Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1327 E. 2023/979 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1327 Esas 2023/979 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1327
KARAR NO : 2023/979

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2021
NUMARASI :…
DAVA TARİHİ : 15/01/2019

KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2023

Taraflar arasındaki ipoteğin fekkine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;… taşınmazı müvekkilinin 2018 yılında emlakçı vasıtasıyla satın aldığını, ev sahibinin … … … Şubesi’nden kredi kullanarak taşınmazı teminat olarak göstererek ipotek tesis edilmesi nedeniyle satın alma işlemine ait ödemeyi bankaya yatırdığını, müvekkilince ipotek kaldırma yazısını bankadan almaya gittiğinde kredi borçlusu …’in hesaba yatırılan paranın bir kısmını başka bir bankaya kendilerinden habersiz havale ettiğini, bir kısmının ise bankamatikten çekilmiş olduğunu, kredi borçlusu müşterileri ile görüştüklerini ve parayı hesaba yatıracağını, para … tarafından hesaba yatırıldığında ipotek kaldırma yazısını verebileceklerinin bildirildiğini, bankanın bu hesaba yatan para üzerine bloke koyması ve borçlunun borcuna mahsup etmesi gerektiğini iddia ederek…nosunda kayıtlı gayrimenkul kaydındaki banka ipoteğinin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, kredi tahsilatının yapılmamasına ve bu nedenle ipoteğin fek edilmemesine, işbu tutar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunan dava dışı …’in sebebiyet verdiğini, dolayısıyla davanın … aleyhine açılması gerektiğini, hesap sahibi … tarafından, müvekkili bankaya, kredi tahsilatı yapılmasına dair bir talimat bulunmadığını, ayrıca bir erken kapama talimatının da bulunmadığını, bu nedenle hesaptaki tutarın blokeye alınması ve ilgili tutar ile kredi borcunun tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili bankanın davacılara, ipoteğin fek edileceğine yönelik herhangi bir taahhüdünün de bulunmadığını, kredi borcu da sona ermediğinden ipoteğin fek edilmesinin de mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tüm bilgi ve belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve davalı banka tarafından sunulan 15/09/2020 tarihli yazı cevaplarında kredinin kapatılması ve ipoteğin terkini için kredi borçlusu … tarafından bankaya verilen veya verilecek bir beyan ve talep talimatının bulunmasının gerektiği, ayrıca 08/04/2021 tarihli duruşmada dava dışı …’in dinlendiği ve ihbar olunanın beyanlarında evi 245.000,00 TL’ye sattığı, davacıların belirttiği gibi 180.000,00 TL’ye satmadığı, bankaya yatırılan 75.658,00 TL’nin kredi ödemesi için değil evin değerinden kalan ve kendisine ait para olduğu, 75.658,00 TL’lik ödemenin kredi borcuna mahsuben ödenmesiyle ilgili bankaya bir talimat vermediği, …’nin bu evi bu borcu bilerek satın aldığı, o krediyi ödeyecek kişinin de … olduğu, krediden dolayı herhangi bir borcunun olmadığı, bankaya kredinin ödenmesiyle ilgili herhangi bir talimat verilmediği, banka görevlisinin 75.658,00 TL notuyla ilgili de herhangi bir bilgisinin olmadığı, ödenen paranın kredi değil evin bedelinden kalan kısım olduğunun beyan edildiği, evin değeri konusunda davacı tarafından dosyaya whatsap görüşmeleri sunulmuşsa da konuşmaların incelenmesinde öncelikle kiminle görüşüldüğüne dair bir bilgi ve belgenin olmadığı, ayrıca görüşmenin davacılar ile dava dışı Meliha arasında olduğu kabul edilse dahi evin değerine dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, banka görevlisi tarafından verilen notla ilgili de kredi borçlusu …’in bir bilgisinin bulunmadığı, bu nedenlerle davalı bankanın iç yazışmalarının incelenmesine gerek bulunmadığı, ayrıca bilirkişi tarafından düzenlenen raporların da dosyadaki bilgi ve belgelere göre düzenlendiği ve hükme esas alınabileceği, her ne kadar davacılar tarafından ödenen 75.658,00 TL’nin kredi borcuna mahsuben ödendiği ve davalı banka tarafından ipoteğin fek edilmesi konusunda davalı bankanın kusurlu olduğu bildirilmişse de yukarıda incelenen deliller gereğince davacının davasını ispat edemediği görülmekle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkillerinin 2018 yılı yaz aylarında … Mahallesine bir emlakçının satılık bir ev bulmasını istediklerini, gayrimenkulün sahibi … ile buluşturduğunu, 180.000,00 TL bedel ile taşınmazın satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, ev sahibinin taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, kredi borcunu bankadan öğrenelim borcu ödeyin artan kısmı da bana ödeyin dediğini, müvekkillerinin banka yetkilileri ile görüştüğünü, banka yetkilisinin güven verici beyanı üzerine kredinin ilk taksiti ve gecikme faizi olan 87.000,00 TL’nin banka yetkilisinin dediği şekilde …’nin … … Şubesindeki hesabına yatırıldığını, ayrıca 8.000,00 TL’nin de …’e elden verildiğini, kredi borcunun ikinci taksiti için ev sahibi olan … ile bankada buluştuklarını, krediyi erken kapatarak gayrimenkul kaydında ki ipoteğin kaldırılmasının istendiğini, banka yetkilisinin kredi borcunun 85.500,00 TL olduğunu, vadeden önce kredinin kapatılması halinde 75.000,00TL’ye kapanacağını, 658,00 TL’de ipotek kaldırma bedeli olacağını belirttiğini, müvekkillerinin de söz konusu bedeli 27/09/2018 tarihinde yatırdıklarını, banka görevlisi ile ertesi gün görüştüklerinde ipotek kaldırma yazısının genel müdürlükten geldiğini, ancak …’in kredinin kapatılması için yatan parayı kendisinin başka bankada olan hesabına aktardığını, bu nedenle ipoteğin kaldırılamayacağının belirtildiğini, bilirkişinin dosyaya sunduğu raporun eksik incelemeye dayalı olduğunu, banka kayıtları üzerinde bizzat kendisinin inceleme yapılarak banka iç yazışmalarında böyle bir yazışmanın olup olmadığının, silinmiş olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, bu yönde bir inceleme yapılmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İpotek Resmi Senedinin incelenmesinde;…. taşınmazda bulunan 2.kat ve çatı katı dubleks meskenin tamamı … adına kayıtlı iken kendisinin … … A.Ş’den kullandığı ve kullanacağı krediler nedeniyle doğmuş doğacak, asalet ve kefalet borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 1.dereceden … … A.Ş. lehine ipotek verildiği,
….taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde; taşınmazın … adına kayıtlı iken 300.000,00 TL bedel ile 1.dereceden 09/06/2017 tarihinde T…. … lehine ipotek verildiği, taşınmazın 02/07/2018 tarihinde ipotek yüklü olarak … ve … … tarafından satın alındığı,
Dava dışı … ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince 12/06/2017 tarihinde taksitli ticari kredi kullandırıldığı, ticari kredinin ilk taksitinin 12/06/2018 tarihinde 85.544,96 TL, ikinci taksitinin ise 12/06/2019 tarihinde 85.544,96 TL ödenmek üzere kullandırıldığı,
İhbar olunan …’in duruşmada dinlendiği, daireyi 245.000,00 TL’ye sattığını, davacıların belirttiği şekilde 180.000,00 TL’ye satmanın söz konusu olmadığını, bankaya yatırılan 75.658,00 TL’nin kredi borcu için değil, kalan ve kendisine ödenmesi için yatan para olduğunu, kendisinin kredi borcuna mahsuben ödemeyle ilgili olarak bankaya herhangi bir talimat vermediğini beyan ettiği görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda özetle; davalı banka ile dava dışı … arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında dava dışı borçluya 12/06/2017 tarihinde %19,20 yıllık akdi faiz üzerinden 130.000,00 TL bedelli iki taksitli ödenecek taksitli ticari kredi kullandırıldığını, kredinin teminatı olarak davaya konu taşınmazın 300.000,00 TL bedel ile banka lehine ipotek verildiğini, dava konusu taşınmazın ipotek verildikten sonra 02/07/2018 tarihinde davacılar tarafından satın alındığını, vadesi gelmemiş bir kredi borcu için borçlunun yazılı bir talebi ya da imzası olmadan kredinin kapatılmasının mümkün olamayacağını, müşterinin kredinin erken ödeme talebinde bulunulması halinde bankanın bu talebi kaydetmek zorunda olduğunu, dava konusu olayda dava dışı borçlunun davalı bankaya kredinin erken kapanması hususunda yazılı bir beyanı bulunmadığı gibi davalı bankanın da borçlu ya da davacıya gelen EFT bedeli ile ilgili olarak ipoteğin fek edileceğine dair yazılı bir belge vermediğinin anlaşıldığını, yapılan işlemlerin tarih ve saatleri incelendiğinde davacıların 27/09/2018 tarihinde gönderdikleri EFT ve hesaba yatırdıkları bedel ile ilgili olarak dava dışı asıl borçlu ile birlikte davalı bankaya başvurarak dava konusu krediyi kapatacaklarını ve bankadan ipoteğin fek edileceği yönünde yazı alabilecekleri mümkün iken bu işlemler yapılmadan dava dışı borçlunun hesabına para yatırıldığını, dava dışı borçlunun da yatırılan bu bedeli daha sonra başka bankada bulunan hesabına transfer ettiğini, davaya konu ipoteğe konu kredinin vadesinde kapatılmadığını, bu nedenle ipoteğin fekkinin koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu ve ipotek veren … arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince kullanılacak kredinin teminatı olarak dava konusu taşınmazın 300.000,00 TL bedel ile davalı banka lehine 1.dereceden ipotek verildiği, dava dışı ipotek veren asıl borçlu …’in davalı bankadan 12/06/2017 tarihinde iki taksitle ödenmek üzere 130.000,00 TL bedelli taksitli ticari kredi kullandığı, davaya konu taşınmazın davacılar tarafından ipotek yüklü olarak 02/07/2018 tarihinde satın alındığı dosya kapsamıyla sabittir.
Davacılar tarafından 02/07/2018 tarihinde daire satış bedeli adı altında … hesabına 87.006,00 TL yatırılmıştır. 27/09/2018 tarihinde ise davacılar tarafından bu kez … hesabına “ev için” açıklamasıyla 75.658,00 TL daha ödeme yapılmıştır.
Davacı yan söz konusu ödemenin dava dışı tapu maliki …’in davalı bankadan kullandığı kredinin ikinci taksitine karşılık olarak erken kapama bedeli olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise, bu iddiayı reddetmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 02/07/2018 tarihinde “ev için” açıklamasıyla yatırılan 75.658,00 TL’nin taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olarak yatırılıp yatırılmadığına ilişkin olup, davacılar ile ihbar olunan … arasındaki dava konusu taşınmazın satış bedelinin somut olayda uyuşmazlık konusu olmadığından bu konuda değerlendirme yapılmamıştır.
Dosya kapsamında dava …’e ihbar edilmiş, … duruşmadaki beyanında; daireyi 245.000,00 TL’ye sattığını, hesabına yatan 75.658,00 TL’nin de kredi ödemesi için değil evin değerinden kalan ve kendisine ödenmesi gereken bedel olduğunu, ayrıca davalı bankaya kredinin ödenmesi ile ilgili olarak herhangi bir talimat da vermediğini beyan etmiştir.
Davacı yan tarafından dosyaya bir kısım whatsapp yazışmaları sunulmuş ise de, sunulan whasapp yazışmalarının davacılar ile dava dışı … arasında olup olmadığı anlaşılamadığı gibi, dava konusu taşınmazın satış değerine ilişkin herhangi bir değerin de yazışma içeriğinde yer almadığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişinin raporunda da belirtildiği üzere, davaya konu taşınmazın davacılar tarafından ipotek yüklü olarak satın alındığı, taşınmazın davalı bankaya 1.dereceden 300.000,00 TL bedelle ipotek verildiği, dava dışı tapu maliki …’in davalı bankadan kullandığı 130.000,00 TL bedelli iki taksitli ticari kredinin ilk taksitinin 87.006,00 TL olarak davacılar tarafından yatırıldığı, ikinci taksitinin vadesinin 12/06/2019 tarihi olup taksit bedelinin 85.544,96 TL olduğu, davacılar tarafından 27/09/2018 tarihinde ikinci taksitin vadesinden önce dava dışı asıl borçlu …’in hesabına 75.658,00 TL yatırıldığı, dava dışı asıl borçlu …’in yatırılan bu bedelden 6.000,00 TL’sini 27/09/2018 tarihinde ATM’den çektiği ve 60.000,00 TL’sini ise başka bir bankada bulunan hesabına havale ettiği, kendi beyanına göre kredinin erken kapatılmasına yönelik olarak davalı bankaya herhangi bir müracaatının ve talimatının bulunmadığı gibi, davacılar tarafından da söz konusu yatırılan bedelin ipoteğin kaldırılmasına yönelik olarak davalı bankaya yatırıldığına ilişkin somut bilgi belgenin dosyaya sunulamadığı, halen dava dışı …’in kullanmış olduğu kredinin kapatılmadığı anlaşılmakla ipoteğin kaldırılması koşullarının oluşmadığından açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi21/06/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.