Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1168 E. 2022/523 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1168 Esas 2022/523 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1168
KARAR NO : 2022/523

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2016/595 Esas 2021/158 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Maddi Tazminat (Rücen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/07/2016
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2022

Taraflar arasındaki maddi tazminata ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket … İl Müdürlüğü personellerinden …’ün 20.06.2003 tarihinde geçirdiği iş kazası neticesinde sürekli iş göremezlik nedeni ile kendisine SGK tarafından ödenen bedelin rücuen tahsili istemi ile müvekkili aleyhine Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/79 E ve 2013/42 K sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda davanın aleyhlerine sonuçlandığını ve açılan davanın kabulüne karar verildiğini, temyiz olunan kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesince onandığı, alacaklı SGK tarafından mahkeme ilamına dayanılarak Yozgat 1. İcra Müdürlüğünün 2013/3920 E sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, borçlu … tarafından icra dosyasına 269.559,03 TL ödeme yapıldığını, davaya konu iş kazasının 20.06.2003 tarihinde gerçekleştiğini, … ile akdedilen 24.07.2006 tarihli İHDS gereğince davanın hukuki ve mali yükümlülüğünün davalı …’a ait olduğunu iddia ederek 269.559,03 TL nin alacaklıya ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/01/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile bakiye karar harcı 9.504,70 TL, temyiz onama harcı 7.113,00 TL, temyiz harcı 2.551,00 TL ile gider avansı olarak ödenen 500,00 TL’nin de eklenmesiyle dava değerini 289.227,73 TL’ye arttırmış, harcı ikmal etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.maddesi ve diğer yasal düzenlemeler kapsamında davacı …’ın müvekkil kurumdan herhangi bir talepte bulunamayacağını, …’m bilanço mevcutlarıyla özel sektöre devredildiğini, şirketin mevcut bilançosuyla ve alacak, borç hak ve yükümlülükleriyle birlikte devredildiğini, 17.05.2005 tarihinden önce dağıtım faaliyeti bölgesinde …’ın değil ayrı tüzel kişiliğe sahip elektrik dağıtım müesseselerinin yetkili ve sorumluluğu olduğunu, dava konusu alacağın iş kazasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, İHDS nin 7. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, İHDS nin 7. maddesinde 3. kişilerin hak ve iddialarının düzenlendiğini, şirket bünyesinde çalışan işçi ile şirketin işlerini yaptırdığı yüklenici ve taşeron işçilerinin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte tüm alacak kalemleri açısından ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte talep edilmesinin de İHDS ne aykırı olduğunu, İHDS’nin 7.2. maddesi hükmüne göre davacı tarafından bildirilmediği gibi icra dosyasına ilişkin olarak da bildirimde bulunmadığını, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının söz konusu davaya ilişkin faizi ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın iş kazasından kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73.maddesi gereğince rücua tabi alacaklarda 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu, davacının son ödeme tarihinden 2 yıllık zamanaşımı süresinin 10.01.2016 tarihi itibariyle sona erdiği, bu haliyle işbu dava tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğradığı, davacının cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunduğu gerekçeleriyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince TBK’nın 73. Maddesi gereği 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmeden kaynaklanan anlaşmazlıklarda on yılık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu bildirerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 16/01/2013 tarih ve 2010/79 Esas 2013/42 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının … Kurumu, davalısının … olup, işçi …’ün 20/06/2003 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle alacak davası açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 17/09/2013 Tarih 2013/11652 Esas 2013/16602 Karar numaralı kararı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Yozgat 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3930 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … Kurumu, borçlusunun … olup, Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/01/2013 tarih ve 2010/79 Esas 2013/42 Kararı gereğince toplam 244.363,96 TL üzerinden ilamlı icra takibi yapıldığı, takip dosyasına 15/11/2013 tarihinde toplam 269.559,03 TL havale yapıldığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan belgelerden davacı yanca rücuya esas Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/79 Esas 2013/42 Karar sayılı dosyası nedeniyle 22/01/2013 tarihinde 2.551,00 TL temyiz harcı, 03/05/2013 tarihinde 9.504,70 TL bakiye karar harcı, 09/01/2014 tarihinde 7.113,00 TL temyiz onama harcı ödemesi yapıldığı görülmüştür.
Davalı … A.Ş. (“…”)’nin Özelleştirme Yüsek Kurulu’nun 02.04.2004 tarihli ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alınmasının ardından, …’ait dağıtım sistemi 20 farklı dağıtım bölgesine ayrılarak her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirket kurulmuştur. Sözü edilen dağıtım şirketlerinden biri de davacı … Dağıtım A.Ş. (…)’dır. Özelleştirme işlemleri kapsamında davalı …, mülkiyetindeki dağıtım sisteminin işletme hakkını her bir dağıtım bölgesi için ayrı kurulan şirketlere İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi(“İHDS”) ile devretmiş, bu kapsamda davacı dağıtım şirketi ile 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesini imzalamıştır. Dolayısıyla, davacı şirketin dağıtım faaliyetinde bulunduğu bölgede daha önce davalı tarafından yürütülen elektrik dağıtım faaliyetleri İHDS’nin imzalanmasından bu yana davacı şirket tarafından yerine getirilmektedir. Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 24/06/2010 tarih ve 2010/42 sayılı kararı uyarınca 31.08.2010 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi (“HSS”) ile davacı dağıtım şirketine hisse satışı gerçekleşmiş ve özelleştirme süreci bu şekilde tamamlanmıştır.
İlk derece mahkemesince, dava sözleşmeden kaynaklanan rücuen alacak davası olarak nitelendirilerek BK’nın 73.maddesi gereğince ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın davacısı olan SGK bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup, olayın davalının sorumluluğundaki dönemde meydana geldiği, ödemeye neden olan iş kazasının dağıtım faaliyetinden ve dolayısıyla, uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan İHDS’den kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunun 125.ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ve dosyanın esası yönünden inceleme yapılması gerekmiştir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki dönem olan 20/06/2003 tarihinde meydana gelen iş kazısı nedeniyle … tarafından hak sahibine ödenen peşin sermaye değerli gelirin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Rücuen alacağa dayanak olan Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın davacısı ve bu davacı tarafından ödeme yapılan hak sahibi de bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır.
Yapılan açıklamalar ışığında, davacı yanca Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/79 Esas 2013/42 Karar sayılı dosyasına istinaden başlatılan icra takip dosyasına 15/11/2013 tarihinde toplam 269.559,03 TL havale yapıldığı, dava dosyası nedeniyle 22/01/2013 tarihinde 2.551,00 TL temyiz harcı, 03/05/2013 tarihinde 9.504,70 TL bakiye karar harcı, 09/01/2014 tarihinde 7.113,00 TL temyiz onama harcı ve 22/01/2013 tarihinde 500,00 TL gider avansı ödendiği, davacının taraflar arasındaki İHDS’nin 7.maddesi kapsamında ödenen bu miktarları davalıdan rücuen talep hakkının bulunduğu, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme tarihlerinden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebileceği anlaşılmakla söz konusu miktarların davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekli olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2021 tarih 2016/595 Esas 2021/158 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜNE, 289.227,73 TL’nin
3.051,00 TL’sine 22/01/2013 tarihinden itibaren,
9.504,70 TL’sine 03/05/2013 tarihinden itibaren,
269.559,03 TL’sine 15/11/2013 tarihinden itibaren,
7.113,00 TL’sine 09/01/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.603,40 TL harcın mahsubu ile artan 4.522,70 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 4.603,40 TL ve 29,20 TL başvurma harcı toplam 4.632,60 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 271,70 TL taraf davetiye ve posta gideri, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 1.371,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre davacı taraf yararına takdir ve hesaplanmış olan 28.695,94 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Gider avansından varsa artan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
8-Delil avansından varsa artan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davalı tarafa iadesine,
C)1-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 34,30 TL olmak üzere toplam 196,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/04/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.