Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1199 Esas 2023/988 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1199
KARAR NO : 2023/988
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI ….
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2023
Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ……. 02/04/2004 tarihli ve 2004/22 sayılı kararı ile özelletirme kapsamına alınmasının ardından …’a ait dağıtım sistemi 20 farklı dağıtım bölgesine ayrılarak her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirket kurulduğunu, sözü edilen dağıtım şirketlerinden birinin de 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi yolu ile kurulmuş olan davacı müvekkili şirketi olduğunu, müvekkilinin ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan tamamen özel hukuk hükemlerine tabi bir ticaret şirketi olduğunu, özelleştirme işlemlerinin bir basamağı olarak davalı …’ın mülkiyetindeki dağıtım sisteminin işletme hakkını her bir dağıtım bölgesi için ayrı kurulan şirketlere işletme hakkı devir sözleşmesi ile devrettiğini, bu kapsamda müvekkili şirket ile davalı arasında 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin bölgesinde daha önce davalı tarafından yürütülen elektrik dağıtım faaliyetlerinin sözleşmenin imzalanmasından bu yana müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, dağıtım faaliyetinin davalı … tarafından yürütüldüğü İHDS öncesi dönemde meydana gelen olay sebebiyle üçüncü şahıslar tarafından Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/80 Esas sayılı dosyasıyla açılan tazminat davasının kısmen kabulüne dair kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, sözü edilen ilamda hükmedilen bedelin mezkur ilama dayanılarak başlatılan Kırıkkale 4. İcra Müdürlüğü’nün 2010/2045 Esas sayılı dosyasına müvekkili şirket tarafından ödendiğini, sorumluluğun davalıya ait olması nedeniyle müvekkili şirketçe davalıya yapılan 11/12/2019 tarihli başvuru ile ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi talep olunmuş ise de davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından ödenen şimdilik 183.671,82 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere iş bu davanın rücu talebine ilişkin olduğunu, Borçlar Kanunu’nun 73. Maddesi gereğince rücu davalarında zamanaşımının 2 yıllık süreye tabi olup ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda dava konusu alacağının zamanaşımına uğradığını, … ve dağıtım şirketleri arasında 24/07/2006 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanmadan önceki ve sonraki sürecin özelleştirmeye düzenleyen yasal çerçeve içinde …. talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğini, 24/07/2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyetleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle iligili olarak hisselerin el değiştirmesinden önce (devre esas bilanço düzenlemesinden önce) bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğu şirkete ait olup …’tan herhangi bir hak talep edemeyeceğini, …’tan herhangi bir talepte bulunulması ihale şartnamase ive hisse satış sözleşmesi hükümlerine ters düştüğünü, davacı vekili dava konusu talebini 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5, 10.1, 15.2, 18.3 maddelerine dayandırmakta ise de işletme hakkı devir sözleşmesinin 18.6 maddesinde yer alan “ şirket…bu sözleşmeye dayanak…. de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum ve kuruluşundan talepde bulunulamayacağını,……’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” Hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin olarak hiçbir talepte bulunmayacağının açıkça ortada olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacı şirket tarafından dava dışı kişilere icra emri gereğince yapılan ödemenin hatalı olduğunu, davacı tarafından dava dışı kişilere fazladan ödeme yapıldığını, fazladan yapılan ödemeden müvekkili kurumun sorumlu olmadığını, haksız ve yersiz olarak açılan iş bu davanın öncelikle usulden reddine usulden reddedilmemesi halinde davanın esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 24/07/2006 tarihli işletme devir sözleşmesinden önce doğan ve davacı tarafça nakit ve takas mahsup suretiyle yapılan ödeme kısımdan işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümleri de nazara alınarak davalının sorumlu olduğu, ödemeye esas mahkeme kararındaki uyuşmazlığın 24/07/2006 tarihli İHDS’den önceye ilişkin olduğu, yapılan ödemenin hisse satış sözleşmesinin 9.4 maddesinin atfıyla İHDS’nin 7.4 maddesi uyarınca …’a rücu edilebileceği anlaşıldığından davacının davasının kabulüne, 183.671,82 TL’nin 07/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, beyanlarının değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişiden rapor alınmadığını, hisse satış sözleşmesi imzalanarak davacının özel şirkete devrinin gerçekleştiğini, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, devre esas devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, rücuya dayanak mahkeme kararında davacı aleyhine hükmedilen bir bedel olmadığı gibi davacının icra emrinin tarafı olmadığını, davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, bu nedenle rücuya dayanak davaya ilişkin masraf, giderler, vekalet ücreti ve faiz ile icra giderlerinin talep edilemeyeceğini, temerrütün oluşmadığını, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini, avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/80 Esas, 2010/21 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılarının
….. 2005 yılında … ait trafo ile oynarken elektrik çarpması suretiyle yaralanması neeniyle maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği, kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2010 tarih ve 2010/6470 Esas ve 2010/12637 Karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır.
Kırıkkale 4. İcra Müdürlüğünün 2010/2045 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklılarının ……. olup, Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/80 Esas, 2010/21 Karar sayılı ilamına istinaden 07/01/2011 tarihinde 183.671,82 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı …’ın 2005 yılında … ait trafo ile oynarken elektrik çarpması suretiyle yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığı, açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2010 tarih ve 2010/6470 Esas ve 2010/12637 Karar sayılı ilamı onanarak kesinleştiği, kesinleşen ilam sebebiyle davacı tarafından Kırıkkale 4. İcra Müdürlüğünün 2010/2045 Esas sayılı dosyasına 07/01/2011 tarihinde 183.671,82 TL ödendiği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın davacıları olan …… bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki taraf da tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 12.546,62 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.136,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.410,62 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 21/06/2023
Başkan Üye Üye Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.