Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1278 E. 2021/1155 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2021 (Ara Karar)
NUMARASI …….
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2021

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir talebine ilişkin talebin yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; aslında davanın … …. tarafından açılması gerektiğini, ancak şirket tüzel kişiliğinin iradesinin hakim oylar tarafından gasp edilmiş olduğunu ve şirketin kendisini koruyamadığını,…… sayılı sorumluluk davasında şirketin davaya katılması için ihtara rağmen davaya katılmadığını, aynı davada mahkemece hem … … AŞ hem de … … AŞ’den ticari defterlerin ibrazı istenmesine karşın, … ….. sunmadığını, … … … AŞ’nin tahrifat yapılmış bellek sunduğunu, davaya katılması için ihbar etmenin …..esas davasında olduğu gibi yanıtsız kalacağını, diğer taraftan bu kanunsuz ticaretin devam ettiği her gün şirketin, dolayısıyla müvekkillerinin zararı büyüdüğünden her yıl tekrar tekrar sorumluluk ve sair davalar açılmak durumunda kalındığını, bu ticaret nedeniyle … … AŞ’nin karlarının çok düşmekte olduğunu, uzun yıllardır kar payı alamadığını, 2019 yılı Genel Kurulunda alınan sermaye artış kararı uyarınca rüçhan hakkını kullanamadıkları için şirketteki payları yarı yarıya düştüğünü, geriye dönük zararların tazmini taleplerinde zamanaşımı engeliyle karşılanması olasılığı nedeniyle de telafisi imkansız zararlar doğabileceğini iddia ederek dava dışı … … A.Ş. ile … … A.Ş. arasındaki ticaretin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu davaya katılması veya davalılara karşı TTK 396 uyarınca dava açmak üzere ve şirket defterlerinin eksiksiz incelenebilmesi için, dava dışı … …. A.Ş.ne temsil kayyımı atanmasına, müvekkillerinin nakit teminat yatırma olanakları kısıtlı olduğundan teminat alınmamasına, teminat alınacaksa şirketteki paylarının küçük bir kısmının teminat olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın esasını çözecek mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği, temsil kayyımı atanması istenen şirketin davada taraf olmadığı, dosyada şimdilik var olan bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gibi dava dışı şirkettin organlardan yoksun kalmadığı ve yönetim boşluğu olmadığı gerekçesiyle … …. ile dava dışı … … A.Ş. arasındaki ticaretin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve dava dışı … … A.Ş.’ne temsil kayyımı atanması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların müvekkillerine karşı hasmane bir tutumla şirketten tasfiye etmeye çalıştıklarını, bilgi alma ve defterleri inceleme haklarının ihlal edildiğini, davalıların şahsi çıkarları için şirketi zarara uğrattıklarını, açılan davada davalıların şirkete ait belgeleri ibraz edip etmeyeceklerinden emin olmadıklarını, davalıların şirkete ait kaynakları kendi kurdukları şirkete aktardıklarını, şirketin ticari defterleri üzerinde oynama yaptıklarını, mevcut yönetim nedeniyle … … A.Ş.’nin kendi çıkarını koruyamadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirket ile dava dışı … … A.Ş. arasındaki ticaretin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir verilmesi ve şirkete temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
HMK’nun 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Gerek 6102 Sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda limited şirkete temsil kayyımı atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nın 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunun 426 maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Somut olayda, temsil kayyımı atanması istenen şirketin davada taraf olmadığı, dava dışı şirketin organlardan yoksun kalmadığı ve yönetim boşluğu olmadığı gibi davadaki talebin alacak istemine ilişkin olması hususu gözetildiğinde ilk derece mahkemesince dosyadaki bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin temsil kayyımı atanması talebinin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 14/10/2021

…..

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.