Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/122 E. 2022/1174 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/122 Esas 2022/1174 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/122
KARAR NO : 2022/1174

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2020
NUMARASI : 2019/549 Esas 2020/382 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı … arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, genel kredi sözleşmesine istinaden borçluya ticari kredi kullandırıldığını ve KMH açıldığını, diğer davalının müteselsil kefil olarak genel kredi sözleşmesini imzaladığını, sözleşme uyarınca kullandırılan kredinin vadesinde ödenmemesi üzerine borçlulara ihtarname keşide edildiğini ve borcun 1 gün içerisinde ödenmesinin istendiğini, borçluların ihtarnameye rağmen ödeme yapmaması nedeniyle Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2019/4224 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı üzerine durduğunu iddia ederek icra takibine vaki itirazın iptali ile % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı yana usulüne uygun tebliğe rağmen davalıların süresinde cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak davacı banka tarafından davalı borçlu …’ya nakdi kredi tahsis edilerek 2 adet kredi kullandırıldığı ve diğer borçlu …’nun da kefil olduğu, bilirkişi raporunda … no’lu kredi yönünden hesap edildiği şekli ile davalıların davacıya borçlu olduğu, … no’lu kredi yönünden ise mahkemece yapılan hesaplama uyarınca davalı …’nın davacıya borçlu olduğunun anlaşıldığı, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplamalar uyarınca tespit edilen … no’lu kredi yönünden kat tarihine kadar işlemiş akdi faizin ve işlemiş temerrüt faizin, icra takibinde fazla talep edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalıların Ankara 17. İcra Müdürlüğü 2019/4224 esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın; … nolu kredi için 7.924,96 TL asıl alacak, 1.984,50 TL kat tarihine kadar işlemiş akdi faiz, 912,06 TL işlemiş temerrüt faizi ve 161,94 TL vergiler toplamı olan 10.983,46 TL üzerinden, … no’lu kredi için 4.426,62 TL asıl alacak, 1.692,77 TL kat tarihine kadar işlemiş akdi faiz, 395,41 TL işlemiş temerrüt faizi ve 102,16 TL vergiler toplamı olan 6.616,96 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden aynı şartlarda devamına, icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si olan 2.470,32 TL’nin (1.584,99 TL’sinden davalı … sorumlu olmak kaydı ile) davalılardan müşetereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibinde gönderilen ödeme emrine tarafınca vekaletname sunularak borca ve fer’ilerine itiraz edildiğini, işbu itirazın iptali davasında müvekkillerin kendilerini vekil ile temsil ettirmelerine rağmen davaya vekilin dahil edilmeden taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek tüm yargılamanın hukuka aykırı şekilde vekilsiz olarak yürütüldüğünü, müvekkili davalıların kendilerine tebliğ edilen tüm evrakların vekillerine de gönderildiği düşüncesiyle davayı takip etmediklerini, işbu davada müvekkilleri kendilerini icra takibinde vekil ile temsil ettirdiklerinden dolayı taraf teşkili sağlanmadan ön inceleme yapılarak dosyanın esasına girildiğini bildirerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel Kredi Sözleşmeleri, taksitli kredi geri ödeme planı, hesap hareketleri, tebliğ şerhli ihtarname, banka faiz oranları bildirim formu, TCMB tebliği suretleri vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2019/4224 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … A.Ş’nin alacaklı, … ve …’nun borçlu oldukları, … nolu kredi için (%43,68 Tem. Faizi) … ve …’nun sorumlu olduğu miktar; 7.924,96 TL asıl alacak, 1.984,50 TL kat tarihine kadar işlemiş akdi faiz, 1.628,85 TL işlemiş tem. faizi ve 81,44 TL vergiler toplamı olmak üzere toplam 11.619,75 TL üzerinden ve … nolu kredi için (%33,00 Tem. Faizi) …’nın sorumlu olduğu miktar; 4.426,62 TL asıl alacak, 2.349,16 TL kat tarihine kadar şlemiş akdi faiz, 657,26 TL işlemiş tem. faizi ve 40,95 TL vergiler toplamı olmak üzere 7.473,99 TL üzerinden 26/03/2019 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, borçlulara gönderilen ödeme emirlerinin 29/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 03/04/2019 tarihinde süresinde borca itiraz ettiği, eldeki davanın İİK’nın 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
19/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 10/08/2016 tarihinde 418 gün sonra ödemeli 10.000,00 TL Tarımsal Kredi ve 5.000,00 TL Kredili Mevduat Hesabı kredisi kullandırıldığı, tarımsal kredinin vadesinde ödenmediği davacı banka tarafından tekrar yapılandırıldığı, verilen vadede ödenmemesi üzerine 01/04/2019 tarihinde hesabın kat edildiği ve 22/03/2019 tarihinde banka tarafından icra takibine başlandığı, davacı ile … arasında 10/08/2016 tarihinde 50.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, …’nun da sözleşmeye aynı miktarda müteselsil kefil olduğu ve kefalet hükümlerine uygun olduğu, hesap kat ihtarnamesinin davalılara 14/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, kredi sözleşmesinin faiz, komisyon, masraf, vergi, resim, harç ve fonlar başlıklı madde 12/2’de bankanın bu sözleşme gereğince müşterinin temerrüde düşmesi halinde, temerrüde düşürülen borç için temerrüdün gerçekleştiği tarihte yukarıdaki şekilde hesaplanacak akdi faiz oranının iki katı oranda temerrüdd faizi işletilir hükmünün yer aldığı, *… nolu 10.000,00 TL miktarlı kredi yönünden 7.924,96 TL ana para için 10/08/2016 – 03/01/2019 faiz hesaplama tarih aralığı 484 gün için işleyen akdi faizin 2.326,97 TL, BSMV’nin 116,35 TL, ana para, faiz ve vergi toplamının 10.368,28 TL olduğu, 10.368,28 TL ana para için 04/01/2019 – 14/01/2019 faiz hesaplama tarih aralığı 11 gün için işleyen akdi faizin 69,19 TL, BSMV’nin 3,45 TL, ana para, faiz ve vergi toplamının 10.444,92 TL olduğu, 10.444,92 TL ana para için 15/01/2019 – 22/03/2019 faiz hesaplama tarih aralığı 67 gün için işleyen temerrüt faizin 842,87 TL, BSMV’nin 42,14 TL, ana para, faiz ve vergi toplamının 11.325,93 TL olduğu; *… nolu 5.000,00 TL miktarlı kredi yönünden 5.154,37 TL ana para için 01/08/2016 – 03/01/2019 faiz hesaplama tarih aralığı 493 gün için işleyen akdi faizin 1.905,83 TL, BSMV’nin 95,29 TL, ana para, faiz ve vergi toplamının 7.155,49 TL olduğu, 7.155,49 TL ana para için 04/01/2019 – 14/01/2019 faiz hesaplama tarih aralığı 11 gün için işleyen akdi faizin 59,03 TL, BSMV’nin 2,95 TL, ana para, faiz ve vergi toplamının 7.217,47 TL olduğu, 7.155,49 TL ana para için 15/01/2019 – 12/03/2019 faiz hesaplama tarih aralığı 57 gün için işleyen temerrüt faizin 373,87 TL, BSMV’nin 18,69 TL, ana para, faiz ve vergi toplamının 7.610,03 TL olduğu, 4.426,62 TL ana para için 12/03/2019 – 22/03/2019 faiz hesaplama tarih aralığı 10 gün için işleyen temerrüt faizin 40,57 TL, BSMV’nin 2,03 TL, ana para, faiz ve vergi toplamının 7.652,63 TL olduğu, *takip tarihi itibari ile ana para, faiz ve BSMV toplamının 18.978,56 TL olduğu şeklinde kanaat bildirilmiş ise de, takip talebinde … nolu kredi için kat ihtarnamesinden daha az miktarda talepte, bir başka deyişle 4.426,62 TL asıl alacak talep edilmiş olması nedeni ile takip talebi ve ödeme emrinde talep edilen asıl alacak ile bağlı olarak hesaplamanın yapılması gerektiği, raporda ise hesap kat ihtarnamesinde talep edildiği şekli ile hesaplama yapıldığı anlaşılmakla, bu konudaki hesaplamanın mahkememizce yapılabilecek olması nedeni ile ek rapor alınmamış ve mahkememiz değerlendirmesi neticesinde … nolu kredi yönünden 1.692,77 TL kat tarihine kadar işlemiş akdi faiz, 395,41 TL işlemiş temerrüt faizi ve 102,16 TL vergiler toplamı olan 6.616,96 TL talep edilebileceği bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak davacı banka tarafından davalı borçlu …’ya nakdi kredi tahsis edilerek 2 adet kredi kullandırıldığı ve diğer borçlu …’nun da kefil olduğu, bilirkişi raporunda … nolu kredi yönünden hesap edildiği şekli ile davalıların davacıya borçlu olduğu, … nolu kredi yönünden ise davalı …’nın davacıya borçlu olduğu, bu yönüyle ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 76/1.maddesi uyarınca; avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır. Keza HMK’nın 77/1-2.maddesi uyarınca da; (1) Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hallerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul uşlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır. (2) Vekâletnamesiz işlem yapmasına izin verilen ancak haklı bir sebep olmaksızın süresi içinde vekâletname ibraz etmeyen avukat, celse harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkûm edilir. Bunu kötüniyetle yapan avukat aleyhine, ceza ve disiplin soruşturması açılmasını sağlamak üzere, Cumhuriyet başsavcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına durum yazıyla bildirilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 14/11/2018 tarih 2017/1383 Esas, 2018/7079 Karar sayılı; 3. Hukuk Dairesinin 06/09/2021 tarih 2021/4934 Esas, 2021/7841 Karar sayılı emsal ilamları)
Somut olayda mahkemece, dava dilekçesi HMK hükümleri uyarınca davalı asillere usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, yargılamaya ilişkin diğer tebligatlarda davalı asillere yapılmış olup, davalı asiller duruşmaya katılmadıkları gibi davayı vekil aracılığıyla takip edeceklerine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamışlar ve davalılar adına vekil sıfatıyla temsil eden bir avukat duruşmalara katılmamış, dilekçe sunmamış ve herhangi bir usuli işlem yapmamıştır.
Davalılar gerekçeli karara karşı vekilleri aracılığıyla sundukları istinaf başvurularında takip kapsamındaki borca ve fer’ilerine itiraz eden davalı borçlular vekilinin icra dosyasında vekaletnamesinin bulunduğu gözetilerek açılan itirazın iptali davasında dava dilekçesine itiraz eden vekile yapılması gerekirken, bizzat davalı borçlulara yapılıp davanın görülmesinin doğru olmadığını ve bu şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini ileri sürmektedirler.
Gerçekten davalılar icra takibine vekilleri aracılığıyla itiraz etmişler ve davacı yanca süresi içerisinde açılan davanın dava dilekçesi HMK gereğince davalı asillere tebliğ edilmiştir.
Tartışılması gereken husus, borçlu vekili sıfatıyla takibe itiraz eden vekilin, itirazın iptali davasında, davalıları vekil sıfatı ile temsil edip edemeyeceği ve dava dilekçesinin vekile tebliğine gerekip gerekmediği konusudur.
Dava dilekçesi ve duruşma günü yazı uyarınca taraflara tebliğ edilir. İlgili taraf dilerse davasını bizzat kendisi takip eder, isterse vekil tayin ederek vekili aracılığıyla takip edebilir.
Yukarıda açıklandığı üzere vekil, vekaletname aslını veya onaylı suretini sunmadan davayı takip edemez. Somut olayda davacı tarafından başlatılan takibe davalı borçluların vekilinin itiraz etmesi üzerine takibin devamını sağlamak için davacı alacaklı tarafından eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. İtirazın iptali davası ile icra takibi ayrı hukuki yardımları ve dolayısıyla ayrı ayrı avukatlık ücretini gerektirmekte olup, dava dosyasına da davalı borçluların vekalet ibraz etmesini gerektirir. İcra takibine borçlu vekili sıfatıyla itiraz eden vekilin, borçlu aleyhine açılan bir davada borçlu vekili olduğunun kabulüne hukuken olanak yoktur. İcra takibine itirazın vekil tarafından yapılması açılan davada dava dilekçesinin vekile tebliğini gerektirmez, zira borca itiraz eden vekilin davayı takip edeceği mutlak değildir. Bu durumda itirazın iptali davasında davalı borçluların vekil ile temsil edildiklerinden bahsedilemeyeceğinden bizzat davalı borçlulara dava dilekçesinin tebliğ edilerek davanın görülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08/02/2012 tarih 2011/21679 Esas 2012/2707 Karar sayılı; 19. Hukuk Dairesinin 05/02/2009 tarih 2008/5150 Esas 2009/772 Karar sayılı; 11. Hukuk Dairesinin 25/01/2022 tarih 2021/3740 Esas 2022/621 Karar sayılı; 19. Hukuk Dairesinin 20/06/2008 tarih 2007/12126 Esas 2008/6922 Karar sayılı; 19. Hukuk Dairesinin 05/04/2011 tarih 2010/10405 Esas 2011/4437 Karar sayılı; 19. Hukuk Dairesinin 02/04/2012 tarih 2012/1582 Esas 2012/5342 Karar sayılı emsal ilamları) ilamı davalılar vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne dair yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ve kamu düzenine aykırı bir husus bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan alınması gerekli olan 1.202,29 TL harçtan peşin alınan 300,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 901,71 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 05 /10/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.