Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1146 E. 2023/951 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2021
NUMARASI :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/06/2019
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davalının da bu sözleşmelerde müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2019/783 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap verilmediği, duruşmadaki beyanlarında ise davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından ortağı olduğu dava dışı şirketin kullanmış genel kredi sözleşmeleri kapsamında, dava dışı şirkete kredi kullandırılmış ve çek hesabı açılmış olup, davalı bu sözleşmelerde müteselsil kefil olarak kefalet tutarı kapsamında sorumlu olup, takip tarihi ile dava dışı şirket adına kullanılan kredi nedeniyle 227.464,13 TL davacıya nakit kredi borcu bulunduğu ve 11 adet iade edilmeyen ve nakde dönüşmeyen çek bedelinin depo edilmesi gerektiği bilirkişi raporu ile sübuta erdiği, davacı kredi borcuna kat ihtarı ile verilen süre sonuna kadar akdi faiz ve kat ihtarı ile verilen süre sonundan itibaren, akdi faizinden ayrı her bir kredi sözleşmesi uyarınca temerrüt faizi sözleşmede kararlaştırılmış ise temerrüt faizini de talep edebileceği, taraflar sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılsa bile, KMH kredilerinde, davacı banka … Bankasınca belirlenen gecikme faizi oranını aşamaz, temerrüt tarihi itibariyle temerrüt faizi dava dışı şirkete kullandırılan ….. ve ….. nolu krediler yönünden yıllık %35,28, … nolu kredi yönünden yıllık %32,64 ve ….. nolu kredi yönünden yıllık %76,00 olduğundan davalı bu miktar uyarınca temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre yapılan hesaplama çerçevesinde alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2019/783 Esas sayılı icra dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin …… nolu 11 adet çek yaprağı bedelinin davacı bankaya faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine, depo kararına konu edilen çek bedelinin nakit alacağa dönüşmesi halinde nakit alacağa dönüştüğü tarihten itibaren %35,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı takibe haksız olarak itiraz ettiğinden alacağın %20’si oranında olmak üzere 45.492,82 TL icra inkar tazminatının İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkilinin borçlu şirket nezdinde bulunan hisselerini usule uygun şekilde devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, şirket ortaklığından ayrılan müvekkilinin, şirket ortaklığından ayrıldığı tarih itibariyle borçlu olduğu iddia edilen şirketin borçlarından sorumlu bulunmadığını, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında ticari işletme devri konu edilmiş olup ticari işletmeye ait hisse devrinden söz edilmediğini, dolayısıyla hisse devir işlemlerinde de ticari işletme devri gibi devredenin sorumluluğunun belli bir süre devam etmesi gibi bir hususun mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkili davalının şirket ortaklığından ayrıldığı tarih itibariyle, borçlu olduğu iddia edilen şirketin muaccel hale gelen hiçbir borcu bulunmamakta olup davacı yanca ikame edilen davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu,
Ayrıca anılan borcun salt müvekkili …’dan talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olup, anılan borçtan sorumluluğun, müşterek ve müteselsil sorumluluk olduğunu, eldeki davanın salt müvekkiline yöneltilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Beşiktaş 1.Noterliği’nin 04/01/2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin … … A.Ş, muhataplarının davalı … ile dava dışı … ve … … … Ltd. Şti olup, 352.662,70 TL nakit kredilerinden, 48.000,00 TL gayrinakdi kredilerden kaynaklı borcun 1 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davalı …’ya TK’nun 21.maddesi uyarınca 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği,
Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2019/783 Esas Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … … A.Ş., borçlularının davalı … ile dava dışı … ve … … … Ltd. Şti. olup, Ticari Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan 229.231,41 TL nakit, 41.600,00 TL gayrinakit alacağın tahsiline yönelik takip başlatıldığı, borçluların takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı ile dava dışı şirket arasında 23/01/2013 tarihli 100.000,00 TL tutarlı, 22/08/2013 tarihli 250.000,00 TL tutarlı ve 30/09/2016 tarihli 500.000,00 TL tutarlı 3 adet Kredi Çerçeve sözleşmesi imzalandığı, davalının iş bu kredi sözleşmesini şirketin %50 sermaye ortağı olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet limitinin 100.000,00 TL, 250.000,00 TL ve 500.000,00 TL olduğu ve sözleşme tutarlarını karşıladığı, imzalanan kredi sözleşmeleri kapsamında 352.662,70 TL ödenmeyen nakit kredilerden ve 48.000,00 TL gayrinakit kredilerden dolayı davalıya ve dava dışı şirkete ve dava dışı …’ya davacı banka tarafından 04/01/2019 tarihi itibariyle kredi hesabı kat edilerek, davalıya 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalıya verilen 1 günlük ödeme süresi olması nedeniyle, davalı takip eden ilk iş günü olan 13/01/2019 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, her bir kredi borcu yönünden talep edilen temerrüt faizi oranlarının geçerli olduğu, buna göre hesaplama yapıldığında davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağının 215.278,02 TL asıl alacak, 10.618,56 TL işlemiş akdi faiz, 987.28 TL temerüt faizi, 580,29 TL BSMV olmak üzere toplam 227.464,13 TL nakit, 41.600,00 TL gayrinakit olacağını,
Bankacı bilirkişiden alınan ek raporda özetle; davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmeleri kapsamında davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağının 215.278,02 TL asıl alacak, 10.618,56 TL işlemiş akdi faiz, 987.28 TL temerüt faizi, 580,29 TL BSMV olmak üzere toplam 227.464,13 TL nakit ve takip tarihi itibariyle sözleşmeye konu ve hala iade edilmeyen ve nakde dönüşmeyen 11 adet çek yaprağı bedeli toplamı 17.600,00 TL gayrinakit olacağını, gayrinakit alacaktan kefilin sorumlu olduğu belirtmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile dava dışı … arasında kredi sözleşmeleri imzalandığı ve dava dışı şirkete kredi kullandırıldığı, davalı borçlunun aynı limitle sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefili olduğu, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu ve kefiller hakkında Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2019/783 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğu, bankacı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporunda da belirtildiği üzere davalının genel kredi sözleşmenin kefili olup, kefalet limiti ve temerrütünün hukuki sonuçlarıyla asıl borçlu şirket tarafından kullanılan ve ödenmeyen krediden ötürü sorumluluğu bulunduğu, davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında davalı kefilin imzaladığı … başka … bulunmadığı …’ye dayalı açılan kredilerin kapatılmasının kefaleti sona erdirmeyeceği, kefaletin bulunduğu …’ye dayalı açılan kredilere kefilin sorumluluğunun devam ettiği ve hisse devrinin kefalet taahhüdünü ortadan kaldırmayacağı, davalı kefilin kefillikle dönme iradesi bankaya yöneltmediği, bu nedenle de TBK’nun ilgili maddeleri uyarınca dönme koşullarının bulunup bulunmadığının da tartışılamayacağından, takip tarihi itibariyle de davalının 215.278,02 TL asıl alacak, 10.618,56 TL işlemiş akdi faiz, 987.28 TL temerüt faizi, 580,29 TL BSMV olmak üzere toplam 227.464,13 TL nakdi alacak ile nakde dönüşmeyen ve halen iade edilmeyen nakde dönüşmeyen …… 11 adet çek yaprağı bedeli 11x 1.6000,00 = 17.600,00 TL sorumlu bulunduğu anlaşıldığından açılan davanın kısmen kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, genel kredi sözleşmesinde davalı kefilin depo sorumluluğuna ilişkin özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde açıkça buna yönelik istinaf başvurusu bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 15.538,07 TL harçtan peşin alınan 3.885,3‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.652,77‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/06/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.