Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1326 E. 2022/1689 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1326 Esas 2022/1689 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1326
KARAR NO : 2022/1689

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2021
NUMARASI : 2021/122 Esas 2021/497Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2022

Taraflar arasındaki ticaret sicil memurunun kararına itiraza ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı kurum vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … sicil no ile … kayıtlı olduğunu, 15/02/2021 tarihinde gerçekleşen genel kurulunun tescil talebi Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 22/02/2021 tarihli yazısı ile haksız olarak reddedildiğini, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tedbirin devam ettiği bu nedenle tescilin yapılamadığı iddia edilmiş ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, daha önce tüm hisseleri …’e ait dava dışı …. A . Ş ‘nin tescil işlemlerinin yapılması için Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurulmuş olduğunu, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından şirkette pay sahibi olan …’ün hisseleri üzerinde Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/4767 D.iş sayılı tedbirinin olduğundan bahisle ilgili mahkemeye yazı yazılarak görüş sorulduğunu, mahkemece … hakkında verilmiş olan kararın kendiliğinden terkin olduğunun (kaldırıldığının ) belirtildiği anlaşılmakla şeklinde cevap verildiğini, daha sonra Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tüm hisseleri … ‘e ait olan genel kurulun tescil edildiğini, sonuç olarak hakkında tedbir kararı devam eden kişiler bakımından uygulanabilir olan bir hükme dayanılarak talep reddedilse dahi müvekkili şirket ortağı … hakkında tedbir kararının kalktığının mahkeme kararı ile sabit olduğunu, …’ün üzerindeki tedbirin kalkmış olduğu ve tescil işleminin gerçekleştirilmesi gerektiği hususunda Ticaret Sicil Müdürlüğünün bilgisi bulunduğunun açık olduğunu, ayrıca …’e ait başka bir şirketin işlemleri yapılırken davacı şirketin işlemlerinin yapılmaması hukuki izahtan yoksun olduğunu ve tescil talebinin reddedilmesinin haksız olduğunu iddia ederek Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 22/02/2021 tarih ve E-62752911-101.02-6490 sayılı işlemi ile tescil taleplerinin reddine dair verilen kararın kaldırılarak müvekkili şirketin 15/02/2021 tarihli genel kurulun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkililerinin 15/02/2021 tarihinde 2015-2019 yılları arasında olağan genel kurul toplantıları için müvekkili müdürlüğe başvuru yaptıklarını, başvuru evraklarının incelenmesi sonucunda tescil taleplerinin reddedildiğini, dava konusu şirket ortağı … hakkında Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/4767 D.iş sayılı dosyası ile CMK’nın 128/1 maddesi uyarınca her türlü malvarlığı üzerine elkonulması kararı verildiğini, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5231 D.iş sayılı dosyası – 2020/826 D.iş sayılı dosyası – Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/2903 D.iş sayılı dosyası, Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/5554 D.iş sayılı dosyaları ile de tedbirin kaldırılmasının talep edildiği, ilgili şirkete ait tescil talebinin …’ün üzerindeki tüm tedbirlerin kalktığına dair herhangi bir yargı kararı ve Bakanlık görüşü olmadığından hukuka ve usule uygun olarak reddedildiğini, davacı tarafça talep edilen tescil işlemi usulüne uygun olarak incelenip reddedildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 10/10/2016 tarihinde verilmiş olan Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5231 D.iş sayılı kararına ilişkin davacı şirket hissedarı … hakkında malvarlığına yönelik verilen ihtiyati tedbir karanının, CMK’un 128/1 maddesi ile 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 20/A maddesine göre, şerhin verildiği tarihten itibaren 2 yıl geçmesi halinde Hukuk Mahkemesinden verilmiş ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir ibraz edilmediği takdirde şerh kendiliğinden terkin edildiğinin tespit edildiği, davalı … Sicil Müdürlüğünün tescilinin reddine karar verdiği genel kurul kararı 15/02/2021 tarihli olup, Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5231 D.iş sayılı, 10/10/2016 tarihli malvarlığına yönelik ihtiyati tebdirin kendiğinden terkin olduğu tarih ise yukarıda belirtilen kurum yazılarına göre 10/10/2018 tarihinde olduğu, bu kapsamda, davacı şirketin hissedarı olan … hakkındaki malvarlığına yönelik ihtiyati tedbirin CMK.un 128/1 maddesi 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 20/A maddesine göre, kendiğinden terkin olduğu belirtilen kurum yazışmalardan anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile, …nün 22/02/2021 tarih, E-62752911-101.02-6490 sayılı işleminin iptaline, tescil talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına, …nün … sicil numarasında kayıtlı bulunan davacı … A.Ş ‘ nin 15/02/2021 tarihli genel kurul kararının tesciline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sicil Müdürlüğü istinaf dilekçesinde özetle;Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 128. maddesi uyarınca … hakkında konulan ilk
tedbirin Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliği’nin 08.09.2016 tarihli 2016/4767 Değişik İş Nolu kararı ile olduğunu, Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliği’nin 10.10.2016 tarih ve 2016/5231 D. iş kararıyla aynı tedbirlerin devamına karar verildiğini, 24.10.2016 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Cumhuriyet Başsavcılığı Suçlar Soruşturma Bürosu Yazısıyla Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliği’nin 10.10.2016 2016/5231 D. İş sayılı kararı gereğince, …’ün ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına el konulması için karar Sicil Müdürlüğümüze tebliğ edildiğini, Ankara 7.Sulh Ceza Hakimliği’nin 27.10.2016 tarih ve 2016/2903 D.İş kararı ile…’ün Terörle Mücadele Kanunu’nun 20/A maddesi kapsamında, şüpheliye ait taşınmazların tapu kütüğü ile kara, deniz ve hava ulaşım araçlarının kayıtlı bulundukları sicillere şerh düşülmesine (itiraz yolu açık olmak üzere) karar verildiğini, …’ün ortağı ve yetkilisi olduğu bir diğer şirket otan …. AŞ ile alakalı olarak ise Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliği’nin 21.01.2020 tarih ve 2020/826 D.iş Kararıyla) ….AŞ’ nin vekili tarafından, müvekkil şirketin tasarruf yetkilerinin kısıtlanmasının sona ermesi için şüpheli … adına konulan taşınmazdaki tedbirlerin kaldırılmasını talep ettiğini, bunun üzerine Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliği kararında, şüpheli hakkında verilmiş bir KYOK kararı olmadığını, ancak şerhin konulduğu Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliği tarafından 8.9. 2016 tarih ve 2016/4767 D.iş sayısı ile verilen tedbir kararından itibaren iki yıl geçtiği, bu iki yıl içinde şerhin devamı yönünde hukuk mahkemesinden verilmiş ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı olmadığından, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 20/A maddesi hükmüne göre, kararının verildiği tarihten itibaren 2 yıllık sürenin geçtiği ve 20/Amaddesindeki hükmün doğal sonucu olarak tedbir kararının kendiliğinden terkin olduğu anlaşıldığından, talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar verildiğini, Ankara 4.Sulh Ceza Hakimliği’nin 20.08.2020 tarih 2020/5554 D.iş kararında ise; …’ün müdafiisi tarafından, müvekkilinin Malvarlığına konulan tedbirin kaldırılması talep edildiğini, talebi inceleyen Ankara 4.Sulh Ceza Hakimliğinin 20/08/2020 tarih 2020/5554 Değişik iş nolu kararında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 20/A maddesi hükmüne göre, bir KYOK kararının bulunmadığı ancak şerh kararının veritdiği tarihten itibaren 2 yıllık sürenin geçtiği ve bu sürede başka bir ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden, tedbir kararının kendiliğinden terkin olduğu anlaşıldığından, …’ün müdafisinin talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,7 gün içinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiğini, TTK’ nın 32. Maddesine istinaden, Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğunu, tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları gerektiğini, … ortağı olan …’ün üzerindeki intikal etmiş tedbirlerin kalktığıyla alakalı tarafımıza yetkili makamlardan herhangi bir talimat ve karar gönderilmediğini, davalı idarenin yargı kararı olmadan tedbir kararı koyup kaldırma hususunda yetkisinin olmadığı göz önüne alındığında 15/02/2021 tarihli başvurularının red kararının haklı olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği … ŞİRKETİ’nin tescili . İse Ticaret Bakanlığı 28/12/2020 tarihli 50035491-431.04-E-00060054498 sayılı görüşüne göre yapıldığını, ilgili görüşte Ticaret Bakanlığı,, …Şirketi’nin Müdürlüğümüze sunduğu genel kurul kararının tescil talebinin karşılanabileceğini belirttiğini ve bunun üzerine şirket genel kurulunun tescili 05/01/2021’de yapıldığını, fakat Bakanlığın “tedbirin kalkmasının kabulü halinde şahsın diğer ortak olduğu şirketlerde de tedbirin kalkıp kalkmadığı ve benzer şirketlerde uygulanıp uygulanmayacağı” sorumuzla alakalı olarak Adalet Bakanlığı’ndan görüş talep ettiğini ve oradan alımacak cevaba müteakip konuya ilişkin Müdürlüğümüze bilgi vereceklerini belirttiklerini, …’ün ortağı olduğu diğer şirketlerdeki kayıtlarına ilişkin tedbirin kaldırılıp kaldırılamayacağı konusunda Ticaret Bakanlığının da Adalet Bakanlığı’ndan görüş talep ettiğini, bunun üzerine şirket ortağı …’ün tedbirinin devam ettiğinin anlaşıldığını ve bu sebeple Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 31/10/2016 tarihli “Ticaret Sicili İşlemleri” konulu genelgesinde yer alan “Şirket nezdindeki paylarına el kayma tedbiri uygulanan ortağın el konulan paylarından doğan hakları kendisi veya yetkilendireceği şahıs aracılığıyla kullanılamayacağından, paylarını idare etmek üzere henüz kayyım atanmayan ortağın katılımı ile alınmış genel kurul kararlarının tescili taleplerinin karşılanmaması” hükmü gereği tescil talebi 22/02/2021 tarihinde reddedildiğini, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/07/2021 tarihli 2021/122 E. 2021/497 K. Sayılı
kararı üzerine dava kanusu …
hakkında 28/07/2021 tarihinde bir kez daha Ticaret Bakanlığı’ndan görüş talep edilerek Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 128. maddesi uyarınca … hakkında verilen tedbir kararının 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 20/A. maddesi dikkate alınarak kaldırılıp kaldırılamayacağı;. tedbir kaldırıfacak ise …’ün ortağı olduğu diğer şirketler için de kaldırılıp kaldırılamayacağı ve tescil işlemlerinin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği; CMK madde 128 kapsamında tedbir konulan başka şahıslar için de …’ün tedbirinin kaldırılmasının emsal gösterilerek üzerine tedbir konulan şahsın talebi üzerine Terörle Mücadele Kanunu madde 20/A kapsamında kendiliğinden kaldırılıp kaldırılamayacağı; Ticaret Bakanlığı’nın 28/12/2020 tarihli E-50035491-431.04.-E-00060054498 sayılı genelgesi esas alınarak söz konusu genelge kapsamında tescil başvurularının reddedilip reddedilmeyeceği hususlarında görüş talep edildiğini, Ticaret Bakanlığının 06/08/2021 tarihinde ekine Adalet Bakanlığı’nın da 01/04/2021 tarihli 577130749 sayılı görüşünü koyarak cevabi yazısını Müdürlüğümüze gönderdiğini, Adalet Bakanlığı Ticaret Bakanlığı’na verdiği görüşte 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununu ve Terörle Mücadele Kanununu ayrı ayrı değerlendirerek CMK’nın 128. maddesindeki el koyma şartlarını Terörle Mücadele Kanunu 20/A maddesi şartlarından
farklı düzenlendiğine ve iki kanunun da farklı amaçlara hizmet ettiğine dikkat çektiğini, Terörle Mücadele Kanunu’nun 20/A maddesindeki amacın zararların tazmini sebebiyle tedbir konulması olduğuna vurgu yapılmış ve Terörle Mücadele Kanunu ZO/A maddesinin, CMK’nın 128. maddesi ile amaçlanan eşya/kazanç müsaderesi veya işpat aracı olma gibi amaçlar barındırmayacağının ifade edildiğini CMK 128. maddesi ve Terörle Mücadele Kanunu 20/A maddelerinin birbirinden farklı nitelik arz etmesi sebebhiyle Terörle Mücadele Kanunu 20/A kapsamında konulan şerhler, kendiliğinden kalksa bile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 128. Madde kapsamında konulan el koyma kararının ve sanıkların tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına devam edeceğinin belirtildiğini ve işbu Adalet Bakanlığı görüşü üzerine Ticaret Bakanlığı da yargı kararı olmadan CMK 128. madde uyarınca işlenen şerhleri terkin edilmemesi gerektiğini belirttiğini, Adalet Bakahlığı ve Ticaret Bakanlığı görüşleri de dikkate alındığında 22/02/2021 tarihli red kararımızın ne kadar isabetli olduğunun görüleceğini bildirerek ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalınn tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğundan tarafımıza yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 22/02/2021 tarihli işlemi ile tescil taleplerinin reddine dair verilen kararın kaldırılarak, davacı şirketin 15/02/2021 tarihli genel kurulun tescili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5231 D. İş sayılı, Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 2021/7250 D.iş sayılı, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/2903 D.iş sayılı, Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/5554 D.iş sayılı, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/4767 D.iş sayılı, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/826 D.iş sayılı kararları, ticarete sicil kayıtları, davacının davalı idareye tescil için başvurusu ve davalı idarenin cevabi yazısı, Adalet Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı görüş yazıları, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun 19/03/2021 ve 05/12/2022 tarihli 2015/153198 sayılı yazıları, Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/12/2022 tarihli 2022/25 Esas sayılı yazısı vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Dosya kapsamından, davacı …. A.Ş ‘nin , …nün … sicil numarasında kayıtlı olduğu, davacı şirket tarafından şirketin 15/02/2021 tarihli genel kurulun tescili talebinde bulunulmuş olup şirket ortağı … hakkında tedbir devam ettiği gerekçesiyle davalı … Müdürlüğünün 22/02/2021 tarih, E-62752911-101.02-6490 sayılı kararı ile davacı şirketin genel kurul kararının tescil başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 32. maddesi uyarınca ticaret sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Buna göre sicil müdürü tescili talep edilen hususun kanuni şartları taşıyıp taşımadığını, emredici hükümlere aykırı bir yönünün bulunup bulunmadığını, kamu düzenine aykırı olup olmadığını inceleyebilecektir.
Somut olayda davacı yanca, 15/02/2021 tarihinde gerçekleşen genel kurulun tescili talebi davalı … Sicil Müdürlüğünün 22/02/2021 tarihli kararı ile şirket ortağı … hakkında tedbir kararı bulunduğu gerekçesiyle reddedilmesi üzerine eldeki dava açılmış olup, ilk derece mahkemesince 15/02/2021 tarihli genel kurul kararına engel oluşturtuğu belirtilen Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5231 D.iş sayılı kararının, terkin olduğu Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2021 tarihli 2021/7250 D.iş Kararı ile yine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 02/07/2021 tarihli yazıları birlikte değerlendirildiğinde; 10/10/2016 tarihinde verilmiş olan Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5231 D.iş sayılı kararına ilişkin davacı şirket hissedarı … hakkında malvarlığına yönelik verilen ihtiyati tedbir karanının, CMK.un 128/1 maddesi ile 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 20/A maddesine göre, şerhin verildiği tarihten itibaren 2 yıl geçmesi halinde Hukuk Mahkemesinden verilmiş ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir ibraz edilmediği takdirde şerh kendiliğinden terkin edildiği, davalı … Sicil Müdürlüğünün, tescilinin reddine karar verdiği, genel kurul kararı 15/02/2021 tarihli olup,Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5231 D.iş sayılı, 10/10/2016 tarihli malvarlığına yönelik ihtiyati tebdirin kendiğinden terkin olduğu tarihin ise yukarıda belirtilen kurum yazılarına göre 10/10/2018 tarihinde olduğu, bu kapsamda, davacı şirketin hissedarı olan … hakkındaki malvarlığına yönelik ihtiyati tedbirin CMK.un 128/1 maddesi 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 20/A maddesine göre, kendiğinden terkin olduğu belirtilen kurum yazışmalardan anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının istinaf sebeplerinin değerlendirilebilmesi için Dairemizce Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesine yazılan müzekkereye verilen 09/12/2022 tarihli cevapta, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan sanık … hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 18/01/2022 tarih 2015/153198 soruşturma, 2022/3812 E sayılı iddianamesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davasının açıldığı, 07/06/2022 tarihli duruşmada “Her ne kadar Sulh Ceza Hakimliğince sanık …’e ait olduğundan bahisle Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/01/2022 tarih 2022/86 D. İş sayılı kararı ile kaçak olan sanık hakkında sanığın malvarlığı hakkında tedbir mahiyetinde el koyma kararı verilmiş ise de daha önce sanığın hissesinin bulunduğu … parsel sayılı taşınmazlar yönünden tedbirin kaldırıldığı, …. vekili tarafından bu taşınmazlara el konulmasına dilekçe ile itiraz edildiği, taşınmaz tapu kayıtları ve ekli devir sözleşmelerinin dosya arasına alındığı, tapu kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olmak üzere Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 2021/10248 D. İş sayılı kararı ile Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/5136 D.İş sayılı tedbirinin kaldırılmasına karar verildiği ve sonrasında devir sözleşmelerinin yapıldığı, devir sözleşmelerinin yapıldığı tarihte söz konusu taşınmazlar açısından herhangi bir tedbirin söz konusu olmadığı, talep eden vekillerinin sunduğu belgeler ve dosya arasına alınan tapu kayıtları haricinde tedbirin kaldırılması hususunda dosyaya ibraz edilmiş herhangi bir delil de bulunmadığı hususları da gözetilerek Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/01/2022 tarih 2022/86 D. İş sayılı kararı ile … parsel sayılı taşınmazlar hususunda verilen el koyma kararının tedbir kararına itiraz eden …. hisseleri yönünden kaldırılmasına karar verildiği, …’ün malvarlığı ile ilgili konulan tedbire ilişkin başkaca bir kaldırma kararı bulunmadığının bildirilmiştir.
Davacı şirket ortağı … hakkında Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 08/09/2016 tarih 2016/4767 D. İş sayılı kararı ile CMK 128 maddesi gereğince “… ortaklık paylarına el konulmasına karar verildiği” ve aynı mahkemece 10/10/2016 tarihinde 2016/5231 sayılı karar ile … hakkındaki 2016/4767 D.iş sayılı kararın devamına karar verildiği, CMK 128. Maddesi gereğince verilen el konulması kararı kaldırıldığına dair bir mahkeme kararı bulunmadığı sulh ceza mahkemesi kararlarının 3713 sayılı yasanın 20/A maddesine atıf ile kendiliğinden kalktığına dayalı karar verilmesine yer olmadığı niteliğinde olduğu, doğrudan el konulması kararlarının kaldırıldığına ilişkin karar olmadığı bu hali ile şirketteki ortaklık paylarına el konulması kararları sonuçlarının devam ettiği ve bu tedbirin tescile engel teşkil ettiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmediğinden davalının vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2021 tarih ve 201/122 Esas 2021/497 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtanalınan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 155 TL yargılama giderlerinin davalıya iadesine,
5-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri ve 51 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 213,10 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.