Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1350 E. 2023/1265 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1350 Esas 2023/1265 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1350
KARAR NO : 2023/1265

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :06/01/2021
NUMARASI : 2019/56 Esas 2021/2 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2016
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında 3744 2178 6750 014, 5289 3961 4377 9018, 5400 3793 6653 6012 nolu kredi kartları ve 1450-7815283 nolu kredi borcu nedeniyle borcun muaccel hale geldiğini ve ödeme ihtarında bulunulduğunu, ihtarnamenin borçlunun adresine gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20473 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu iddia ederek davalının Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20473 E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile davalı arasında 7815283 nolu 30.000,00 TL tutarlı taksitli krediye ait 24.06.2015 tarihli Destek Kredisi Sözleşmesi yapıldığı, ayrıca davalıya iki ayrı ticari kredi kartı verildiği, ancak sözleşmeden ve 2 ayrı kredi kartından kaynaklanan kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle gönderilen hesap kat ihtarnamesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı aleyhine Ankara 16. İcra müdürlüğünün 2016/20473 E. Sayılı dava dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 3744……014 nolu kredi kartı ile 5409….6012 nolu kredi kartı yönünden 4.939,80 TL asıl alacak, 335,91 TL işlemiş faiz ve 5,29 TL BSMV olmak üzere toplam 5.281,00 TL yönünden iptali ile asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine; 14,50-7815283 nolu ticari kredi yönünden 29.233,08 asıl alacak, 68,89 TL işlemiş faiz, 3,44 TL BSMV olmak üzere toplam 29.305,41 TL yönünden iptali ile asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan alacağın %20si oranında hesaplanan 6.917,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu kredi borçlarının kendisine ait olduğuna ilişkin kesin bir delil bulunmadığını, söz konusu kredi kartlarının kendi adına kayıtlı olmadığını, bu nedenle adına çıkarılan kredi kartı borçlarını kabul etmediğini, alacağın likit olmadığını, Ankara 2. Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine dosyanın sureti içerisinde Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, ödeme planları, hesap ekstreleri vs delliler dosya arasında mevcuttur.
Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2016/20473 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalıya karşı taksitli ticari krediden kaynaklanan toplam 29.335,35 TL ile ve kredi kartlarından kaynaklanan toplam 6.433,54 TL olmak üzere toplam 35.768,69 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibinin davalının süresinde itirazı üzerine durduğu, eldeki itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Ankara 2. Tüketici Mahkemesinin 2018/1015 Esas sayılı dosyasında davalının davacı bankadan kullandığı 7815283 nolu 30.000 TL tutarlı 24/06/2015 tarihli destek kredi sözleşmesi ve 3744 21** **** *014 ve 5400 37** **** 6012 numaralı kredi kartları bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği, görevsizlik kararının davacı vekiline 10/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilince 07/12/2018 tarihinde dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi talebi ile mahkemeye müracaat edildiği ve akabinde dosyanın Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi esasına kaydedildiği anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
21/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; kredi kartları yönünden uygulanması gerekli faiz oranının %30,24, ticari kredi yönünden faiz oranının yıllık %19,50 olarak uygulanarak yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın dava konusu icra takip tarihi itibariyle davalı asıl borçludan kredi kartları yönünden toplam 5.281,00 TL ticari kredi yönünden toplam 29.305,41 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. .
Dosya kapsamından, davacı banka ile davalı arasında 7815283 nolu 30.000,00 TL tutarlı taksitli krediye ait 24.06.2015 tarihli Destek Kredisi Sözleşmesi yapıldığı, ayrıca davalıya iki ayrı ticari kredi kartı verildiği, söz konusu taksitli ticari kredi ve kredi kartları borcunun ödenmemesi üzerine hesabın 24/10/2016 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının davalıya 31/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borcun ödenmesi için 24 saatlik süre verildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle de 26/10/2016 tarihinde eldeki davanın konusunu teşkil eden icra takibininin başlatıldığı ve itiraz üzerine de işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı banka tarafından kredi hesabının kat edilmesi ile birlikte davalı tarafa bir ihbar yapılmasa bile borç muaccel hale gelir ise de, alacaklının borçluya atıfet süresi tanıması halinde borcun ödenmesi atıfet süresinin sonuna kadar ertelenmiş olur. Bu durumda verilen atıfet süresi sona ermeden ve ödeme süresi bitmeden icra takibine geçilmesi Türk Medeni Kanunun 2. maddesine aykırıdır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 03/04/2019 tarih, 2017/4707 Esas 2019/2247 Karar sayılı; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/02/2023 tarih, 2021/5906 Esas 2023/1006 Karar sayılı; 02/11/2022 tarih, 2021/3428 Esas 2022/7729 Karar sayılı; 14/12/2021 tarih, 2020/5450 Esas 2021/7133 Karar sayılı emsal ilamları).
Somut olayda, davacının 24/10/2016 tarihli iadeyi taahhütlü mektupla sözleşme gereğince ödenmesi gereken toplam 35.702,84 TL taksitli ticari kartı ve kredi kartlarından kaynaklanan alacaklarının 24 saat içinde ödenmesinin, aksi halde yasal yollara başvurularak tahsil yoluna gidileceğinin belirtildiği, ihtarnamenin davalıya 31/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı bankaca ihtarname ile verilen 24 saat atıfet süresi beklenmeksizin 26/10/2016 tarihinde davalı yönünden icra takibinin erken başlatıldığı nazara alındığında, işbu davanın konusunu oluşturan icra takip tarihi olan 26/10/2016 tarihi itibariyle alacağın davalı yönünden muaccel olmadığı dikkate alınarak davanın ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/01/2021 tarih ve 2019/56 Esas 2021/2 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 432,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 162,16‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 591,00 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri ve 45,50 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 207,60 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 29/09/2023

Başkan Üye Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.