Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1362 E. 2023/1751 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1362 Esas 2023/1751 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1362
KARAR NO : 2023/1751

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2021
NUMARASI : 2021/229 Esas 2021/345 Karar
DAVACI
DAVALI :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2023

Taraflar arasındaki Alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1182207 hesap numarası ile vadeli işlem piyasasında davalı aracılığı ile yatırım yapmaya başladığını, bir süre sonra yaptığı incelemede belirlenen oranın üzerinde komisyon alındığını gördüğünü, yatırım danışmanı ile görüşerek indirim talebinde bulunduğunu, uygulanması gereken oranın görüşmelerine rağmen uygulanmadığını, yatırım hesabını açtığı ilk günden itibaren son güne kadar fazlasıyla komisyon kesintisi yapıldığını, yatırım miktarının yaklaşık % 40’ının komisyon olarak alındığını, yatırım amacıyla kredi kullandığını, komisyon tutarlarının yüksek olması nedeniyle yatırımını kaybettiğini iddia ederek aşamalarda komisyon adı altında kesilen 111.876,50 TL’nin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, açılan davanın niteliği gereği ticari davalarda arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, gerek dava dilekçesi içeriğinde, gerekse dava dilekçesi eklerinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir beyanın ve buna dair bir belgenin bulunmadığı, mahkemece verilen görevsizlik kararı ile davanın açılma tarihinin değişmeyeceği, davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarih olduğu, ticari nitelikteki davalar yönünden zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir dava şartı niteliğini taşımadığı, bu hali ile dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının davanın açılmasından önce yerine getirilmediği gerekçeleriyle davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1-f, 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2.son, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/2, 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir dava şartı olduğu kabul etmemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, taraflar arasında düzenlenen … A.Ş. Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası Aracılık Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında fazladan alındığı belirtilen komisyon bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Bilindiği üzere 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 4.maddesinin “a” bendinde; finansal hizmetin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri, aynı yönetmeliğin 8.maddesinde de; cayma hakkının kullanımı ve tarafların yükümlülükleri düzenlenmiştir.
Finansal hizmetlerin tüketici işlemi kapsamına alındığı yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden anlaşılmaktadır. Bir başka anlatımla işin sadece finansal olması işlemin tüketici işlemi olmadığını göstermeyecektir.
Doktrinde de tasarruf sahibi bireysel yatırımcının bir aracı kurum ile çerçeve sözleşmesi imzalamasının tüketici işlemi olduğu ve tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmektedir (Doç. Dr. N. Füsun Nomer Ertan; Sermaye Piyasası Hukuku Toplantı Serisi-Tebliğler Tartışmalar, sayfa 24-25).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/02/2019 tarih ve 2017/11-2348 Esas 2019/82 Karar sayılı kararında “… Her ne kadar 6502 sayılı TKHK’nun 49.maddesi finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler yatırım hizmetlerini de tüketici hukuku kapsamı içine almış olsa da taraflar arasında imzalanan sözleşmenin konu ve kapsamını belirleyen “B” bendinde açıkça bu sözleşme çerçevesinde gerçekleştirilecek yatırım işlemlerinin “ticari amaçla” olduğu belirtilmiştir. Dava konusu sözleşme geçerli ve taraflar için bağlayıcıdır. Yukarıda açıklandığı üzere bir işlemin tüketici hukukuna tabi sayılabilmesi için tüketicinin ticari veya mesleki amaçla hareket etmemesi şart olup, eldeki davaya konu sözleşmenin ticari amaçla yapıldığının açıkça belirtilmiş olmasına göre uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevli sayılamaz. Hal böyle olunca yerel mahkemenin ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” denilmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık 22/11/2022 tarihli … A.Ş. Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası Aracılık Hizmetleri Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmede davacı faaliyetinin ticari olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmaması, dosyada mevcut belgelerden dava konusu işlemlerde davacının bireysel müşteri olduğu ve böylelikle davacının dava konusu işlemlerin tüketici işlemi olarak sayılmakla davaya bakmakla tüketici mahkemesi görevli olduğundan ilk derece mahkemesince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu açıklamalar sonucunda taraflar arasındaki ilişki ticari nitelikteki sözleşmeden kaynaklanmamakta olup, davacı ise ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalara tüketici mahkemesi görevli olduğundan davacının istinaf talebinin kamu düzenine aykırılık hususu yönünden kabulü ile HMK’nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden kabulü ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/04/2021 tarih 2021/229 Esas 2021/345 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacıdan peşin alınan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.