Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1276 E. 2022/637 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1276 Esas 2022/637 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1276
KARAR NO : 2022/637

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2021
NUMARASI : 2020/518 Esas 2021/171 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yönetim kurulu başkanı olduğu … Varlık Yönetim A.Ş.’nin adına alınmış olan davalı …’e ait telefon hattını kullandığını, hattın müvekkili tarafından kullanılırken davalı …’in kurumsal müşterileriyle ilgilenen kurumsal temsilcisinin, … Varlık Yönetim A.Ş.’nin ofisine gelerek kullanılmakta olan hatla ilgili daha uygun bir tarifeyi teklif ettiğini, şirketin hem tarife değişikliğini hem de faturaya ek taksitlendirme ile cep telefonunu almayı kabul ettiğini, söz konusu işlemlerin onayı için şirket imza sirküsünde başka yetkililer de bulunmakta iken özellikle … Varlık Yönetim A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan müvekkili …’ın imzası, kimlik fotokopisi ile gerekli bilgilerinin alındığını, 15/09/2017 tarihinde müvekkilinin, maaş ödemelerinin yapılabilmesi adına gerekli telefon görüşmelerini yapmak için telefonu kullanmaya çalıştığında, kullanmakta olduğu hattın servis dışı kaldığını fark ettiğini, müvekkilinin, bunun üzerine … Müşteri Hizmetlerini aradığını, … tarafından, yeni sim kart çıkarıldığının, bu sebeple müvekkilde bulunan eski sim kartının servis dışı kaldığı bilgisinin verildiğini, yeni sim kartın çıkarılmasıyla ilgili müvekkilinin ve şirketin bilgisi ve izni olmadığını, hat kopyalanması sonrasında müvekkilinin maaş ödemeleri için kendi banka hesabına girdiğinde davalı bankada bulunan hesabından internet bankacılığı yoluyla dava dışı üçüncü kişi … Bankası’ndaki hesabına 6.500,00 TL gönderildiğini, yine aynı tarihte taksitli nakit avans olarak 10.000,00 TL çekildiğini, bu miktarın da yine aynı kişinin hesabına gönderildiğini fark ettiğini, EFT işlemi yapılırken müvekkiline herhangi bir sms gönderilmediğini, müvekkilinin yapılan işlemlere onayının olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 16.500,00 TL’nin davalı banka yönünden ilk ihtarname tarihi olan 30/03/2018 tarihinden itibaren diğer davalı yönünden 22/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte saptanacak kusur oranlarına göre davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin davacı ile bankacılık hizmetini veren davalı banka arasındaki iletişimi sağladığını, bunun içeriğinden ve varsa hukuki sonuçlarından, davacı ile banka arasındaki hukuki ilişkiden ve bu hukuki ilişkinin ihlal edilmesinden sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; gerçekleşen olayda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının gerçek kişi olduğu, davalı bankada bulunan bireysel hesabında onayı dışında işlem yapıldığı ve diğer davalı şirket hattının davacı onayı dışında kopyalandığının ileri sürüldüğü, dava konusu işlemlerin ve uyuşmazlığın tüketici işlemine yönelik olup, davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu zarara uğraması dava dışı şirketin yetkilisi olması sebebiyle gerçekleştiğini, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin zarara uğratılmasında önemli bir yer taşıyan dava konusu hattın şirket üzerine alındığını, müvekkilinin tüketici olarak kabul edilemeyeceğini, sim kartın kopyalanması ve akabinde bankadan sim kart blokesinin rızası hilafına kaldırılması neticesinde müvekkilinin zarara uğradığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; sim kartın kopyalanması suretiyle banka hesabından internet bankacılığı yolu ile bilgi ve rıza dışında nakit avans kullanılması ve EFT yapılması nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili 02/03/2021 tarihli celsede; aynı iddialarla daha önce Ankara 7. Tüketici Mahkemesinde dava açıldığını, anılan mahkemece asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen 2020/120 Esas 2020/145 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, bunun üzerine dosyanın tevzi edildiği Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini beyan etmiştir.
Anılan beyanda yer alan dava dosyalarının istinaf incelemesinden geçmediği Dairemiz UYAP kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile anlaşılmıştır. Tüketici mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği asliye ticaret mahkemesince dava arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddedildiğinden, anılan dava şartı gerçekleştirildikten sonra Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan işbu davada kesin hüküm söz konusu olmayacaktır.
Davacı yan dava dışı şirkete ait olup, davalı … şirketinden alınan telefon sim kartının kopyalanarak internet bankacılığı yoluyla bankada bulunan mevduat hesabına girildiğini, hesabında bulunan para ile çekilen nakit avansın bilgisi ve rızası dışında üçüncü kişi hesabına eft yapıldığını, bu nedenle zarara uğradığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının tüketici, yapılan işlemin tüketici işlemi olduğu, tüketici mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun 3/l. maddesinde tanımlanmış olup, buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4. ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Kanunun 83/2.maddesine göre; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez”. Kanunun 73/1. maddesinde ise;” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir” düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan yasa hükümleri karşısında somut olaya gelindiğinde, taraflar arasındaki ilişki bankacılık işlemi, havale yapılan hesap davacının mevduat hesabı, davacı ise ticari ve mesleki amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumunda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesi görevlidir.
Davacının kullanımında bulunan ve davalı … A.Ş.’den alınan telefon hattı dava dışı şirket adına kayıtlı ise de, sim kartın kopyalanması sonucu kopyalanan sim kart ile işlem yapılan banka hesabı dava dışı şirkete ait olmayıp, davacıya ait mevduat hesabıdır. Bu durumda telefon hattının şirket adına kayıtlı bulunması zararı doğuran eylemin gerçekleştiği banka hesabının davacıya ait olması karşısında sonuca etkili görülmemiştir.
6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinde dava şartları açıkça sayılmış, 115. maddesinde ise dava şartlarının yargılamanın her aşamasında re’sen araştırılacağı hükme bağlanmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu davalı bankaya ait banka hesabının davacının özel amacı için açıldığı, davacının tüketici, internet bankacılığı yoluyla banka hesabından izinsiz eft yapılmasına ilişkin bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, davaya bakmakla tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, mahkeme karar gerekçesinde dosyanın tüketici mahkemesinin görevsizlik kararına istinaden mahkemede görülmeye başlandığı belirtildikten sonra hüküm kısmının 2.b bendinde kararın istinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durunda HMK’nun 22. maddesi uyarınca Ankara 7. Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararı verilmekle iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere işbu dava Ankara 7. Tüketici Mahkemesinde açılan davada verilen görevsizlik kararı üzerine gelen dosya olmayıp, anılan tüketici mahkemesi kararı üzerine dosyanın gönderildiği Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin karar verildikten sonra dava şartı tamamlanarak açılan yeni dava niteliğindedir. Bu durumda mahkemenin anılan gerekçesi ve hükmü hatalı ise de, mahkemece verilen görevsizlik kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması nedeniyle bu durumun sonuca etkisi görülmemiştir.
Mahkemece, HMK’nun 20. maddesine göre işlem yapılacağının yazılmamış olması verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi ve süresi içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde HMK’nun 20. maddesine göre işlem yapılmayacağı anlamına gelmeyeceğinden gerekçede ve hükümde HMK’nun 20. maddesi uyarınca işlem yapılacağına ilişkin ibarelerin bulunmaması eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddi yönündeki kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ilam harcından peşin alınan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/(1)-c. maddesi gereğince kesin olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 17/05/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.