Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1279 E. 2021/1053 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2021
NUMARASI :…
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2021

Taraflar arasındaki limited şirketin feshi, mümkün olmaması halinde ortaklıktan çıkma ve kar payı alacağının tahsili istemiyle açılan dava kapsamında ihtiyati tedbir isteminin yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı istemin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; feshi istenen şirketin %49 hissedarı olan müvekkilinin Almanya’da ikamet ettiğini, müvekkilinin yeğeni olması sebebiyle akrabası olan şirketin diğer ortağı …’in davalı şirketin %51 hissedarı ve münferiden yetkili müdürü olduğunu, Almanya’da ikamet eden müvekkili ortağın şirketin işlemlerini ve faaliyetlerini takip etmek ve müvekkili adına tüm haklarını kullanmak ve gerekli belgeleri imzalamak üzere oğlu … temsilci ve yetkili olarak atadığını, aynı zamanda müvekkilinin akrabası olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı olduktan sonra 2019 ve 2020 yıllarında şirket genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirketin faaliyetleri hakkında müvekkilinin bilgilendirilmediğini, şirket ortağı ve yetkili müdürünün suç teşkil eden davranışları sebebiyle ortaklar arasındaki güven ilişkisinin kalıcı olarak zedelendiğini, müvekkilinin yurt dışında olduğu 14.12.2020 tarihinde sermaye arttırımına ilişkin 2020/001 tarihli karar alınarak şirket sermayesinin 500,00 TL’den 1.000.000 TL ye çıkarılması suretiyle müvekkili ortağın 490.000,00 TL borçlandırılıp, müvekkili toplantıya iştirak etmiş gibi müvekkili adına imza atılarak şirket defterlerinde sahtecilik yapıldığını, şirket ortağı ve müdürü hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından özel belgede sahtecilik suçundan başlatılan soruşturmanın derdest olduğunu, Etimegut ilçesinin işlek caddesi olan….. işletmesini işleten davalı şirketin pandemi sebebiyle kısıtlamalara rağmen yalnızca 2020 yılı Mart ayında 800.000,00 TL civarında ciro elde ettiğini, davalı şirketin günlük cirosu 10-15 bin TL aralığındayken müvekkiline 31.08.2018 tarihinden bu yana toplamda yalnızca 21.01.2021 tarihinde 47.000,00 TL civarında kar dağıtımı yapıldığını, müvekkilinin oğlu olan temsilcisi tarafından şirketin ticari defterlerinin incelenmek istendiğinde şirketin yüklü miktarda kredi borcunun bulunduğu, şirketin kar etmediği, pandemi döneminde satış yapılmadığı gibi gerekçelerin öne sürüldüğünü, bu durumun şirketin ortağı olan …’in yetkisini kötüye kullandığını, şirketin aktiflerini usulsüz olarak harcadığını, şirketi ve müvekkilini bilerek zarara uğrattığını gösterdiğini, müvekkilinin toplantılara davet edilmediğini, karar defterlerine ulaşamadığını, şirketle ilgili hiçbir bilgiye erişemediğini, 29.03.2021 tarihinde ise müvekkilinin temsilcisi …’nun şirketin … gruplarından çıkarıldığını ileri sürerek davalı şirketin şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesi, aksi kanaatte olunması halinde müvekkiline payının gerçek değerinin ödenmesi ve şirket ortaklığından çıkarılması, 31.08.2018 tarihinden itibaren eksik ödenmiş/ödenmemiş kar payı alacaklarından şimdilik 10.000,00 TL’nin müvekkiline ödenmesi istemleriyle açılan dava kapsamında; halen davalı şirket yönetiminde yer alan şirket ortağı ve yetkili müdürünün görevini kötüye kullandığından ve şirketi basiretli bir şekilde yönetemediğinden davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına, şirketin mal varlığının korunabilmesi için tüm şirket mal varlığına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK 389/1 somut olayda davalı şirketin mal varlığı uyuşmazlık konusu olmadığından davalı şirkette yönetim boşluğu olmadığı gerekçesiyle davacının davalı şirkete tedbiren kayyım atanması ve şirketin tüm mal varlığına ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir istemine konu dava sadece şirketin feshi istemli bir dava olmayıp kar payı hakkı alacağına ilişkin taleplerinin de bulunduğunu, bu nedenle davalı şirketin mal varlığının uyuşmazlık konusu olmadığının söylenemeyeceğini, kaldı ki şirketin feshi veya ortaklıktan çıkarılma istemiyle de açılan bu davada davalı şirketin %51 ortağı ve yetkili müdürü olan …’in şirketi kötü yöneterek kasti davranışları ile şirketi ve/veya müvekkilini zarara uğratma ve şirketin mal varlığını azaltma gayreti içinde olduğundan şirket hissedarı olan müvekkilinin haklarının ve şirket mal varlığının korunabilmesi için şirket üzerine kayıtlı tüm mal varlığının 3. Şahıslara satış ve devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin zorunlu olduğunu, nitekim şirketin diğer ortağı … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan…. numaralı dosyasında soruşturmanın derdest olduğunu, ayrıca şirketin karar defterine müvekkili şirket ortağı adına sahte imza atmış olması sebebiyle de anılan savcılıkça özel belgede sahtecilik suçundan başlatılan hazırlık soruşturmasının…. Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, TTK’nın 219. Maddesi hükmü değerlendirilmeden şirkete kayyım atanması taleplerinin reddinin de doğru olmadığını, müvekkilinden şirket kayıtlarının gizlendiğini, müvekkiline bilgi verilmediğini, kayyım tayininin zorunlu olduğunu, şirket hesaplarında usulsüzlük yapma ihtimali de gözetilerek şirkete kayyım tayini gerektiğini, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen ara kararın kaldırılmasına, davalı şirkete kayyım atanmasına, şirketin tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, HMK’nın 636/3. Maddesi uyarınca haklı nedenle limited şirketin feshi, mümkün olmaması halinde şirket ortağının ayrılma payının ödenerek şirket ortaklığından çıkma ve kar payı dağıtılması istemleriyle açılan dava kapsamında şirkete tedbiren kayyım atanmasına ve şirketin tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle söz konusu tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
TTK’nın 636/(4) maddesinde; “Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Haklı sebeple fesih davasındaki ihtiyati tedbirler kural olarak dava açan ortağın haklarının ve şirket mal varlığının korunmasını amaçlar. Bu bağlamda mahkemenin ihtiyati tedbire hükmederken, orantılılık ve ölçülülük ilkesinin yanı sıra hem ortaklığın hem de dava açan ortağın menfaatlerini de gözeterek uygun bir tedbire hükmetmesi gerekir. Kuşkusuz mahkeme ortaklığın feshine neden olacak veya bu sonucu doğuracak nitelikte tedbirlere hükmedemez. Aksi halde davanın sonunda elde edilebilecek sonuç peşinen ihtiyati tedbir kararıyla elde edilmiş olur. (Bkz. Yıldırım, Ali Haydar : 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre Limited Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Bursa, 2013 s.438-440.)
Gerek 6102 Sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda limited şirkete temsil kayyımı, atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nın 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunun 426 maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirketin %51 hissedarı ve münferiden yetkili müdürü olan dava dışı … tarafından şirketin idaresi ve faaliyeti hakkında şirketin ortağı aynı zamanda halası olan davacıya bilgi verilmediği, kar payı dağıtılmadığı, 2019 ve 2020 yıllarında şirketin genel kurul toplantılarının yapılmadığı, şirketin sermaye artırımına ilişkin alınan karara davacı ortak adına sahte imza atıldığı, şirketin idaresinde yolsuzluklar yapıldığı, dolayısıyla şirket ortakları arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı iddiaları ileri sürülerek iki ortaklı limited şirketin haklı nedenle feshi, olmadığı takdirde ayrılma payı ödenerek şirket ortaklığından çıkma ve kar payının dağıtılması istemleriyle açılan dava kapsamında, halen davalı şirket yönetiminde yer alan şirket ortağı ve yetkili müdürünün görevini kötüye kullandığından ve şirketi basiretli bir şekilde yönetemediğinden davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına, şirketin mal varlığının korunabilmesi için tüm şirket mal varlığına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi istenmiştir.
Somut uyuşmazlık, ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından ortağı olduğu dava dışı limited şirketin TTK’nın 636. Maddesi hükmü uyarınca haklı nedenle feshi, mümkün olmaması halinde TTK’nın 638. Maddesi gereği ayrılma payı ödenerek şirket ortaklığından çıkma ve kar payı dağıtımı istemlerine ilişkindir. İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili her ne kadar müvekkili ortağın, davalı şirketin sermaye artırımına ilişkin bir örneği dosyaya sunulan …. sayılı karar alındığı 28.12.2020 tarihinde yurt dışında bulunduğuna dair İçişleri Bakanlığı… Başkanlığı’nın veri tabanından elde edilen internet çıktısı örneğini sunmuş ve bu tarihte alınan karardaki davacı ortak adına atılı imzanın sahte olduğunu ileri sürerek…… suç duyurusunda bulunulması üzerine özel belgede sahtecilik suçundan başlatılan hazırlık soruşturmasının derdest olduğunu bildirmiş ise de işbu davada dava dışı yetkili müdürün azlini talep etmediği gibi davalı şirkette organ boşluğu da söz konusu olmadığından şirkete kayyım atanması mümkün değildir. Bununla birlikte davacı ortağın esasen gerek şirketten olan varsa kar payı alacağının gerekse haklı sebebin varlığı halinde ortaklıktan çıkma durumunda ödenecek ayrılma payının zarara uğramaması için işbu davada aynı zamanda şirketin tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, davalı şirketin taşınır ve taşınmaz mal varlığının el değiştirmesi halinde ihtiyati tedbir talep eden davacı ortağın hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceğine ilişkin dosya kapsamına sunulan belgelerle yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleştiği anlaşılmış olmakla, tedbirde orantılılık ve ölçülülük ilkesi ile birlikte gerek ortaklığın gerekse davacı ortağın menfaatleri gözetilerek, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulü ile aleyhine tedbir istenilen davalı ….’nin tespit olunan taşınır mal varlığının üzerine 3. kişilere devrini önlemeye yönelik ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında isabet görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, duruşma açılmasına gerek görülmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereği ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE,
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2021 tarih ve….Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne,
3-Aleyhine ihtiyati tedbir istenilen ….’nin adına kayıtlı taşınır-….. plakalı motosiklet ile varsa tespit olunacak taşınmazları üzerine 3. kişilere devrini önleyecek şekilde İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, ihtiyati tedbir kararının infazının ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
4-İhtiyati tedbir talep eden davacıdan takdiren 25.000,00 TL (ilk derece mahkemesi veznesine yatırılmak veya sunulmak üzere) teminat alınmasına, teminatın nakit olarak yatırmak yahut bu miktarda kesin, koşulsuz ve süresiz başka banka teminat mektubu ibraz etmek suretiyle dosyaya depo edilmesini müteakip ihtiyati tedbir talep edene (vekiline) tevdiine,
5-İlk derece mahkemesince Dairemiz kararının HMK’nın 393.maddesi gereğince sadece tedbir isteyen tarafa tebliğ edilerek, dört no’lu ara kararın ikmalini takiben süresinde teminat yatırılarak başvurulduğunda ilk derece mahkemesince ilgili yerlere müzekkere yazılmasına, kararın infazı için karar örneğinin ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteyen davacıya verilmesine,
6-Müteakip işlemlerin koşulları oluştuğunda teminat iadesi de dahil olmak üzere ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
B)1-İhtiyati tedbir talep eden davacının yatırdığı 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ile 107,30 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 328,70 TL’nin karşı taraftan tahsili ile ihtiyati tedbir talep eden davacıya verilmesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.23/09/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.