Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1392 E. 2022/912 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

.

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

.
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI :….
DAVA TARİHİ : 26/12/2016
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zaman aşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirketin hisselerinin tamamının davalı …’a ait olduğu dönemde davalı idarenin özelleştirmesinin gündeme alınmasıyla 24.07.2006 tarihinde müvekkili davacı şirket ile davalı … arasında İşletme Devir Hakkı Sözleşmesi imzalandığını, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7,4 ve 7,6 maddelerinde dağıtım faaliyetlerinin … tarafından yürütüldüğü dönemlerde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’a ait olduğunun belirtildiğini, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesi gereğince dağıtım faaliyetinin … tarafından yapıldığı dönemde 2001 yılında meydana gelen olay nedeni ile Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/261 esas sayılı dosyası ile verilen kararın Malatya 3. İcra Müdürlüğünün 2007/4915 sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, müvekkili davacı şirketin 6.023,95 TL ödeme yapmak durumunda kaldığını, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereğince katlanmak durumunda olmadığı bir bedeli davalı yerine ödemek zorunda kalan müvekkili davacı şirketin alacağının davalı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.023,95 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, …’ın 02.04.2004 tarih, 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alındığını, … ile %100 hisselerine sahip olduğu davacı şirketinde aralarında bulunduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin 24.07.2006 tarihinde İşletme Devir Hakkı Sözleşmesi imzalandığını, İşletme Devir Hakkı Sözleşmesinin 18.6 maddesi gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin olarak hiçbir talepte bulunamayacağının açıkça ortada olduğunu, İşletme Devir Hakkı Sözleşmesinin 7. maddesi İle Özelleştirme İdaresi Başkanlığı talimatlarının esas alındığını, daha sonra açılacak olan dava ve icra dosyalarının kimin tarafından takip edileceğinin belirlendiğini, 7. maddenin alt bentlerinde tespit tutanağına konu olan 7. maddedeki kriterler esas alınarak belirlenen dava ve icra dosyalarının derdest olduğunu, dolayısıyla hisse devir tarihi öncesinde tamamlanmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, devre esas bilançoda da dava konusu bedelin davacı şirket lehine alacak olarak yer almadığını, rücu davasına konu Mahkeme kararında bahsi geçen alacağın davacı şirket tarafından talep edilmesinin mümkün olmadığını, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının söz konusu davaya ilişkin faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; toplanan deliller ve bilirkişi raporları doğrultusunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu alacağın sözleşmeye dayandığını, 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca ödenen bedelin davalının sorumluluğunda bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
28/03/2019 tarihli bilirkişi raporundan özetle, davaya konu olay dağıtım faaliyetinden, dağıtım tesislerinden ve dağıtım tesislerinin İHDS öncesi dönemde işletilmesinden kaynaklandığından sorumluluğun davalı …’a ait olduğu, kesinleşmiş Mahkeme kararına istinaden davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin muhatabı … olduğundan davacı şirketin rücuen alacak talebinin yerinde olduğu, Malatya 3, İcra Müdürlüğünün 2007/4915 esas sayılı dosyası yönünden 15.01.2008 ödeme tarihi itibariyle toplam borç miktarının 6.131,81 TL olarak hesaplandığı, Davacı şirket tarafından bu dosya için 15.01.2008 tarihinde 6.023,95 TL ödeme yaptığı belirtilmiştir.
Gaziantep Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2005 tarih ve 2004/261 Esas 2005/652 Karar sayılı ilam örneğinin incelenmesinde; davacısı … …. Müdürlüğüm, davalılarının … ve diğerleri olup, 08/02/2001 tarihinde rink elektrik tesis işinin ihalesinden kaynaklı döşenmesi gereken boruların et kalınlıklarının daha düşük et kalınlığındaki borular kullanılmak suretiyle oluşan zararın tazminine yönelik açılan tazminat davasının yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın reddine karar verildiği, davalı tarafından kararın temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2007/4588 Esas sayılı dosyası ile onanarak kesinleştiği,
Malatya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2007/4915 Esas sayılı dosya örneğinin incelenmesinde; Gaziantep Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2005 tarih ve 2004/261 Esas 2005/652 Karar sayılı ilamı gereğince takdir edilen vekalet ücretinin tahsiline yönelik takibe konulması sonucu davacı şirketçe 21/01/2008 tarihinde 6.023,95 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davacı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; davacı … Müessese Müdürlüğü tarafından davalılarının … ve diğerleri aleyhine Gaziantep …. Mahkemesi’nin 2004/261 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açtığı, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, dayanak mahkeme ilamının … İşletme Müdürlüğü aleyhine icra takibi yapılması sonucu davacının 21/01/2008 tarihinde 6.023,95 TL ödeme yaptığı, davacının yaptığı bu ödemeyi ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan rücuen tahsili amacıyla işbu davayı açtığı, ilk derece mahkemesince davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Dayanak ilam ve icra takibinde hak sahibi … ve diğerleri tarafından … Genel Müdürlüğü aleyhine değil … İşletme Müdürlüğü aleyhine dava ve takip yaptığı, bu nedenle yapılan ödemenin rucüen alacak talebi taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi ödeme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 66. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmedeki 1 yıllık zaman aşımı süresi değil, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine (Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından davanın kabulü yerine ilk derece mahkemesinin davanın zaman aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararı yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 Esas 2016/3219 Karar sayılı emsal kararında; … somut olayda davalı tarafça davayı ihbar etmeyen davacının kusuru ileri sürülüp ispatlanmamasına ve dava konusu rücuya konu dava yönünden sözleşmenin 7.2 maddesinin uygulama yeri bulunmamasına göre, davanın ihbar edilmemesi nedeniyle icra harç masrafları ve faiz yönünden rücu alacağından indirim yapılması doğru olmadığı belirtilerek, kararın davacı yararına bozulması gerektiği belirtilmiştir. Sözleşme hükümleriyle birlikte Yargıtay’ın emsal içtihadı gözetilerek somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin “Üçüncü Kişilerin Hak İddialarını Düzenleyen” 7. maddesi gereğince yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığından, tazminata dayanak olan .. …. Mahkemesi’nin davalıları … ve diğerlerinin bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda bulunduğu ve davacı şirketin açılan davaya ve yapılan icra takibini davalı şirkete ihbar yükümlülüğü bulunmadığından aynı sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince de ödemiş olduğu tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Bu nedenle davacının dava konusu 27.491,00 TL’yi 07/12/2009 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan talep hakkı bulunmaktadır.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 tarih ve 2016/981 Esas 2021/283 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile 6.023,95 TL’nin 15/01/2008 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 411,50 TL harçtan peşin yatırılan 102,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 308,62 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 102,88 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 132,08 TL’nn davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.345,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
B)1-Davacı tarafça yatırılmış olan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
2- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 32,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 194,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.29/06/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.