Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1118 E. 2023/897 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2021
NUMARASI : ….
DAVA : Banka Teminat Mektubunun Tahsili
DAVA TARİHİ : 13/01/2021
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023

Taraflar arasındaki banka teminat mektubunun tahsili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ihale edilen işi yüklenen dava dışı şirketin ihale konusu iş kapsamında davalı tarafından müvekkiline ihale alan şirket lehine iki adet kesin ve süreli teminat mektubu verdiğini, dava dışı firmanın ihale konusu işi zamanında tamamlayamaması üzerine müvekkili tarafından davalıya işin kesin kabul aşaması tamamlanmadığından teminat mektuplarının süresiz uzatılması veya nakit olarak ödenmesinin talep edildiğini, bu talebe karşılık davalının talebi geçerli bir tazmin talebi olarak kabul etmediğini, teminat mektuplarının vadesi dolduğundan mektuplarla ilgili bankanın sorumluluğunun sona erdiğini bildirdiğini, dava dışı şirketin taahhüdünü yerine getirmediğini, davalının teminat mektupları nedeniyle sorumlu olduğunu belirterek toplam 313.237,00 TL kesin teminat mektubu bedelinin 14/12/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teminat mektubunun vadesinin uzatılması, aksi takdirde mektubun tazmini şeklindeki talebin geçerli bir tazmin talebi olmadığını, mektupların vadesinin dolduğunu, bankanın sorumluluğunun sona erdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalının davacı ile dava dışı şirket arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanuni sonuçları dikkate alınmaksızın mektupta yazılı tutarı ilk yazılı talep üzerine derhal ve gecikmeksizin, nakden ve tamamen ödemeyi kabul etmesine rağmen bu taahhüdünü yerine getirmediği, davalı bankanın teminat mektubundan dolayı davacı idareye olan taahhüt ve sorumluluğunun yüklenici firmadan bağımsız ve ayrı değerlendirilmesi gereken bir sorumluluk türü olduğu, davalının davacıya karşı üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne 313.237,00 TL’nin 14/12/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yazılı tazmin talebinde mutlaka lehtarın teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğünü yerine getirmediği, muhatap tarafından belirtilerek tazmin istenmesi gerektiğini, emsal Yargıtay kararında da “uzat veya tazmin et” talebinde riskin doğup doğmadığı anlaşılamadığından, bankanın ödeme yükümlülüğünün doğmadığının açıkça belirtildiğini, müvekkilinin davacının 13/12/2018 tarihli ve “Kesin Teminat Mektubu Uzatılması” başlıklı dilekçesinin şekli olarak incelendiğini, dilekçede teminat mektupları ile garanti altına alınan risklerin gerçekleştiğine dair hiçbir ifade bulunmadığından riskin gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamadığını, hatta ilgili dilekçede teminat mektubunun süresiz uzatılması talebi ile riskin henüz gerçekleşmediği, gerçekleşse idi süre uzatımı değil, zararın tazmininin talep edileceği sonucu ortaya çıktığını, bu durumda davacı tarafın geçerli bir tazmin talebinde bulunduğunun kabulünün mümkün olmadığını, riskin doğmamasına rağmen bankaca ödemede bulunulması halinde haksız ödemeden dolayı bankanın sorumlu olacağını, teminat mektubu lehtarına rücu edemeyeceğinin kabul edilmekte olduğunu, davacı tarafın her yöne çekilebilecek teminat mektubu tazmin talebine rağmen müvekkilinin teminat mektubunu tazmine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ortada geçerli bir tazmin talebi olmadığından bankanın tazmin yükümlülüğünün de doğmadığını, teminat mektuplarının süresi dolmuş olup, süresi içinde geçerli bir tazmin talebinde bulunulmadığından bankanın sorumluluğu kalmadığını, davacının süre uzatım talebinde bulunduğunu, teminat mektubunun süresi içinde geçerli bir tazmin talebinde bulunmadığını, işin kesin kabul aşaması tamamlanmadığından bahisle teminat mektubunun süresinin uzatılması veya tazmin edilmesi talebinde bulunulduğunu, ilgili tazmin yazısı ile kesin kabul işlemlerinin dava dışı firmanın kusuru sebebiyle mi yoksa davacı tarafın kesin kabul işlemlerini tamamlayamamış olması sebebiyle mi tamamlanmadığının anlaşılamadığını, davacı tarafından bile riskin gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise ne kadarlık riskin gerçekleştiğinin bilinmediğini, bu sebeple müvekkilinin tazmin talep edilirken riskin gerçekleştiğinin beyan edilemediğini, davacının tazmin talebinin red edilmesinin sebebinin riskin gerçekleşmemiş olması değil, şekli manada yapılan inceleme neticesinde ilk tazmin talebinde usulüne uygun tazmin talebinde bulunulmadığı, ikinci tazmin talebinde ise teminat mektubunun geçerlilik süresinin dolmuş olduğunun tespiti olduğunu, bankanın geçerli tazmin talebi olmaması sebebiyle tazmin talebini reddettiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, yazılı tazmin talebine rağmen ödenmeyen iki adet teminat mektubu bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kesin teminat mektup suretleri, davacı tarafından davalı bankaya gönderilen 13/12/2018 ve 31/12/2018 tarihli talep yazıları, davalının davacıya verdiği 26/12/2018 ve 03/01/2019 tarihli cevabi yazılar, hak ediş raporları, geçici kabuller dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı tarafından dava dilekçesinde yer alan iddialar ile davalı aleyhine Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen 2019/57 Esas 2020/113 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Dairemizin 2020/632 Esas 2020/551 Karar sayılı kararıyla asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın asliye ticaret mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verildiği, anılan karar üzerine dosyanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği, 2020/335 Esas 2020/716 Karar sayılı karar ile arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, anılan kararın istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği dosya içeriğiyle sabittir.
Dava konusu kesin teminat mektupları davalı banka tarafından 17/04/2017 tarihinde davacıya hitaben 17/12/2018 tarihine kadar süreli, 261.035,00 TL bedelli olarak düzenlendiği, 14/12/2017 tarihinde davacıya hitaben 17/12/2018 tarihine kadar süreli, 52.202,00 TL bedelli olarak düzenlendiği, kesin teminat mektuplarında davalı tarafından dava dışı yüklenici … … A.Ş.’nin taahhüdünü kısmen veya tamamen yerine getirmediği takdirde ilk yazılı talep üzerine derhal ve gecikmeksizin nakden ve tamamen ödeneceği taahhüt edilmiş, teminat mektuplarında ayrıca 17/12/2018 tarihine kadar bankanın eline geçecek şekilde yazılı tazmin talebinde bulunulmadığı takdirde hükümsüz olacağı belirtilmiştir.
Davacı tarafından davalı bankaya gönderilen 13/12/2018 tarihli talep yazısında 261.035,00 TL ve 52.202,00 TL bedelli kesin teminat mektuplarının işin kesin kabul aşaması tamamlanmadığından süresiz uzatılması veya nakit olarak ödenmesi talep edilmiş, anılan talep yazısı 14/12/2018 tarihinde bankaya teslim edilmiştir.
Davalı tarafından davacıya verilen 26/12/2018 tarihli cevapta, talebin geçerli bir tazmin talebi olarak kabul edilmediğinden tazmin talebinin yerine getirilemediği, mektubun vadesi dolduğundan sorumluluğun sona erdiği bildirilmiştir.
Davacı tarafından bu kez 31/12/2018 tarihli talep yazısı davalı bankaya gönderilerek, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi veya saymanlık hesabına yatırılmasını isteyen yazının 14/12/2018 tarihinde şubeye elden teslim edildiği, mektubun süre dolmadan süresinin uzatılması veya saymanlık hesabına yatırılmasının istendiği belirtilerek TBK’nun 128. maddesi uyarınca edimlerin yerine getirilmesi talep edilmiştir.
Anılan talep yazısı üzerine davalı banka 03/01/2019 tarihli davacıya gönderdiği yazı ile, teminat mektubunun vadesinin uzatılması, aksi takdirde mektubun tazmini şeklindeki talebin geçerli bir tazmin talebi olmaması nedeniyle gerçekleştirilemediği, 17/12/2018 tarihinde teminat mektuplarının vadesinin dolduğu, bu tarihten sonra bankanın sorumluluğunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacı yan, dava dışı şirkete ihale edilen eser sözleşmesi kapsamında verilen iki adet teminat mektubunun süresinin uzatılması veya nakde çevrilmesi talep edildiği halde davalının edimini ifa etmediğini, teminat mektuplarını tazmin etmediğini iddia etmiş, davalı yan ise davacının geçerli bir tazmin talebinin olmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı tarafından davacı lehine, dava dışı yüklenici şirketin taahhütlerini teminen iki adet süreli teminat mektubu düzenlendiği, teminat mektubu süresi içerisinde davacı tarafından davalıdan işin kesin kabul aşamasının tamamlanmadığı gerekçesiyle teminat mektuplarının süresinin uzatılması veya bedellerinin tazmin edilmesinin talep edildiği, davalının davacı talebinin geçerli tazmin talebi niteliğinde olmadığı gerekçesiyle teminat mektup bedellerini ödemediği, teminat mektuplarının süresinin sona erdiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacı tarafından teminat mektup süreleri sona ermeden davalıya gönderilen tazmin talebinin geçerli tazmin talebi niteliğinde olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, yukarıda açıklandığı üzere davalı tarafından davacı lehine düzenlene iki adet teminat mektubu süreli olup, teminat mektuplarının süresi dolmadan davacı tarafından davalıya gönderilen talep yazısı ile işin kesin kabul aşaması tamamlanmadığından teminat mektuplarının süresiz olarak uzatılması veya nakit olarak saymanlık hesabına gönderilmesi istenilmiştir.
Teminat mektubu vermekle bankaların mücerret bir borç altına girmeyip belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesini garanti etmeleri nedeniyle, yazılı tazmin talebinde mutlaka, lehtarın teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin belirtilmesi gerekmektedir. Teminat mektubunun vadesinin uzatılması, aksi takdirde mektubun tazmini (……) şeklindeki talep, teminat mektubunun niteliği ile bağdaşmaz. Teminat mektubunun süresinin uzatılması veya tazmin edilmesi talebinde riskin doğup doğmadığı anlaşılamamaktadır. Davalı bankanın teminat mektuplarında vadeyi uzatmaması halinde mektubu tazmin edeceği yönünde bir taahhüdü de bulunmamaktadır (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/12/2011 tarih 2010/130 Esas 2011/16894 Karar, 05/11/2014 tarih 2014/7115 Esas 2014/16916 Karar sayılı ilamları).
Hal böyle olunca, mahkemece davacının teminat mektuplarının süresi dolmadan davalıya gönderdiği talepte teminat mektubu süresinin süresiz olarak uzatılması veya tazmin edilmesini talep ettiği, talepte teminat mektubunda belirtilen riskin doğup doğmadığının anlaşılamadığı, talebin teminat mektubunun niteliği ile bağdaşmadığı, davacının davalı bankadan teminat mektuplarının geçerlilik süresi içerisinde usulüne uygun bir tazmin talebi bulunmadığı, davalının tazmin yükümlülüğünün doğmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında isabet görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/04/2021 gün… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan ve harç alınmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yargılama aşamasında vekille temsil olunmadığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 46.853,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde yatırana iadesine,
B)1-Davalı tarafından yatırılan 5.393,3‬0 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile posta gideri olarak yapılan 31,50 TL olmak üzere toplam 193,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.