Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1181 E. 2021/1104 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA ASLİYE 12. ASLİYETİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2018
NUMARASI : ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 04/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2021

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay bozma ilamı sonrası dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi maksadı ile 4046 sayılı kanun hükümleri uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi sureti ile kurulduğunu, bu kapsamda davacı ile davalı arasında 24/07/2006 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesi (…) aktedildiğini, özelleştirmeye ilişkin sürecin 30/03/2013 tarihinde tamamlandığını, faaliyetlerin davalı tarafından yürütüldüğü … kapsamında Silifke 1. Asliye (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin… esas sayılı dosyası nedeniyle Mersin 8. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasına yapılan ödemeler yapıldığını bildirmiş, icraya yapılan ödemeler ile dava dosyasına yapılan harç ödemelerinin rücuen tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 05/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 232.957,08 TL alacak yönünden fazlalaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtıklarını, 15/01/2011 tarihinde 1.157,80 TL ödeme yapıldığını, davanın bu miktar oranından artırılarak toplam 234.114,88 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı sureti ile gerçekleştirildiğini, … hükümleri uyarınca davalıdan talepte bulunulamayacağını, ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümleri kapsamında yapılan devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, geçmişe yönelik talepte bulunulamayacağını, dava konusu olayın mülkiyete ve dağıtım faaliyetlerine ilişkin olmadığını, oysa sözleşme hükümlerinin bu konudaki sorumluluğu düzenlediğini alacağın zamanaşamına uğradığını bildirmiş haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)’nin … esas sayılı dosyasında 04/06/2003 tarihinde gerçekleşen ve işçi …’un vefatı üzerine yakınlarına ödenen tazminatın … İçel Müessese Müdürlüğünden tahsiline ilişkin açılan davada davanın herne kadar …’a karşı açılmış görülse de … müessese müdürlğünün dava tarihi itibariyle hükmü şahsiyetinin bulunduğu akabinde müessese müdürlğünün davacı tarafından … ile devralındığı ve davacı tarafından davanın takip edildiği, … öncesi dönemde gerçekleşen trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat talepli davanın kabulüne karar verilerek Yargıtay denetiminden geçip kesinleştiği, kararın Mersin 8. İcra Müdürlüğünün 2008/3981 sayılı dosyasında takibe konulduğu, davacı tarafından ödeme yapılarak dosyanın infazen kapatıldığı, davacının yaptığı ödemenin … sözleşmesi kapsamında … öncesi döneme ilişkin hukuki ilişkiden kaynaklanması nedeniyle davalı …’a rücu edilebileceği kanaatiyle davacıcının davasının kabülü ile 228.961,75TL’nin 15/01/2010 tarihinden itibaren avans faizi ile 1.157,80 TL’nin 05/05/2010 tarihinden itibaren avans faizi ile 3.995,33 TL’nin 06/01/2010 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, rücuya esas iş kazasından kaynaklanan tazminat talebinin …’nin 7.maddesi kapsamında değerlendirilmeyeceğini, anılan maddede belirtilen üçüncü kişinin şirket tüzel kişiliği ile bağlantısı olmayan kişi olduğunu, olayda üçüncü kişi zararından söz edilemeyeceğini, davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, bu nedenle davacının faiz ve icra giderlerini talep edemeyeceğini, bu bağlamda rücu davasınında da ancak yasal faiz talep edilebileceğini, ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhine hükmedilen harç, yargılama giderleri, vekalet ücretinde de hata olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazmin istemine ilişkindir.
Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)’nin 11/12/2007 tarih ve …… Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı …, davalısının … … Müessesesi olup, 30/03/2003 tarihinde meydana gelen iş kazasında ölen …’un mirasçılarına ödenen peşin sermaye değerli gelirin tahsiline yönelik olarak açılan tazminat davasının kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 09/11/2009 tarih ve…… karar sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür.
Mersin 8. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası ile Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)’nin 11/12/2007 tarih ve …. Karar sayılı ilamına dayalı olarak alacaklı … tarafından borçlu … … Müessesesi aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacının icra dosyasına 14/01/2010 tarihinde 228.961,75 TL ile 05/05/2010 tarihinde 1.157,80 TL ödediği ve 06/01/2010 tarihinde 3.995,40 TL bakiye onama harcı ödediği anlaşılmıştır.
Dairemizin 18/03/2020 tarih ve…Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca kısmen kabulüne, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2018 tarih …. Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 232.957,08 TL alacaktan 228.961,75 TL’sinin 15/01/2010, 3.995,33 TL’sinin 06/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ıslah ile artırılan 1.157,80 TL’ye ilişkin talebin usulden reddine, yönelik olarak verilen kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07/06/2021 tarih …. Karar sayılı ilamı ile;
“…1-)İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, aşağıda belirtilen hususlar dışında dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilince ileri sürülen tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Davacı vekilinin katılma yoluyla ileri sürdüğü temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, bölge adliye mahkemesince, ıslahla müddeabihe dahil edilen 1.157,80 TL ödeme bakımından yazılı gerekçeyle usulden ret kararı verilmiştir. Ancak mahkemenin, anılan ödemenin başından beri dava konusu edilmediğine ilişkin tespiti isabetli değildir. Zira işletme faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde gerçekleşen iş kazası sebebiyle davacı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve davacı anılan kararın icrası kapsamında yaptığı ödemelerin davalıdan tahsili için işbu davayı açmıştır. Davacı yan, dava dilekçesinde anılan davadan ve dava sonucunda verilen kararın icrası kapsamında yaptığı ödemelerden bahsetmiş ve davasını yapılan ödemelerin tam olarak tespit edilmesinden sonra gerekirse ıslah etmek üzere fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açmıştır. Islahla müddeabihe dahil edilen 1.157,80 TL ödeme kararın icrası kapsamında icra dosyasına yapılan bir ödeme olduğuna göre, ıslahla davaya dahil edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece söz konusu ödeme bakımından da işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş…” gerekçesiyle bozularak dosya Dairemize gönderilmiş olup, Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda somut olaya gelince,

dava dışı … tarafından 30/03/2003 tarihinde meydana gelen iş kazasında ölen …’un mirasçılarına ödenen peşin sermaye değerli gelirin tahsiline yönelik olarak davalı … … …. aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği ve davacının yargılama giderlerine ve vekalet ücretine mahkum edildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava dışı …’nın mahkeme ilamını … …. aleyhine icra takibine koyması sonucu davacının 14/01/2010 tarihinde 228.961,75 TL ile 05/05/2010 tarihinde 1.157,80 TL ve 06/01/2010 tarihinde 3.995,40 TL bakiye onama harcı ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; davacı … ile davalı şirket arasında 30/03/2003 tarihinde iş kazası sonucu …’un yakınlarına ödenen peşin sermaye değerli gelirin tahsiline yönelik olarak Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan alacak davasının sonucununda Silifke Asliye Hukuk Mahkemesinin ilamının icraya konulması nedeniyle üçüncü kişiye ödediği 232.857,08 TL’nin rücuen tahsili için işbu davayı açtığı, dava değerinin ıslah ile 1.157,80 TL artırarak toplam 234.014,08 TLnin tahsilini talep ettiği görülmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin “Üçüncü Kişilerin Hak İddialarını Düzenleyen” 7. maddesi gereğince yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığından, tazminata dayanak olan Silifke Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davacısı Sosyal Güvenlik Kurumunun bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda bulunduğu ve davacı şirketin açılan davaya ve yapılan icra takibini davalı şirkete ihbar yükümlülüğü bulunmadığından aynı sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince de ödemiş olduğu tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmakla Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07/06/2021 tarih………. Karar sayılı bozma ilamı ve davacı vekilinin dava dilekçesinin son sayfasının 2.paragrafının son cümlesinde “…bu iş ve işlemlerden dolayı davacı müvekkili şirketçe ödediği bedelin sorumluluğunun da davalı …’a ait olduğu açıktır.” yönündeki beyanlar da dikkate alınması sonucu ilk derece mahkemesinin kararı davalı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile kaldırılmasına ve davanın kabulü ile 234.114,88 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu tutarın 228.961,75 TL’sine 15/01/2010, 3.995,33 TL’sine 06/01/2010 tarihinden, 1.157,80 TL’sine 05/05/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde Hisse Satış Sözleşmesinin öncelikle uygulanması gerektiği yönündeki itirazı; Hisse Devir Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla ; 22. maddenin “f” bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla hükümleri gözetildiğinde bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Öte yandan davalı tarafın zaman aşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine ( Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağı savunmasına gelince, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve …… Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararından ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca gerekçe yönünden KABULÜNE, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2018 tarih …. Karar sayılı kararının gerekçe yönünden KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜNE,
234.114,88 TL’nin aşağıda belirtilen faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu tutarın 228.961,75 TL’sine 15/01/2010, 3.995,33 TL’sine 06/01/2010 tarihinden, 1.157,80 TL’sine 05/05/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine,
3-Alınması gerekli olan 15.992,39 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 3.978,33 TL harç ıslah ile yatırılan 35,90 TL harç ve bakiye karar harcı olarak yatırılan 11.978,15 TL düşümü ile harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 3.978,33 TL peşin harç ile 4,60 TL vekalet harcı ile ıslah dilekçesi ile yatırılan 35,90 TL harç olmak üzere toplam 4.050,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta davetiye gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.215,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri olmadığında karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 19.997,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Taraflarca peşin yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde taraflara iadesine,
C)1-Davalının peşin yatırdığı 3.998,10 TL istinaf nispi karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 32,50 TL posta gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 130,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında açılan duruşma Yargıtay bozma ilamı sonucu zorunlu olarak açılmakla ve başkaca duruşma yapılmadığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/03/2021 tarih ve …Karar sayılı emsal içtihatı da gözetilerek taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2021


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.