Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1377 E. 2023/1179 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1377 Esas 2023/1179 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1377
KARAR NO : 2023/1179

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2021
NUMARASI : 2018/666 Esas 2021/335 Karar
DAVACILAR :
DAVALI :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/04/2017
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2023

Taraflar arasındaki Alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris …’nun davalı bankadan yatırım amaçlı işyeri kredisi adı altında 07/05/2014 tarihinde 60.000,00 TL bedelli kredi kullandığını, 06/07/2016 tarihinde vefat ettiğini, vefatı sonrasında davalı bankaya murisin kredi borcunun yapılan hayat sigortasından karşılanması amacıyla başvuru yapıldığını, yapılan başvuru sonucunda murisin kredi sözleşmesine bağlı sigorta poliçesi düzenlenmesi ve prim tahsilatı talimatı bulunduğu halde hayat sigortası yapılmadığından müvekkillerinin zarara uğratıldığını, müvekkillerin yapmış olduğu başvurulara herhangi bir cevap verilmediğini iddia ederek kusurlu olan davalı bankaya müvekkillerinin murisin vefat tarihi olan 06/07/2016 tarihinden itibaren kalan kredi borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitine, asgari hayat sigortası miktarının tayin ve tespiti ile belirlenecek sigorta limitinden kredinin kalan taksitleri ve istirdatına karar verilecek tutar toplamının takas – mahsup edildikten sonra artacak hayat sigortası miktarı bakiyesinin şimdilik 2.000,00 TL’sinin vefat tarihi olan 06/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin ödemiş olduğu 3.000,00 TL kredi borçlarının ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve varsa alınması gereken tazminatın müvekkillerinin miras payları oranında ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekilince 22/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 19.787,81 TL’ye artırılmıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya yöneltilen iddiaların haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili banka nezdinde kullandırılan kredilerde yapılması zorunlu olan sigortalar dışında hayat sigortası, konut sigortası gibi sigortaların yapılması isteğe bağlı olduğunu, yaptırılmasının zorunlu olmadığını, davacının da kredi kullandırımı sırasında ve sonrasında hayat sigortası yapma yönünden iradesini müvekkili bankaya iletmemesi sebebiyle kendisine hayat sigortası yapılmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı banka, ticari kredi niteliğinde bulunan yatırım amaçlı işyeri sözleşmesinden kaynaklanan kredi hakkında, hayat sigortası yönünden bilgilendirme yükümlülüğünün yapıldığını ispat etmek zorunda olup olayda davalı bankanın bu yönde bilgilendirmeyi yapmadığı, bu nedenle kredi çekeni sigorta konusunda bilgilendirmediği için bankanın kusurlu olduğu, bankanın %50 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, 19.787,81.TL tazminat alacağın vefat tarihi olan 06/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kredinin ticari kredi olup mahkeme gerekçesinin tüketici hukukuna dayandırılmış olmasının hatalı olduğunu, hayat sigortası yapılması ihtiyari nitelikte olup yaptırılması zorunlu olmadığından ve murisin hayat sigortası yapılması yönünde iradesini bildirmediğinden hayat sigortası yapılmadığını, bu sebeple müvekkili bankaya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, emsal Yargıtay Kararlarının da bu yönde olduğunu, murisin hayat sigortası tazminatı almayı hak eder şekilde vefat edip etmediğinin araştırılması gerektiğini, mahkeme gerekçesinde müvekkili bankanın %50 kusurlu olduğu belirtilmiş olup, davacıların davalarını ıslah ederek davanın reddi nedeniyle yargılama giderlerinden kurtulmak için 19.787,81 TL’nin ödenmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek üzere mahkemece ıslah edilen miktarın %50’sine hükmedilmesi gerektiğini, muris hesabından tahsil edilen herhangi bir hayat sigortası poliçesi priminin bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacıların murisi ile davalı arasında imzalanan yatırım amaçlı iş yeri kredi sözleşmesi gereğince hayat sigortası yapılmaması sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
07/05/2014 tarihli Yatırım Amaçlı İşyeri Kredisi Sözleşmesi, mirasçılık belgesi, 07/05/2014 tarihli Krediye Bağlı Sigorta Poliçesi Düzenlenmesi Ve Prim Tahsilatı Talimatı, davalı bankanın yazıları vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Bila tarihli kök ve 01/04/2020 tarihli ek bilirkişi raporlarında özetle; davacıların murisi … ile davalı banka arasında 07/05/2014 tarihinde Yatırım Amaçlı İşyeri Kredisi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşme kapsamında murise 60.000 TL kredi kullandırıldığı, kredi nedeniyle 21830270 no’lu 07/05/2014-2015 tarihlerini kapsar “Ticari Risk Sigorta Poliçesi”nin 168,94 TL tutarlı kredinin murisin hesabından 08/05/2014 tarihinde tahsil edildiği ancak, hayat sigortası poliçesi düzenlenmediği murisin 06/07/2016 tarihinde vefat ettiği, murisin vefatından sonra kredi ödemelerinin davacılar tarafından düzenli olarak yapıldığı, 02/05/2019 tarihi itibariyle kredi kapama bakiyesinin 1.446,87 TL olduğu, kredi ilişkisinin başından itibaren ihtiyari hayat sigortası yapılmadığı sabit olan somut olayda, kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasında gerek alacaklı bankanın ve gerekse borçlu sigortalının kredi borcunun teminat altına alınması nedeniyle menfaatlerinin bulunduğu ve her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunmasının gerektiği dikkate alınarak, davalı bankanın sözkonusu hayat sigorta poliçesinin tanziminde dain ve mürtehin sıfatına haiz olması nedeniyle menfaatinin bulunduğu ve poliçeyi yenileme ve primlerini tahsil etme yetkisine sahip olduğu da gözönünde bulundurulduğunda; kredi borcunun teminatı olarak hayat sigortası yapılmamasında tarafların müterafik kusurunun bulunduğu, kredi hayat sigorta poliçesinin müteveffanın talimatı bulunmasına rağmen tanzim edilmemesi hususunda asgari özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden davalı bankanın % 50 oranında kusurlu olduğu, ancak sigortanın yapılıp yapılmadığının da kredi borçlusu müteveffa tarafından takibi gerekeceğinden uyuşmazlık konusu olan sigorta poliçesinin yapılmaması ve bu nedenle davacıların uğradıkları zararlar nedeniyle murisin ve davalı bankanın %50 – %50 oranlarında müterafik kusurlu oldukları, uygulamada hayat sigorta sözleşmelerinin genellikle kredi tutarına denk olarak sigorta teminatı sağladığı, kredi tutarının 60.000,00TL olup murisin vefat tarihi olan 06.07.2016 tarihi itibariyle poliçe vefat teminat tutarının kalan anapara bakiye kredi ödemesi olan 39.575,61TL’ye tekabül edeceği, davaya konu işyeri kredisine ilişkin olarak 02.05.2019 tarihi itibariyle kredi kapama bakiyesi olan 1.446,87TL’nin davacılarca kapatılmış olması durumunda davacıların davalı bankadan % 50 kusur nispetinde 39.575,61TL x 50/100 = 19.787,81TL tazminatı talep hakkının olabileceği bildirilmiştir.
Uyuşmazlık davacıların murisi olan kredi borçlusunun hayat sigortası ile sigortalanmaması nedeniyle kusurun kimde olduğu ve davacıların bu nedenle uğradıkları zararın davalıdan talep edip edemeyeceklerine ilişkindir.
Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadır.
Esasen kredi borcunu teminat altına alan hayat sigortasının yaptırılmasında hem kredi alanın hem de bankanın menfaati olduğu için taraflar sözleşme hükümlerine göre bu edimi yerine getirmektedirler.
Somut olayda davalı banka, ticari kredi niteliğinde bulunan yatırım amaçlı işyeri sözleşmesinden kaynaklanan kredi hakkında, hayat sigortası yönünden bilgilendirme yükümlülüğünün yapıldığını ispat etmek zorunda olup, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.maddesinde hayat sigortasının davalı bankanın dain ve mürtehin olması kaydıyla ve masrafları müşteriye ait olmak üzere yaptırılacağı ve kredi borcunun ana para, tüm faiz ve fer’ileriyle birlikte tamamen kapanacağı tarihe kadar hayat sigortasına ilişkin poliçenin yenileceği süresi içinde yenilenmemesi halinde davalı banka tarafından yenileneceği ve buna ilişkin masraf, prim ve her türlü ödemelerin müşterinin banka nezdindeki hesaplarından/ kredi kartlarından davalı bankaca alınabileceği düzenlendiği, böylelikle murisin imzaladığı bu sözleşme ile hayat sigortası yaptırabileceği yönünde bilgilendirildiği, nitekim muris tarafından sözleşmenin imzalandığı tarih olan 07/05/2014 tarihinde davalı bankaya hitaplı “Krediye Bağlı Sigorta Poliçesi Düzenlenmesi ve Prim Tahsilatı Talimatı” ile davalı banka tarafından işyeri ve hayat sigortası yaptırılması ve sigorta primlerinin banka nezdindeki mevcut hesaplarından/kredi kartlarından tahsil edilmesini talep ettiği, böylelikle muris tarafından hayat sigortası yaptırılması hususunda davalı bankaya talimat verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı bankaca, 02/05/2019 tarihli yazı ekinde mahkemeye gönderilmekle davalı banka tarafından kabul edilen sözkonusu talimata rağmen krediye konu hayat sigortasının davalı banka tarafından yaptırılmadığı sabit olup, bu konuda davacılar murisinin vazgeçmesi de ispat edilemediğinden sigorta poliçesinin tanzim edilmemesi hususunda asgari özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı bankanın ve sigortanın yapılıp yapılmadığını kontrol etmeyen murisin muterafik kusurlu olduğu anlaşılmakla ve davacıların kusur yönünden istinaf yoluna başvurmadıkları da gözetilerek ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıların zararının toplam 39.575,61 TL olduğu hesaplanmış olup, davacıların bu miktardan davalı bankanın %50 kusur oranına göre 19.787,81 TL talep edebilecekleri bildirilmiş, davacı yanca da kusur oranlarına tekabül eden 19.787,81 TL üzerinden dava ıslah edilmiş olmakla ilk derece mahkemesince toplam zarar miktarından davalı bankanın kusuruna isabet eden miktara hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 338,00 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 68,15 TL harcın yatırana iadesine,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.