Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1341 E. 2022/790 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1341 Esas 2022/790 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1341
KARAR NO : 2022/790

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2021
NUMARASI : 2020/508 Esas 2021/95 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2022
Taraflar arasındaki anonim şirketin olağanüstü genel kurul toplantısına çağrılması istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacılar vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …nin 6.000 payından 337,5 paya davacı …, 506,3 paya … … ve 506,2 paya …’in sahip olduğunu, şirketin geçmiş yıllar genel kurullarının çoğunda sahte imza ile kanuna ve usule aykırı şekilsel yapılmış gözüktüğünü, en son 2016-2017-2018 mali yıl genel kurul toplantısının TTK 416.maddesine göre 02/07/2019 günü yapıldığını ve Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, söz konusu genel kurula müvekkilleri katılmadığı halde hazurun cetveli ve diğer kayıtlarda müvekkillerinin genel kurula katılmış gibi gösterildiği ve imzalandığını, müvekkillerinin sahte imza ve belge düzenleme işlemleri için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunduklarını ileri sürerek …’nin 01.01.2019-31.12.2019 mali dönem Olağan Genel Kurul toplantı gündemine (kanunun emredici düzenlemesine uygun) ihtar ve gündem maddeleri de eklenip azınlık hakları talebi olarak olağanüstü genel kurul toplantısı şeklinde yapılmasına izin verilmesine, toplantının kayyım denetiminde yapılmasına, genel kurulun toplantıya çağrı ve ifası için kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların 2016-2017-2018 mali yılları için gerçekleştirilen toplantılara katılmadıkları ancak katılmışlar gibi kendileri yerine imza atılıp sahte evrak düzenlendiği yönünde iddiaların işbu davanın konusu olmadığı gibi mevcut haliyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında bir soruşturma dosyasına konu olduğunu, aynı zamanda söz konusu toplantıların mutlak butlan sebebiyle iptali istemi ile yine davacı taraflarca Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/511 esasına kayıtlı dosya ile dava açıldığını, asıl bu davanın konusunun 2019 mali yılı için yapılması istenen Olağan/Olağanüstü Genel Kurul toplantısı olduğunu, davacıların 2019 mali yılı için gerçekleştirilecek Olağan Genel Kurul toplantısı yapılması istemlerini ilk olarak 2020 Mart ayında müvekkili kurum yönetimine Ankara 30. Noterliği 2861 yevmiye nolu ihtarnameleri ile sunduklarını, ihtarnamenin tebliği sonrasında karşılıklı görüşmeler yapıldığını, genel kurul toplantısının 2020 Mart ayı içerisinde yapılmasının şifahen kararlaştırıldığını, ancak 2020 Mart ayı ortalarında Dünyayı da etkisi altına almış olan Covid-19 virüsü sebebiyle davacılar ile konuşularak 2020 Mart ayı içerisinde yapılması planlanan Genel Kurul toplantısının yasaklar ve kısıtlamalar sebebiyle yapılamadığını, toplantıların yasaklılık durumu ise 01.07.2020 tarihine kadar kalkmadığını, 2019 mali yılı genel kurul toplantısının 2020 Eylül ayı sonuna kadar yapılması gerektiğini ancak pandemi sürecinin hala devam etmesi ve 2020 Eylül ayında Eğitim Öğretim Faaliyetinin başlayacak ve süreçten dolayı yoğunluk yaşanacak olması sebebiyle söz konusu Olağan Genel Kurul toplantısının 2020 Ekim ayı içerisinde yapılması planlandığının taraflara bildirildiğini, talep edilen toplantının planlamasının yapıldığını ancak davacıların 2020 Ekim ayı sonunu beklemeden 12.10.2020 tarihinde iş bu davanın açıldığını, genel kurul toplantısı gerçekleştirilmek istense de pandemi sürecinin müvekkil kurumun faaliyet gösterdiği eğitim öğretim alanını oldukça etkilemesi ve bu süreçte fazlasıyla yoğunluk yaşanması sebepleriyle gecikme yaşandığını, genel kurulun toplanmasına karar verildiği tarih olan 28.11.2020 tarihinde ise davacıların TTK 420. Maddesine dayanarak Azınlık Hakları kapsamında toplantının 1 ay ertelenmesini istemesi üzerine toplantının davacılardan kaynaklı olarak ertelendiğini, davanın mevcut haline bakıldığında genel kurul toplantısının davacıların talepleri doğrultusunda 1 ay süreyle ertelendiğini ve 28.12.2020 tarihinde gerçekleşeceğini, bu sebeple davacıların talep ettiği gibi Mahkeme Müdahalesi ile Olağanüstü Genel Kurul toplantısının yapılması ve bundan kaynaklı kayyım atanması gerekliliği kalmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; davacıların ortağı oldukları davalı şirketin 2019 mali yılı olağan genel kurul toplantısının 2020 yılında yapılması gerekirken yapılmadığı, bu nedenle olağan üstü genel kurul toplantısı yapılmasına izin verilmesi ve gereğin ifası için kayyım atanması talebiyle açmış oldukları bu davada; dava tarihine kadar davalı şirketin 2019 mali yıl olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı, davacı ortakların TTK’nın 411. maddesi uyarınca genel kurul toplantısının yapılması için davalı şirket yönetimine noter vasıtasıyla ihtarname keşide ettikleri, davalı şirket yönetiminin noter vasıtasıyla verdikleri cevapta pandemi önlemleri nedeniyle genel kurul toplantısının yapılamadığını, 2020 yılı Ekim ayı içinde yapılacağının bildirildiği, akabinde genel kurul toplantı çağrı ve ilanın yapılarak toplantının Kasım 2020 tarihinde yapıldığı, davacıların talebiyle ertelendiği ve 13/01/2021 tarihinde davalı şirketin olağan genel kurul toplantısının yapıldığı, bu durumda talebe konu genel kurul toplantısı yapılmış olduğundan konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerektiği, ortakların olağan veya olağanüstü genel kurul toplantısı yapılması ve gündeme madde konulması isteme hakları olup bunu noter aracılığıyla yapmaları ve şirketin yönetim kurulu tarafından istemin reddi veya 7 iş günü içinde cevap vermemesi halinde ortakların bu taleple dava açma hakkı mevcut olup davacıların talebi üzerine yönetim kurulu tarafından verilen cevapta Ekim ayında genel kurul toplantısının yapılacağının bildirildiği ve Ekim ayında yapılan ilan ile Kasım 2020 ayında genel kurul toplantısının yapıldığı, bu durumda davacıların keşide ettikleri noter ihtarnamesine davalı şirket yönetim kurulu tarafından cevap verilerek toplantının yapılacağı belirtilmesine rağmen davacıların dava açtıkları ve davadan sonra da yönetim kurulunun cevabında belirttiği toplantının yapılmış olduğu dikkate alındığında davacıların davayı açmada haklı olmadıkları gerekçesiyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; :Dava, ortağı bulundukları şirketin TTK 417, 515, 411, 412, 413 ve diğer maddeleri uyarınca azınlık hakları kapsamında:1.yönetim kurulu seçimi 2.Şirket taşınmaz tapusundaki iki adet ifraz işlemi ve bu ifraz işleminden doğan durumu gidererek geri alım hakkının sağlanması 3.“Yönetim Kurulu Başkanı” ve “şirket temsilcisi” sıfatı ile Sayın … …’a verilen yetki ve görevin kaldırılması gündemli olağanüstü genel kurul toplantısı yapılması için mahkemede TTK’nın 412.maddesi uyarınca izin verilmesi, ifanın kayyum denetimli yapılması talebine ilişkin olduğunu, ön inceleme tutanağında belirlenen niza, “olağanüstü genel kurul yapılma istemi” olduğu halde davacılar talebinin olağanüstü genel kurul talebinin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmasına rağmen nihai sonuçta olağan genel kurul toplantısının yapılması ile davanın konusuz kaldığı gerekçesinin çeliştiğini, zira, davacıların olağanüstü genel kurul yapılması talebindeki gündem ile 28.11.2020 ve 13.01.2021 tarihli olağan genel kurul toplantı gündeminin aynı içerikleri içermediğini, mahkemece toplantı kayıtlarının tümünün celp edilmemiş olması nedeniyle hatalı şekilde karar verildiğini, olağanüstü genel kurul toplantı istek maddeleri ile olağan genel kurulda görüşülen gündem maddesi ve görüşme bilgilerine ait hiçbir belge ve bilgi yok iken davalıca “genel kurulu yaptık davacılar da katıldı” sözlü beyanına itibar etmenin usule ve kanuna aykırı olduğunu, davacıların 11.08.2020 tarihli ihtarına konu olağanüstü toplantı gündeminde yer alması gereken konuların yapılan olağan genel kurul toplantısında ele alınmadığını, mahkemece 28.11.2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına ilişkin delillerin de toplanmadığını, davacıların olağanüstü genel kurul toplantısının yapılmasını istemekte hukuki yararlarının bulunduğunu, zira, geçmiş bazı genel kurul toplantılarındaki süreçlerde sahte imzalı tutanakla sanki şekilsel toplantı yapıldığını gösteren genel kurullar yapıldığını, (Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/511 esas sayılı davası, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/103962 hazırlık şikâyeti) davacıların yapılacak 2019 mali yıl olağan genel kurul toplantısında da aynısını yeniden yaşamamak için önce sözlü, sonrası noter ihtarı ile olağan genel kurul toplantısının yapılmasını istediklerini, ancak davalının olağan genel kurul istemini dikkate almadığını, bu kez davacıların TTK’nın 411 vd. madde uyarınca şirket ve ortaklar yararına ihtarda belirtilen gündemli “olağan üstü genel kurul” toplantısının yapılmasını istediklerini, TTK’daki süre ve biçimde davalının, olağanüstü genel kurul toplantı istemine cevap vermediğini, davacıların ihtarını dikkate almadığını, bunun üzerine ihtarın içeriğindeki gündemli olağanüstü genel kurul yapılması için mahkemeden izin davası açtıklarını, ancak Mahkemece, yanılgılı niteleme ile olağan genel kurul yapıldığını kabulle olağanüstü genel kurul yapılmasına izin verilmesi istemli davanın konusuz kaldığına karar verildiğini, davacılar talebi, TTK 411 ve devamı madde uyarınca olağanüstü genel kurul toplantı istemine ilişkin olup haklılıklarına ait özellikle zaman ve biçim yönü ile ispata esas olacak yönetim kurulu karar defteri, genel kurul karar defteri, pay defteri, çağrıya ait tebligatlar ile tebliğ biçimini ispat eden gönderi kayıtları, olağan genel kurulun Haziran-Eylül ayı içinde yapılmasını gerektiren faaliyete bağlı (mali hesap dönem belgesi) Maliye Bakanlığı izin belgesi, gündem daveti, Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/511 esas sayılı dava dosyası gibi delillerin tamamı toplanılmadan karar tesisinin adil yargılanma hakkına aykırılık oluşturduğunu, 15.10.2020 günü dava açıldıktan yaklaşık bir ay sonra 10.11.2020 tarihinde olağan genel kurul yapma kararı alındığını, toplantının davacılara tebliğ edilmesi üzerine davacıların, şirketin TTK 417, 515, 411, uyarınca gündem maddelerini ihtiva etmeyen bir olağan genel kurul toplantı yapma işlemine TTK 411/2 maddesi uyarınca 11555 yevmiyeli ihtarla 28.11.2020 tarihli toplantı gündemine olağanüstü gündem istek maddelerinin eklenmesi ihtarına da davalının uymadığını, yeniden 13.01.2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul gündemine de davacıların istemine ait gündeme madde eklemediğini, olağanüstü genel kurul gündem taleplerinin her iki genel kurul toplantı gündemine de alınmaması karşısında Mahkemece davanın konusuz kaldığına ait karar tesisinin yasaya aykırı olduğunu, davalının olağanüstü genel kurul yapılması istemli 11.08.2020 tarihli ihtara cevap vermediğini, Huzurdaki dava 15.10.2020 günü açıldıktan sonra davalının, olağanüstü genel kurul istekli gündem maddelerini ihtiva etmeyen bir olağan genel kurul toplantı yapma kararını üstelik 10.11.2020 tarihinde dava tarihinden sonra Yönetim Kurulu’nun olağan genel kurul yapma kararı aldığını ve 28.11.2020 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yaptığını, dava açıldıktan sonra olağanüstü genel kurul istemini ihtiva etmeyen bir olağan genel kurul toplantısı dahi TTK 411 ve devamı maddesine aykırı iken bir an için aykırılığı görmezlikten gelinse dahi davanın açılmasına davalının sebep olması nedeniyle yargılama giderlerinden davalı sorumlu iken yargılama giderleri ile vekalet ücretinden davacıların sorumlu tutulmasının da kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nun 410. maddesi uyarınca olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına izin istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun anonim şirketlerde genel kurulun toplanmasına ilişkin çağrı usulünü düzenleyen 410. maddesinde, genel kurulun, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabileceği, tasfiye memurlarının da görevleri ile ilgili konular için genel kurulu toplantıya çağırabilecekleri, yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında mahkemenin izni ile, tek bir pay sahibinin genel kurulu toplantıya çağırabileceği ve mahkemenin vereceği kararın kesin olacağı, TTK’nun 411. maddesinde, sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahiplerinin, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilecekleri, esas sözleşmeyle, çağrı hakkının daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabileceği, yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurulun en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılacağı, aksi hâlde çağrının istem sahiplerince yapılacağı düzenlenmiş olup, TTK’nun 412. maddesinde ise, pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin karar verebileceği düzenlemeleri yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 412. maddesi uyarınca genel kurulun toplantıya çağrılmasına yönelik izin istemine ilişkin mahkemece verilecek kabul veya red kararları kesin niteliktedir (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2017 tarih ve 2016/3287 Esas 2017/5383 Karar sayılı içtihatı).
Kesin olan kararlara karşı HMK’nun 346/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karar olduğundan (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 247) davacılar vekilinin kararın kaldırılması yönündeki istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin 17/02/2021 tarihli kararı kesin olmakla reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi hükmü 6102 sayılı TTK’nun 412. maddesi gereğince kesin olduğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6102 sayılı TTK’nın 412. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.