinin nakten ve tamamen alındığı ibaresinin aksine, hisse devir bedelinin ödenmediğini savunmuştur. Bu durumda ispat külfeti davacı yana geçmiştir. Bu durumda, dava konusu alacağın dayanağı hisse devir sözleşmelerinde dava konusu devir bedelinin davacı … tarafından alındığı açıkça belirtildiğine göre bu yazılı belgenin aksini iddia eden davacı yan savunmasını HMK’nun 201. maddesine göre yazılı belge veya kesin delille ispat ispat yükü altına girmiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2014 tarih ve 2014/13019 Esas 2014/20066 Karar sayılı ilamı).
Davacı vekiline, yemin teklif hakkı hatırlatılıp, davacı vekilince yemin metninin ibraz edilmesi üzerine davalı …’a yemin davetiyesi tebliğ edilmiş, davalı … 26/05/2021 tarihli duruşmada hazır bulunarak hisse devir sözleşmesi uyarınca hisse devir bedelini davacıya peşin ödediğine yönelik yemini eda etmiştir. Bu durumda davacının davalı …’ın hisse devri sözleşmesi bedelini ödemediğine yönelik savunmasını ispatlayamadığından açılan davanın davalı … yönünden esastan reddine reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin taraflarının devir eden davacı … ile devir alan davalı … olduğu, diğer davalılar … mirasçılarının imzalanan bu devir sözleşmesinin tarafı olmadıklarından açılan davada davalıların pasif husumet ehliyeti bulunmadığından bu davalılar yönünden açılan davanın HMK’nun 114/(1)-d atfıyla HMK’nun 115/2.maddesi gereğince pasif husumet ehliyeti yokluğundan dolayı usulden reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı da usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/09/2023
Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.