Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1395 E. 2023/975 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1395 Esas 2023/975 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1395
KARAR NO : 2023/975

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2021
NUMARASI :…..
DAVA TARİHİ : 14/01/2020

KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … …. arasında 21/02/2018 tarihli ve 10.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirkete dava kredi kullandırdığını, davalılar … ………’in sözleşmenin kefili olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine Gebze 3. Noterliği 27/09/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/15059 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itiraz üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle davalıların haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap vermedikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; sözleşmede açık hüküm bulunmadığından davalı kefillerin depo talebinden sorumlu tutulamayacakları, bilirkişi raporunun usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun bulunduğu, takibin 515.000,00 TL asıl alacak, 41.058,38 TL işlemiş akdi faiz, 12.775,72 TL temerrüt faizi ve 2.691,71 TL BSMV olmak üzere toplam 571.525,81 TL üzerinden yürütülmesi gerektiği kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne, Ankara 16. İcra Dairesinin 2019/15059 Esas sayılı dosyasında davalı borçluların yapmış oldukları itirazın iptaline, …. nolu çek yasal yükümlülük bedeli ödemesinden kaynaklanan alacak yönünden, takibin 2.030,00 TL asıl alacak, 162,10 TL takip öncesi o islemiş faiz, 8,11 TL BSMV olmak üzere toplam 2.200,21 TL üzerinden DEVAMINA, 2.030,00 TL asıl alacağa takip tarihinden yıllık % 49,50 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5’i oranında BSMV uygulanmasına, … nolu teminat mektubu BSMV’sinden kaynaklanan alacak yönünden, takibin 37,50 TL asıl alacak, 3,07 TL takip öncesi işlemiş faiz, 0,16 TL BSMV ve 495,34 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 536,07 TL üzerinden DEVAMINA, 532,84 TL asıl alacağa takip tarihinden yıllık % 49,50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, …. nolu taksitli krediden kaynaklanan alacak yönünden, takibin 515.000,00 TL asıl alacak, 53.834,10 TL takip öncesi işlemiş faiz, 2.691.71 TL BSMV olmak üzere toplam 571.525,81 TL üzerinden DEVAMINA, 515.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden yıllık % 49,50 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5’i oranında BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın % 20’si oranında hesaplanan 114.853,42 TL icra inkar tazminatının davalı borçlulardan alınarak davacı alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava konusu gayri nakdi risklerden akit firma kadar kefaletleri oranında genel kredi sözleşmesi kapsamındaki müteselsil kefillerin de sorumlu olduğunu, mahkemenin davalı kefiller yönünden davanın kredi sözleşmeleri ve taahhütnamelerde hüküm bulunmadığı gerekçesiyle depo talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, genel kredi taahhütnamesinin 5, 6, 16 ve 17.maddeleri, genel kredi sözleşmesinin temerrüt başlıklı 4.4, 5.13.11 maddeleri gereğince hem asıl borçlunun hem de kefillerin çek kredi bedellerinden ve teminat mektubu risklerinden ötürü depo yükümlülüğü bulunduğunu, davanın tam kabulü gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Gebze 3. Noterliği 27/09/2019 tarih ve 63022 yevmiye no’lu kat ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin … …, muhataplarının … …., ….. olup, 564.195,87 TL’nin 7 gün içinde ödenmesinin, 120.000,00TL gayri nakdi alacağın depo edilmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin tüm muhataplara 28.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği,
Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/15059 Esas sayılı dosyası incelenmesinde; alacaklısının … …, borçlularının, … …., … …… … olup genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 592.683,09 TL nakdi alacağın tahsili ile 4.060,00 TL çek bedeli kredisinden kaynaklanan gayri nakdi alacağın bankaları nezdinde açılacak bir hesapta depo edilmesine yönelik takip başlatıldığı, davalı borçluların itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı bankanın …Şubesi ile dava dışı … … İnş…Ltd Şti arasında 21/01/2018 tarihli ve 10.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalıların da aynı limitle sözleşmenin kefili olduğunu, davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, kat ihtarının dava dışı asıl borçlu şirket ve davalılara 28/09/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, kat ihtarında 7 günlük ödeme süresi öngörüldüğünü, bu sürenin son gününün hafta sonu tatiline rast geldiğini, temerrütün başlangıcının 08/10/2019 tarihi olduğunu, ancak bankaca 21/10/2019 tarihine kadar akdi faiz uygulandığından hesaplamada belirtilen tarihe kadar akdi faiz uygulandığını, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerdeki akdi faizin %24,75 olarak belirtildiğinden temerrüt faizinin %49,50 olması gerektiğini, bu oranlar dikkate alınarak takip tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalılardan 515.000,00 TL asıl alacak, 41.058,38 TL işlemiş akdi faiz, 12.775,72 TL %49,50 temerrüt faizi, 2.691,71 TL BSMV olmak üzere toplam 571.525,81 TL alacaklı olduğunu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %49,50 faiz talep edilebileceğini, ayrıca imzalanan genel kredi sözleşmelerinde davalı kefillerin çek veya teminat mektubu riskinden ötürü depo yükümlülüğüne ilişkin özel düzenleme bulunmadığından davalı kefillerin depo talebinden sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile dava dışı … …. arasında kredi sözleşmesi imzalandığı ve dava dışı şirkete kredi kullandırıldığı, davalıların aynı limitle sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefili oldukları, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu ve kefiller hakkında Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2019/15059 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğu, bankacı bilirkişiden alınan gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerde akdi faizin belirlendiği, bankacı bilirkişi tarafından davacı bankaca uygulanan fiili faizin temerrüt tarihi itibariyle daha yüksek olduğunun somut bilgi belgelerle ispatlanamadığından sözleşmede kararlaştırılan akdi faizin iki katı olan %49,50 üzerinden yapılan hesaplama sonucu davacı bankanın davalılardan 515.000,00 TL asıl alacak, 41.058,38 TL işlemiş akdi faiz, 12.775,72 TL %49,50 temerrüt faizi, 2.691,71 TL BSMV olmak üzere toplam 571.525,81 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bu sebebe dayalı istinaf başvurusu kabul edilmemiştir. Temerrüt tarihinde bankaca uygulanan fiilen uygulanan faiz oranının belirlenmemesi davalı tarafça istinaf konusu yapılmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Öte yandan, davalı kefiller hakkında yapılan ilamsız icra takibinde kendilerinden ayrıca 4.060,00 TL çek kredisinden kaynaklanan gayri nakit alacağın depo edilmesi talep edilmiş ise de, Genel Kredi Sözleşmesi’nin 5.17.maddesinde çek sorumluluk bedeli kredisine ilişkin düzenleme yapıldığı, yapılan bu düzenlemede açıkça davalı kefillerin çek teminat bedeli olan gayri nakit alacağın depo etmelerine yönelik açık bir düzenleme bulunmadığından ilk derece mahkemesince davalı kefillerden söz konusu bedelin depo edilmesine yönelik istemin reddi kararı yerinde olduğundan bu yöndeki davalı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir (Emsal mahiyette Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/10/2018 tarih ve 2018/19-689 Esas 2018/1624 Karar sayılı ilamı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.21/06/2023

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.