Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1382 E. 2023/944 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI :…
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 27/05/2019
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2023

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin %25 nispetinde hissedarı bulunduğu davalı … 2016,2017 ve 2018 hesap dönemlerine ilişkin olağan genel kurul toplantısının 25/02/2019 tarihinde gerçekleştirildiğini, 2017 ve 2018 hesap dönemi faaliyetleriyle ilgili olarak …Üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmeleri ve yasal mevzuat gereği işbu gündem maddeleriyle ilintili bulunan 2017 ve 2018 hesap dönemlerine ait yönetim kurulu faaliyet raporu ile bilanço ve gelir tablosunun tasdik ve kabulü konulu gündem maddelerinin karara bağlandığı 12,13,15 ve 16 numaralı kararların; ilgili dönemlerde … ve … … yönetim kurulu üyeliklerinin son bulması ancak buna rağmen ibra oylamasına tabi kılındıklarını, oylama sırasında olumsuz oy kullanan ve oylama sonucuna ilişkin olarak muhalefetini tutanağa geçirten müvekkilinin, Türk Ticaret Kanununun 446.maddesi gereği dava açma yetkisinin bulunduğunu, 11/03/2014 tarihli genel kurulda, 3 yıl süre ile görev yapmak üzere …, … ve …’nin yönetim kurulu üyeliğine seçildiklerini, izleyen süreçte …’nin, şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, … ve … … Yönetim Kurulu Üyeliği Sıfatlarının 11/03/2017 tarihinde sona erdiğini, görev süresinin dolmasından sonra yapılan 18/05/2017 tarihli Genel Kurul Toplantısında gerekli nisap sağlanamadığından yeni bir yönetim kurulu oluşturulamadığını, davalı şirketin, uzun zamandır yönetici kayyumlar tarafından yönetildiğini, yönetim kurulu üyesi olmayan kimselerin ibralarının oylamaya sunulmasının hukuku aykırı olduğunu, 2017 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak herhangi bir ibra oylaması yapılacak ise 01/01/2017 – 11/03/2017 tarihleriyle sınırlı kalınması gerektiğini, 25/02/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında bu husus dile getirilerek yönetim kurulu üyelerinin görevinin sona erdiği 11/03/2017 tarihi dikkate alınarak sadece görev yapılan 01/01/2017 – 11/03/2017 tarihlerine ilişkin kısma ilişkin ibra oylaması yapılması hususunun oylamaya sunulduğunu ancak oyların eşit çıkması üzerine istemin reddedildiğinin kabul edildiğini, oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2017 hesap dönemiyle ilgili olarak sadece 01/01/2017 – 11/03/2017 tarihlere ilişkin kısmın ibra oylamasının yapılması yönündeki istemin reddedildiğinin yazılmasına müvekkil tarafından muhalefet edildiğini ve bu hususun tutanağa bağlandığını, bu haliyle yapılan oylamada da oyların eşit çıktığını, yine benzer şekilde tutanağa 2017 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmediğinin yazıldığını, tutanağa oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2017 hesap dönemine ait yönetim kurulu üyeleri ibra edilmediğinin yazılmasına müvekkilinin muhalefet şerhini derç ettirdiğini, 25/02/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 15 ve 16 numaralı kararların iptalinin gerektiğini, 12 ve 13 nolu kararların, 15 ve 16 nolu kararlarla sıkı bir bağ içerisinde olduklarından eldeki davada 15 ve 16 numaralı kararların yanı sıra 12 ve 13 nolu gündem maddelerinin de iptali talep olunduğunu, ayrıca görev süreleri dolan yönetim kurulu üyelerinin görev süresini aşar bir şekilde 2017 ve 2018 yılı bilançolarının bir bütün halinde müzakeresi ve oylanmasının da mevzuata aykırı olduğunu belirterek davalı ……. 2016,2017 ve 2018 hesap dönemlerine ilişkin 25/02/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 12,13,15 ve 16 numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmasının dava şartı olduğunu, ibra edilmeyen yönetim kurulu ve kabul edilmeyen kararların iptalinin talep edilmesinde davacının ne tür bir hukuki yararı olduğu veya alınan kararlarla hangi menfaatinin zedelenmiş olduğunu netice itibariyle iş bu davayı açmaktaki hukuki yararını ispat etmesi gerektiğini, 25.02.2019 Tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının 12. Maddesinin 1. Fıkrasına göre 2017 ve 2018 hesap dönemine ilişkin olarak TTK 438. Maddesi uyarınca Özel Denetçi Atanması talep edildiğini, yapılan oylama sonucunda bu talebin reddedildiğini, TTK 439/1 maddesine göre genel kurul toplantısında özel denetçi atanması talebinin reddi halinde, bu yönde alınan genel kurul kararının iptalinin değil, yetkili asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasının istenmesi gerektiğini, 12 nolu kararın 2 ve 3’üncü fıkralarına yönelik “2017 yılının Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile Bilanço ve Gelir Tablosu Tasdik ve Kabul Edilmemiştir “ şeklinde tutulan tutanağın usul ve yasalara uygun olduğunu,“Bilanço ve Gelir Tablosu Tasdik ve Kabul edilmemiştir” Şeklinde Genel Kurul Zaptına yazılan kayıtın da usulüne uygun olduğunu, toplantı tutanağına bu şekilde yazılmamış olunması halinde TTK 424. Maddesine göre oylanan bilançonun onaylanması sonucunu doğurarak ibra sonucunun doğacağını, dava konusu genel kurlda alınan kararların yerinde olduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı …’nin %25 nispetinde hissedarı bulunduğu davalı … San.ve Tic. A.Ş.nin 2016,2017 ve 2018 hesap dönemlerine ilişkin olağan genel kurul toplantısının 25/02/2019 tarihinde gerçekleştirildiği, 2017 ve 2018 hesap dönemi faaliyetleriyle ilgili olarak Yönetim Kurulu Üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmeleri, toplantıda yönetim kurulu üyelerinin sadece görev yaptıkları 01/01/2017 – 11/03/2017 tarihlerine ilişkin kısma ilişkin ibra oylaması yapılması hususunun oylamaya sunulduğu, oyların eşit çıkması üzerine tutanağa istemin reddedildiğinin yazıldığı, toplantıda 2017 ve 2018 hesap dönemlerine ait yönetim kurulu faaliyet raporu ile bilanço ve gelir tablosunun tasdik ve kabulü konulu gündem maddelerinin karara bağlandığı, oyların eşit çıkması nedeniyle yönetim kurulunun ibra edilmediği kabul edildiği, 25/02/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 12,13,15 ve 16 numaralı kararların, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olmadıkları anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Anayasa, AİHS ve kanunlarla güvence altına alınan “gerekçeli karar hakkı”nı ihlal eden ilk derece mahkemesi kararının, açıkça hukuka aykırı olduğunu, anayasa mahkemesinin yerleşik hale gelmiş kararlarında, mahkeme kararlarının gerekçeli olması ilkesinin, adil yargılanma hakkının bir gereği olduğu ve derece mahkemelerinin; dava konusu maddi olay ve olguların kanıtlanmasının, delillerin değerlendirilmesini, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasını, uyuşmazlıkla ilgili vardığı sonucu, sonuca varılmasında kullandığı takdir yetkisinin sebeplerini makul bir şekilde gerekçelendirmek zorunda olduğunun ifade edildiğini, … ve …’nin yönetim kurulu üyeliği sıfatları 11.03.2017 tarihinde sona erdiğini, 11.03.2014 tarihli genel kurulda, 3 yıl süre ile görev yapmak üzere …, … ve … yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, izleyen süreçte … 2015 yılında şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, iki kişi olarak devam eden yönetim kurulunun görev süresi, 11.03.2017 tarihinde sona erdiğini, sonrasında yapılan 18.05.2017 tarihli genel kurul toplantısında gerekli nisap sağlanamadığından yeni bir yönetim kurulu oluşturulamadığını, davalı şirketin, uzun zamandır yönetici kayyımlar tarafından yönetildiğini, 18.05.2017 tarihli genel kurul toplantısında gerekli nisap sağlanamadığından yeni bir yönetim kurulu oluşturulamaması üzerine davalı şirket hissedarlarından … ve … … göl tarafından Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/445 e. sayılı dosyası nezdinde, davalı şirketin organsız kaldığından bahisle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 427/1-4 hükmü gereği yönetici kayyımı atanması istemiyle dava açıldığını, yargılama neticesinde tesis olunan 31.10.2017 tarih ve 2017/445 E. 2017/851 K. sayılı kararla, organ boşluğu nedeniyle yeni yönetim kurulu üyeleri belirleninceye kadar davalı şirkete “yönetici kayyım” atanması cihetine gidildiğini, istinaf ve temyiz incelemelerinden geçen karar, bu haliyle kesinleştiğini ve kayyımların göreve başlamasından sonra gerçekleştirilen gerek 25.02.2019 gerekse de 23.02.2021 tarihli olağan genel kurul toplantılarında yeni yönetim seçilemediğini, davalı şirketin hâlihazırda kayyım heyeti tarafından yönetildiğini, yönetim kurulu üyesi olmayan kimselerin ibralarının oylamaya sunulması usul ve yasaya aykırı olduğunu, 11.03.2014 tarihli genel kurulda 3 yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu üyesi olarak seçilen … ve …’nin yönetim kurulu üyeliği sıfatları, 11.03.2017 tarihi itibariyle dolduğunu, görev süreleri dikkate alındığında, 2017 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak herhangi bir ibra oylaması yapılacak ise 01.01.2017-11.03.2017 tarihleriyle sınırlı kalınması gerektiğinin açık olduğunu, bununla birlikte 25.02.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında bu husus dile getirilerek yönetim kurulu üyelerinin görevinin sona erdiği 11.03.2017 tarihi gözetilerek, sadece görev yapılan 01.01.2017-11.03.2017 tarihlerine ilişkin ibra oylaması yapılması hususu oylamaya sunulduğunu, oyların eşit çıkması üzerine istemin reddedildiğini, kabul edildiğini ve müvekkili tarafından toplantı tutanağına oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine istemin reddedildiğinin yazılmasına muhalefet edilerek bu hususun tutanağa bağlandığını, bu haliyle yapılan oylamada da oyların eşit çıktığını, yine benzer şekilde tutanağa 2017 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmediğinin yazıldığını, ancak müvekkilinin aynı gerekçelerle işbu karara da muhalefet şerhini derç ettiğini, 2018 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmelerine ilişkin gündem maddesinin görüşülmesinde de aynı şeyler yaşandığını, müvekkili tarafından 2018 yılında görevli olmayan … ve … hakkında yapılan ibra oylamasının hukuken bir geçerliliği bulunmadığından bahisle yapılan oylama sonucuna dair muhalefet şerhi sunulduğunu, izah olunduğu üzere … Ve …’nin yönetim kurulu üyeliği 11.03.2017 tarihinde sona erdiğinden bu tarihten sonraki dönemler için yapılan ibra oylamalarının hukuki bir değer taşımadığını, yönetim kurulu üyesi olmayan kimselerin ibra oylamasına tabi tutulmaları karşısında, 25.02.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında 2017 ve 2018 hesap dönemi faaliyetleriyle ilgili olarak yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmeleri konularına ilişkin olarak alınan 15 ve 16 numaralı kararların iptalinin gerektiğini, 12 ve 13 nolu kararların, 15 ve 16 nolu kararlarla sıkı bir bağ içerisinde olduğunu, 15 ve 16 no’lu kararların iptali talep olunurken, 2017 ve 2018 hesap dönemlerine ait yönetim kurulu faaliyet raporu ile bilanço ve gelir tablosunun tasdik ve kabulünü konu edinen 12 ve 13 nolu kararların dava konusu kılınmayarak ayakta bırakılması durumunda ibraya ilişkin yeni bir tartışma ile karşı karşıya kalınma ihtimali gözetildiğini ve “bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararı, kararda aksine açıklık bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve denetçilerin ibrası sonucunu doğurur…” hükmüne havi olan TTK 424. maddesi başta olmak üzere sair yasal düzenlemelerle finansal tablolar ile ibra arasında sıkı sıkıya bir bağ kurulduğu dikkate alınarak, istinaf incelemesine konu eldeki davada 15 ve 16 numaralı kararların yanı sıra 12 ve 13 nolu gündem maddelerinin de iptalinin talep olunduğunu, hukuka aykırılığı sabit bulunan 2017 ve 2018 hesap dönemi faaliyetleriyle ilgili olarak yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmeleri konularına ilişkin olarak alınan 15 ve 16 numaralı kararlarla birlikte, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüyle, davalı … San. Ve Tic. A.ş.’nin 2016, 2017 ve 2018 hesap dönemlerine ilişkin 25.02.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısı’nda alınan 12, 13, 15 ve16 numaralı kararların iptaline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava;anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
25/02/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan;
Gündemin 12.maddesinde;2017 yılı hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosunun müzakere edildiği bu aşamada … vekilinin 2017 ve 2018 hesap dönemine ilişkin olarak TTK 438 uyarınca özel denetçi atanması yönünde talepte bulunduğu yapılan oylama sonucunda … vekillerinin kabul oyu, … ve … vekillerinin ret oyu verdikleri oylama sonucu özel denetçi atanması talebinin reddedildiği,2017 yılı hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosunun müzakeresi sonucunda oylama sonucunda … vekillerinin ret oyu, … ve … vekillerinin de kabul oyu verdikleri,oylama sonucu 2017 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosunun tasdik ve kabul edilmediği … ve … vekillerinin oylama sonucu kabul ve ret oyları eşit çıktığından konunun karara bağlanamadığı toplantı tutanağına oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2017 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosu tasdik ve kabul edilmediğinin yazılmasına muhalefet ettikleri,
Gündemin 13.maddesinde, 2018 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosunun müzakeresi ve oylanması esnasında, Kayyım Heyeti’nin göreve başladığı 17.09.2018 tarih dikkate alınarak, 17.09.2018-31.12.2018 tarihlerine ilişkin kısmın ayrı ayrı müzakeresi ve oylanmasının yapıldığı,yapılan oylama sonucunda … vekillerinin kabul oyu; … ve … vekillerinin de ret oyu verdikleri,oylama sonucunda 2018 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosunun ayrı ayrı oylanması hususunun reddedildiği,2018 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosunun tasdiki ve kabulü için yapılan oylama sonucunda … vekillerinin ret oyu; … ve … vekillerinin de kabul oyu verdikleri, oylama sonucu 2018 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosunun tasdik ve kabul edilmediği,… ve … vekillerinin,oylama sonucu kabul ve ret oyları eşit çıktığından konunun karara bağlanamadığını,toplantı tutanağına oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2018 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosu tasdik ve kabul edilmediğinin yazılmasına muhalefet ettikleri,
Gündemin 15.maddesinde, 2017 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak Yönetim Kurulu Üyeleri’nin ayrı ayrı ibra edilmelerine ilişkin olduğu, … ve … vekillerinin … … ve …’nin yönetim kurulu üyeliğinin 11.03.2017 tarihinde sona erdiği,dolayısıyla ancak 01.01.2017-11.03.2017 tarihlerine ilişkin olarak bir.ibra oylaması yapılabileceği,görevde olunmayan bir dönem için ibra oylaması yapılmasının TTK hükümlerine ve yargı kararlarına aykırı olduğunu belirttikleri,2017 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir. tablosunun müzakeresi ve oylanması esnasında, yönetim kurulu üyelerinin görevinin sona erdiği 11.03.2017 tarihi dikkate alınarak sadece görev yapılan 01.01.2017-11.03.2017 tarihlerine ilişkin kısma ilişkin ibra oylaması yapılması hususu oylamaya sunulduğu,yapılan oylama sonucunda … vekilleri ret oyu; … ve … vekilleri de kabul oyu verdikleri oylama sonucunda 2017 hesap dönemiyle ilgili olarak sadece 01.01.2017-11.03.2017 tarihlere ilişkin kısmın ibra oylamasının yapılması yönündeki istemin reddedildiği … ve … vekillerinin toplantı tutanağına oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2017 hesap dönemiyle ilgili olarak sadece 01.01.2017-11.03.2017 tarihlere ilişkin kısmın ibra oylamasının yapılması yönündeki istemin reddedildiğinin yazılmasına muhalefet ettikleri,2017 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak…ayrı ayrı ibra edilmelerine ilişkin yapılan oylama sonucunda … vekilleri ret oyu; … ve … vekilleri de kabul oyu verdikleri ve 2017 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak Yönetim Kurulu Üyelerinin ibra edilmediği, … ve … vekillerinin, tutanağa oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2017 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Üyeleri ibra edilmediğinin yazılmasına muhalefet ettikleri,
Gündemin 16.maddesinde,2018 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak Yönetim Kurulu Üyeleri’nin ayrı ayrı ibra edilmelerine ilişkin olduğu, yapılan oylama sonucunda … vekillerinin ret oyu; … ve … vekillerinin de kabul oyu verdikleri ve 2018 hesap dönemi faaliyetleri ile ilgili olarak Yönetim Kurulu Üyelerinin ibra edilmediği,… ve … vekillerinin oylama sonucu kabul ve ret oyları eşit çıktığından konu karara bağlanamadığı,toplantı tutanağına oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2018 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Üyeleri ibra edilmediğinin yazılmasına muhalefet ettikleri,ayrıca 2018 yılında görevli olmayan … ve … … hakkında ibra oylaması yapılamayacağından bu hususun oylamaya sunulmasına gerek olmadığı bu haliyle yapılan oylama sonucunun hukuken bir geçerliliği bulunmadığından muhalefet ettikleri görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun “Genel Kurul Kararlarının İptali” başlıklı 445.maddesine göre “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” Aynı Kanunun “İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446/1-b maddesinde ise “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri…” hükmü mevcuttur.
Düzenleme ile birlikte somut olaya gelince; davalı şirketin 25/02/2019 tarihli genel kurulunda alınan 12-13-15 ve 16 nolu kararların iptali istemine ilişkin işbu dava açılmış olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446.maddesinde iptal davası açabilecek kişiler belirtilmiş olup, bu kişiler; toplantı da hazır bulunup da, karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten veya toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceği, düzenlenmiştir.
Doktrinde muhalefet şerhine ilişkin kıstasın katı uygulanmasının hak kaybına neden olduğuna ilişkin eleştiriler olmakla birlikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin istikrarlı uygulaması oylamada aykırı oy vermenin yeterli olmadığı yönündedir. Yüksek Mahkeme mutlaka karardan sonra olmak üzere; ya madde altına ya da tutanak sonuna ya da tutanağa belirtilmek sureti ile yazılmış muhalefetin genel kurul tutanağına eklenmesi sureti ile yapılmasının iptal davası hakkının şartı olduğu kabul edilmektedir (Yargıtay 11 HD 08/10/2020 gün 2020/234-3955 e-k, 2020/287-3968 e-k, 2019/4635 2020/3447 e-k karar sayılı karar).
Davalı şirketin ortağı olan davacı tarafından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 445. ve 446. maddeleri gereğince genel kurul kararına karşı iptal davası açılmış, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesinde şirket genel kurulunun kararlarına karşı iptal davası açabilecekler sayılmış olup, 446. maddenin (1)-a bendinde toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği düzenlenmiştir.
Davalı şirketin 25/02/2019 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında davacı yanca, gündemin 12,13,15 ve 16. maddelerinin müzakeresine ilişkin oylamada söz konusu kararlara karşı ret oyu verdiği dosya kapsamıyla sabittir.
Dosya içerisinde yer alan ticaret sicil kayıtlarına göre davacı, davalı şirketin ortağı olduğundan dava açma hak ve yetkisine sahiptir. Dava konusu genel kurul toplantı tarihi 25/02/2019 olup, işbu dava TTK’nun 445. maddesi uyarınca 3 aylık hak düşürücü süre içesinde (25/02/2019 tarihi hafta sonuna isabet ettiğinden) 27/05/2019 tarihinde açılmıştır. Davalı şirketin merkezi ve ticaret sicilinde kayıtlı olduğu yerin Ankara olması nedeniyle ilk derece mahkemesi işbu davaya bakmak yönünden görevli ve yetkilidir.
Dava konusu olan davalı şirketin 25/02/2019 tarihli genel kurul toplantısının gündemin 12.ve 13. Maddeleri ile 2017 ve 2018 yılları yönetim kurulu faaliyet raporları,bilanço ve gelir tablolarının tasdik ve kabul edilmesine ilişkin yapılan oylama sonucu kabul ve red oyları eşit çıktığından tutanağa yazıldığı davacının muhalefetinin ise tutanağa konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2017-2018 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile bilanço ve gelir tablosu tasdik ve kabul edilmediğinin yazılmasına ilişkin olduğu, gündemin 15.ve 16. maddeleri ile 2017 ve 2018 yılları hesap dönemine ilişkin yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu oylar eşit çıktığından Yönetim Kurulu Üyelerinin ibra edilmediği, davacının muhalefetinin ise oylama sonucunda oyların eşit çıkması üzerine konunun karara bağlanmadığının yazılması yerine, 2017 hesap dönemine ait Yönetim Kurulu Üyeleri ibra edilmediğinin yazılmasına ilişkin olduğu görülmüştür.
Hal böyle olunca, mahkemece 25.02.2019 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 12-13-15 ve 16. maddesi ile iptali gerektirecek nitelikte karar alınmadığı gibi aynı toplantıda ibra görüşüldüğü için ayrı bir gündem maddesi olarak da bilançoların görüşülmesinin ayrı bir ibra anlamına gelmeyeceği anlaşıldığından açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Oyların eşit çıkması halinde ibra isteminin Genel kurul tarafından yeterli çoğunlukla kabul edilmediği sonucu çıkmakla bir karar alınamadığı söylenemeyeceğinden davacının buna yönelik istemi de yerinde değildir.
Bu durumda, mahkemece davacı …’nin %25 nispetinde hissedarı bulunduğu davalı … …. 2016,2017 ve 2018 hesap dönemlerine ilişkin olağan genel kurul toplantısının 25/02/2019 tarihinde gerçekleştirildiği, 2017 ve 2018 hesap dönemi faaliyetleriyle ilgili olarak Yönetim Kurulu Üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmeleri, toplantıda yönetim kurulu üyelerinin sadece görev yaptıkları 01/01/2017 – 11/03/2017 tarihlerine ilişkin kısma ilişkin ibra oylaması yapılması hususunun oylamaya sunulduğu, oyların eşit çıkması üzerine tutanağa istemin reddedildiğinin yazıldığı, toplantıda 2017 ve 2018 hesap dönemlerine ait yönetim kurulu faaliyet raporu ile bilanço ve gelir tablosunun tasdik ve kabulü konulu gündem maddelerinin karara bağlandığı, oyların eşit çıkması nedeniyle yönetim kurulunun ibra edilmediğinin kabul edildiği, 25/02/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 12,13,15 ve 16 numaralı kararların, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olmadıkları anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/06/2023

Başkan- … Üye – … Üye -… Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.