Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1110 E. 2021/1001 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2017
NUMARASI …….
DAVA TARİHİ : 17/04/2015
KARAR TARİHİ : 13/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda duruşma açılmak suretiyle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … … … A.Ş. 04.06.2010 tarihli 40.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince davalı şirkete kredi hesabı açıldığını, kredi kullandırıldığını, ayrıca kredi borçlusu lehine ………. bedelli teminat mektubu verildiğini, diğer davalıların da bu sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefil olduklarını teminat mektubunun halen meri olup, sözleşme gereği komisyonların tahakkuk ettiğini, borçluların sair kredi borçlarını ödememeleri üzerine teminat mektubu bedelinin nakit blokesini talep etme zorunluluğunun doğduğunu, davalıların taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmemeleri, devre komisyonlarının ödenmemesi üzerine alacaklarının tahsiline teminen Ankara 18. Noterliğinin 10/11/2014 tarihli ……… yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, sözleşmenin kefillerin sorumluluğunu düzenleyen 36.maddesine göre, davalıların sözleşme limiti ile sorumlu bulunduklarını, sözleşmenin 3,9,12 ve 13.maddeleri uyarınca, teminat mektubu tutarının blokesini talep etme haklarının olduğunu, yine sözleşmenin 1,36 ve 54.maddeleri uyarınca da, sözleşme hükümlerinin açılmış ve açılacak tüm kredileri kapsar şekilde düzenlendiğini, teminat mektubu bedelinin müteselsil kefillerden tahsilinin de sözleşmeye uygun olduğunu, sözleşmenin 48.maddesine göre, banka kayıtlarının münhasır delil sayılacağını belirterek dava tarihi itibariyle ödenmeyen devre komisyonlarından ve masraflardan oluşan 3.284,47 TL muaccel alacağın asıl alacak olan 1.451,20 TL’sine dava tarihinden itibaren sözleşmenin 45.maddesine istinaden işleyecek % 76,50 temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsiline, teminat mektupları kredisinden oluşan meri teminat mektubu bedeli 412.800,00 TL’nin yine sözleşmenin 13.maddesine istinaden nakit teminat olarak Banka nezdinde açılacak bir hesapta depo edilmesine, teminat mektubunun tazmini halinde, tazmin tutarına, tazmin tarihinden itibaren sözleşmenin 45.maddesine göre ödeme tarihinde bankanın en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ve bu faizin gider vergisi ile birlikte tahsiline, teminat mektuplarının nakit olarak depo edilmesine ya da tazmin edilmesine karşı geçecek süre içerisinde sözleşme hükümleri çerçevesinde her üç ayda bir tahakkuk edecek olan devre komisyonlarının ve bu komisyonlara sözleşmenin sözleşmenin 45.maddesine göre işleyecek temerrüt faizi ve bunun gider vergisi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar … … …….. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, … … … A.Ş.’nin müvekkili …’ın aile şirketi olup, bu şirketin hissedarlarının müvekkili …’ın çocukları olduğunu, davacının depo edilmesini istediği 14.03.2008 tarihli 421.800,00 TL bedelli teminat mektubunun … tarafından irat kaydedilmediğini, iş bu teminat mektubunu………..Esas sayılı takibini başlattığını, bu takibin 15.12.2014 tarihinde yapılan itiraz üzerine durduğunu, davacı tarafın itirazın iptali davası açmak yerine iş bu davayı açtığını, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının %76,50 oranındaki faiz alacak talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Davalı … … … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili şirket aleyhine aynı konuda 20/03/2015 tarihinde Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin……. Esasında kayıtlı davanın açıldığını, aynı itilaftan dolayı sonraki bir tarihte dava açılmasının hukuka ve usul ekonomisine aykırı olduğunu, işbu davanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin….. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, ayrıca davaya zamanaşımı, yetki ve husumet nedeniyle itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin hisselerinin 02.01.2012 tarihinde şu anki ortaklara devredildiğini, yeni ortakların devirden önce yapılan bir sözleşme veya verilen bir kefalet varsa bundan herhangi bir haberleri ve muvafakatlarının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … ….AŞ’ye dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 04/06/2010 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nin 1. maddesinde, “…iş bu genel kredi ve teminat sözleşmesi hükümlerinin bu sözleşmenin imzalandığı tarihten önce ve sonra açılmış ve açılacak her türlü kredi için geçerli olacağı”nın, 13.maddesinde, “Banka bu sözleşmeye dayalı olarak müşteri lehine düzenlenen teminat mektubu…nedeniyle Banka’nın da sorumlu olduğu tutarların depo edilmesini talep etmeye her zaman ve herhangi bir neden gösterilmeksizin yetkili olacağı”nın, 36.maddesinde, “…müteselsil kefiller, Banka ile müşteri arasındaki kredi sözleşmelerinin/taahhütnamelerinin, kefaletin niteliğine aykırı olmayan maddelerinin tamamının kendileri hakkında da aynen uygulanmasını kabul ile bu maddelerde yer alan hususları aynen taahhüt ettikleri”ni, bu hükümler uyarınca, davacı bankanın 412.800,00 TL tutarlı teminat mektubu bedelini nezdinde açılacak bir hesaba teminat olarak depo edilmesini davalılardan talep etme hakkına sahip bulunduğu, sözleşme hükümlerine göre, devre komisyonu alacağı ile yıllık %76,50 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5’i nispetinde BSMV talep edilebileceği, ancak dava tarihinden sonra teminat mektuplarının nakit olarak depo edilmesini ya da tazmin edilmesine kadar geçecek süre içerisinde tahakkuk edecek devre komisyonlarının talep edilemeyeceği, 23.02.2017 tarihli duruşma tutanağının 2 nolu maddesinde, sehven yer alan eksik ifadeye dayalı olarak düzenlenen 07.09.2017 tarihli ek raporun hükme esas alınamayacağı kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne, 1.451,20 TL teminat komisyonu asıl alacağı, 342,12 TL işlemiş temerrüt faizi, 17,10 TL BSMV ve 1.474,15 TL noter masrafı olmak üzere toplam 3.284,47 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 1.451,20 TL asıl alacağa 17.04.2015 dava tarihinden itibaren yıllık %76,50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, davacı banka tarafından, davalı asıl borçlu … … … ……verilen meri 14.03.2008 tarihli,….. nolu teminat mektubu bedeli olan 412.800,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davacı bankada borçlu şirket adına açılan bir hesapta depo edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince dava dilekçesinde ki tüm taleplerinin eksiksiz bir şekilde hüküm altına alındığını, davanın kabul edilmiş olmasına rağmen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinin sonuç bölümünde dava konusu teminat mektubunun meriyetinin devam etmesi durumunda, işleyecek devre komisyonları hususunda da hüküm tesisi istenildiğini, işbu taleplerinin sair taleplerine bağımsız bir talep olmayıp davanın kabulü halinde teminat mektuplarının işleyiş şeklinin doğal bir sonucu olduğunu, davanın kabul edildikten sonra böyle bir hususun ayrınca hüküm altına alınması yada alınmamasının sonucu değiştirmeyeceğini, meri teminat mektubunun varlığı kabul edildikten sonra bunun doğal sonucunun hüküm altına alınmasının reddinin kesinlikle davalılar yararına vekalet ücreti taktir için yasal bir gerekçe olmadığından ilk derece mahkemesi kararının bu yönüyle kaldırılması talep edilmiştir.
Davalılar … … … A.Ş., … ve… vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 27/11/2007 tarihli 1.500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinde müvekkillerinden … ve…’ın herhangi bir kefaletinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkillerinin davaya konu teminat mektubundan ötürü herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını bilirkişi heyetinin de ek raporunda bu hususu tespit ettiğini, mahkemece ek rapora rağmen usule aykırı şekilde karar verildiğini,
Davalı … A.Ş. yönünden ise; teminat mektubunun depo edilmesi talebinin hiçbir haklı gerekçeye dayanmadığını, kararın bozulması gerektiğini,
Ayrıca davacının % 76,50 oranında ki temerrüt faiz oranını fahiş olduğunu, böyle bir faiz oranını uygulanmasının söz konusu olamayacağını, sözleşmede taraflar yararına denge kurulmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … … AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu yönündeki kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin adresinin Gaziantep olup, dava ve takipte Gaziantep Mahkemeleri ile İcra Dairelerinin yetkili olduğunu,
Açılan davada müvekkilinin 02/01/2012 tarihinde şirket hisselerini devrederek ortaklıktan çıktığından müvekkiline husumet yöneltilmeyeceğini,
Aynı Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin……Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın kısmen kabul edildiğini, istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin …… Esasını aldığını, derdestlik durumunun söz konusu olduğunu,
Davaya konu teminat mektubunun 14/03/2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin ise 04/06/2010 tarihli olup, söz konusu teminat mektubunun davalıların daha sonraki sözleşmede imzaları bulunduğu gerekçesiyle bu miktarın deposunun istenmesinin taraflarınca anlaşılamadığını,
Davacı tarafın devre komisyon alacağı için talep ettiği % 76,50 oranındaki faizinin çok fahiş olduğunu, bu faiz oranının kabulünün mümkün olmadığını,
Ayrıca teminat mektubunun deposunun istenmesinin de haklı gerekçeye dayanmadığını, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının hukuka hakkaniyete aykırı kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle düzenlenen meri teminat mektubu bedelinin depo edilmesi, taahhuk eden ve edecek devre komisyon bedelleri ile ferilerinin tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce ilk derece mahkemesi kararının istinafı üzerine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, istinafa başvuran davalıların istinaf başvurusunun ise kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın asıl borçlu …… A.Ş. bakımından kısmen kabulüyle, 1.451,20 TL teminat komisyonu asıl alacağı, 69,61 TL işlemiş faiz, 3,48 TL BSMV ve 1.474,15 TL noter masrafı olmak üzere toplam 2.998,44 TL’nin adı geçen davalıdan asıl alacağa dava tarihinden işletilecek olan avans faizi ile birlikte tahsiline, teminat mektubu bedelinin adı geçen davalı tarafından banka nezdinde açılacak bir hesaba depo edilmesine, davalı kefiller … … … A.Ş, … ve… yönünden açılan davanın ise reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2021 tarih ve ……. Karar sayılı bozma ilamında;
“….1-….Somut olayda, ilk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile hükmedilen alacağın tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı … …A.Ş dışındaki diğer davalılarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf mahkemesince, istinaf kanun yoluna başvuran davalıların istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden karar verilmişse de, davalılardan … ……… A.Ş hakkında olumlu olumsuz bir hüküm oluşturulmamıştır. Somut olayda objektif dava birleşmesi olsa da kurulacak müteselsilen tahsil hükmünün infaz aşamasında dikkate alınacağı tabidir. Bu durum HMK’nın 359. maddesine aykırılık oluşturduğu gibi adı geçen davalı hakkındaki hükmün infazında da tereddüt oluşturur nitelikte olduğu” gerekçesiyle bozularak dosya Dairemize gönderilmiş olup, Dairemizce Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamından sonra yeniden başlanılan yargılama sonunda;
Ankara 18. Noterliğinden10/11/2014 tarihli çekilen kat ihtarının incelenmesinde;…… muhataplar … … … A.Ş., … ve…, … … … AŞ, …….. 412.800,00 TL bedelli teminat mektubunun tebliğinden itibaren 24 saat içinde depo edilmesinin istenildiği, kât ihtarının asıl borçlu şirkete 12/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği,
29/11/2007 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin davacı banka ile davalı … … … A.Ş., arasında 1.500.000,00 TL limitle imzalandığı, …….
04/06/2010 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin davacı banka ile davalı … … … A.Ş., arasında 40.000.000,00 TL limitle imzalandığı, diğer davalıların aynı limitle sözleşmede müteselsil kefaletlerinin bulunduğu, sözleşmenin 1.maddesinde kredi lehtarı ve kredi limitine ilişkin 13.maddesinde bankanın gayrı nakit bedellerle ilgili nakit depo ve/veya teminat talep hakkı, 36.maddesinde kredinin kefalet karşılığı kullandırılması ve kefillerin sorumluluğu, 45.maddesinde temerrüt faizi ve oranı, 53.madesinde yetkili mahkeme ve icra daireleri, 54.maddesinde önceki sözleşmelerle/taahhütnamelerle bağlantı, kredinin artırılması, sonradan imzalanabilecek sözleşmeler/taahhütnamelere ilişkin düzenleme yapıldığı,
14/03/2008 tarihli kesin teminat mektubu ile………..lisans alması için vermek zorunda olduğu teminat tutarı olan 412.800,00 TL’nin banka tarafından verilen mektupla garanti edildiği,
Görülmüştür.
Bankacı bilirkişi …’dan alınan 07/10/2016 tarihli raporda özetle, “..davacı bankanın……. Şubesindeki kayıtlar üzerinde mahallinde yapılan incelemede, davalı … ……… numaralı 412.800,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubunun verildiği, dava konusu alacak ve depo talebinin dayanağı olarak gösterilen 04/06/2010 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesini davalı ……Ltd Şti’nin müşteri, diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları,
Anılan sözleşmenin “Kredi lehtarı ve limiti” başlıklı 1.maddesinde, “…iş bu genel kredi ve teminat sözleşmesi hükümlerinin bu sözleşmenin imzalandığı tarihten önce ve sonra açılmış ve açılacak her türlü kredi için geçerli olacağını taraflar kabul ederler.” hükmünün yer aldığı, “Teminat Mektubu, Garanti ve Kontrgaranti Kredisi Açılması” başlıklı 11.maddesinin 10.fıkrasında, “Müşteri, bu madde hükümleri çerçevesinde lehine düzenlenecek teminat mektupları…iade ve iptaline kadar üçer aylık devrelerde Banka’ca belirlenecek oranda komisyon, gider vergisi, resim, harç ve sair yasal yükümlülükler ile masrafların Banka’nın borçlandıracağı valör ile üçer aylık devrelerin başında, peşin olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Müşteri, bu borçları ödemediği taktirde, Banka’nın bu tutarları cari hesabına borç kaydederek 45.madde uyarınca temerrüt faizi tahakkuk ettirmeye veya krediyi kat ederek borcu muaccel kılmaya yetkili olduğunu kabul ve beyan eder…” denildiği, davacı banka kayıtlarına göre teminat mektuplarının üçer aylık devre komisyonlarının 14.03.2008 – 30.05.2013 tarihleri arasında mektup bedeli üzerinden yıllık %1 komisyon oranından ve komisyonun %5’i nispetinde BSMV olarak tahakkuk suretiyle tahsil edildiği,
Davacı bankanın Ankara 18. Noterliği aracılığıyla keşide ettiği 10.11.2014 tarih ve ……. yevmiye numaralı teminat mektubu bedelinin 24 saat içerisinde ……. teminat olarak yatırılması ihtarı ile davalıların 14.11.2014 tarihinde temerrüte düştükleri, Bakanlar Kurulu kararı ve …… Tebliğ’i uyarınca, kredilere uygulanacak faiz oranları konusunda davacı banka genel müdürlüğünün TCMB’ye hitaben 01.02.2012 tarihli yazısı ve bu yazının eki 01.02.2012 bildirim tarihli “EK:1 Kredi Yıllık Azami Faiz Oranları Bildirim Formu”nun tetkikinde, işletme kredilerine uygulanan en yüksek kredi faiz oranının yıllık %51 olarak bildirildiği, buna göre sözleşmenin 7 ve 45.maddeleri uyarınca, temerrüt faizinin temerrüt tarihinde geçerli olan TCMB’ye yazılan yazının eki faiz tablosunda en yüksek kredi faiz oranı olan %51 oranına %50’sinin ilavesi ile %76,50 olacağının görüldüğü, “Kredinin Kefalet Karşılığı Kullandırılması ve Kefillerin Sorumluluğu” başlıklı 36.maddesinde, “…iş bu sözleşmede imzası bulunan müteselsil kefiller; müşterinin bu sözleşmeden veya gerek yalnız olarak, gerekse diğer kişiler ile birlikte asaleten veya müteselsil kefil sıfatıyla krediden borçlandığı veya borçlanacağı bütün meblağları, Banka’ya karşı…müteselsil kefil olarak üstlenirler. Müteselsil kefiller, kefalet miktarının ana paradan başka ayrıca bunun sözleşmelerde öngörülen şekil ve oranda hesaplanacak akdi faizlerini, komisyonlarını, gider vergilerini ve her türlü masraflarını, vekalet ücretlerini, sözleşmelerde belirtildiği şekilde hesaplanacak temerrüt faizlerinin de kapsadığını kabul ve beyan ederler…” denildiği, 04.06.2010 tarihli sözleşmenin 13 ve 36.maddelerinde yer alan hükümler uyarınca, davacı bankanın 412.800,00 TL’lik teminat mektubunu nezdinde açılacak bir hesaba teminat olarak depo edilmesini davalılardan isteme hakkına sahip bulunduğu, bankacılık uygulamasında kesin ve süresiz teminat mektuplarına üçer aylık dönemlerde %1 ila yıllık %4 oranı arasında komisyon tahakkuk ettirildiği, davacı bankanın uygulamasının ise yıllık %1 devrevi komisyonu olduğu, buna göre davacı bankanın 14.06.2015 tarihinden itibaren üçer aylık dönemlerde teminat mektubu bedelinin depo edilmesi ya da tazmin edilmesine kadar geçecek süre için her üç ayda bir tahakkuk edecek yıllık %1 oran üzerinden 1.032,00 TL devre komisyonlarını ödeninceye kadar yıllık %76,50 temerrüt faizi ve bu faizin %5’i nispetinde BSMV ile birlikte tahsilini talep edebileceği”
belirtilmiş,
İtiraz üzerine bankacı bilirkişiden alınan 07/09/2018 tarihli ek raporda ise;
“…davacı bankanın asıl borçlu … A.Ş ‘den 14/03/2008 tarihli 412.800,00 TL bedelli teminat mektubundan ötürü bu mektubun deposu ile birlikte 1.451,20 TL teminat komisyonu olan asıl alacak 342,12 TL işlemiş temerrüt faizi, 17,10 TL BSMV ve 1.474,15 TL noter masrafı olmak üzere toplam 3.284,47 TL’yi talep hakkı bulunduğu, ayrıca 1.451,20 TL asıl alacağın dava tarihinden itibaren %76,50 TL temerrüt faizi ile birlikte istenebileceği, diğer davalıların ise davaya konu teminat mektubunun 29/11/2007 tarihli 1.500.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine istinaden verildiğinden ve bu sözleşmede davalıların hiçbirisinin kefalet imzaları bulunmadığından, ayrıca bu davalılarının kefalet imzalarının bulunduğu 06/04/2010 tarihli 40.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin önceki sözleşmelerle bağlantı kuran 54.maddesinde açıkça 29/11/2007 tarihli 1.500.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi belirtilmek suretiyle bir atıf olmadığından adı geçen davalıların davaya konu teminat mektubundan ötürü sorumlu tutulamayacakları”
Görüşü açıklanmıştır.
Davacı bankaya temerrüt tarihi olan 14/11/2014 tarihi itibariyle ticari sırlar gözetilmek suretiyle müşterilerine ticari kredide uygulanan en yüksek faiz oranlarını ve davaya konu sözleşmelerde kararlaştırılan akdi faizin bildirilmesi için yazı yazıldığı halde bankaca 26/03/2020 tarihli cevabi yazı ile …….. bildirilen faiz oranlarının Dairemize bildirilerek genel kredi sözleşmesinin 45.maddesi kapsamında …… bildirilen kredi faiz oranları üzerinden temerrüt faizi talep ettiklerini bildirmişlerdir.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 29/11/2007 tarihli 1.500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirket lehine …’ya hitaben 14/03/2008 tarihli 412.800,00 TL bedelli kesin süresiz ve limit dışı teminat mektubunun düzenlendiği, davacı bankanın Ankara 18. Noterliğinden keşide edilen 10/11/2014 tarihli kât ihtarı ile teminat mektubu bedeli olan 412.800,00 TL’nin 24 saat içinde depo edilmesinin talep edildiği, kât ihtarının asıl borçlu şirkete 12/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, asıl borçlu şirketin 14/11/2014 tarihinde temerrüte düşmüştür. Sözleşme kapsamında davacı bankaca kesin ve süresiz teminat mektubu için 3’er aylık dönemi için %1 devre komisyonu alındığı dosya içeriği ile sabit olup, asıl borçlu şirketin temerrüte düştüğü 14/11/2014 tarihi ile dava tarihi olan 17/04/2015 tarihi arasında bankacı bilirkişinin rapor ve ek raporunda belirttiği üzere 1.451,20 TL komisyon alacağı bulunduğu, davacı bankaca Dairemizce temerrüt tarihi itibariyle ticari kredilere uygulanan en yüksek faiz oranının ve sözleşmede kararlaştırılan akdi faizin bildirilmesine yönelik kesin süreli yazıya verilen cevapta herhangi bir faiz oranının belirtilmediği, sözleşmenin 45.maddesi gereğince … Bankası’na bildirilen kredi faiz oranlarından temerrüt tarihi itibariyle en yüksek kredi faiz oranına göre bu oranın %50 ilavesi ile temerrüt faizinin talep edilmiş olmakla Dairemizce bankaca herhangi bir faiz oranı belirtilmediğinden temerrüt tarihi itibariyle ticari kredilerde uygulanan avans faizi oranı üzerinden re’sen yapılan hesaplamaya göre (1.451,20 TL x %11,75 x 147 gün / 36.000 =) 69,61 TL işlemiş faiz, faizin %5 BSMV’si 3,48 TL ile 1.474,15 TL noter masrafı olmak üzere toplam 2.998,44 TL nakdi alacağı bulunduğu anlaşıldığından davanın asıl borçlu … … … Ltd. Şirketi yönünden bu miktar üzerinden kabulü yerine ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2018 tarih, …….Karar sayılı emsal içtihatında “…….5411 sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 sayılı … Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında … defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti, sözü edilen Kanun gereğince bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her … yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya … hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız … bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, 27.12.2017 tarih, 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı). Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, … Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında … defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle … depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki … yaprakları nedeniyle bankanın … Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. Eldeki kredi sözleşmesinde ise depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmamaktadır….” denilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun içtihatı ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 29/11/2007 tarihli 1.500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin “Gayri Nakit Krediler İle İlgili Nakit Depo Ve/Veya Teminat Talep Hakkı” başlıklı 13. maddesi gereğince, davacı bankanın davalı şirket lehine vermiş olduğu teminat mektubunun iadesini veya bedelini bankaya depo edilmesini asıl borçlu olan davalı … … … Ltd. Şirketi’nden isteme hakkı bulunduğundan ilk derece mahkemesinin asıl borçlu … … … Ltd. Şirketi yönünden verilen depo kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı asıl borçlu şirketin istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Öte yandan, diğer davalıların istinaf başvurusuna gelince; bankacı bilirkişinin 07/09/2017 tarihli ek raporunda da belirtildiği üzere, diğer davalı kefillerin 04/06/2010 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinde kefaletlerinin bulunduğu, bu sözleşmenin “Önceki Sözleşmeler / Taahhütnameler İle Bağlantı, Kredinin Artırılması, Sonradan İmzalanabilecek Sözleşmeler / Taahütnameler” başlıklı 54.maddesindeki hüküm nedeniyle davaya konu teminat mektubu verilmesine dayanak olan 29/11/2007 tarihli sözleşme kapsamında diğer davalı kefillerin sorumluluğunu gerektirmeyeceği gibi diğer davalı kefillerin 29/11/2007 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinde herhangi bir kefaletlerinin de bulunmadığı, ayrıca sözleşmelerin müteselsil kefili olan diğer davalıların ise imzalanan genel kredi sözleşmesinde kefillerin gayri nakdi kredilere yönelik (teminat mektubu bedelinin) depo sorumluluğuna ilişkin herhangi bir özel bir düzenlemede bulunmadığı, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceğinden davalı olan müteselsil kefiller yönünden davanın tümden reddi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 20/03/2018 tarih ve 2016/16494 esas sayılı ile 2018/1375 karar sayılı emsal içtihatları).
Diğer yandan, davacı vekili dava dilekçesinde ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere dava tarihinden sonra teminat mektupları olarak nakit olarak depo edilmesi ya da tazmin edilmesine kadar geçecek süre içerisinde tahakkuk edecek devre komisyonlarına talep etmiş olmakla davacı tarafın teminat mektubunun depo edilmesi ve depo edilmesi dışındaki teminat mektubunun tazmin edilmesine kadar geçecek süre içerisinde tahakkuk edecek devre komisyonlarını talep ve dava hakkı bulunmadığından bu talebin reddi ile bu kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmekle buna yönelik davacı tarafın istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Davalı … … … A.Ş. vekilinin derdestlik itirazının incelenmesine gelince; Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasınında davacı bankayla dava dışı asıl borçlu … … A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı dava açıldığı, eldeki davada ise davacı banka ile davalı … … … A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında dava ikame edilmiş olup, her iki dosyanın tarafları aynı olmasına rağmen dava konularının farklı olduğu anlaşıkla davalı … … … A.Ş. vekilinin buna yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … … … A.Ş vekilinin vekilinin yetki yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusuna gelince; davacı bankayla davalı … … … A.Ş. arasında 04/06/2010 tarihinde imzalanan sözleşmede davalı şirket müteselsil kefil olup, sözleşmenin imzalanması esnasında adres olarak “Çankaya / Ankara” adresinin bildirmiştir. Davalı … … … A.Ş.’nin adresinin “Ankara” ili olduğu, sözleşmeyi imzalayan ve teminat mektubunu kullandırılan davacı bankanın şubesinin “…” olduğu, sözleşmenin 53.maddesinde de Ankara Mahkemeleri ile Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu belirtilmiş olmakla davalı … … … A.Ş vekilinin istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Bölge adliye mahkemesi müteselsil borçluluk sözkonusu olsa da istinaf kanun yoluna başvurmayan müteselsil borçlu hakkındaki ilk derece mahkemesi kararını inceleyemez ve kaldıramaz. Ancak Dairemiz, Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin bozma ilamına uymakla bozma gereğini yerine getirmek üzere istinafa başvurmayan … … ve İnşaat A.Ş. hakkındaki kesinleşen ilk derece mahkemesi kararını infazda terüddüt oluşmaması için yeniden kurduğu karar içine (ilk derece mahkemesinin istinaf kanun yoluna başvurulmadığı için kesinleşen … … A.Ş. hakkındaki kararı kaldırmaksızın) yedirmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar … … … A.Ş., … ve… ile diğer davalı … … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının … … … A.Ş., … ve… ile diğer davalı … … … A.Ş yönünde kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davalılar … … … A.Ş., … ve… ile diğer davalı … … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN KABULÜ ile,
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/11/2017 tarih ve…… Karar sayılı kararının … … … A.Ş., … ve… ile diğer davalı … … … A.Ş yönünden KALDIRILMASINA, istinafa gelmeyen … … A.Ş. hakkındaki ilk derece mahkemesinin anılan davalı hakkındaki kesinleşen kararının bozma ilamı gereğince infazda tereddüt olmaması için karara yedirilmesine,
C)1-Davanın davalı asıl borçlu … … … A.Ş. Ve … … A.Ş.yönünden KISMEN KABULÜ ile,
2- 1.451,20 TL teminat komisyonu asıl alacağı, 69,61 TL işlemiş faiz, 3,48 TL BSMV ve 1.474,15 TL noter masrafı olmak üzere toplam 2.998,44 TL’nin davalı … … … A.Ş.’den alınarak (ilk derece mahkemesince … … A.Ş. hakkında kurulan ve kesinleşen ve aşağıda belirtilen tutarla tahsilde tekerrür olamamak üzere ve müteselsilen) davacıya ödenmesine, 1.451,20 TL asıl alacağa 17/04/2015 dava tarihinden itibaren avans faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
İlk Derece Mahkemesinin kendisi hakkındaki kararı istinafa taşımayan ve bu suretle kesinleşen … … A.Ş.’den kesinleşen ilk derece mahkeme kararı gereğince ve (2) numaralı bend ile davalı … … … A.Ş.’den alınmasına (Dairemizce karar verilen tutarla tahsilde tekerrür olmamak üzere ve müteselsilen) 1.451,20 TL teminat komisyonu asıl alacağı, 342,12 TL işlemiş temerrüt faizi, 17,10 TL BSMV ve 1.474,15 TL noter masrafı olmak üzere toplam 3.284,47 TL’nin davalı … … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine, 1.451,20 TL asıl alacağa 17.04.2015 dava tarihinden itibaren yıllık %76,50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
3-Davacı banka tarafından, davalı asıl borçlu … … … A.Ş. lehine T.C. … … Başkanlığı’na verilen meri 14/03/2008 tarihli, 081210000707/6218 no’lu teminat mektubu bedeli olan 412.800,00 TL’nin davalı … … … A.Ş. ile … … A.Ş. tarafından davacı bankada borçlu şirket adına açılan bir hesapta depo edilmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine
5-Diğer davalı kefiller … … … A.Ş., … ve… yönünden açılan davanın REDDİNE,
6- 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 108,80 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 7.105,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.996,89 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davacı yararına AAÜT uyarınca hesap ve taktir edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı … … … A.Ş.’den ve kesinleşen ilk derece mahkeme kararı gereğince … … A.Ş.”den müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalılar … ……A.Ş., …, … ve … … … A.Ş. yararına reddedilen kısım üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve taktir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak alınarak adı geçen davalılara ödenmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 108,80 TL peşin harç toplamı olan 136,50 TL’nin davalı … … … A.Ş.den ve kesinleşen ilk derece mahkeme kararı gereğince … … A.Ş. müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ayrıca kesinleşen ilk derece mahkeme kararı gereğince ( ilk derece mahkemesi kararının 7. Bendi) 146,97 TL’inin (255,77-108,80=) davalı … … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan 4,10 TL vekalet harcı, 0,60 TL dosya gideri, 337,00 TL posta gideri ve 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.241,70 TL yargılama giderinin davalı … … … A.Ş.’den ve kesinleşen ilk derece mahkeme kararı gereğince … … A.Ş. müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, diğer davalılar yönünden yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
D)1-Davalılar … … … A.Ş., … ve… tarafından yatırılan 63,95 TL istinaf karar harcının talep halinde davalılar … … … A.Ş., … ve…’a iadesine,
2-Davalı … … … A.Ş. tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde davalı … … … A.Ş.’ne iadesine,
3-Davalılar … … … A.Ş., … ve… tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalılar … … … A.Ş., … ve…’a verilmesine,
4-Davalı … … … A.Ş. tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak … … … A.Ş.’ne verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden ve istinaf incelemesi sırasında bir duruşma açıldığından yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 2.040,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/09/2021

…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.