Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1226 E. 2021/993 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2021
NUMARASI :….
DAVA TARİHİ : 05/01/2021
KARAR TARİHİ : 09/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09 /09/2021

Taraflar arasındaki limited şirketin feshi istemiyle açılan dava kapsamında ihtiyati tedbir isteminin ara kararda yazılı nedenlerden dolayı kabulüne yönelik olarak verilen karara karşı taraf – dahili davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

TALEP
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1987 yılında kurulan 6 ortaklı davalı şirketin hisselerinin yarısının müvekkilleri olan … ailesine, yarısının da … ailesine ait olan tüm ortakların şirket müdürü sıfatını haiz bulunduğu bir aile şirketi olduğunu, zamanla şirketin yönetimi ve taşınmaz mal varlığının değerlendirilmesi ve idare tarzı hususunda hissedar aileler arasında anlaşmazlıkların çıktığını, şirketin asıl faaliyet olanı olan inşaat alanında herhangi bir faaliyeti bulunmadığı gibi tamamen atıl durumda olduğunu, şirketin taşınmaz mallarının idaresindeki anlaşmazlıklar sebebiyle açılan ortaklığın giderilmesi davasının Eskişehir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında derdest olduğunu, hem tarafların ortaklaşa sahip oldukları taşınmaz malların hem de davalı şirkete ait ait taşınmaz malların … ailesi tarafından ……. kiralandığını, bu sebeple açılan kira sözleşmesinin feshi ve tasfiye davasının Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dava dosyasında görülmekte olduğunu, davalı şirketin … ailesine mensup bir ortak ile … ailesine mensup bir ortağın aynı anda ve birlikte atacakları imza ile şirketin temsil edilebildiğini, taraflar arasındaki çekişme, husumet ve güvensizlik nedeniyle şirket organlarının çalışamaz durumda olduğunu, şirketi yönetme ve temsil etme imkanının tamamen ortadan kalktığını belirterek davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemiyle açılan dava kapsamında davalı şirkete kayyım tayini ile tayin edilecek kayyım vasıtasıyla şirketi temsil suretiyle davaya devamına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı şirket yetkili temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; kira alacağı davası davacı … tarafından dava dışı …Ltd. Şti. Ye karşı açılmış bir dava olup diğer 5 ortak ile dolayısıyla feshi istenen davalı şirket ile de bir ilgisinin bulunmadığını, yine ortaklığın giderilmesi davasının da bu davada haklı neden teşkil etmediğini, müvekkili şirketin 2020 yıl sonuna kadar apart işletmeciliğinden, kiralananların öğrencilere kiraya verilmesinden gelir elde ettiğini, şirketin faaliyet konularının tamamını gerçekleştirme zorunluluğunun bulunmadığını, şirketin amacını engellemeye çalışan davacı şirket ortaklarının ortaklıktan çıkarılması gerektiğini savunarak davanın reddi ile davacıların pey akçesi verilerek ortaklıktan çıkarılmalarına, ayrıca davacı ortakların müdürlük yetkilerinin kaldırılarak …, … veya … isimli ortaklardan birinin tedbiren temsile yetkili müdür olarak atanmasına karar verilmesini istemiştir.
Dahili davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların haklı nedenle feshi sebebini oluşturmadığını, şirketin faaliyetine devam ettiğini, apart işletmeciliğinden gelir elde ettiğini, şirketin faaliyet konularının tamamını gerçekleştirme zorunluluğunun bulunmadığını, şirketin amacını engellemeye çalışan davacı şirket ortaklarının ortaklıktan çıkarılması gerektiğini savunarak davanın reddi ile davacıların pey akçesi verilerek ortaklıktan çıkarılmalarına, ayrıca davacı ortakların müdürlük yetkilerinin kaldırılarak …, … veya … isimli ortaklardan birinin tedbiren temsile yetkili müdür olarak atanmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak talep, savunma ve toplanan tüm delillere göre; davacılar ve gerçek kişi davalıların … Şirketi’nin ortağı oldukları, … soyadlı ailenin şirkette %50 pay sahibi, … soyadlı ailenin ise yine %50 pay sahibi oldukları, şirketin yönetim ve temsilinin en az her iki aileden birer kişinin bir araya gelmesi ve ortak kararları ile temsilinin kararlaştırıldığı, tarafların dava dosyasındaki iddia ve savunmalarına göre ortak aileler arasında uyumsuzluk olduğu, söz konusu şirketin yönetiminde iki aile üyelerinin anlaşamadıkları ve şirketin temsil ve yönetiminin gerçekleştirilemediği gerekçesiyle davacılar vekilinin dava konusu şirkete yönetici kayyım atama isteminin kabulü ile dava konusu şirkete mali müşavir …’un yönetici kayyım olarak atanmasına, kayyımın sarf edeceği emek ve mesaisine karşılık olmak üzere aylık 4.000,00.-TL ücret takdirine, işbu kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Dahili davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen ara kararda kayyımın yetkilerinin açıkça vurgulanması gerekirken bu konuda kararda bir açıklama bulunmadığını, ayrıca dava dilekçesinin atanacak kayyıma da tebliğinin sağlanmasına, tebliğ suretiyle savunmasını vermesi için gerekli usulün izlenmesine karar verilmesi gerektiğini, bu konuda da ara kararda herhangi bir hüküm kurulmadığını, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle itirazları doğrultusunda yeniden karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili dahili davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, HMK’nın 636/3. Maddesi uyarınca haklı nedenle limited şirketin feshi istemiyle açılan dava kapsamında şirkete tedbiren kayyım atanmasına ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle söz konusu tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
TTK’nın 636/(4) maddesinde; “Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Haklı sebeple fesih davasındaki ihtiyati tedbirler kural olarak dava açan ortağın haklarının ve şirket mal varlığının korunmasını amaçlar. Bu bağlamda mahkemenin ihtiyati tedbire hükmederken, orantılılık ve ölçülülük ilkesinin yanı sıra hem ortaklığın hem de dava açan ortağın menfaatlerini de gözeterek uygun bir tedbire hükmetmesi gerekir. Kuşkusuz mahkeme ortaklığın feshine neden olacak veya bu sonucu doğuracak nitelikte tedbirlere hükmedemez. Aksi halde davanın sonunda elde edilebilecek sonuç peşinen ihtiyati tedbir kararıyla elde edilmiş olur. (Bkz. Yıldırım, Ali Haydar : 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre Limited Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Bursa, 2013 s.438-440.)
Gerek 6102 Sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda limited şirkete temsil kayyımı, atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nın 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunun 426 maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; aile şirketi niteliğindeki 6 ortaklı davalı limited şirketin %50 hissesine sahip davacı … ailesi ile şirketin kalan %50 hissesine ait … ailesi arasında şirkete ait taşınmazın …Ltd. Şti.’ye kiralanarak kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle şirket ortağı olan davacı ve dahili davalı aileler arasında husumet doğduğu, şirketin ana faaliyet konusu olan inşaat alanında herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı gibi şirketin atıl kaldığı, dolayısıyla şirket ortakları arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı iddiaları ileri sürülerek limited şirketin haklı nedenle feshi istemiyle açılan dava kapsamında, şirkete kayyım tayin edilmesine dair ihtiyati tedbir isteminde bulunulmuştur.
Gerçekten de dosya kapsamında davacı şirket ortağı … … tarafından davalı ……. karşı 04.01.2021 tarihinde davalı …. mülkiyeti ait bulunan taşınmazın davalı şirkete kiraya verilmesine ilişkin 23/12/2019 tarihli kiralama ve devir sözleşmesinin feshi, tahliye ve kira alacağı istemleriyle açılan davanın Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı, yine, davacı … … tarafından davalı … … aleyhine, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesi istemiyle 21/09/2020 tarihinde açılan davanın Eskişehir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin….. sayılı dava dosyalarında derdest oldukları anlaşılmıştır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbire itiraz eden dahili davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına ve özellikle istinaf başvuru dilekçesinde davalı şirkete yönetici kayyımı atanmasına yönelik istinaf isteminde bulunmayıp sadece atanan kayyımın yetkisinin belirlenmesi hususunda istinaf sebebine yer verilmiş bulunmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbire itiraz eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 09/09/2021
……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.