Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1111 E. 2021/1105 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2018
NUMARASI …..
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 04/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay bozma ilamı sonrası dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’nun 02/04/2004 tarihli ve … sayılı kararı neticesinde kurulduğunu, özelleitşrme kapsamında …’ın mülkiyetindeki dağıtım işletme hakkının ….. ile devrettiğini, imzalanan sözleşmeye göre sözleşme imzalanması öncesi döneme ilişkin tüm sorumluluğun davalıya ait olduğunu, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü sırada meydana gelen olay nedeniyle Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. Esas sayılı dosyasıla açılan dava sonucu verilen …… karar sayılı kararın onandığını, Kadıköy 8. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı takip dosyasına müvekkili tarafından 171.021,48-TL ödeme yapıldığını, ödemeden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını beyanla müvekkili tarafından yapılan 171.021,48-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … şirketlerinin özelleştirmesi sürecine ilişkin açıklamalarının olduğunu, bilanço düzenlemelerine ilişkin açıklamalarının olduğunu, davacı şirket tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları esas alınarak … düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, … düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden geçmiş yıllara ilişkin olarak …’tan herhangi bir talepte bulunulamayacağını, … düzenlemesi ile her türlü borç ve alacak işlemlerinin kesinleşmiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Karar sayılı dosyasının 15/05/2000 tarihinde birleşen dosyanın da 02/05/2003 tarihinde … hasım gösterilerek açıldığı, söz konusu dosya içeriği incelendiğinde, davacıdan fazla yapılan tahsilata yönelik olduğu, İşletme Devir Sözleşmesi’nin 7.4.maddesi kapsamında kaldığı, söz konusu kapsamda kalması nedeniyle davacı tarafından davalıya ihbarının gerekmediği, bu çerçevede değerlendirilme yapıldığında; davacı tarafından söz konusu mahkeme kararının icraya konulması üzerine İstanbul Anadolu 8. icra Dairesi’nin….. Esas sayılı dosyasında 03/03/2010 tarihinde 171.021,48-TL yatırıldığı, davacının söz konusu bedeli tarafların arasındaki …’nin 7.4.maddesi gereğince davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte isteyebileceği, bu çerçevede davacının davasının yerinde olduğu ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, ödeme tarihi itibarıyla davacı şirketin % 100 hissesinin …’a ait olması nedeniyle yapılan ödemenin şirketin ve …’ın bilançosuna yansıdığını ve yapılan ödemenin yeniden müvekkili kurumdan istenilmesinin mükerrer ödeme anlamına geleceğini, hisse devri aşamasında bilanço çalışmaları yapılarak davacı tarafından devre esas mizan düzenlenmiş ve bu mizan kayıtları esas alınarak ” …” belirlenmiş olmakla geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden davacının geçmiş yıllara ilişkin olarak müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
İLK GEREKÇEMİZ
Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2009 tarih ve ….. Karar sayılı ilamının incelenmesinde; asıl davada davacı … tarafından davalılar … A.Ş ile … A.Ş, aleyhine 15/05/2000 tarihinde özel aydınlatma bedeli adı altında fazla elektrik enerjisi bedeli tahakkuk ettirildiği iddiası ile menfi tespit davsı açıldığı birleşen…… esas sayılı dosyada ise 02/05/2003 tarihli dav dilekçesi ile aynı davlılar aleyhine davacıdan haksız tahsil edilen 58.575.91 TL ile 43.715,28 TL faiz olmak üzre 102.291,20 TL’nin tahsili istemi ile dava açıldığı, mahkemece, … A.Ş.yönünden asıl ve birleşen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, … yönünden asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verildiği, davalı … tarafından kararın temyizi üzerine Yargıtay denetiminden geçerek onanarak kesinleştiği, bu ilamın … ve … A.Ş. aleyhine Kadıköy 8. İcra Müdürlüğü’nün…….Esas sayılı dosyası ile takibe konulması sonucu davacı şirketçe 01/03/2010 tarihinde 171.021,48 TL ödendiği görülmüştür.
Davacı şirketçe, …’nden haksız yere tahsil edilen özel aydınlatma bedelinin tahsili istemiyle açılan Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. Karar sayılı ilamının icraya konulması nedeniyle takip dosyasına 01/03/2010 tarihinde 171.021,48 TL ödemesi nedeniyle (banka havale tarihi, icra dosyasındaki tahsilat tarihi 03/03/2010) ödemiş olduğu bedelin rücuen tahsili için işbu davayı açmış olup ilk derece mahkemesince de davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının istinaf başvurusu üzerine;
Dairemizce “Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2009 tarihli hükmü … … aleyhine kurulmuş ve alacaklı … vekili tarafından Kadıköy 8. İcra Müdürlüğü’nün …..Esas sayılı takip dosyasında … … aleyhine ilamlı icra takibi yapılmıştır. Davacı şirket vekilince icra takip dosyasına 01/03/2010 tarihinde 171.021,48 TL ödeme yapılmış ise de davacı İstanbul … A.Ş.’nin yukarıda açıklanan … hükümlerine dayanarak …’dan rücuen tahsil talebinde bulunamaz. Davacıda vekaletsiz iş görme iradesi bulunmadığına ve … kapsamında doğduğunu düşündüğü bir yükümlülüğü ifa etme amacıyla üçüncü şahıs konumundaki alacaklıya ödeme yaptığı nazara alındığında davacı şirket vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanamaz (Vekaletsiz İş Görende İşi Vekaletsiz Olarak Görme Bilinci Aranmalı Mıdır?, …, ….. Bu durumda davacı ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak alacak isteminde bulunabilir. Bu durumda da davalı …’ın usulüne uygun olarak ileri sürdüğü zamanaşımı def’i incelenmelidir. 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanunun 5/1. maddesine göre ödeme iddiasının tarihi olan 01/03/2010 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 66. maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan TBK’nın 6098 sayılı TBK’nın 82. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamayacaktır. Bu durumda da 818 sayılı BK’unun 66. maddesine göre dayanak ilama istinaden davacı tarafından 26/09/2008 tarihinde 33.148,88 TL’lik ödeme o tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 66. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme dava zamanaşımı süresi 1 yıldır. Bu durumda da 26/09/2008 ödeme tarihi ile işbu davanın açıldığı 29/12/2016 tarihi arasında zamanaşımı süresi dolduğundan davalı …’ın usulüne uygun zamanaşımı def’i nedeniyle HMK’nın 142. maddesi gereğince ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra tahkikata başlamadan önce zamanaşımı def’inin incelenerek davanın reddine karar verilmesi gerekir ” gerekçesi ile davalı … vekilinin zamanaşımı savunması yerinde görülerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/(1)-b-2.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair (11/03/2020 tarih ve 2019/318 Esas 2020/350 Karar sayılı kararı) kararının davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/06/2021 tarih ….Karar sayılı ilamı ile;
“2-Dava, işletme hakkı devir sözleşmesi ve hisse satış sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile arasında 24.07.2006 tarihinde akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü sırada meydana gelen olay nedeniyle Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ….. Karar sayılı ilamıyla tazminata hükmedilip verilen kararın onandığını, ilamın takibe konulması sonucu tazminatın ferileri ile birlikte kendisi tarafından ödendiğini, hakkının sözleşmeden doğduğunu ileri sürmüş olup, açıkça sözleşme ilişkisine dayanmıştır.
Bu durum karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve anılan sözleşmedeki rücu hükümleri çerçevesinde ele alınması ve zamanaşımı def’inin de buna göre 6098 sayılı TBK’nın 146. (mülga 818 sayılı Kanun 125.) maddesi uyarınca değerlendirilip işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile somut olaya uygun düşmeyen mevzuat hükümleri çerçevesinde yazılı gerekçe ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi doğru görülmemiş” gerekçesiyle bozulmuştur.
Taraf vekillerinin bozma ilamına karşı diyecekleri alındıktan sonra bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 13/09/2021 günlü duruşmada Dairemizin 09/05/2019 gün ve 2018/616 esas 2019/597 karar sayılı taraflar arasındaki aynı vakaya dayalı davanın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararımızın Yargıtay tarafından onandığını beyan etmesi üzerine yapılan incelemede; her ne kadar ilk kararımızda Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Karar sayılı ilamının … … hakkında kurulduğu ve icra takibinin de Genel Müdürlük aleyhine yapıldığı gerekçesine yer verilmiş ise de bu kez yapılan incelemede; Gerek davada gerekse icra takibinde muhatabın … A.Ş. olduğu ve genel müdürlüğün taraf olmadığı ve adresin Ankarada’ki genel müdürlük adresi olmadığı … adresinde bulunan avukat … tarafından temsil edildiği görülmüştür. Bu durumda … Genel Müdürlüğünün rucuya dayanak ödemeye hükmedilen ilamda ve icra takibinde taraf olmadığı anlaşılmakla taraflar arasında … hükümlerine göre eldeki davada çözüme gidilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … tarafından fazla özel aydınlatma bedeli adı altında elektrik faturası tahakkuk ettirildiğinden bahisle fazla ödenen bedelin tahsili için açılan davada yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava dışı …’nin mahkeme ilamını … A.Ş aleyhine icra takibine koyması sonucu davacının 01/03/2010 tarihinde 171.021,48 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup …’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Dava konusu alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Her ne kadar davacı 01/03/2010 tarihli ödemeden itibaren avans faizi isteme hakkına sahip ise de ilk derece mahkemesinin faiz başlangıcına ilişkin kararını istinaf etmediğinden 01/03/2010 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararının doğru olduğuna ilişkin Yargıtay bozma ilamından sonra esastan red kararı verilebileceği görüşünde ise de davanın açılış tarihi itibarı ile makul sürede yargılama hakkı gözetilerek yeniden hüküm kurulmuştur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1- Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2016 tarih …..Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile, 171.021,48 TL’nin 03/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 11.682,47 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 2.920,26 TL harç ile 21/12/2018 tarihinde yatırılan 8.762,20 TL bakiye karar harcının mahsubu ileyeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 2.920,26 TL peşin harç ile 4,30 TL vekalet harcı ve 8.762,20 TL bakiye karar harcı olmak üzere toplam 11.715,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve davetiye gideri olmak üzere toplam 127,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri olmadığında karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.211,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Taraflarca peşin yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde taraflara iadesine,
C)1-Davalının peşin yatırdığı 2.920,61 TL istinaf nispi karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderinin sonuçta davanın kabulüne karar verildiğinden davalı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan posta gideri olmak üzere toplam 47,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında Yargıtay bozma ilamı üzerine kanuni zorunluluk olarak duruşma açıldığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361.maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2021

…..

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.