Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1200 E. 2023/860 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1200 Esas 20223/860 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1200
KARAR NO : 2023/860

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2018/818 Esas 2020/446 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/06/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraflar vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin maliki, davalı …’ın operatörü olduğu iş makinesinin davalı şirkete ait inşaat şantiyesi alamında, müvekkili tarafından 09/05/2017/2018 vadeli kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı kamyona park halindeyken çarpması neticesinde oluşan hasarın müvekkili şirket tarafından karşılandığını, hasarın davalılardan tazminine ilişkin rücu hakkının müvekkiline geçtiğini, dava konusu kaza sonucunda kamyonda oluşan hasarın sigortalı …. A.Ş.’nin talebi üzerine, müvekkili tarafından hasar dosyası açılarak 15/08/2017 tarihli ekspertiz raporu doğrultusunda, 26.695,05 TL tutarında karşılandığını, ödemeye ilişkin 23/08/2017 tarihli dekont ekli olarak sunulduğunu, T.T.K. 1481 madde hükmü gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı şirketin kendi sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye başvurulduğunu, talebin yalnızca 9.054,00 TL’lik kısmı karşılandığını, geri kalan 17.640,00 TL’lik tutar için yeniden davalılara başvurmak mecburiyeti olduğunu, Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10443 E.sayılı dosyasında başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, yasal düzenlemeler karşısında meydana gelen kaza davalı şirketin iş veren ve yapı sahibi olarak davalı şahsın iş makinesi operatörü olarak özen ve dikkat sorumluluklarını yerine getirmemelerinden ötürü oluştuğunu, davalıların takibe, asıl alacağa ve faize ilişkin itirazlarının kaldırılmasına ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; uyuşmazlık konusu kazada müvekkili …. A.Ş. İle sigortalı kamyon sahibi …. A.Ş.’nin aynı firma olup, sadece unvanlarının farklı olduğunu, her iki şirket arasında organik bağ olduğunu, alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiği nedenle açılan davanın reddi gerektiğini, şirketler arasında organik bağın araştırılmasını talep ettiklerini, kazadaki kusur durumlarına itiraz ettiklerini, talep edilen hasar bedelinin yüksek olduğunu, 3.kişi konumunda olmayan müvekkili şirketten hasar tazminatı rücu edilemeyeceğini, davanın reddini ve kötü niyetli davacı aleyhine %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı …. A.Ş. Arasında … plakalı araç yönünden 09/05/2017-2018 tarihlerini kapsar şekilde kasko sigorta poliçesi tanzim edildiği, davaya konu rizikonun 10/06/2017 tarihinde gerçekleştiği, davacı tarafça dava dışı sigortalısına 28/08/2018 tarihinde, 26.696,08 TL ödeme yaptığı, davalı sürücünün hasarın oluşumunda tam kusurlu olduğu, davacı yönünden halefiyet koşulları oluştuğu, dava dışı … Sigorta A.Ş. Tarafından davacı sigorta şirketine 23/08/2017 tarihinde, 9.054,00 TL ödeme yapıldığı, bu konuda taraflar arasında bir anlaşmazlık olmadığı dosyamıza sunulan ticaret sicil kayıtlarına göre …. A.Ş. İle …. A.Ş. Birbirinden bağımsız şirketler olduğunu, aralarında bir bağlantı olmadığının anlaşıldığı, T.T.K. 1472.madde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamından davacı yönünden halefiyet koşullarının oluştuğu, hasara sebebiyet veren davalı sürücüye ve araç malikine rücu imkanı bulunduğu, davalıların itirazlarının 13.996,90 TL asıl alacak, 44,72 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına, takip konusu alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kasko sigortasının bir mal sigortası olduğunu, kasko sigortacısı konumunda olan sigorta şirketi T.T.K.’nın 1472. maddesi uyarınca tazminat ödediğinde hukuken sigortalısının yerine geçerek halefiyet kuralı uyarınca ödediği tazminat bedelini sorumlulardan rücuen tahsil edebileceğini, sigorta şirketinin rücu hakkının üçüncü kişiler bakımından söz konusu olduğu düzenlendiğini, uyuşmazlık konusu kazada ise müvekkili …. A.ş. ile sigortalı kamyon sahibi …. A.ş. aynı firma olup sadece ünvanlarının farklı olduğunu, iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu, her iki şirket arasında da organik bağ bulunduğundan alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiğinden sigorta şirketinin açmış olduğu iş bu davanın reddi gerektiğini, Ticaret Sicili Gazetesinden de görüleceği üzere her iki şirketin de adresinin aynı olması sadece ünvanlarının farklı olması sebebiyle her iki firma arasında organik bağ bulunduğu aşikar olduğunu, alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiğinden açılan davanın reddi gerektiğini, sigorta şirketi tarafından sunulan tutanakta kazadaki kusur oranlarının tespitinin yapılmadığını, tutanakta sadece alkol testi yapıldığının belirtildiğini, meydana gelen kazada sigortalı kamyon sürücüsü %100 oranında kusurlu olup, sigorta şirketi sigortalı aracın kazada kusurunun bulunması sebebiyle sigorta şirketi tarafından açılan davanın reddi gerektiğini, ilk derece mahkemesince müvekkili şirketin borca itirazının haksız olduğu gerekçesi ile hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedildiğini, müvekkili şirket ile sigortalı kamyon sahibi şirket aynı şirket olduğundan şirketler arasında organik bağ bulunduğundan açılan dava ve başlatılan takip haksız olduğundan, kötüniyetli olarak başlatılan takip nedeniyle açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilerek müvekkili lehine % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etiğini, buna ek olarak alacak likit olmadığından, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında, bu iki şirketin de aynı şirket olduğu görülebildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında ayrıca …. A.ş. nin merkezinin Tatvan Bitlis olduğu, …. A.Ş. nin merkezinin ise Van olduğu belirtilerek şirketlerin ticaret sicili kayıtlarının bu Ticaret Sicil Müdürlüklerinden talep edilmesi gerektiği belirtildiğini, görüldüğü üzere ilk derece mahkemesi tarafından cevap dilekçesinde getirtilmesini talep ettikleri deliller getirtilmeden hüküm kurulduğunu, dolayısıyla delillerinin henüz toplanmadığını, bu nedenlerle, ilgili ticaret sicil müdürlüklerine müzekkere yazılarak delillerinin toplanmasını ve şirketler arasındaki organik bağın araştırılmasını ve yerel mahkeme kararının kaldırılarak davacı tarafın davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece yargılamasında alınan bilirkişi kök raporunda, davalı şirketin malik olduğu araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, somut olayda halefiyet koşullarının mevcut olduğunu, hasara sebebiyet veren sürücü ile araç malikine rücu imkanın olduğu değerlendirmeleri son derece yerindeyse de hasar hesabı hatalı olarak yapıldığını, hesaplamanın hatalı yapıldığı kök raporun “hasar yönünden” başlığı altında; müvekkiline ait kasko poliçesi ile… Ltd. Şti. tarafından hazırlanan ”… … levha numaralı ekspertiz raporu’na göre, kaza sonucu hasara uğrayan 2014 model … … motor numaralı olduğu anlaşılan davacıya kasko sigortalı aracın bu kaza nedeniyle uğradığı hasarın onarım bedeli, hasarlı araç fotoğrafları, eksper raporu ve araç onarım faturası nazara alınarak aşağıdaki şekilde hesap edilmiştir.” ifadelerine yer verilmişse de gösterilen değerler ekspertiz raporuyla uyuşmadığını, bilirkişi raporunda toplam değer 11.326,11 TL bulunduğunu, yazılan miktarların esas toplamı 10.701,27 TL olduğunu, bilirkişiler tarafından sehven yapıldığını düşündükleri hesaplama hataları gerçek değeri yansıtmadığını, bilirkişi raporuna dayanak alındığı ifade edilen ekspertiz raporuna göre esas toplam 11.325,94 TL olduğunu, tüm değerler ışığında net toplam 26.695,05 TL olduğunu, keza, kök raporun “sigorta yönünden” başlığı altında ”davalı sürücünün hasarın oluşumunda tam kusurlu olduğu raporun kusur değerlendirmesi bölümünde tespit edildiğini, dosya kapsamından; davacının halefiyet koşullarının mevcut olduğu ve hasara sebebiyet veren sürücüye ve araç malikine rücu imkanı bulunduğu kanaatine varıldığını, dava dışı … Sigorta A.ş. tarafından davacı sigorta şirketine 23/08/2017 tarihinde 9.054,00tl ödeme yapıldığı konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını,” ifadelerine yer verildiğini, bu kısma aynen katılmakla beraber genel toplam tutarı yukarıda yanlış hesaplandığı için burada da 24.334,98 TL -9.054,00 TL= 15.280,98 TL alacak olduğu hesaplandığını, oysa gerçek alacak miktarı: 26,695,05 TL – 9.054,00 TL=17.641,05 TL olduğunu, bu nedenlerle maddi hataların düzeltilmesi ve eksikliklerin giderilmesi konusunda itirazlarının sunulduğunu, bilirkişiler ek raporlarını tanzim ederlerken taraflarının ve davalıların itiraz konularının dışına çıkacak şekilde değerlendirme yaparak hasar bedelinden takdiri indirim yaptığını, bilirkişilerin, sunmuş oldukları kök rapora karşı taraflarının ve davalı tarafın sunduğu itirazları karşılar nitelikte bir ek rapor hazırlamaları gerekirken; yeni herhangi bir gerekçe sunmadan, davalı tarafın da bu hususa ilişkin bir itirazı olmamasına ve takdiren indirim yapılması için yeni bir delil, vakıa bulunmamasına rağmen kök raporlarındaki görüşlerinin değişmesi ve aynı yargı kararından bahisle indirim yapılması taraflarınca anlaşılamadığını, bilirkişilerin, itirazları doğrultusunda maddi hataları düzelterek ve eksiklikler gidererek rapor tanzim etmesi gerekirken, görev ve itiraz konularının dışına çıkarak hasardan takdiri indirim yapmalarının taraflarınca kabul etmenin mümkün olmadığını, mezkur hatalı bilirkişi ek raporuna ilk derece mahkemesince itibar edilerek hatalı ve hukuka aykırı bir karar verildiğini, bu nedenlerle, itirazları karşılayamayan eksik ve hatalı bilirkişi raporlarına itibar edilerek kısmi ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıların istinaf başvurularının reddine, katılma yolu ile istinaf başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin davanın kısmen reddi yönündeki kararının kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava;TTK’nun 1472. maddesi uyarınca kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kasko sigorta poliçesi,icra dosyası , ekspertiz raporu vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10443 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … Sigorta A.Ş.,tarafından borçlular … ile …. A.Ş. ,aleyhine 17.640,00 TL asıl alacak, 56,54 TL işlemiş faiz ve 376,96 TL aylık gecikme tazminatı olmak üzere toplam 18.073,50 TL alacak üzerinden ilamsız takip talebi yapıldığı borçlular tarafından itiraz üzerine takibin durduğu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
10/06/2017 tarihli jandarma görevlilerince tanzim olunan tutanak ile ,10/06/2017 günü … İnşaat Şantiyesinde saat 10:00 sıralarında (“…) seri numaralı iş makinesinin kepçe kasımının … plakalı … kamyonun ön kısmı (kafa kısmı) na çarpması sonucu meydana gelen iş kazasında herhangi bir can kaybı veya yaralı olmadığı olay sonucu … plakalı … kamyonda yaklaşık 10.000 TL hasar oluştuğu belirtilmiştir.
Davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı …. A.Ş. arasında; … plakalı araca istinaden 09.05.2017-09.05.2018 tarihlerini kapsar Kasko Sigorta Poliçesi’nin tanzim edildiği, davaya konu rizikonun 10.06.2017 tarihinde poliçe himaye süresi içerisinde gerçekleştiği görülmüştür.
Davacı sigorta şirketince dava dışı sigortalısına 28.08.2018 tarihinde 26.696,08 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirkete ait aracın ZMMS şirketi … Sigorta A.Ş. tarafından davacı sigorta şirketine 9.054,00TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Davacı yan kasko sigortalı kamyona davalı …. A.ş.’nin işleteni diğer davalı …’in sürücüsü olduğu iş makinesinin çarpması sonucu hasara uğradığını, sigortalı araç için ödenen hasar bedelinden davalıların sorumlu olduğunu, bir kısım hasar bedelinin davalı aracının trafik sigorta şirketi tarafından karşılandığını iddia etmiş, davalı yan ise alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini iddia ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının kasko sigortacısı olduğu kamyona davalı …’in sürücüsü, diğer davalının işleteni olduğu iş makinasının çarpması sonucu hasara uğradığı, hasar bedelinin davacı tarafından sigortalısına ödendiği, davalı araç ZMMS şirketi tarafından davacıya 9.054,00 TL ödeme yapıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, meydana gelen trafik kazasında davalı iş makinesi sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı, kusuru var ise sigortalı araçta oluşan hasar miktarı, davalıların sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle davacının yaptığı ödemeden sorumlu olup olmadığı ile davacı şirket sigortalısı …. A.Ş. İle davalı …. A.ş. Arasında organik bağ olup olmadığı dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşip birleşmediği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Yargılama sırasında bir makina mühendisi ile bir sigorta uzmanından alınan bilirkişi raporunda özetle,davalı … İnşaat ve Tic. A.Ş yetkililerinin gerekli denetim ve önlemi almakta ihmalleri, iş makinesi operatörü aracını kulanmakta dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı nedeniyle %100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı davacı …Sigorta A.Ş’ne kasko sigortalı araç park halinde olması nedeniyle sürücüsüne/malikine mevcut delillere göre kusur izafe edilemeyeceği,davaya konu 10/06/5017 günü … İnşaat şantiyesinde saat 10:00 sularında davalı … İnşaata ait “…” seri numaralı iş makinesinin çarpması neticesinde davacı ya ait Kasko sigorta poliçesi ile… Ltd. Şti tarafından hazırlanan … levha numaralı “Ekspertiz Raporu’na göre; kaza sonucu hasar uğrayan 2014 model …. motor numaralı olduğu anlaşılan davacıya kasko sigortalı aracın bu kaza nedeniyle uğradığı hasarının onarım bedeli, hasarlı araç fotoğrafları, eksper raporu ve araç onarım faturası nazara alınarak KDV dahil hasar ve işçilik toplamının 24 334,98 TL olduğu belirtilmiştir.
İtiraz üzerine alınan ek raporda ise,değişimi gerekli parçalarda (TC. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 1999/3145 Esas ve 1999/4873 sayılı kararı uyarınca) amortisman bedeli ile gerekli görülen parça hurda / sovtaj bedelinin değerlendirmede nazara alınması gerektiği hususları dikkate alınarak,davalı, … İnşaat ve Tic. A.Ş yetkililerinin gerekli denetim ve önlemi almakta ihmalleri, iş makinesi operatörünün aracını kullanmakta dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı nedeniyle 4100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, sigortalı araçta meydan gelen hasar tutarının Kdv dahil 23.006,18TL olduğu,gerçekleşen riziko nedeniyle icra dosyasında bakiye 13.996,90TL asıl alacak ile 44,72TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.996,90TL alacak hakkının bulunduğu belirtilmiştir.
Kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına hasar nedeniyle ödeme yapan davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca halefiyet ilkesine dayalı olarak hasarın oluşmasında kusurlu olan taraflara rücu etme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Bir başka anlatımla davacının ödediği bedeli davalıdan talep etmesi davalı sürücünün meydana gelen trafik kazasında kusurlu olması halinde mümkündür.

Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile, kazanın oluşmasında tarafların kusur durumları ile sigortalı araçta meydana gelen hasar bedeli ayrıntılı ve gerekçeleri belirtilerek tespit edilmiştir. Anılan raporda meydana gelen kazada davalının %100, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün kusursuz bulunduğu olayın oluş şekli, sigortalı aracın hasar miktarı davacının sigortalısına ödediği tutarı tespit edilmiştir. Alınan rapor ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.Bu nedenle davacı vekilinin istinaf nedenlerine itibar edilmemiştir.
Davalılar vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesine gelince,davalı …. A.Ş. ile sigortalı kamyon sahibi …. A.Ş.’nin aynı firma olup sadece ünvanlarının farklı olduğunu, iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğundan alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiğini ve borcun sona erdiğini iddia etmiştir.
Bir borç bakımından alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi borcu sona erdiren sebep olarak TBK 135.maddesinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, sigortalı … plakalı kamyonun işleteni dava dışı …. A.Ş. Olup,iş makinesinin işleteni ise davalı …. A.Ş.’dir.Bu nedenle sigortalıya ait kamyon ile kazaya karışan iş makinasının işletenleri aynı olmadığı,tüzel kişilik perdesinin aralanmasını alacaklı isteyebileceği gibi her iki şirketin adresinin aynı olması aralarında organik bağ olduğunu ispatlamayacağından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedenlerine itibar edilmemiştir.
Ayrıca, davalılar vekili müvekkilleri aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığını ileri sürmüştür. Gerçekten de dava ve ve takip konusu alacak davacı sigorta şirketinin oluşan kaza sebebiyle kasko sigortalısına ödediği hasar bedelinin TTK’nın 1472. Maddesindeki halefiyet prensibi gereği davalılardan rücuan tahsili istemiyle davalı araç işleteni ve sürücüsü olan davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde, takip dayanağı alacak haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından doğduğundan İİK’nın 67. Maddesi anlamında likit (bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte bir alacaktan söz edilemeyeceğinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine,davalılar vekilinin diğer istinaf sebeplerinin esastan reddine, davalılar vekilinin müvekkilleri aleyhine hükmolunan icra inkar tazminatı yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak, davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)-1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile 120,60 TL bakiye arcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2020 tarih 2018/818 Esas 2020/446 Karar sayılı kararının icra inkar tazminatı yönünden KALDIRILMASINA,
2-Davanın kısmen kabulü ile,
3-Davalıların Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10443 esas sayılı dosyasına yönelik itirazlarının, 13.996,90 TL asıl alacak ve 44,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.041,62 TL alacak üzerinden iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına,
4-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
5-Davacının icra inkar tazminatı talebi ile fazlaya ilişkin talebinin reddine,
6-Davalı tarafın, davacı tarafın aleyhine %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine,
7-Alınması gereken 959,18 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 301,25 TL harç ile 88,20 TL icra peşin harcının mahsubu ile bakiye 569,73‬ TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 301,25 TL peşin harç, 88,20 TL icra peşin harcı ile ile 162,10 TL başvurma harcı toplamı 551,55 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 62,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.062,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 845,36 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yargılama aşamasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Yargılama aşamasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-Davalı tarafından yatırılan 180,50 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.07/06/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.