Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/14 E. 2021/960 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI :…..
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2018
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ….lehine davalı borçlu …’un müşterek ve müteselsil kefaleti ile sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye istinaden kredi hesabı açıldığını ve kullandırıldığını, taksitlerin vadesinde ödenmemesi nedeni ile tüm borcun muaccel hale geldiğini, tüm borcun ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı şirket hisselerini aktif ve pasifleri ile devrettiği yönünde itirazda bulunmuş ise de şahsi kefaletin bulunduğunu iddia ederek Ankara 3.İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebinde belirtilen miktar ve şartlar yönünden devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin anılan şirketin 22/04/2016 tarihine kadar müdürlüğünü yaptığı ancak bu tarihte aktif ve pasifleri ile birlikte hisselerini ve müdürlük yetkilerini devrettiğini, her ne kadar bu kredi sözleşmesi için kefalet ilişkisi kurulmuş ise de, şirket tarafından … bulunan ticari risklere karşılık%125’i kadar müşteri çeklerinin teminata bırakıldığını, davacıya kredi sözleşmesinden sonra ilgili şirket tarafından kredi limitinin üzerinde piyasada müşteri çeki olarak tabir edilen şirketin alacaklısı olduğu çeklerin davacıya tahsil etmesi için teslim edildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraf vekilleri tarafından sunulan beyan dilekçeleri ile dava açıldıktan sonra borcun ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı, ancak davacı tarafından başlatılan Ankara 3.İcra Müdürlüğü’nün…..Esas sayılı dosyasına davalı tarafından haksız itiraz edildiği bilirkişi raporları ile sabit olduğundan ve alacak likit olduğu gerekçeleriyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 9.600,84-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin taraflar arasında düzenlenen protokol kapsamında ödemelerin tamamını süresinde yaptığını ve borcun sona erdiğini, icra inkar tazminatı koşullarının gerçekleşmediğinden müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, Ankara 3. İcra Müdürlüğünün ……Esas sayılı takip dosyası, 16/04/2019 tarihli bilirkişi raporu, hesap özetleri ve taraflar arasında yargılama sırasında imzalanan 30/03/2018 tarihli “Borç Tasfiye Sözleşmesi” vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Dosya kapsamından dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalının müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının itirazı nedeniyle durması üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, yargılama sırasında davacı ile dava dışı asıl borçlu adına davalı tarafından imzalanan 30/03/2018 tarihli “Borç Tasfiye Sözleşmesi”ndeki koşullarla kredi borcunun ödenerek kapatıldığı ve tarafların kabulünde olup yargılama sırasında borç ödendiğinden ilk derece mahkemesince dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, taraflar arasında imzalanan borç tasfiye sözleşmesi gereğince borcun ödenmesi nedeniyle tüm borç sona ermiş olup, davacı yanca protokolde icra inkar tazminatı talebi belirtilmediğinden ve taraflar arasındaki anlaşma ile borç sona erdiğinden mahkemece davacının talebi doğrultusunda icra inkar tazminatına hükmedilmesi dürüstlük kuralına aykırı olduğundan davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Alacaklı bankanın taraflar arasındaki borç tasfiye sözleşmesinde, alacağın tutarını ve kapsamını belirlemedeki rolü dikkate alındığında, borç tasfiyesi için düzenlenen sözleşmeye konu yapmadığı inkar tazminatını istemeye devam etmesi asıl borçlu ile imzalanan sözleşmenin amacına aykırı olur. Kaldı ki sözleşmelerde açıklık bulunmayan hallerde yorum açısından sözleşmeyi düzenleyen aleyhine yapılır. Kısmi dava niteliği bulunmadığına göre HMK 109/3 maddesine göre açık taraf beyanı aranmasına da gerek yoktur. Asıl borçlu ile yapılan borç tasfiye protokolündeki hukuki sonuçlar asıl borçlulardan daha fazla sorumluluk yüklenemeyecek kefile de sirayet eder.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının icra inkar tazminatı yönünden kaldırılmasına, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2019 tarih ve …… Karar sayılı kararının icra inkar tazminatı yönünden HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan, peşin alınan 634,40 TL harcın mahsubu ile artan 575,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 85,50 TL harç toplamı (iade edilecek harç düşülmüştür), 834,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 919,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini
6-Artan gider avansının HMK.m.333 gereği davacı tarafa iadesine,
B)1-Davalı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan giderlerin HMK 326.maddesi gereğince ilk derece yargılamasındaki giderlerden davalı sorumlu tutulduğunda davalı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 08/07/2021

……

KARŞI OY

Dava, genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıya karşı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince ilamda yazılı gerekçeyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava konusu alacak likit olduğundan takip konusu asıl alacak miktarının % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bilindiği üzere itirazın iptali davası İİK’nın 67.maddesinde düzenlenen müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Zira, aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötüniyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır.
Bu husus İİK’nın 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata mahkum edilir” şeklinde açıkça belirtilmiştir.
Somut olayda davalı, yargılama sırasında taraflar arasında düzenlenen protokol ile takip konusu alacağın varlığını kabul etmek ve borcu ödemek suretiyle itirazında haksız olduğunu kabullenmiş bulunmaktadır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24/01/2013 tarih, …..Karar sayılı ilamı; 29/05/2015 tarih …… Karar sayılı emsal ilamları). Taraflar arasındaki 30/03/2018 tarihli “Borç Tasfiye Sözleşmesi”nde takip konusu borcun temerrüt faizinde indirim yapılmak suretiyle tespit edilen miktarının ve icra vekalet ücretinin davalı tarafça ödeneceği kararlaştırılmış olup, davacının icra inkar tazminatından vazgeçtiğine dair bir açıklama yer almadığı gibi davacı vekilince 18/12/2019 tarihli duruşmada icra inkar tazminatı taleplerinin bulunduğunu belirtilmesi ve dava konusu alacağın likit nitelikte olması karşısında mahkemece davalı aleyhine İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu sebeplerle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyorum.

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.