Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1176 E. 2021/969 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2021
NUMARASI : ….
TALEP TARİHİ : 04/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2021

Taraflar arasındaki ihtiyati haciz isteminin yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı aleyhine ihtiyati haciz istenilen … yönünden ihtiyati haciz isteminin reddine, …. yönünden talebin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati haciz isteyen banka vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde özetle;…..Sıfatıyla imzaladığı 28/01/2020 tarihli ve 1.000.000,00 TL kredi limitli genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçlu şirkete kullandırılan taksitli ticari kredilerin, artı para kredisinin ve çek bedeli kredisinin, borçlulara keşide olunan Ankara 10. Noterliği’nin 03/02/2021 tarihli ihtarnamesine rağmen ödenmediğini belirterek 367.716,46 TL tutarındaki banka alacağının tahsilini teminen borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 4.1., 2.9., maddeleri ile TBK’nın 590/3. Maddesi hükmü birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde asıl borcun muaccel olması sözleşmede süre içeren bir bildirimde bulunulması koşuluna bağlandığı, bu durumda somut olayda TBK’nun 590/3. maddesi uygulanacak olup, hesap kat ihtarı tebliği ile birlikte kefil yönünden de alacak muaccel hale geleceğinden hesap kat ihtarının kefile tebliğ edilememiş olmasının alacağın kefil yönünden muaccel olmaması sonucunu doğuracağı, (Ankara BAM 21.HD. 07.03.2019 T…., hal böyle olunca müteselsil kefil olan karşı taraf … hakkında hesap kat ihtarının tebliğ edilmemesi nedeniyle alacağın muaccel hale gelmediği, İİK’nun 257/1. maddesinde yer alan ihtiyati hacze ilişkin yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle talebin kısmen kabul, kısmen reddine, dilekçeye ekli,… sıra numaralı Genel Kredi Sözleşmesi, …. yevmiye numaralı ihtarname belgesi incelenmekle, 354.366,46 TL nakti alacağın vadesinde ödenmediği ve alacağın rehinle de temin edilmediği, 13.350,00 TL alacak kaleminin ise gayri nakti krediye ilişkin olduğu anlaşılmakla, talebin kısmen kabulü ile, %15 teminat karşılığı 53.154,96 TL nakdi teminatın yatırılması veya bu miktarda kesin banka teminatının ibrazı halinde 354.366,46 TL tutarındaki alacağın temini için yukarıda adı geçen borçlu….. menkul, gayrimenkul mal varlığı ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından haczi kabil ve borca yeter miktardaki kesiminin İİK’nun 257/1 v.d. maddeleri uyarınca ihtiyaten haczine, kefil … yönünden TBK 590 maddesi gereğince gerekli şartların oluşmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından tahsis olunan kredi alacağının ödenmemesi üzerine borçluların bilinen son adreslerine tebliğe çıkarılan ancak tebliğ edilemediğinden iade kat ihtarının genel kredi sözleşmesinde bildirilen adreslerine de tebliğe çıkarıldığını ancak iade edildiğini, ihtiyati haciz isteminin kefil … yönünden kat ihtarı tebliğ edilemediğinden alacağın henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, ancak genel kredi sözleşmesinin 6.3. Maddesi hükmü gereği adres değişikliğini bildirmeyen davalı-kefilin sözleşme adresine yapılan tebligatın geçerli bir tebligatın hüküm ve sonuçlarını doğurduğunu, takip işlemleri sırasında borçlunun ihtarnamenin tebliğe çıkarıldığı …. adresinin aynı zamanda mernis adresi olduğunu, emsal olarak gösterilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. HD’nin…. Karar sayılı kararın dosyaya uymadığını, zira emsal olarak alınan kararda kefile hiç ihtarname gönderilmediğini, oysa somut olayda kefilin aynı zamanda sözleşme adresi olan mernis adresine ihtar gönderildiğini ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince borçlu kefil … yönünden verilen ihtiyati haciz isteminin reddine dair kararın kaldırılmasına, diğer asıl borçlu şirketle beraber borçlu kefil yönünden de talebin kabulü ile 367.716,46 TL tutarındaki banka alacağının tahsilini teminen borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep ihtiyati haciz istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl borçlu şirket yönünden ihtiyati haciz isteminin kısmen kabulüne, borçlu-kefil yönünden ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere ihtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek içi, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinde ise; ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması düzenlenmiştir. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli görülmüştür.
İhtiyati haciz isteyen vekili, genel kredi sözleşmesi ile Ankara 10. Noterliği’nce keşide olunan 03/02/2021 tarihli kat ihtarına dayalı olarak asıl borçlu şirketten olan 354.366,46 TL nakdi ve 13.350,00 TL gayri nakdi kredi alacağının tahsili için İİK’nın 257. maddesi gereği ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
… müteselsil kefil sıfatıyla 28/01/2020 tarihli ve 1.000.000,00 TL kredi limitli genel kredi sözleşmesini imzalamış olup … kendi el yazısı ile işbu genel kredi sözleşmesini ” 28/01/2020″ tarihinde “1.000.000,00 TL” kefalet limitiyle ve “müteselsil kefil” sıfatıyla TBK’nın 583/2. maddesi gereği usulüne uygun olarak imzaladığı anlaşılmış olduğundan, kefaleti şeklen geçerlidir.
Bilindiği üzere TBK’nın 590/3. maddesi “Asıl borcun muaccel olması, alacaklı veya borçlunun önceden süre içeren bildirimde bulunmasına bağlıysa, kefalet borcu için bu süre, bildirimi kefile yapıldığı tarihte işlemeye başlar.” hükmünü içermektedir. Alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen …’nin müteselsil kefil olarak imzalarının yer aldığı genel kredi sözleşmesi 4.1.maddesinde ise; “Müşteri, aşağıda belirtilen muacceliyete ilişkin şartlar saklı kalmak kaydıyla, kredi geri ödemesinin vadeye bağlandığı durumlarda, vade tarihinde, cari hesap şeklinde işleyen krediler için ise, müşteriye 2.9 maddesine istinaden bir ödeme talebi gönderilmesine rağmen, müşterinin talepte belirtilen sürede talebi yerine getirmemesi halinde banka alacaklarının muaccel hale geleceğini kabul eder.”, 2.9. maddesinde “Müşteri bankaya ana para geri ödemesi ve faiz ödemesi dahil her türlü ödemesini belirlenen vade tarihlerinde nakden, defaten ve herhangi bir kesinti olmaksızın yapacaktır. Müşteri, cari hesap şeklinde işleyen vadesiz kredileri ise, geri ödeme talebinin müşteriye ulaşmasını izleyen bankaca belirlenecek 1 ile 3 günlük süre içinde nakden veya defaten ödeyecektir.” “Tebligat adresi” başlıklı 6.3. Maddesinde ise; Müşteri ve/veya kefiller Sözleşmede yer alan hususların yerine getirilmesi ve Bankaca gerekli tebligatın yapılabilmesi amacıyla yapılacak olan bütün ihbarlar, talepler ve diğer yazışmalar için Tarafların aşağıda yazılı adresleri, kanuni ikametgahları kabul edilir ve bu adreslere yapılacak tebligatlar, şahıslarına yapılmış sayılır. Sözleşme imza tarihinden sonra, kanuni ikametgahlarının değişmesi halinde, yeni adreslerin derhal noter aracılığıyla Banka’ya bildirilmesi gerekir. Aksi takdirde, aşağıda belirtilen adreslere yapılacak tebligatlar geçerli ve hukuki sonuç doğurur. Tebligat, ilgili mevzuat hükümlerine uymak kaydıyla, her şekilde yapılabilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
TBK’nın 590/3. Maddesi ile birlikte genel kredi sözleşmesinde yukarıda açıklanan hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde asıl borcun muaccel olması sözleşmede süre içeren bir bildirimde bulunulması koşuluna bağlanmıştır. Bununla birlikte her ne kadar ihtiyati haciz talep dilekçesinde asıl borçlu şirkete kredi borcunun bir kısmının vadeye bağlı olan, dolayısıyla alacağın muaccel olması için asıl borçluya ve kefile bildirimde bulunulmasını gerektirmeyen, taksitli ticari kredi alacağından kaynaklandığı belirtilmiş ise de gerek talep dilekçesine ekli kat ihtarında bu konuda bir açıklık bulunmadığı, gerekse de talep konusu ticari kredi alacağının taksitli olduğuna dair gerekli ödeme planı vs gibi belgelerin ibraz edilmediği, dolayısıyla bu hususta İİK’nın 258/1. Maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun da esasen karşılanmadığı gözetildiğinde, ihtiyati haciz istemine konu tüm alacakların davalı kefil yönünden muaccel olabilmesi için TBK’nın 590/3. maddesi anlamında bildirim koşuluna bağlandığının kabul edilmiştir. O halde somut olayda TBK’nun 590/3. maddesi uygulanacak olup, hesap kat ihtarı tebliği ile birlikte kefil yönünden de alacak muaccel hale geleceğinden hesap kat ihtarının kefile tebliğ edilememiş olmasının alacağın kefil yönünden muaccel olmaması sonucunu doğuracaktır. Bu noktada hemen belirtilmelidir ki, İİK’nın 68/b-1 maddesinde yer verilen gereği adres değişikliğinin bildirilmemesi halinde genel kredi sözleşmesinde bildirilen adrese hesap özetinini tebliğine dair çıkarılan tebligatın yapılamayıp iade edilmesi halinde hesap özetinin tebliğ edilmiş sayılacağına ilişkin hüküm asıl borçlu şirket yönünden geçerli olup davalı-kefil için bu yönde bir hüküm sevk edilmediğinden genel kredi sözleşmesinin 6.3. Maddesi hükmü gözetilerek davalı kefilin sözleşmedeki adresine ve en son bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı halde iade olunan kat ihtarının tebliğ edilmiş varsayılacağı, dolayısıyla kredi alacağının muaccel olduğu kabul edilemeyecektir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince müteselsil kefil olan … hakkında hesap kat ihtarının tebliğ edilmemesi nedeniyle alacağın muaccel hale gelmediği, İİK’nun 257/1. maddesinde yer alan ihtiyati hacze ilişkin yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek anılan borçlu hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, her ne kadar kat ihtarında alacaklı bankanın asıl borçlu şirketten nakdi kredi alacağının yanı sıra 13.350,00 TL gayri nakdi alacağının bulunduğu anlaşılmakta ise de, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27/12/2017 tarih ve …. Esas … Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca gayri nakit alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden ilk derece mahkemesince asıl borçlu şirket aleyhine sadece nakdi kredi alacağına ilişkin ihtiyati haciz kararı verilerek gayri nakdi kredi alacağı niteliğindeki çek bedeli kredisi istemine yönelik ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi de yerinde görülmüştür.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati haciz isteyen banka vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcı başlangıçta alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 14/07/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.