Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1179 E. 2023/859 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1179 Esas 2023/859 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1179
KARAR NO : 2023/859

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : 2020/410 Esas 2021/152 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Anonim Şirketindeki Yönetici Hakkında Sorumluluk Davası
DAVA TARİHİ : 30/06/2014
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2023

Taraflar arasındaki anonim şirketindeki yönetici hakkında sorumluluk davasının yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı asıl ve birleşen davada davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVADA DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kuruma bağlı …Sanayi İşletmesi’nin 17/05/2004 tarihinde özelleştirme kapsamında … San ve Tic A.Ş’ne satılmış olup, özelleştirme idaresi başkanlığı ile alıcı firma arasında 30/06/2004 tarihli sözleşme imzalandığını, ilgili sözleşme gereğince yükümlülüklerin yerine getirildiğini, sonrasında alıcı … A.Ş firmasına mal bedelinin ödenmesi için dönemin genel müdür yardımcısı davalı … ile … A.Ş arasında imzalanan sözleşme gereğince alacağın vadeye bağlandığını ve bu şekilde tahsil edildiğini, ancak … Başkontrolörü … tarafından düzenlenen 23/07/2008 tarih ve GKR-2008-689/9 sayılı raporda, söz konusu satışa ilişkin beyannamenin 2004 yılı Temmuz dönemi için beyan edilmesi gerekirken bir yıl geç beyan edilmiş olması sebebi ile müvekkili kurum aleyhine resen tarhiyat yapıldığını, sonrasında müvekkili kurum ile Maliye Bakanlığı arasında düzenlenen Uzlaşma Tutanağı ile ilgili beyannamenin bir yıl geç verilmiş olmasından dolayı söz konusu cezanın 267.389,94 TL tutarı olduğu konusunda uzlaşmaya varıldığını ve ilgili bedelin 03/12/2008 tarihinde müvekkili kurum tarafından ödendiğini, söz konusu kurum zararının Bakırköy 1.Asliye Ticaret mahkemesinin 2009/608 esas sayılı dosyası ile … A.Ş’den talep edildiğini ancak davanın reddedildiğini ve nihayetinde Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2012/14468 esas ile ile de red kararının onanarak kesinleştiğini, davalılardan genel müdür …’nın görevinden 08/04/2005 tarihinde ayrıldığını ancak bu tarihe kadar faturanın tanzim edilmesi yönünde talimat verebileceği düşünüldüğünde, sorumluluğunun zararın 211.424,60 TL’si ile sınırlı olacağı ancak, tüm süreç boyunca görev yapmış bulunan davalı …’nun zararın tamamından sorumlu olacağının değerlendirildiğini, davalı …’nun ayrıca Ankara 18.Asliye ceza mahkemesinde yargılandığını ve vade farkından dolayı kurum zararına sebebiyet vermesi nedeniyle cezalandırıldığını, söz konusu dosyanın Yargıtay tarafından onandığını iddia ederek resen tarh edilen KDV nedeni ile vergi dairesine ödenen 267.389,94 TL gecikme faizinin 55.965,34 TL’sinin davalılardan …ndan tek başına ve 211.424,60 TL’sinin ise davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP
Asıl Davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili …’nın Genel müdür olduğu şirkete düşen görevlerinin kanuni temsilci tarafından yerine getirileceğini, anonim şirketlerde kanuni temsilcinin yönetim kurulu olduğunu, genel müdür olan müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını belirtilerek davanın reddini istemiştir.
Asıl Davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, …’ın satış dışında kalan dava konusu malzemeler değeri belli olmadığından 01/07/2004 tarihinde yedi emin sıfatıyla alıcı … Şirketine bırakıldığını, mal bedeli olarak herhangi bir tahsilatta yapılamadığını, yeddi emine teslim edilen malzemelerin değerlerinin …’dan alınan 23/07/2004 tarihli yazıda ”defter kayıtlarına göre yapılan çalışmalar sonucunda söz konusu mallar veya malzemelerin kayıtlı değerleri tespit edilememiştir.” denildiğini, bu tespit üzerine o dönemdeki Genel Müdür’ün yeddi emin olan … A.Ş’ye yazılar yazarak tespit edilen mal bedellerinin ödenmesini istediğini, ancak yeddi emin tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine Genel Müdür tarafından müvekkilinin yetkilendirilerek satış işlemlerinin tamamlanmasının sağlanmasının talimatlandırıldığını, 01/02/2005 tarihinde … A.Ş yetkililerinin genel müdürle ve müvekkiliyle görüşerek aynı tarihte müvekkiliyle … A.Ş arasında …’ın varlık satışı sözleşmesi dışında kalan malzemelerin taksitli satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzalanmasını müteakip müvekkilinin yapabileceği bir işlem kalmadığını, bundan sonraki işlemleri Özel Kalem ve Koordinasyon müdürlüğünün yaptığını, bu sebeple müvekkilinin alacağını geciktirdiği ve yönetim kurulu kararını yerine getirmediği iddiasının yerinde olmadığını, müvekkilinin 08/04/2005 tarihinde … Holding Genel Müdürü olarak göreve başladığını, 22/06/2005 tarihinde Yönetim Kurulu kararının yerine getirilmediğini öğrendiğini, … A.Ş temsilcisinin 22/06/2005 tarihinde … Holdinge gelerek çek verdiğini, muhasebe ve mali işler müdürlüğünün de çeki aldıktan sonra müvekkiline …’ten çek alındığı bilgisini verdiğini ve bu şekilde müvekkilinin aksamadan haberdar olduğunu, Mali İşler Genel müdürlüğünün müvekkiline … A.Ş ile yapılan sözleşmenin ellerinde olduğunu, ancak üst yazısının havale edilmediğini, bu sebeple tekrar üst yazı yazarak Mali İşler Genel Müdürlüğüne gönderdiğini, üst yazının tekrar havalesinden sonra çeklere göre bütün tahsilatların yapıldığını, müvekkilinin olayı öğrenmesinin mali işler müdürlüğünün beyanı sonrasında olduğunu, müvekkilinin makamına geldiğinde eski genel müdürün konuyu sonuçlandırdığını düşündüğünü, müvekkilinin genel müdür olduktan sonra 1 ay içinde fatura alındığını ve KDV’sinin de ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Varlık satışı sözleşmesinin 6.maddesi uyarınca … işletmesinin kayıtlarında bulunan ham madde, yarı mamül, mamül maddeleri ve sarf malzemelerinin, belirlenecek bedel üzerinden alıcıya devredilmesinin öngörüldüğünü, bu hususun 30/06/2004 gün ve 6174 sayılı yazı ile … Holding A.Ş’ye bildirildiğini, yazının aynı gün gereği yapılmak üzere Genel Müdür tarafından ilgili Genel Müdür yardımcısına havale edildiğini ve o da ilgili yazıyı Özelleştirme Müdürü … ve … İşletmesi müdürü …’e havale ettiğini, … İşletmesinin 01/07/2004 tarihinde, satış sözleşmesinin 6.maddesinde belirtilen stoklarla beraber ve bedeli karşılığında alıcıya yediemin olarak teslim edildiğini, düzenlenen devir teslim protokolü ve devir tutanağının … Holding A.Ş Özelleştirme Müdürlüğünün 02/07/2004 gün ve 6345 sayılı yazısı ile Özelleştirme İdaresi başkanlığına bildirildiğini, … İşletme Genek müdürlüğünde 23/07/2004 ve 792 sayılı yazı ile fabrikada bulunan yarı mamul, mamul ve tüketim malzemeleri stoklarının 3.454.650.478,751 TL değerinde olduğunun … Holding A.Ş’ye bildirildiğini, … Holding A.Ş Muhasebe ve Mali İşler Müdürlüğünde alıcı firmaya gönderilen 04/08/2004 gün ve 7162 sayılı yazı ile … İşletmesince fiyatlandırılan KDV’siz 3.454.650.478,751 TL olan stokların bedellerinin, 13/08/2004 tarihine kadar … Holding A.Ş’nin … Bankasının … nolu hesabına havale edilmesi halinde, alıcı adına fatura düzenleneceğinin bildirildiğini, … Holding A.Ş Özelleştirme Müdürlüğünün 07/09/2004 tarih ve 047 sayılı yazısı ile bedelin ödenme şekli hususunda Özelleştirme İdaresi Başkanlığından talimat istediğini, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca 24/09/2004 gün ve 9059 sayılı yazısında satışın hangi şartlarda yapılacağı hususunun … Holding Yönetim Kurulunun yetkisinde olduğunun bildirildiğini, … Holding A.Ş Özelleştirme Müdürlüğünün 15/10/2004 gün ve 9023 sayılı yazısı ile alıcı … A.Ş’ye stok bedellerinin ne şekilde ödeneceği hususunun açıklanması ve buna göre ödeme yapılmasının talep edildiğini, aksi halde malzemelerin geri alınacağı ikazının yapıldığını, … Holding A.Ş Özelleştirme Müdürlüğünün 01/11/2004 gün ve 30 sayılı onay ile satış şartlarını belirlemek ve sözleşme imzalamak üzere, Genel Müdür yardımcısı …’nun yetkilendirilmesinin istendiğini, bu talebin Genel Müdürlükçe uygun görüldüğünü, muhasebe ve mali işler müdürlüğünce, genel müdürlükten alınan 27/06/2005 tarih ve 261 sayılı onayla KDV tutarı ile ilgili 703.762,00 TL’lik çekin verilmediğini, vade tarihinin değişti belirtilerek durumun ilgili birime havalesinin istendiğini ve evrak özelleştirme müdürlüğüne havale edildiğini, özelleştirme müdürlüğünün 29/06/2005 gün ve 685 sayılı teklifi ve Genel Müdür havalesi ile evrakın muhasebeye havalesinin istendiğini, KDV’nin ödenip ödenmeyeceği hususunun bildirilmesi ve evrakın özelleştirme müdürlüğüne gönderilmesi için 05/07/2005 gün ve 271 sayılı Genel Müdürlük onayı alındığını, özelleştirme müdürlüğünün ise KDV’nin ödenmesi gerektiği yönündeki Özelleştirme İdaresi Başkanlığından alınan talimatı, muhasebe ve mali işler müdürlüğüne bildirdiğini, bunun sonucunda fatura 29/07/2005 tarihinde kesildiğini ve KDV’nin de ödendiğini, müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kuruma bağlı …Sanayi İşletmesinin 17/05/2004 tarihinde özelleştirmesi ile … Yapı İnş. San.ve Tic. A.Ş’ye satıldığını, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile alıcı firma arasında 30/06/2004 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 6.maddesine göre işletmeye ait malzemelerin … Holding tarafından fiili devir tarihi itibariyle belirlenecek bedel üzerinden alıcıya devredileceğinin kararlaştırıldığını ve 01/07/2004 tarihinde bu devrin gerçekleştiğini, alıcı … A.Ş firmasına mal bedelinin ödenmesi için yazılar yazıldığını, bedelin ödenmediğini, genel müdürlükçe verilen yetki çerçevesinde dönemim genel müdür yardımcısı olan davalı … ile … .. A.Ş arasında 01/02/2005 tarihinde yapılan sözleşme ile alacağın vadeye bağlandığını, sözleşmenin imzalandığı bu tarihte davalılardan …’nın müvekkili kurumda genel müdür, …’nun genel müdür yardımcısı ve …’ın da Mali İşler Dairesi Müdürü olarak görev yaptığını, sözleşmenin yapıldığı 01/02/2005 tarihinden, 22/06/2005 tarihine kadar Mali İşler Müdürlüğüne gönderilmediğini, nihayet 22/06/2005 tarihinde gönderilmesine rağmen damga vergisinin ödenmesi hususunda ilgili birim tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını, 28/07/2008 tarihli Vergi İnceleme Raporu uyarınca 01/02/2005 tarihli sözleşmenin damga vergisinin ödenmemesi nedeniyle re’sen tarh ettirilmesi ve gecikme cezası alındığını, uzlaşma ile müvekkili kurum yetkililerince 03/11/2008 tarihinde 25.000,00 TL damga vergisi aslı üzerinde uzlaşıldığını ve uyuşmazlıkla ilgili olarak 03/12/2008 tarihinde 25.000,00 TL damga vergisi asıl alacağı ve 28.501,00 TL gecikme faizi ödendiğini, ödenen bu miktarlardan davalıların sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 01/02/2005 tarihli sözleşme gereğince ikmalen tarh edilen damga vergisi nedeni ile vergi dairesine ödenen damga vergisi gecikme faizi nedeni ile oluşan kurum zararının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sorumlulukları nispetinde davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, ikame edilen davanın müvekkiline yöneltilemeyeceğini, şirkete düşen ödevlerin kanuni temsilci tarafından yerine getirileceğini, bu ödevlerin vergi ile ilgili ödevleri de kapsadığını, buna bağlı olarak bildirim mükellefiyetinin de kanuni temsilci tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, bu ödevlerin yerine getirilmemesi sebebiyle ortaya çıkan gecikme zammı, faizi gibi alacaklar için sadece kanuni temsilciye rücu edilebileceğini, vergi cezasını doğuran işlemin uzun bir zaman önce olduğunu ve zamanaşımı süresini aştığını, … Holding A.Ş Yönetim Kurulunca çıkarılan, sözleşmenin davalı şirket bünyesinde bulunan özelleştirme uygulamaları Daire Başkanlığı ile Pazarlama ve Satın Alma Daire Başkanlığı tarafınca düzenlendiğini, vergilerin ödenmesi ile ilgili genel müdürün herhangi bir sorumluluğunun olmayacağını belirterek açılan davanın husumet, zamanaşımı yönünden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin … Holding A.Ş Genel Müdür Yardımcısı iken Genel Müdür olan … tarafından görüşmelerin sözleşmeye bağlanması için görevlendirildiğini, bunun üzerine sözleşmenin imzalandığını, sözleşmenin geçerli olması için yönetim kurulunun da kabul etmesi gerektiğini, genel müdür …’nın sözleşmeyi yönetim kuruluna sunduğunu, sözleşmenin kabul edildiğini, yönetim kurulunun kabul kararının uygulanması için genel müdürün, Özel Kalem ve Koordinasyon müdürlüğünü görevlendirdiğini, müvekkilinin bu tarihten sonra gelişen olaylardan haberi olmadığını, müvekkilinin daha sonra genel müdür olduğunu, Muhasebe ve Mali İşler Müdürü’nün müvekkiline gelerek sözleşmede taraf olan … .. A.Ş’nin çek getirdiğini söylediğini, müvekkilinin de o tarihte sözleşmenin yerine getirilmediğini öğrendiğini ve duruma el koyduğunu, müvekkilinin genel müdürlük döneminde alacakların tahsil edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin Mali İşler Dairesi Müdürü olarak görev yaptığını, var ise kurum zararından asıl sorumlu olanların dönemin özelleştirme müdürü ile pazarlama müdürü olacağını, istemin zamanaşımına uğradığını, kurumun uğradığı iddia olunan zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, sözleşmeye bu sözleşmenin damga vergisi tarafımızdan ödenecektir kaşesinin bastırılmadığını, bankaların, kamu iktisadi teşebbüslerinin veya iştiraklerin herhangi bir işlem nedeniyle kendilerine tevdi edilen kağıtların damga vergisinin düzenleme anında ve kanuna uygun olarak ödenip ödenmediğinin araştırmak mecburiyetinde olduğunu, Mali İşler Müdürü olan müvekkilinin damga vergisine konu sözleşmeyi düzenlemediğini ve altında imzasının da bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller hükme esas alınan 15/09/2007 tarihli kök 28/12/2017 tarihli ek ve 16/12/2020 tarihli 2. Ek bilirkişi raporu düzenleyen bilirkişi kurulunun tespitleri dikkate alınarak davacı şirkete bağlı …Sanayi işletmesinin özelleştirilmesi kapsamında dava dışı … Yapı .. A.Ş. ‘ye satıldığı ve 30/06/2004 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 6. Maddesinde işletmede mevcut ham madde, yarı mamul ve mamul stokları, sarf malzemesi, nitelikli varlıklar, işletme malzemeleri, stoklar, yedek parçalar ile üretim faaliyetinde kullanılan tüketim malzemeleri fiili teslim tarihinde şirketçe belirlenecek bedel üzerinden şirket tarafından alıcıya devredileceğine ilişkin hüküm bulunduğu, anılan hüküm gereğince … A.Ş. arasında 01/02/2005 tarihinde sözleşme imzalandığı, söz konusu sözleşme gereğince vergi dairesince KDV tahakkuku yapılarak davacıdan vergi aslı ve gecikme cezası tahsil edilmiş ise de söz konusu sözleşmenin KDV doğrucu nitelikte bir işlem olmadığı bu nedenle vergi dairesince yapılan işlemin hatalı olduğu, vergiyi doğuran bir işlem olmaksızın yapılan KDV ve gecikme faiz ödemesi nedeniyle davalıların sorumluluklarının bulunmadığı anlaşılmakla asıl davanın reddine,
Birleşen dava yönünden ise, 01/02/2005 tarihli sözleşme gereğince ödenmesi gereken damga vergisinin süresinde ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından gecikme faizinin ödendiği, sözleşme gereğince ödenmesi gereken 29.323,44 TL damga vergisi miktarını bulunduğu, davacı tarafından uzlaşma sonucu damga vergisinin 25.000,00 TL olarak ödendiği, kurumun buradan 4.323,44 TL kazancının bulunduğu, ayrıca ödemenin geç yapılması nedeniyle davacının 18.321,25 TL faiz geliri elde ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, her iki miktarın ödenen 28.500,00 TL’den mahsubu sonucu oluşan 5.855,31 TL lik kurum zararının mevcut olduğu bu zararın 28/03/2005 tarihine kadar oluşan 52,20 TL ‘sinden genel müdür … ve genel müdür yardımcısı …’nun, 08/04/2005 tarihinden 22/06/2005 tarihine kadar oluşan 330,60 TL’sinden genel müdür … ‘nun tek başına, 22/06/2005 tarihinden 03/12/2008 tarihine kadar oluşan 5.472,51 TL zarardan dönemin mali işler ve muhasebe müdürü …’ın tek başına sorumlu olduğu anlaşılmakla birleşen davanın kabulüne 52,20 TL tazminatın 03/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 330,60 TL tazminatın 03/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … …ndan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5.472,51 TL tazminatın 03/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … dan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 30/06/2021 tarihli ek kararla asıl davada davalı olarak gösterilen …’ın hatalı olarak ismi gösterildiğinden … isminin asıl davada karar başlığından HMK’nun 304.maddesi uyarınca çıkartılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin asıl davanın reddine yönelik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkili kuruma bağlı … Sanayi İşletmesi özelleştirme kapsamında dava dışı … A.Ş. şirketine satılmış olup bu konuda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile alıcı şirket arasında 30/06/2004 tarihli Varlık Satış Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu Varlık Satış Sözleşmesinin 6.maddesine göre satılan işletmeye ait tüm hammadde, yarı mamul, mamul, stoklar, sarf malzemeleri, yedek parçalar ile üretimde kullanılan tüketim malzemelerinin … Holding tarafından fiili devir tarihi itibarıyla belirlenecek bedel üzerinden alıcı … firmasına devredileceğini, devir tutanağının 01/07/2004 tarihinde imzalandığını, müvekkili kurumun 02/07/2004 tarih ve 895-6345 sayılı yazısı ile devir protokolünü Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na göndermiş olduğu tartışmasız olduğunu, kaldı ki söz konusu malzemelerin değeri müvekkili kurum tarafından tespit edildiğini, … şirketi tarafından da bu değerin 3.454,650,48 TL olduğu müvekkili kuruma 23/07/2004 tarihinde bildirildiğini, 04/08/2004 tarih ve 1669-7162 sayılı bizzat davalılardan Genel Müdür … tarafından imzalanan yazı ile … şirketinden kararlaştırılan mal bedelini 13/08/2004 tarihine kadar ödemesi ve bu suretle Varlık Satış Sözleşmesi hükümlerinin yerine getirilmiş olacağı dava dışı … şirketine bildirildiğini, kararlaştırılan mal bedelinin … A.Ş. tarafından ödenmemesi nedeni ile, dönemin genel müdürü davalı … tarafından yetkilendirilen diğer davalı … nihayet 01/02/2005 tarihinde tanzim edilen sözleşme ile mal bedelinin vadelendirilerek alıcı … A.Ş. şirketinden tahsili yoluna gittiğini, yerel mahkeme gerekçesinde, dava konusu menkullerin satışının 01/02/2005 tarihli sözleşme ve 08/02/2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile yapıldığını kabul ettiğini, oysa ki satış ve fiili teslim müfettiş raporunda da iddia edildiği gibi 01/07/2004 tarihinde yapılmış bulunduğunu, gerek yerel mahkeme kararı ve gerekse alınan ek bilirkişi raporundaki tespitlerin aksine söz konusu 01/02/2005 tarihli sözleşme satışa ilişkin değil mal bedelinin vadelendirilerek tahsiline ilişkin düzenlendiğini, keza söz konusu malzemelerin 01/07/2004 tarihinde zilyetliğinin dava dışı … firmasına devredildiğine dair de uyuşmazlık bulunmadığını, gerçekten de söz konusu 01/02/2005 tarihli sözleşmenin incelenmesinde Varlık Satış Sözleşmesinin 6.maddesine atıf yapıldığı ve 01/07/2004 tarihli mal bedeline faiz işletildiği görüleceğini, bu durumda tarafların 01/02/2005 tarihinde, mal bedelini 01/07/2004 tarihli anlaşmaya göre belirledikleri ve ödenmemesi üzerine 01/02/2005 tarihli protokol ile malzemelerin satışı konusunda değil, ödeme şartları ve vade farkı konusunda anlaştıklarının sabit olduğunu, kaldı ki satış bedeline 01/07/2004 tarihinden itibaren vade farkı uygulanmasının dahi satışın 01/07/2004 tarihinde yapıldığını gösterdiğini, yine 08/02/2005 tarihli yönetim kurulu kararında 01/02/2005 tarihli sözleşmenin adı dahi geçmediğini, kararda yazılı olan tek husus Varlık Satış Sözleşmesinin 6.maddesi uyarınca satılan mamüllerin vade şartlarının onaylanmasından ibaret olduğunu, hal böyle iken satışın Varlık Satış Sözleşmesinin 6.maddesi uyarınca 01/07/2004 tarihinde ifa edildiğinin aşikar olduğunu, davalılardan …’nun söz konusu sözleşmeyi gereğinin ifası için ilgili birime göndermediği ve sözleşmeyi dört aydan fazla bir süre elinde tuttuğu ve bu nedenle kamu zararının oluştuğu Yargıtay tarafından da onanarak kesinleşen Ankara 18.Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/269 Esas sayılı dosyası muhteviyatından açıkça anlaşılmakta olduğunu, kabul etmemekle birlikte, yerel mahkeme gerekçesi gibi, satış akdinin 08/02/2005 tarihinde yürürlük kazandığının kabulü halinde dahi satış faturasının 15/02/2005 tarihine kadar kesilmesi ve 24/03/2005 tarihine kadar beyan ve 26/03/2005 tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin aşikar olduğunu, bu hususunun yerel mahkemenin gerekçeli kararının 7.sayfasında da belirtildiğini, ancak bu yapılmayarak ve fatura tanzimi dört ay süre ile bekletilerek Temmuz-2005 döneminde fatura kesilmesi nedeni ile davalıların her halükarda kurum zararına sebebiyet verdiğinin aşikar olduğunu, bu durumda dahi yerel mahkemece yapılması gerekenin satışın yapıldığı kabul edilen 08/02/2005 ile fatura tarihi arasındaki dönem için kurum zararının hesaplattırılması olduğunu, ancak bu iddialarının gerek bilirkişiler ve gerekse yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, oysa ki yapılması gereken iş mal bedeline KDV eklenmek sureti ile muhasebeleştirilip Temmuz-2004 dönemi KDV beyannamesinde gösterilerek tahakkukunun yapılması ve faturasının dava dışı … A.Ş.’ne tebliği iken, bu mealde davranmayan davalılar … ve …’nun vergi dairesinin yanlış işlem yaptığı ve 01/02/2005 tarihli sözleşmenin KDV tahakkukuna sebebiyet veremeyeceği gibi hatalı bir gerekçeyle ayrıca asıl ve ek bilirkişi raporu ve bu raporları dayanak alan yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini,
Açılan davanın maddi tazminat istemli bir dava olup AAÜT’nin 13/4.maddesi gereğince davanın tamamının reddi durumunda davalılar yararına takdir edilecek vekalet ücretinin maktu olması gerektiğini, karar tarihinde de bu rakamın 4.080,00 TL olması gerekirken nispi olarak 27.167,30 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
Asıl davada …’ın davalı sıfatı bulunmadığı halde davalı olarak gösterilmesinin de hatalı olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl ve birleşen dava, davalıların davacı şirketin genel müdür ve mali işler müdürü oldukları dönemdeki usulsüz işlemleri ile şirketi zarara uğrattıkları iddiasından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 18.Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/269 Esas 2011/668 Karar sayılı dosyasının UYAP kaydının incelenmesinde; müdahilinin … Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü olup, sanığının … olup, görevi kötüye kullanma suçundan ötürü açılan davada mahkemece İddia, sanık savunması, teftiş raporu, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın … Holding A.Ş.’de 06/08/2003-08/04/2005 tarihleri arasında genel müdür yardımcısı, 08/04/2005-26/10/2006 tarihleri arasında genel müdür olarak görev yaptığı sırada, … Holding A.Ş.’ye bağlı … İşletmesinin özelleştirme kapsamında … A.Ş.’ye satıldığı, özelleştirme idaresi ile alıcı firma arasında 30/06/2006 tarihli sözleşme imzalandığı ve fiili devrin 01/07/2004 tarihinde yapıldığı, bedelin KDV hariç 3.454.650.478.751 TL. olarak belirlendiği, alıca firmaya gönderilen 04/08/2004 tarihli yazı ile paranın 13/08/2004 tarihine kadar ödenmesinin istenildiği, firmanın ödeme yapmadığı, 15/10/2004 tarihli yazı ile peşin ödeme yapılamıyorsa vaadeli satış şartlarını belirleyen protokolün 28/10/2004 tarihine kadar imzalanılmasının istenildiği, sanığın da 01/11/2004 tarihinden itibaren satış şartlarını belirlemek ve sözleşme imzalamak üzere yetkilendirildiği bu yetki kapsamında 01/02/2005 tarihli sözleşmeyi firma yetkilisi ile imzaladığı, ödemenin taksitlendirildiği taksit miktarlarının ve vade tarihlerinin belirlendiği, vade farkı olarak aylık % 1 oranının tespit edildiği, sözleşmenin yönetim kurulunca onaylandığı bu şekilde gelişen olayda temerrüt faizi alınması gerekirken temerrüt faizi oranı yerine % 1 aylık faizi uygulanmak suretiyle şikayetçi kurumun zarara uğratıldığı, sanığın 01/02/2005 tarihinde imzalanan sözleşmeyi gereğinin iğfası için ilgili birimlere intikal ettirmesi gerekirken firma yerine sözleşmeyi 4 ay 21 gün süre ile nezdinde tutmak suretiyle kamu zararına neden olduğu, sözleşmede KDV’nin ayrıca ödeneceğinin açıkça belirtilmesine rağmen KDV alınmasında tereddüt varmış gibi gereksiz yazışmalar yapılarak geç ödemeden dolayı yine kurum zararına sebebiyet verildiği ve böylece sanığın üzerine atılı görevi kötüye kullanmak suçunu işlediği anlaşıldığından sanığın 6086 sayılı yasa ile değişik TCK. 257/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2012/4880 Esas 2012/7531 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanarak kararın kesinleştiği görülmüştür.
Özelleştirme İdaresi ile … Yapı ..A.Ş. arasında 27/05/2004 tarihinde … Holding A.Ş.’ne ait …Sanayi işletmesine ait varlıkların Varlık Satış Sözleşmesi imzalandığı,
Sözleşmenin 6.maddesinde; işletmede mevcut ham madde, yarı mamul ve mamul stokları, sarf malzemesi, nitelikli varlıklar, işletme malzemeleri, stoklar, yedek parçalar ile üretim faaliyetinden kullanılan tüketim malzemeleri fiili teslim tarihinde şirketçe belirlenecek bedel üzerinden şirket tarafından alıcıya devredileceği,
Sözleşmenin 7.maddesinde ise; tanıtım dokumanında ve işletmenin demirbaş kayıtlarında olmayan her türlü tesis, makine, tesisat, demirbaş ve benzeri maddi duran varlıklar ile yine tanıtım dokumanında yer almayan çeşitli kişi ve kuruluşlarca hibe edilmiş olup, demirbaş kayıtlarında İz bedelle takip edilen TV, Klima Cihazı, Bilgisayar ve Müzik Seti gibi demirbaşlar ile yine işletmede bulunan hatıra eşyası, nişan, berat ve şilt veya bunun gibi tarihi aktüel eserler satışa konulmayıp şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığı,
… Holding A.Ş. ile … Yapı …A.Ş. arasında yapılan 01/07/2004 tarihli Fiili Devir Teslim Protokolünün incelenmesinde;
“Devir Ve Teslim Edilenler” başlığında;
1-Arazi ve Binalar,
2-Makine ve Teçhizat,
3-Araçlar,
4-Bilgi İşlem Makine ve Cihazları,
5-Kalıplar,
6-Döşüme ve Demirbaşlar,
7-Teknik Dokümanlar,
8-Personel (Personel özlük haklarıyla ilgili dosyaların alıcıya teslim edildiği)
Geçici maddede ise, şirket bünyesinde kalan ve satışa konulmayan yarı mamul, mamul, diğer yardımcı madde, her türlü yedek parça, üretim faaliyetlerinde kullanılan tüketim malzemeleri, yakıt, hurdalar, arşiv evrakları, lisansla ilgili Fiat’tan gelen dokümanlar ve kesici takımlar ve bunun gibi stokların sayımı yapılmış olup, ekli listeye göre alıcıya yeddi emin olarak teslim edildiği, bunların şirketçe belirlenecek bedel üzerinden şirket tarafından alıcıya devredilene kadar eksiksiz muhafazasından alıcının sorumlu olduğunun belirtildiği,
01/07/2004 tarihli Devir Tutanağının incelenmesinde; Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 27/05/2004 tarih 2004/45 sayılı kararı ile … Yapı .. A.Ş.’ne satışı yapılan … Holding A.Ş. …Sanayi İşletmesi kayıtlarında bulunan ve Varlık Satış Sözleşmesi’nin 6.maddesinde belirtilen mevcut ham madde, yarı mamul ve mamul stokları, sarf malzemesi, nitelikli varlıklar, işletme malzemeleri, stoklar, yedek parçalar ile üretim faaliyetinden kullanılan tüketim malzemelerin ve bunun gibi stoklar ekli listeye göre bedeli karşılığında satılmak üzere alıcıya yeddi emin olarak teslim edildiği,
…Sanayi A.Ş.tarafından Genel Müdürlüğe yazılan 23/07/2004 tarihli yazıda Holding ile … Yapı …A.Ş.arasında 01/07/2004 tarihinde yapılan fiile devir ve teslim protokolünün geçici maddesinde alıcı firmaya yeddi emin olarak teslim edildiği belirtilen protokolün EK-17 listesinde yer alan satışa konu olmayan parçaların defter kayıtlarına göre fiyatlandırma çalışmalarının tamamlandığı, toplam tutarın 3.454.650.478.751 TL olarak tespit edildiği,
… Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından … …A.Ş.’ye yazılan 04/08/2004 tarihli yazıda; Varlık Sözleşmesi’nin 6.maddesi kapsamında şirketlerine devredilen …Sanayi işletmesinin defter kayıtlarına göre fiyatlarılan KDV’siz toplam değeri 3.454.650.478.751TL olan ilk madde ve malzeme , mamul ve yarı mamul diğer stokların bedelleri satış sözleşmesinin ilgili maddesinde göre 13/08/2004 tarihine kadar şirketinizce ödenmesi, ödeme halinde fatura düzenlenerek varlık satış sözleşmesinin gereğinin yerine getirilmiş olacağının Genel Müdür … imzasıyla bildirildiği,
…Sanayi işletmesi tarafından … Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne yazılan 03/09/2004 tarihli yazıda; Varlık Satış Sözleşmesinin 6.maddesinde belirtilen ve satışa konulmayan yeddi emin olarak alıcıya teslim edilen emtia ile ilgili olarak 23/07/2004 tarihinde çalışmaların tamamlandığı, makama sunulduğu, bugüne kadar söz konusu parça ve malzemelerin kesin devri ile ilgili bir gelişme olmadığı, ayrıca … …A.Ş.’nin koordinatörünün sözlü beyanı gereğince parça ve malzeme tutarının 48 ay vadeye bölünerek her 6 ayda bir ödeme yapılacağı yönündeki beyanları hususlarının arz edildiği, söz konusu yazının Özelleştirme İdaresi Başkanlığına sunulduğu,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 24/09/2004 tarihli yazısında, vArlık Sözleşmesinin 6.maddesi kapsamındaki malzemenin bedelinin ne şekilde tahsis edileceği hususunun … Holding A.Ş. Yönetim Kurulunun tasarrufunda bulunduğu da dikkate alınarak bu varlıkların belirlenen bedel üzerinden alıcıya devredilmesi, alıcının devir alma işleminden imtina etmesi durumunda ise söz konusu varlıkların şirketinizin yetkili organlarınca satışının yapılmasının gerektiğinin belirtildiği,
… Holding A.Ş. tarafından 15/10/2004 tarihinde … …A.Ş.’ne yazılan yazı ile; Varlık Satış Sözleşmesi kapsamında şirketlerine teslim edilen malzemelerin 01/07/2004 tarihindeki bedeli olan KDV hariç 3.454.650.478.751TL’nin 28/10/2004 tarihine kadar peşin olarak ödenmesini, şayet peşin ödeme imkanı bulunmuyorsa vadeli satış şartlarını belirleyen protokolün aynı tarihe kadar imzalanmasını, aksi takdirde yeddi emin olarak tarafımıza teslim edilen söz konusu malzemelerin holdinglerince geri
alınacağının bildirildiği,
… Holding A.Ş. Genel Müdürlüğünce Genel Müdürlük makamına yazılan 01/11/2004 tarihli yazıda; Varlık Satış Sözleşmesinin 6.maddesi kapsamında Holding tarafından alıcıya satılmasını teminen satış şartlarını belirlemek ve sözleşmeyi imzalamak üzere genel müdür yardımcısı …’nun yetkili kılınması hususunun arz edildiği,
… Holding A.Ş. tarafından … …A.Ş.’ne yazılan 12/01/2005 tarihli yazıda; Varlık Satış Sözleşmesinin 6.maddesi kapsamında ki varlıkların bedelinin 3.454.650.478.751TL olarak belirlendiği, ancak herhangi bir ödeme ve teminat getirilmediğinden söz konusu malzemeyi 19/01/2005 tarihine kadar almaları hususunda süre verildiği, söz konusu yazının iade edilmesi üzerine aynı kapsamda 01/02/2005 tarihine kadar süre verildiği hususunun alıcı şirkete 19/01/2005 tarihli yazıyla bildirildiği,
01/02/2005 Tarihli Sözleşmenin incelenmesinde;
… Holding A.Ş. Genel Müdürlü Yardımcısı … ile … …A.Ş. yetkilisi arasında imzalandığı,
Varlık Sözleşmesinin 6.maddesi kapsamında alıcı firmaya teslim edilen varlıkların 01/07/2004 devir tarihi itibariyle muhasebe kayıtlarındaki mal bedelinin 3.454.650.478.751TL olduğu,
Sözleşmenin 2.maddesinde, vade farkının,
Sözleşmenin 3. ve 4.maddesinde, ödemeye ilişkin vade ve ödeme şeklinin düzenlendiği, 3.909.792,00 YTL + 703.762,00 TL KDV üzerinden anlaşmaya varıldığı ve KDV’nin 15/03/2005 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı,
08/02/2005 tarihli … Holding A.Ş. Yönetim Kurulu’nun 2 sayılı kararıyla; 01/07/2004 tarihinde imzalanan Devir Teslim Protokolü kapsamında geçici maddede belirtilen varlıkların yeddi emin olarak alıcıya teslim edildiği, Varlık Sözleşmesinin 6.maddesinde belirtilen … … …A.Ş. ile yapılan pazarlık sonucunda söz konusu malzemelerin 3.909.792,00 YTL + 703.762,00 TL KDV ile alıcı firmaya yapılan satışın onaylanmasına oy birliğiyle karar verildiği,
Sayıştay Denetçisi, Mali Müşavir ve Öğretim Görevlisi bilirkişiden oluşan heyetten alınan 26/05/2015 tarihli rapor ve ek raporda özetle; Varlık sözleşmesinin 6.maddesi kapsamında ki varlıkların 01/07/2004 tarihinde imzalanan Devir Teslim Sözleşmesi ile dava dışı … … …A.Ş.’ne teslim edildiğini, …Sanayi irtibat Bürosunca varlık satış sözleşmesinin 6.maddesinde belirtilen malzemelerin defter ve kayıtlarına göre değerinin 3.454.650.478.754 TL olarak belirlendiğini, bu bedelin 23/07/2004 tarihli yazıyla … Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne bildirildiğini, bu durumda yapılması gereken 3.454.650,48 TL + 621.837,60 TL = 4.076.487,00 TL + KDV tutarının muhasebeleştirilip Temmuz 2004 dönemi beyannamesinde gösterilerek 26/08/2004 tarihine kadar beyan edilip tahakkuk ve ödemesinin yapılması gerektiğini, davalıların sözleşmenin 01/02/2005 tarihinde imzalandığı ve vadeye bağlandığı ve alacağın bu yönde tahsil edildiğine yönelik iddialarının yerinde görülmediği, Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi Uzmanınca düzenlenen rapor kapsamında re’sen tahriyat yapıldığı, … Holding A.Ş. ile Maliye Bakanlığı Uzlaşma Komisyonu arasında düzenlenen Uzlaşma Tutanağına göre beyannamenin bir yıl geç verilmiş olmasından dolayı cezanın 267.389,94 TL tutarında olduğu konusunda uzlaşmaya varıldığı ve ceza tutarının 03/12/2008 tarihinde davacı kurum tarafından ödendiği, davalı …’nun Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/269 Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre KDV alınmasında tereddüt varmış gibi gereksiz yazışmalar yapılarak alıcı firmanın 703.702,00 YTL tutarındaki KDV’yi 114 gün geç ödemesinin sağlandığı, bu konuda bir tereddüt bulunmadığı, 01/05/2005 tarihli sözleşmede ve bir çok resmi yazıda bedelin KDV hariç olduğunun ayrıca KDV olarak ödeneceğinin açık olarak ifade edildiğini, sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma niteliğinde olduğunun belirtildiği, mahkemece davalının vade farkından dolayı kurum zararına sebebiyet vermesi nedeniyle cezalandırıldığı ve Yargıtay tarafından kararın onandığını, bu durumda satışa dair faturanın Temmuz 2004 yılı içerisinde kesilerek 26/08/2004 tarihine kadar faturanın KDV beyanına dahil edilerek tahakkuk ve ödemesinin yapılması gerekirken bu işlemi 30/03/2005 tarihine kadar yapmadığından oluşan 267.389,94 TL kurum zararından davalı …’nın ve …’nun görev dönemleri itibariyle gecikme zammının 211.424,46 TL’lik bölümünden müştereken, …’nun ise görev dönemi itibariyle 55.965,34 TL’sinden tek başına sorumlu olduğunun belirtildiği, birleşen davada ise 5.875,31 TL damga vergisinden ötürü kurum zararı bulunduğu, 48,02 TL’sinin Davalı …’nın ve …’nun müştereken sorumlu olduklarını,
Sayıştay Denetçileri ile Hukukçu bilirkişiden oluşan heyetten alınan 16/02/2017 tarihli raporda özetle; varlık sözleşmesinin 6.maddesi kapsamında ki varlıkların 01/07/2004 tarihinde imzalanan Devir Teslim Sözleşmesi ile dava dışı … … …A.Ş.’ne teslim edildiğini, …Sanayi irtibat Bürosunca varlık satış sözleşmesinin 6.maddesinde belirtilen malzemelerin defter ve kayıtlarına göre değerinin 3.454.650.478.754 TL olarak belirlendiğini, bu bedelin 23/07/2004 tarihli yazıyla … Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne bildirildiğini, bu durumda yapılması gereken 3.454.650,48 TL + 621.837,60 TL = 4.076.487,00 TL + KDV tutarının muhasebeleştirilip Temmuz 2004 dönemi beyannamesinde gösterilerek 26/08/2004 tarihine kadar beyan edilip tahakkuk ve ödemesinin yapılması gerektiğini, davalıların sözleşmenin 01/02/2005 tarihinde imzalandığı ve vadeye bağlandığı ve alacağın bu yönde tahsil edildiğine yönelik iddialarının yerinde görülmediği, Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi Uzmanınca düzenlenen rapor kapsamında re’sen tahriyat yapıldığı, … Holding A.Ş. ile Maliye Bakanlığı Uzlaşma Komisyonu arasında düzenlenen Uzlaşma Tutanağına göre beyannamenin bir yıl geç verilmiş olmasından dolayı cezanın 267.389,94 TL tutarında olduğu konusunda uzlaşmaya varıldığı ve ceza tutarının 03/12/2008 tarihinde davacı kurum tarafından ödendiği, davalı …’nun Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/269 Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre KDV alınmasında tereddüt varmış gibi gereksiz yazışmalar yapılarak alıcı firmanın 703.702,00 YTL tutarındaki KDV’yi 114 gün geç ödemesinin sağlandığı, bu konuda bir tereddüt bulunmadığı, 01/05/2005 tarihli sözleşmede ve bir çok resmi yazıda bedelin KDV hariç olduğunun ayrıca KDV olarak ödeneceğinin açık olarak ifade edildiğini, sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma niteliğinde olduğunun belirtildiği, mahkemece davalının vade farkından dolayı kurum zararına sebebiyet vermesi nedeniyle cezalandırıldığı ve Yargıtay tarafından kararın onandığını, bu durumda satışa dair faturanın Temmuz 2004 yılı içerisinde kesilerek 26/08/2004 tarihine kadar faturanın KDV beyanına dahil edilerek tahakkuk ve ödemesinin yapılması gerekirken bu işlemi 30/03/2005 tarihine kadar yapmadığından oluşan 267.389,94 TL kurum zararından davalı …’nın ve …’nun görev dönemleri itibariyle gecikme zammının 211.424,46 TL’lik bölümünden müştereken, …’nun ise görev dönemi itibariyle 55.965,34 TL’sinden tek başına sorumlu olduğunun belirtildiği, birleşen davada ise 5.875,31 TL damga vergisinden ötürü kurum zararı bulunduğu, 48,02 TL’sinin Davalı …’nın ve …’nun müştereken sorumlu olduklarını,
Sayıştay denetçisi, mali müşavir ve öğretim üyesi bilirkişiden oluşan heyetten alınan 15/09/2017 tarihli raporda özetle; asıl dava yönünden davalılara yöneltilebilecek herhangi bir sorumluluğun bulunmadığını, vergi inceleme raporu ve davacı şirket teftiş kurulu raporundaki KDV ile ilgili değerlendirmelerin hatalı olduğunu, … Holding A.Ş. Tarafından alıcı … A.Ş. ye 01/07/2004 tarihinde yediemin tutanağı ile yapılan mal tesliminin satış akdine dayanan bir teslim olmadığı ve KDV doğrucu bir işlem olmadığı, davacı tarafından vergi mahkemesinde dava açılması yerine uzlaşmaya gidilerek KDV gecikme cezasının ödenmesi ile oluşan kurum zararının davalıların görevleri nedeniyle yaptıkları ihmali veya kasıtlı işlem niteliğinde olmadığı, birleşen dava yönünden ise damga vergisinin geç ödenmesi nedeniyle davacı kurumun uğradığı zarardan raporda belirtilen miktarla davalıların sorumlu olduğunu,
Sayıştay denetçisi, mali müşavir ve öğretim üyesi bilirkişiden oluşan heyetten alınan 16/12/2020 tarihli ek raporda özetle; dava tarihi itibariyle zarar miktarının 5.855,31 TL olduğunu, bu miktarın 52,20 TL ‘sinden … ve …’nun, 330,60 TL’sinden …’nun tek başına ve 5.472,51 TL’sinden …’ın tek başına sorumlu olduğu belirtilmiştir.
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Teslim” başlıklı 2.maddesinde; Teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu, bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmünde olup, malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimi olduğu,
Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının iki veya daha fazla kimse tarafından zincirleme akit yapılmak suretiyle, malın bu arada el değiştirmeden doğrudan sonuncu kişiye devredilmesi halinde, aradaki safhaların her birinin ayrı bir teslim olduğu,
Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri şekillerdeki dağıtımların da mal teslimi olduğu,
Aynı Kanun “Teslim Sayılan Haller” başlıklı 3.maddesinde ise; vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesinin, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin, Vergiye tabi malların, üretilip teslimi vergiden istisna edilmiş olan mallar için her ne suretle olursa olsun kullanılmasının veya sarfının, mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyedliğin devrinin (Mülga : 22/7/1998 – 4369/82 md.), teslim sayılacağı düzenlenmiştir.
… Holding A.Ş. 29/07/2005 tarih ve 160857 no’lu faturanın incelenmesinde; 3.454.650.48 TL malzeme bedeli, 488.190,20 TL vade farkı olmak üzere 3.942.840,68 TL %18 KDV 709.711,32 TL, genel toplam 4.652.552,00 TL üzerinden kesildiği anlaşılmıştır.
Eldeki asıl ve birleşen davada, davalılar aleyhine sorumluluk davası açılmıştır.
Asıl davada davalı …, birleşen davada ise davalı … ile … açılan davanın reddini talep etmiş, asıl ve birleşen davanın davalısı olan … ise … Holding A.Ş’nin bünyesinde bulunan Türk Motor ve Sanayi İşletmesi (…)’ne ait özelleştirme kanunu kapsamında özelleştirildiğini, özelleştirme çalışmaları sırasında kendisinin özelleştirme mevzuatı uyarınca herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı şirket tarafından kendisine 01/11/2004 tarihli yazıyla Varlık Satış Sözleşmesinin 6.maddesi kapsamında holding tarafından alıcıya satılmasını teminen satış şartlarını belirlemek ve sözleşmeyi imzalamak üzere kendisine görev verildiğini, verilen görev doğrultusunda 01/02/2005 tarihli Protokolü hazırladıklarını ve davacı şirketin yönetim kurulu onayına sunulduğunu, yönetim kurulunun da 08/02/2005 tarihli kararı ile hazırlanan bu protokolü onayladığını, görevinin onay işlemi ile birlikte sona erdiğini, kendisine herhangi bir sorumluluk yöneltilemeyeceğini iddia etmiş, dosya kapsamında yer alan Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2012/4880 Esas 2012/7531 Karar sayılı ilamı ile de onanarak kesinleşen Ankara 18.Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/269 Esas 2011/668 Karar sayılı ilamında, dosyamız davalısı …’nun görev yaptığı sırada … Holding A.Ş.’ye bağlı … İşletmesinin özelleştirme kapsamında … A.Ş.’ye satıldığı, özelleştirme idaresi ile alıcı firma arasında 30/06/2004 tarihli sözleşme imzalandığı ve fiili devrin 01/07/2004 tarihinde yapıldığı, bedelin KDV hariç 3.454.650.478.751 TL olarak belirlendiği, alıca firmaya gönderilen 04/08/2004 tarihli yazı ile paranın 13/08/2004 tarihine kadar ödenmesinin istenildiği, firmanın ödeme yapmadığı, 15/10/2004 tarihli yazı ile peşin ödeme yapılamıyorsa vaadeli satış şartlarını belirleyen protokolün 28/10/2004 tarihine kadar imzalanılmasının istenildiği, dosyamız davalısı …’nun da 01/11/2004 tarihinden itibaren satış şartlarını belirlemek ve sözleşme imzalamak üzere yetkilendirildiği bu yetki kapsamında 01/02/2005 tarihli sözleşmeyi firma yetkilisi ile imzaladığı, ödemenin taksitlendirildiği taksit miktarlarının ve vade tarihlerinin belirlendiği, vade farkı olarak aylık %1 oranının tespit edildiği, sözleşmenin yönetim kurulunca onaylandığı bu şekilde gelişen olayda temerrüt faizi alınması gerekirken temerrüt faizi oranı yerine %1 aylık faizi uygulanmak suretiyle şikayetçi kurumun zarara uğratıldığı, dosyamız davalısı …’nun 01/02/2005 tarihinde imzalanan sözleşmeyi gereğinin ifası için ilgili birimlere intikal ettirmesi gerekirken firma yerine sözleşmeyi 4 ay 21 gün süre ile nezdinde tutmak suretiyle kamu zararına neden olduğu, sözleşmede KDV’nin ayrıca ödeneceğinin açıkça belirtilmesine rağmen KDV alınmasında tereddüt varmış gibi gereksiz yazışmalar yapılarak geç ödemeden dolayı yine kurum zararına sebebiyet verildiğinden TCK. 257/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Davalılardan … davacı …Ş.’de 06/08/2003-08/04/2005 tarihleri arasında genel müdür yardımcısı, 08/04/2005-26/10/2006 tarihleri arasında genel müdür olarak görev yapmış olup, davalı …’na davacı şirketçe 01/11/2004 tarihli 868 no’lu yazıyla 01/11/2004 tarihinden itibaren satış şartlarını belirlemek ve sözleşme imzalamak üzere yetkilendirildiği, verilen görev gereğince davalının 01/02/2005 tarihinde protokolü hazırlayarak imzaladığı ve davacı şirketin yönetim kuruluna sunduğu, davacı şirketin yönetim kurulu tarafından da 08/02/2005 tarihinde protokolün onaylanmasıyla görevinin sona erdiği, davalı …’na verilen 01/11/2004 tarihli yetkilendirmede ayrıca protokolde gösterilen bedelin tahsili ve ifasının takibiyle ilgili herhangi bir görev verilmediği gibi bu yönde bu davalıya verilen başka bir görev belgesi de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
TBK’nın 74.maddesi gereğince Ceza Mahkemesi’nin kesinleşmiş mahkumiyete yönelik ilamın tespit edilen maddi vakıalar Hukuk Hakimini bağlayacağından ve somut olayda da Ceza Mahkemesince dosyamız davalısı …’nun 01/02/2005 tarihinde imzalanan sözleşmeyi gereğinin ifası için ilgili birimlere intikal ettirmesi gerekirken firma yerine sözleşmeyi 4 ay 21 gün süre ile nezdinde tutmak suretiyle kamu zararına neden olduğu, sözleşmede KDV’nin ayrıca ödeneceğinin açıkça belirtilmesine rağmen KDV alınmasında tereddüt varmış gibi gereksiz yazışmalar yapılarak geç ödemeden dolayı yine kurum zararına sebebiyet verildiğinden TCK’nun 257/1.maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiğinden kesinleşen mahkumiyet hükmü dikkate alındığında dosyamız davalısı …’nun imzalamış olduğu satış akdinin 08/02/2005 tarihinde yönetim kurulu tarafından onanmasıyla satış akdinin yürürlüğe girdiği, bu hale göre satış faturasının 15/02/2005 tarihine kadar kesilmesi, 24/03/2005 tarihine kadar beyan ve 26/05/2005 tarihine kadar da satış akdindeki KDV’nin ödenmesi gerekirken dosyamız davalısı …’nun satış akdi 01/02/2005 tarihinde imzalanıp 08/02/2005 tarihinde onaylanmasına rağmen sözleşmenin gereğinin ifası için ilgili birimlere teslim etmemesi ve sözleşmede KDV’nin ayrıca ödeneceğine ilişkin açıkça düzenleme bulunmasına rağmen KDV alınmasına tereddüt varmış gibi yazışmalar yapmak suretiyle fatura tanziminin 4 ay süreyle beklettiğinden (davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde 4 ay beklettiğini belirttiğinden) Temmuz 2005 döneminde fatura kesilmesi nedeniyle dosyamız davalısı …’nun KDV beyanının geç verilmesi ile KDV’nin geç ödenmesinden ötürü vergi zıya cezası kesilmesine sebebiyet verdiği, davacı şirket ile Maliye Bakanlığı arasında düzenlenen uzlaşma ile beyannamenin 1 yıl geç verilmesinden dolayı söz konusu cezanın uzlaşma sonucu 267.389,94 TL olarak uzlaşmaya varıldığı, davacı şirket tarafından 03/12/2008 tarihinde davacı şirketin zararı olan 267.389,94 TL’nin yatırıldığı, bu hale göre dosyamız davalısı …’nun davacı şirketin istinaf dilekçesinde de beyan ettiği üzere dosyamız davalısı …’nun ödenen vergi zıya cezasının 4 aylık kısmı olan (267.389,94 TL / 12 x 4 =) 89.129.98 TL’den sorumlu olduğu anlaşıldığından açılan davanın dosyamız davalısı …’nun yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, dosyamız davalısı …’nın genel müdür olarak vergi zıya cezası olarak ödenen 267.389,94 TL’den 211.424,60 TL’sinden sorumlu olduğu gerekçesiyle eldeki dava açılmış ise de, davalı …’nın 01/02/2005 tarihli satış sözleşmesinin düzenlenmesinde davacı şirket yönetim kurulunca kendisine verilmiş herhangi bir yetki ve görevinin bulunmadığı, davalı …’nın … Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü Personel ve İdari İşler Müdürlüğünün yazısına göre 02/03/2005 tarihinde davacı şirketteki görevinden ayrıldığı gibi 01/02/2005 tarihli satış sözleşmesinin hazırlanıp imzalanmasından sonra sözleşmenin gereğinin ifası için diğer davalı …’nun 4 ay 21 gün elinde tutmak suretiyle şirkete geç teslim etmesinde herhangi bir dahli bulunduğunun davacı yanca da ispatlanamadığından davalı … yönünden açılan davanın reddi gerekmektedir.
Diğer yandan, eldeki davanın anonim şirket genel müdür ve genel müdür yardımcılarının sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ve kendisini vekil ile temsil ettriren davalılar yararına 27.167,30 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/3.maddesinde; maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda karşı taraf vekili yararına bu tarifenin 3.kısmına göre hükmedilecek ücretin davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği, 13/4. Maddesinde ise; maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin, bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı düzenlenmiştir. Düzenleme dikkate alındığında ilk derece mahkemesince açılan tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2022 ve 2021/6661 Esas 2022/7860 Karar sayılı içtihatı).
Ayrıca, davacı vekilince asıl davada taraf olarak yer almadığı halde … hakkında hüküm kurulduğu iddia edilmiş ise de, ilk derece mahkemesince 30/06/2021 tarihli ek karar ile asıl davada davalı olarak gösterilen …’ın hatalı olarak ismi gösterildiğinden bahisle … isminin asıl davada karar başlığından HMK’nun 304.maddesi uyarınca çıkarılmasına karar verildiğinden davacı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih ve 2020/410 Esas 2021/152 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca asıl dava yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ ile,
89.129.98 TL’nin ödeme tarihi olan 03/12/2008 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davalı … yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 6.088,47 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 4.660,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.427,87 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 4.660,60 TL nispi harç ile 25,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 4.685,8‬0 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta, TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.186,30 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 728,77 TL’lik kısmının davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 14.260,80 TL vekalet ücretinin davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 14.260,80 TL vekalet ücretinin (davalı … yönünden 4.080,00 TL) davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
C)1-Birleşen Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/415 Esas sayılı dosyasında dava kesinleştindiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
D)1-Asıl ve birleşen davada davacı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 59,30 TL harcın talep halinde asıl ve birleşen davada davacıya iadesine,
2-Asıl ve birleşen davada davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim ve tebligat gideri 61,33 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 223,43 TL’nin asıl davada davalı …’ndan alınarak asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.07/06/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.