Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1306 E. 2023/875 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2021
NUMARASI : …..
DAVA TARİHİ : 15/02/2021

KARAR TARİHİ : 08/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2023
Taraflar arasındaki … şirket müdürünün azli istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların dava dışı ….. %50’şer pay sahibi olup, şirketi müştereken temsile yetkili müdür olduklarını, şirket müdürü olan davalının finansal planlamanın oluşturulması, genel kurul kararların uygulanması, şirket menfaatinin korunması ve şirketle rekabet etmeme gibi konularda asli görevini aksattığını, davalının tarafların ortak olduğu şirket ile aynı iştigal konusunda faaliyet gösteren şirket kurduğunu, kurulan şirket için yaptırılan internet sitesinde gerek görsellerin, gerekse referansların tarafların ortak olduğu şirket ile aynı olduğunu, şirket nezdinde ele geçirdiği bilgileri kullandığını, şirket adına ihalelere katılması gerekirken kendi şirketi adına ihalelere katıldığını, müvekkiline şirketle ilgili mali bilgileri vermekten imtina ettiği gibi şifai görüşmelerde de kendisinde bulunan çek yapraklarının istekleri doğrultusunda kullanılacağını ifade ettiğini, tarafların şirkete mali kaynak yaratmak için anlaştıkları şirkete ait taşınır ve taşınmazları kendi kurduğu şirkete bedelsiz olarak devrettiğini, davacının azil için aranan haklı sebepleri gerçekleştirdiğini, rekabet etmeme yükümlülüğü ve diğer yükümlülüklerine aykırı davrandığını belirterek davalının ……. Şti.’ndeki müdürlük görevinden alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklardan dolayı şirketi fesih ve tasfiye sürecinin başladığını, 16/07/2020 tarihinde aralarında akdettikleri sözleşme ile şirketin tasfiye sürecine girdiğini, tasfiyede ise aralarında akdettikleri sözleşme ile çeşitli malları, varlıkları ve şirket borçlarını paylaştıklarını, müvekkilinin tüm iş ve eylemlerini karşı tarafın onay ve muvafakati ile gerçekleştirdiğini, tarafların müştereken yetkili müdür olduklarını, davacının kötü niyetle bu davayı açtığını, şirketin aracının hiçbir bedel alınmadan davacı tarafından kendi kızına devredildiğini, davacının şirket tasfiye sürecine girmeden 18/06/2019 tarihinde …A.Ş.’yi müvekkilinin bilgisi haricinde kurduğunu, müvekkille ortak oldukları şirketin referanslarını kullandığını, müvekkilinin davacının kendine ait şirket kurması, zaten ilgilenmediği şirket referanslarını, öz kaynaklarını kullanması sebebiyle taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını, müvekkilinin şirketi ihmal ettiği, rekabet yasağına uymadığı ileri sürüldüğü halde tüm bu iddiaların davacı tarafından gerçekleştirildiğini, davacının kendine ait şirket kurduktan sonra ortak oldukları şirkete ait malları kendi ailesine devrettiğini, şirkete ait kredi kartını şahsi olarak kullanıp ödemediğini, şirketin kredibilitesini düşürdüğünü, müvekkilinin …… tarafların ortak olduğu şirketin tasfiye sürecine girdikten sonra kurduğunu, davacının protokolde belirtilen malları rızası ve onayı dahilinde Kendaş şirketine devrettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, TTK’nun 630/2. madde hükmüne göre her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul edileceği, tarafların %50’şer hisse ile ortağı oldukları … ve davalının tek ortağı olduğu …….işletme konusunun kısmen benzer olduğu, TTK’nun 626/2. maddesi uyarınca şirket ana sözleşmesinde aksi öngörülmemişse veya diğer tüm ortakların yazılı onayları olmadığı sürece müdürlerin şirketle rekabet teşkil edecek faaliyetlerde bulunamayacakları, müdürün rekabet yasağının kapsamı ve içeriğinin şirketin uğraş alanına göre belirleceği, bunun ölçüsünün şirketin fiilen uğraştığı işlerle planlanmış ancak henüz başlanmamış şirket faaliyetleri olduğu, davalının aynı anda her iki şirketin müdürü olarak görev yaptığı, bu durumun müdürün rekabet yasağına aykırı davrandığını gösterdiği, müdürün rekabet yasağına aykırı eylem ve işlemleri herhangi bir zarar ortaya çıkarmasa dahi bu eylem ve işlemlerin rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiği, davalı şirket yönetici ortağının özen ve bağlılık yükümlülüklerine uygun davranmadığı, davalı ortağın şirketteki müdürlük görevinden alınmasının (temsil yetkisinin kaldırılmasının) haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara … Sicil Müdürlüğünun …. sicil numarasında kayıtlı …….aksi karar alınıncaya kadar şirketi müştereken temsile yetkili müdür olarak seçilen davalının müdürlük görevinden alınmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesine ek olarak sundukları evrakların detaylı incelenmeden ve talepleri göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu, şirketin 16/07/2020 tarihinde aralarında akdettikleri sözleşme ile tasfiye sürecine girdiğini, tasfiyede aralarında akdettikleri sözleşme ile çeşitli malları, varlıkları ve şirket borçlarını paylaştıklarını, davacı şirket tasfiye sürecine girmeden 18/06/2019 tarihinde dava dışı …A.Ş.’yi müvekkilinin bilgisi dışında kurulduğunu, müvekkilinin referanslarının kullanıldığını, anılan şirketin … sicil gazetesindeki ilanının dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğunu, bu hususta şirketin diğer müdürünün de bilişim alanında faaliyet gösteren şirketi var iken bu husus gerekçe gösterilerek müvekkilinin şirket müdürlüğünden azlinin talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olup, dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin şirket müdürlüğünden azli için TTK’nun 630/2. maddesine göre haklı sebeplerin varlığının gerektiğini, bu hususta haklı sebeplerin varlığının ispatlanamadan davanın kabul edilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkilinin kendine ait şirket kurmasının dava dışı …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’yi zarara uğrattığı ve müvekkilinin haksız rekabete sebebiyet verdiği hususunda herhangi bir kanıt bulunmadığını, bu hususta bilirkişi incelemesinin de yapılmadığını, davacının da aynı iş kolunda faaliyet gösteren şirketi bulunduğunu, müvekkilinin davacının kendine ait şirket kurmasının ve ilgilenmediği …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin referanslarını, öz kaynaklarını kullanması ve birçok sebep nedeniyle müvekkili ile davacı arasında anlaşmazlık çıktığını, dava dışı şirketin bu sebepten dolayı fesih ve tasfiye sürecine girdiğini, davacının müvekkilinin şirket kurup dava dışı şirketi ihmal ettiğini, rekabet yasağına uymadığını ileri sürerken tüm iddiaları aslında kendisinin gerçekleştirdiğini, müvekkilinin rekabet yasağına uymadığı gerekçe gösterilerek şirket müdürlüğünden azlinin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, 16/07/2020 tarihli protokolde ve dava dilekçesinde belirtilen iddiaların aksine müvekkilinin tüm iş ve eylemlerinin, karşı tarafın onay ve muvafakati ile gerçekleştirildiğini, 24/07/2020 tarihinde de davacıya ait olan %13 hissenin müvekkiline devredildiğini, tarafların münferit olan imza yetkilerinin ortakların da kararıyla müşterek imza yetkisine dönüştüğünü, bu hususta ortaklar pay defterinin dosyaya sunulduğunu, davacı ve müvekkilinin %50’şer hisseye sahip müştereken yetkili müdür olduğunu, yani tarafların müşterek imzaya yetkili oldukları için müvekkilinin hiçbir iş ve eylemi davacı olmadan yapamayacağını, davacının şirket aracını hiçbir bedel almadan kızına devrederek şirket mallarını haksız bir şekilde kullanıp devrettiğini, bu devre ilişkin faturanın da dosyaya sunulduğunu, şirkette münferiden imza yetkilisi olduğu sırada bahsedilen eylemi sergileyen davacının, müvekkilinin tasfiye sürecinde aradan çıkararak şirkette kalan malları da kendi istekleri doğrultusunda yönetmek istediğini, tüm bu hususların açıklığa kavuşması için 16/07/2020 tarihli protokolde bahsi geçen tapuların devirlerinin kimlere yapıldığının kayıtlarının celbini talep ettiklerini, fakat mahkemece taleplerinin hiçbirini dikkate almaksızın hüküm kurulduğunu, müvekkilinin her zaman şirkete gelir sağlamak için elinden geleni yaptığını, şirketin tasfiyesi için hazırlanan protokolden sonra dahi müvekkilinin şirkete birçok gelir sağladığını, davacının kendine ait şirketi kurduktan sonra müvekkili ile ortak oldukları şirkete ait malları ailesine devrettiğini, şirkete ait kredi kartını şahsi olarak kullanıp ödemeyip şirketin kredibilitesini düşürdüğünü, internet sitesinde belirtilen referansların müvekkilinin sadece kendisinin yer aldığı işlerin referansı olduğunu, müvekkiline ait olan dava dışı …San. Tic. A.Ş., müvekkili ile davacının ortak olduğu şirket tasfiye sürecine girdikten sonra kurulduğunu, davacının zaten kendisine ait olan …A.Ş. adında başka bir şirketi bulunduğunu, müvekkilinin de iş hayatını devam ettirmek istemesinin ticari hayatın olağan akışına uyan bir durum olduğunu, 16/07/2020 tarihli tasfiye amaçlı protokolle mal varlığı paylaşımı kararı alındığını, müvekkilinin amacının yeni şirketine mali kaynak sağlamak değil, tasfiye sürecindeki şirketi eşit olarak paylaşmak olduğunu, davacının protokolde belirtilen bu taşınır ve taşınmazları kendi rıza ve onayı dahilinde ….. Tic. A.Ş.’ye devrettiğini, davacının bu taşınır ve taşınmazları kendi rızasıyla devrettiğine dair imzasına havi evrakların mahkemeye sunulduğunu, davacının kendi imzaladığı evrakları inkar ederek dava açmasının kendisi ile çeliştiğini, davacının birçok hususta çelişkili ifadeler kullandığını, bu çelişkili durum ve hususlarda yeterli inceleme yapılmaksızın davanın kabul edilmesinin hatalı olduğunu, şirket yönetiminin davacının bizzat kendisinde olduğunu, yetki ve yönetim kendisinde olmasına rağmen tasfiye sürecinde müvekkilini şirket yönetiminden çıkarıp kalan malları istediği şekilde yönetmek amacıyla kötü niyetle açılan davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin her zaman basiretli bir tacir olarak şirkette alınan tüm kararlara uyduğunu, müvekkilinin tasfiye ve fesih sürecinde de protokole uygun davrandığını, fakat davacının basiretli bir tacir gibi davranmayarak şirkete ait tüm malları başkalarına devrettiğini, davacının protokolde belirlenen alacakları tahsil ettiğine dair imzalı evrak bulunduğunu, davacının şirketin tasfiyesi konusunda protokole uygun olarak tüm bedelleri tahsil ettiğine dair imzalı evrak bulunmasına rağmen, protokolde geçen tüm mal varlıklarını eşi ve oğluna adlarına alıp kısa zamanda başkalarına satışlarını yaparak mal kaçırdığını, dava dışı …… gelecek mali borçların kendisine zarar vermemesi için türlü yollara başvurduğunu, davacının hiçbir iddiasını somut delillere dayandıramadığını, müvekkilinin davacı ile ortak oldukları şirket fesih sürecine girdikten ve tasfiye için protokol imzalandıktan sonra kendi şirketini kurduğunu, şirketin fesih sürecine girmesinin dahi davacının kusurlu davranışlarından kaynaklandığını, davacının kendi şirketini kurması, bu hususu müvekkilinden gizlemesi, kendine ait şirket kurduğu tarihten itibaren müvekkilli ile ortak olan şirketin yaptığı hiçbir işle ilgilenmeyerek, şirket gelirleriyle kurduğu şirketi ve şirkete alması gereken tapuları şahsına çıkartması, davacı ile müvekkili arasında anlaşmazlık çıkmasına ve şirketin tasfiye sürecine girmesine sebebiyet verdiğini, davada bilirkişi incelemesi ve diğer gerekli incelemelerin yapılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; haklı nedenle … şirket müdürünün azli istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava dışı …….03/02/2016 tarihli genel kurul karar sureti, davacı ile davalı arasında akdedilen protokol sureti, dava dışı ….. antetli tahsilat makbuzu, dava dışı ……. ortaklar pay defteri ile arsa, taşınmaz satış bedeli, araç satış bedeline ilişkin dava dışı üçüncü kişiler adına düzenlediği fatura suretleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı ile davalı dava dışı …… ortağı olup, tarafların anılan şirkette %50’şer oranında pay sahibi olduğu, 03/02/2016 tarihli şirket genel kurul kararıyla davalının şirket müdürü olarak atandığı, davacının müdürler kurulu başkanı olduğu, münferit temsil yetkilerinin bulunduğu … sicil kayıtlarıyla sabittir.
Dava dışı …… 06/07/2020 tarihinde kurulduğu, kurucu ortağın davalı … olduğu, dava dışı …A.Ş.’nin ise 21/06/2019 tarihinde kurulduğu, kurucu ortağın davacı … olduğu, anılan şirketlerin işletme konusunun dava dışı …San. ve Tic. Ltd. Şti. ile kısmen benzer olduğu … sicil kayıtlarından görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilen 16/07/2020 tarihli protokol ile ortağı oldukları dava dışı …. Şti.’nin mal varlıklarının ortaklar arasında paylaşıldığı, 3 taşınmaz ile 1 aracın davalıya, 4 taşınmaz ile 2 aracın davacıya ait olduğu, davalı tarafından davacıya 400.000,00 TL ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davacı yan davalı şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını, şirketin referanslarını kullandığını, şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren başka bir şirket kurduğunu, rekabet yasağına aykırı davrandığını, şirket müdürlüğünden azli için haklı sebeplerin oluştuğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında dava dışı … şirkette tarafların %50’şer hisse sahibi oldukları, davalının şirket müdürü olup, davacının müdürler kurulu başkanı olduğu, davacı ve davalının münferit temsile yetkili oldukları, …San Tic. A.Ş.’nin davalı müdür tarafından kurulduğu, anılan şirket ile tarafların ortak olduğu şirketin bir kısım faaliyet alanının benzer bulunduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, şirket müdürünün azline ilişkin haklı sebeplerin oluşup oluşmadığı, davacının, tarafların ortak olduğu şirket ile benzer konularda faaliyet gösteren bir şirket kurup kurmadığı, dava dışı şirket müdürler kurulu başkanı olan davacının da kusuru bulunup bulunmadığı, kusuru var ise aynı konuda davalının kusurlu davrandığını iddia edip edemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, TTK’nun 630. maddesi uyarınca her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Anılan maddede şirket müdürünün özenle bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul edileceği düzenlenmiştir.
İşbu dava, haklı nedenle şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. … şirket ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin, idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca … ortaklığa husumet düşmemektedir.
Öte yandan, davacı yan davalı şirket müdürü davalının ortak oldukları şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren başka bir şirket kurduğunu, rekabet yasağına aykırı davrandığını ileri sürmüş, mahkemece de davalının şirketle rekabet teşkil edecek şekilde başka bir şirket kurarak her iki şirketin de aynı anda müdürü olduğu, bu durumun rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiği, müdürün azli için haklı sebep oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere dava dışı …San Tic. A.Ş.’nin 06/07/2020 tarihinde kurulduğu, kurucu ortağın davalı … olduğu, dava dışı …A.Ş.’nin ise 21/06/2019 tarihinde kurulduğu, kurucu ortağın davacı … olduğu, anılan şirketlerin işletme konusunun dava dışı …… ile kısmen benzer olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemece davacının davalıdan daha önceki, 21/06/2019 tarihinde …A.Ş.’yi kurduğu, anılan şirketin tarafların ortak olduğu dava dışı …… ile işletme konusunun kısmen benzer bulunduğu, davalının ise daha sonraki, 06/07/2020 tarihinde ….. kurduğu, anılan şirketin de işletme konusunun dava dışı ….. ile kısmen benzer olduğu, müdürler kurulu başkanı olan davacının davalıdan daha önceki bir tarihte şirketle rekabet yasağına aykırı davrandığı, kendisinin de aynı konuda kusurlu bulunduğu, kendi kusuru bulunan davacının davalı müdürün şirketle rekabet yasağına aykırı davrandığı, bu kapsamda özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini ileri süremeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye … Mahkemesinin 06/07/2021 tarih 2021/100 Esas 2021/480 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4- Alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 45,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 207,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2021/8911 sayılı takip dosyasına davalı tarafından sunulan nakit teminatın İİK’nın 36. maddesi uyarınca davalıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.