Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1234 E. 2023/1254 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1234 Esas 2023/1254 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1234
KARAR NO : 2023/1254

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI : 2019/559 Esas 2021/277 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :17/10/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2023

Taraflar arasındaki ticari nitelikteki banka garanti sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı …. Şti arasında 06.09.2017 tarihinde GKS imzalandığını, diğer davalılar … ve …’in işbu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın 02.01.2019 tarihinde noter ihtarı ile kat edildiğini, kat tarihindeki nakit alacak toplamının 265.606,59 TL, depo edilmesi gereken çek yaprağı blokaj bedelinin 16.000,00 TL olduğunun davalılar bildirildiğini ve alacağın tahsili için Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2019/9655 sayılı dosası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu, davalıların itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava tarihi itibariyle depo edilmesi gereken çek blokaj bedelinin 8.120,00 TL olduğunu belirterek, davalıların itirazının iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzalamadığını, sözleşmenin son bölümünde sadece …’in kefil olarak imzası bulunduğunu, kefil olarak yer almayan … hakkındaki takibin kötü niyetli olduğunu, diğer taraftan kefil olan davalının eş rızasının alınmadığını, davacının yaptığı faiz hesabının hatalı olduğunu, hesaplamanın bilirkişi marifetiyle yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; asıl borçlu … Limited şirketi açısından takip tarihi itibariyle tüm kredi hesaplarından olan banka alacağının 264.590,09 TL asıl alacak, 44.898,32 TL işlemiş temerrüt faizi, 2.244,92 TL BSMV olmak üzere toplam 311.733,33 TL olduğu, davalı kefiller … ve … için takip öncesi temerrütten bahsedilemeyeceği, buna ilişkin açıklamanın yukarıda yapıldığı, davalıların 16.07.2019 tarihinden itibaren temerrüde düştükleri anlaşılmakla, takip tarihi itibariyle kefillerin sorumluluğunun, 263.533,11 TL asıl alacak, 32.255,93 TL işlemiş akdi faiz, 1.612,80 TL BSMV olmak üzere toplam 297.401,85 TL ile sınırlı olduğu, asıl borçlu elinde bulunan 4 adet çek yaprağı için banka sorumluluk tutarı olan 8.120,00 TL’nin banka nezdinde faiz getirmeyen hesapta depo edilmesinin istenebileceği, ancak davalı kefillere yönelik GKS’de depo sorumluluğunun düzenlenmediği, bu nedenle depo talebinin kefillere yöneltilemeyeceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kefiller … ve … yönünden temerrüt tarihinin hatalı tespit edildiğini, hükme esas bilirkişi raporunda, taraflarınca dosya kapsamındaki tüm dilekçelerinde ihtarnamenin borçluların bankaya bildirilen son adresine keşide edildiğinin belirtilmesine rağmen, kefillere gönderilen ihtarnamenin bila tebliğ iade edilmesi karşısında sözleşmenin “tebligat adresi” başlıklı maddesinin kefiller yönünden uygulanamayacağını kabul ederek temerrüdün oluşum tarihini icra takibinin başlangıcına aldığını, sözleşmenin “tebligat adresi” başlıklı 38. maddesi “müşteri ve kefiller,…” olarak başlamakta ve sözleşme kefiller tarafından da imzalandığından bu maddenin kefiller yönünden de geçerli olduğunu, her ne kadar mahkeme tarafından gerekçeli kararda İİK’nun 68/b maddesine atıfta bulunularak bu maddenin asıl borçlu yönünden uygulanabileceğini; ancak kefil yönünden uygulanamayacağını belirtmişse de madde içerisinde böyle bir ayrım bulunmadığını, hakkında aynı anda icra takibi başlatılan genel kredi sözleşmesi borçlusu şirket ve kefilleri, icra takip işlemleri yönünden asil ve kefil olarak ayrılmamakta, müteselsil sorumlulukları gereği tamamı “borçlu” sıfatını taşıdığını, bu nedenle maddenin kefillere de uygulanması gerektiğini, bu nedenle mahkemenin kararının bu yönden hatalı olduğunu, gerçek kişi kefiller yönünden de temerrüt tarihi, asıl borçlu ile aynı tarih olarak kabul edilmeli ve borçtan sorumlulukları aynı tutarda olması gerektiğini, dosyaya sunmuş oldukları … 1. Noterliği 02.01.2019 tarih ve 00151 y. nolu ihtarname incelendiğinde muhatap olarak hem asıl borçlu hemde kanunun kefalet şartlarını taşıyarak sözleşmeye kefil olarak alınmış kefiller için hesap kat ihtarnamesinin gönderildiğini, bu nedenle borçlu … Tıbbi Firmasının temerrüt tarihinin 04.01.2019 olduğu, …’ın temerrüt tarihinin 09.01.2019 olduğu, …’in temerrüt tarihinin 08.01.2019 olduğu açık ve kuşkudan uzak olduğunu, nitekim İİK m. 68/b gereğince, sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurduğunu, yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayıldığını, asıl borçlu için uygulanan bu hüküm müteselsil kefil için de geçerliliğini koruduğunu, hesap kat ihtarının borçlu ile birlikte kefile de gönderilmesi, tbk m. 590/3 gereğince kefilin borcunu da muaccel hale getirdiğini, hükme esas bilirkişi raporunda bilirkişice, Türk Borçlar Kanunu kapsamında tebligat iade olsa dahi sadece asıl borçlunun temerrüde düştüğü kabul edilerek; kefile ilişkin madde hükmü olmadığı gerekçesiyle temerrüde düşmüş sayılmayacağı varsayılarak işbu rapor hazırlandığını ve mahkemece de rapor dayanak gösterilerek hüküm kurulmuşgenel kredi sözleşmesinin maddeleri son derece açık olduğundan, müvekkili banka üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş ancak davalı kefillerin bankaya bildirmiş olduğu adreste tarafa ulaşmadığını, eğer ki davalılar, adres değişikliği yapacaklarsa bu hususu derhal, yazılı olarak noter vasıtası veya iadeli taahhütlü olarak bankaya bildirmek zorundadır, aksi halde bankaya bildirilen oldukları adreslerinin tebligat adresi olarak geçerli olmaya devam edeceğini hususu açık olduğunu, davalı kefillerin müvekkili bankaya bildirmiş olduğu bir adres değişikliği mevcut olmadığından, kefillere yapılan tebligatta usule ve yasaya uygun olarak tebliğ edildiğini, bu hususlar doğrultusunda davalı kefillere usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve tüm davalıların da temerrüde düştüğünü, söz konusu maddelere rağmen gerek bilirkişi raporunda gerekse gerekçeli kararda gayrinakit alacağı oluşturan çek sorumluluk bedellerinden kefillerin sorumlu olmayacağına karar verilmesi usul ve yasa ile taraflar arasında imzalanan ve türk ticaret kanunu ile güvenceye alınan sözleşme serbestisi ilkesine aykırı olduğunu, dolayısıyla dosya kapsamındaki yapılan hesaplamalarda faiz oranı yanlış tespit edildiğini ve tüm itirazlarına ve dosyaya sundukları faiz genelgesine rağmen, “muacceliyet tarihindeki güncel kredilerin faiz oranı” yerine “kredilerin kullandırım tarihi itibari ile faiz oranı” dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, yerel mahkemece, bilirkişinin hatalı yorumuna dayanılarak, dosyasına sunulmuş olan bankanın faiz genelgesi değerlendirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması tarafımızca kabul edilemeyeceğini, hükme esas bilirkişi raporunda faiz hesaplaması yapılırken; “muacceliyet tarihindeki güncel kredilerin faiz oranı” yerine “kredilerin kullandırım tarihi itibari ile faiz oranı” dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, bu nedenle temerrüt faizi hesabının tamamı hatalı olduğunu, son olarak yerel mahkeme tarafından vekalet ücretinin hesaplanmasında da hataya düşüldüğünü, reddedilen kısım yönünden vekalet ücretinin hesaplanması sırasında gayrinakit risk nakit risk gibi hesaplandığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe İtirazın İptali istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı bankanın … Şubesi ile davalı … …. Şti. arasında 06.09.2017 tarihinde 600.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, U2017091100078 Nolu Hesaptan Taksitli Esnaf Kredisi, U2017100300335 Nolu Hesaptan Taksitli Esnaf Kredisi, U2017100600105 Nolu Hesaptan Borçlu Cari Hesap/Spot Kredi, 296009586 TL Nolu Hesaptan Kredili Mevduat Hesabı Kredisi, 296010057 TL Nolu Hesaptan TL Gayrinakdi Çek Kredisi kullandırıldığı,davalılar … ve … 06.09.2017 tarihinde, müteselsil kefil sıfatıyla 600.000,00 TL kefalet limiti ile imzaladıkları,Ticaret Sicili Gazetesi’ne göre davalı … …. Şti.’nin ortaklarının … ve … olduğu görülmüştür.
Davacı banka tarafından davalı asıl borçlu … …. Şti. ile davalı müteselsil kefiller … ve …’e … 1. Noterliği aracılığıyla, 02.01.2019 tarih ve 00151 yevmiye numarasından keşide olunan ihtarnamesinde, kullandırılan kredilerin ihtar tarihi itibariyle kat edildiğinin, U2017100300335 Taksitli Esnaf kredisinden; anapara, faiz ve BSMV dahil 72.448,53 TL U2017091100078 Taksitli Esnaf kredisinden; anapara, faiz ve BSMV dahil 73.399,33 TL BCH kredisinden; anapara, faiz ve BSMV dahil 66.752,99 TL İşletme KMH kredisinden; 52.569,11 TL BMA: 436,63 TL olmak üzere toplam 265.606,59 TL nakdi borcun, 3 gün içerisinde ihtarname tarihinden fiili ödeme tarihine kadar geçecek süre içerisinde KMH’nın yıllık % 33, diğer kredilerin yıllık % 45 temerrüt faizi ile ödenmesi ile iade edilmemiş olan 10 adet çek yaprağı bedeli olan 16.000,00 TL’nin çek taahhütnamesinin ilgili maddeleri gereğince 3 gün içinde şubede faizsiz bir hesaba bloke edilmesinin ihtar edildiği,ihtarnamenin tebliği için davalı asıl borçlu … …. Şti’nin sözleşmedeki adresine çıkarılan tebligatın iade edildiği,diğer davalılardan …’a çıkarılan tebligatın adresin kapalı olması ve muhatabın tanınmaması nedeniyle davalı …’e ise adresin yetersiz olması nedeniyle iade edildiği görülmüştür.
Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2019/9655 sayılı takip dosyası incelendiğinde;davacı banka tarafından davalı asıl borçlu … …. Şti. ile davalı müteselsil kefiller … ve … hakkında 16.07.2019 tarihinde,308.795,90 TL asıl alacak,69.865,08 TL işlemiş faiz %45 ve 3.49325 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 382.154,23 TL ve 8.s120,00 TL gayri nakdi alacağa yönelik ilamsız takip yaptığı davalı borçluların 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe konu borca itiraz ettiği, iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle, davacı banka ile davalı … …. Şti. Arasında 06.09.2017 tarihli 600.000,00 TL’lık limitli imzalanan Genel Kredi Sözleşmesini, Davalı … ve … de 06.09.2017 tarihinde 600.000,00 TL’lık kefalet miktarıyla müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, Davalı asıl borçlu … …. Şti. 08.01.2019 tarihinden itibaren, Davalı Kefiller … ve …’in ise icra takibinden (16.07.2019 tarihinden) itibaren temerrütlerinin oluştuğu, davacı bankanın davalı asıl borçlu … …. Şti’den takip tarihi 16.07.2019 itibariyle; 264.590,09 TL asıl alacak, 44.898,32 TL işlemiş temerrüt faizi ve 2.244,92 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 311.733,33 TL alacaklı olduğu, takipten itibaren asıl alacak miktarı, 146.036,22 TL üzerinden yıllık % 26,70 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde BSMV, 65.728,78 TL üzerinden yıllık % 45,00 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde BSMV, 52.825,09 TL üzerinden yıllık %28,80 oranın geçmemek üzere 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26/3. maddesi uyarınca ilerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğleri ile belirlenecek gecikme faiz oranlarından faiz ve faizin % 5’i nispetinde BSMV, talep hakkına sahip bulunduğu, 5941 sayılı Çek Kanunu gereği 4 adet mer’i çekler için 8.120,00 TL’yi banka nezdinde açılacak bir hesaba depo edilmesini talep hakkının bulunduğu, yasal sorumluluk kapsamında yapılacak ödemelere ödeme tarihlerinden itibaren ve 45,00 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde BSMV ile birlikte talep edilebileceği, davacı bankanın kefil davalılar … ve …’den takip tarihi 16.07.2019 itibariyle; 263.533,11 TL asıl alacak 32.255,93 TL işlemiş akdi faiz ve 1.612,80 TL %5 BSMÖV olmak üzere toplam 297.401,85 TL talep edebileceği, takip itibaren asıl alacak miktarı, 145.582,73 TL üzerinden yıllık %26,70 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde BSMV, 65.381,27 TL üzerinden yıllık %45 yıllık %45,00 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde BSMV, 52.569,11 TL üzerinden yıllık %28,80 oranın geçmemek üzere 5464 sayılı Banka kartları ve kredi kartları kanununun 26/3. Maddesi uyarınca ilerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Kredi Kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları hakkında tebliğleri ile belirlenecek gecikme faiz oranlarından faiz ve faizin %5’i nispetinde BSMV, talep hakkına sahip bulunduğu, genel kredi sözleşmesinde hüküm bulunmadığından 5941 sayılı çek kanunu gereği 4 adet mer’i çekler için 8.120,00 TL’yi banka nezdinde açılacak bir hesaba depo edilmesini talep hakkının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, kredinin ödenmediği iddiasıyla davacının kredi hesabını kat ettiği, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalıların icra takibinde borca itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan talep edebileceği herhangi bir alacak bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, davalıların icra takibine itirazlarının haksız olup olmadığı, uygulanması gereken temerrüt faiz oranı ve temerrüt tarihi ile kefillerin gayrinakit risk yönünden sorumlulukları bulunup bulunmadığı ve reddedilen dava yönünden vekalet ücretine yönelik hususlardan kaynaklanmaktadır.

Davacı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesi davalı kefillerin sözleşmedeki adresine bila tebliğ olmuştur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede asıl borçlu şirketin ve kefilin sözleşmede yer alan adresinin davacı banka tarafından yapılacak tebligatlarda esas alınacağı hususu düzenlenmiştir. İİK’nun 68/b maddesinde ise kredi kullananın adres değişikliğini noter ihtarıyla bildirmediği takdirde eski adresin geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. Anılan hüküm asıl borçluya ilişkin olup, kefile ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durumda taraflar arasında akdedilen sözleşme hükmü karşısında muacceliyet ve temerrütün oluşması için süre içeren bildirimin davalı kefiller … ve …’e tebliğ edilmesi gerektiğinden bu tebligatın kefilin adresine tebliğ edilmesi gerekecektir. Bir başka anlatımla anılan kefilin sözleşmedeki adresine hesap kat ihtarının bila tebliğ olması anılan kefilin temerrüte düşmesi sonucunu doğurmayacak olup, anılan davalı kefiller takip tarihinde temerrüte düşmüştür.
Taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin temerrüt faizine ilişkin 7.8.3. Maddesindeki, “Müşteri temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği güne kadar geçecek günler için temerrüt tarihinde ayın tür krediler ve hesaplar için Banka’ca belirlenen en yüksek cari faiz, oranının (%50) fazlası olarak hesaplanacak orandaTemerrüt Faizi ödeyecektir.” hükmü gözetildiğinde davacı banka,Taksitli Esnaf kredilerine temerrüt tarihinde fiilen uygulanan kredi faiz oranı olan yıllık % 17,80 oranının (%50) fazlası % 26,70 oranında temerrüt faizi, Borçlu Cari Hesap Kredisine temerrüt tarihinde fiilen uygulanan kredi faiz oranı olan yıllık %30,3722 oranının (%50) fazlası % 45,5583, ancak takip talebiyle bağlı olarak % 45,00 temerrüt faizi,Kredili Mevduat Hesap Kredisine temerrüt tarihinde fiilen uygulanan kredi ve temerrüt faizi TCMB’nın kredi kartlarına belirlediği ktedi ve temerrüt faizi oranı geçilemeyeceğinden Kredili Mevduat Hesap Kredisine temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 33,00 ve bu oranın geçmemek kaydıyla TCMB’nın Tebliğleri ile açıklanan değişen oranlardan temerrüt faizi talep edebileceğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Kefillerin 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. Maddesi uyarınca mer’i gayrinakdi risk tutarının depo edilmesinden sorumlu olabilmesi için sözleşmede bu konuda açık hüküm bulunmasının gerektiği taraflar arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesi7nin mer’i gayrinakdi risk tutarının bankaya nakit olarak depo/bloke edilmesi konusunda açık bir hüküm bulunmadığı bu nedenle davacı bankanın kefil olan davalılar … ve …’den mer’i çek yaprakları kaynaklı risk tutarlarının depo edilmesini talep hakkı bulunmamaktadır.
5941 Sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 6273 Sayılı Kanunun 2.maddesi ile 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesine eklenen son fıkrasında “Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer” hükmü düzenlenmiştir.
Yine aynı Yasanın Geçici 3. maddesinin 4. fıkrasında “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/06/2018 tarihinde sona erer.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda Dairemizce yazılan müzekkereye davacı vekilince verilen cevapta deposu talep edilen çek yapraklarının basım tarihlerinin 07.06.2018 olduğu bildirilmiş olup, baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde ise en geç 07/06/2023 tarihinde bankanın sorumluluğunun sona erdiği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11/09/2018 tarih 2016/14467 Esas 2018/5170 Karar sayılı; 13/02/2015 tarih 2014/14408 Esas 2015/1870 Karar sayılı emsal ilamları), böylelikle Dairemiz karar tarihi itibariyle gayri nakit depo talebi yönünden asıl borçlu davalı şirket hakkındaki dava konusuz kalmış olmakla birlikte davanın açıldığı 17/10/2019 tarihinde davalı bankanın talebinde haklı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin reddedilen kısım yönünden vekalet ücretinin hesaplanmasında gayrinakit riskin, nakit risk gibi hesaplandığı,oysa , gayrinakit risk yönünden verilecek vekalet ücretinin nisbi değil maktu olması gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde,ilk derece mahkemesince sadece reddedilen nakit alacak yönünden vekalet ücreti takdir edildiği gayrinakit alacak yönünden davalılar lehine vekalet ücreti verilmediğinden davacı vekilinin istinaf nedenine itibar edilmemiştir.
Dava itirazın iptali istemine ilişkin olup,ilk derece mahkemesince,depo talep edilen 4 adet çek yaprağından kaynaklı 8.120,00 TL gayri nakit alacağın davacı banka nezdinde faiz getirmeyen hesapta deposuna karar verilmesi gerekirken, deposunu teminen davalı … Ltd. Şti’den tahsiline karar verilmesinde isabet görülmemiş ise de,bu talep yönünden davanın konusuz kaldığı, gayrinakdi alacak yönünden davacı tarafça yapılan masrafta ayrıştırılamayacağından ilk derece mahkemesince davalılar yarına hükmedilen vekalet ücretininde sadece reddedilen nakit alacak yönünden hüküm altına alındığı bu nedenle istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı dikkate alınarak davalı kefiller … ve … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A) 1-Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2021 tarihli ve 2019/559 Esas-.2021/277 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 12. İcra Müdürlüğü 2019/9655 sayılı takip dosyasında davalı … Ltd. Şti yönünden itirazın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 264.590,09 TL asıl alacak + 44.898,32 TL işlemiş temerrüt faizi + 2.244,92 TL BSMV = 311.733,33 TL üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağın 146.036,22 TL’sine %26,70, 65.728,78 TL’sine %45, 52.825,09 TL’sine %28 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
3-Davalı kefiller … ve … yönünden itirazın tahsilde tekerrür olmamak üzere 263.533,11 TL asıl alacak + 32.255,93 TL işlemiş akdi faizi +1.612,80 TL BSMV = 297.401,85 TL üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağın 145.582,73 TL’sine %26,70, 65.381,27 TL’sine %45, 52.569,11 TL’sine %28 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-İtirazın iptaline karar verilen 311.733,33 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 62.346,66 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsiline, (davalı kefiller … ve …’in sorumluluğunun 297.401,85 TL’nin %20’si olan 59.480,37‬ TL ile sınırlandırılmasına) davacıya verilmesine,
6-Davanın reddedilen bölümü için davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine,
7-Davalı kefillere yönelik depo talebine ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı … Ltd. Şti’den hakkındaki 4 adet çek yaprağından kaynaklı 8.120,00 TL gayri nakit alacağın depo talebine ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
9-Alınması gerekli 21.294,50 TL harçtan peşin alınan 4.615,47 TL harç ile 1.910,77 TL icra peşin harcının düşümü ile arta kalan 14.768,26 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına (davalılar … ve …’in sorumluluğunun 15.700,05 TL ile sınırlandırılmasına)
10-Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 147,10 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.647,10 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına (0,81) göre hesaplanan 1.343,58 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, (davalılar … ve …’in sorumluluğunun 1.281,81 TL ile sınırlandırılmasına)
12-Davacının dava açarken ödediği 4.615,47 TL peşin harç ve 1.910,77 TL icra peşin harcı olmak üzere toplam 6.526,24‬ TL harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
13-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
14-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 30.271,33 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine, (davalılar … ve …’in sorumluluğunun 29.268,13 TL ile sınırlandırılmasına)
15-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 11.817,89 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
C)1-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.