Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1105 Esas 2023/943 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1105
KARAR NO : 2023/943
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI :…..
DAVA TARİHİ : 14/01/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2023
Taraflar arasındaki bankacılık işlemlerinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalıdan kredi çektiğini ve çekilen kredide ne kadar faiz ödeyeceğinin kendisine belirtildiğini, ancak müvekkili ile hiçbir istişare yapılmaksızın dava konusu “Dönemsel Hizmet Komisyonu” adı altında müvekkiline haber verilmeksizin kesintiler yapıldığını, söz konusu kesintilerin banka tarafından yapılması nedeniyle de bsmv çıktığını ve müvekkilinin rızası hilafında bu kesintilerin de yapıldığını belirterek, davalının Eskişehir 8.İcra Müdürlüğünün 2019/12509 itirazının iptaline, alacağın likit olması sebebiyle en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın taraflar arasındaki sözleşmenin içeriğinden haberdar olduğunu ve sözleşmenin içeriğini bilerek hatta sözleşme öncesi bilgilendirme formu ile sözleşmenin içeriğini istişare ederek işbu sözleşmeyi imzaladığını, davacı tarafın daha sonradan kendisinden yapılan işbu kesintilerin rızası hilafında tahsil edildiği iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın bsmv kesintisine yönelik yapmış olduğu itirazlarının da yersiz olduğunu belirterek, Eskişehir 8.İcra Müdürlüğünün 2019/12509 E sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazı haklı olduğundan davacı tarafça itirazın iptali ve aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebiyle haksız ve yasaya aykırı olarak ikame edilen işbu davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında 27/03/2017 tarihinde 1.000.000 TL lık genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davacının da bu sözleşme kapsamında 2013-2020 tarihleri arasında davalı bankadan borçlu cari hesap kredisi, iskonto kredisi, taksitli ticari kredi ile doğrudan borçlanma sistemi kapsamında kredi kullandığı, davacı şirket yetkilisinin genel kredi sözleşmesinin yanında 01/01/2017-31/12/2017 tarihleri için geçerli olacak ticari krediler için uygulanacak masraf ve komisyon tarifesine ilişkin fiyatlama listesinde imzasının bulunduğu, davalı banka tarafından 2018 ve 2019 yılları geçerli olacağı bildirilen fiyatlama listesinin email ve posta yoluyla gönderildiğine ilişkin dosyada bilgi bulunmasına karşın bunların davacı tarafa ulaşıp ulaşmadığı, bilgisinin bulunup bulunmadığı ve tarifede yer alan tutarların onaylandığına yöneli herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, 2018 ve 2019 dönemlerine yönelik davacının masraf ve komisyon tarifesinden sorumlu olmayacağının değerlendirildiği, davalı bankanın 2017 ve 2018 yılı için geçerli dönemsel asgari komisyon tutarının 3.000 TL, azami komisyon tutarının 5.000 TL olduğu, 2018 döneminde azami komisyon tutarının 10.000 TL, 2019 yılında ise asgari komisyon tutarının 3.600 TL, azami komisyon tutarının 12.000 TL olduğu, davalı banka tarafından davacının hesabından yapılan kesintinin hangi ölçüte dayanarak yapıldığının belirsiz olduğu ve bu konuda standart bir ölçütün de bulunmadığı, dava tarafından davacının mevduat hesabından Aralık 2017 Mart, Haziran, Eylül 2019 dönemlerinde dönemsel hizmet komisyon adı altında 27.772 TL, BSMV adı altında 1.388 TL olmak üzere toplam 29.161 TL tutarında kesinti yapıldığı, yapılan kesintilerin davacı şirketin kredi risklerinin en yüksek olduğu 2017 ve 2018 yıllarındaki dönemlerde fiyat tarifesinin asgari tutarının çok altında kaldığı, kredi riskinin düşük olduğu 2019 yılına ilişkin dönemlerde ise fiyatlandırma tarifesinin azami tutarlarını uygulamak suretiyle kesinti yapıldığı, her iki tarafın tacir olduğu, taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri gereği, davacı şirket yetkilisinin 2017 yılı için geçerli olacak ticari kredilerde uygulanacak masraf ve komisyon tarife listesinde imzasının bulunması ve ilgili yasal mevzuatlar itibariyle makul ölçüde olmak kaydıyla davalının dönemsel hizmet komisyonu ile birlikte komisyon nedeniyle tahakkuk eden BSMV tutarını alabileceği, taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri ile birlikte dönemsel hizmet komisyonun yüzde olarak belirlenmemiş olması, davacının sadece 2017 yılı için geçerli tarife listesinde imzasının yer alması, komisyon tutarının alt ve üst limiti belirlenmiş olmasına karşın hangi durumda ve koşulların oluşması halinde asgari tutarın hangi durumlarda da azami tutarının uygulanacağının belirsiz olması nedeniyle de; 2019 yılına ilişkin dönemlerde asgari tutarların üzerinde komisyon alınamayacağı ve buradan hareketle de; davalı bankanın aldığı 16.338 TL komisyon tutarı ile 816,9 TL tutarındaki BSMV olmak üzere toplamda 17.155 TL’yi davacı tarafa iade etmesi gerektiği, davacının takip tarihinden önce davalıya komisyon iadesine ilişkin herhangi bir ihtarda bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü davalının Eskişehir 8 İcra Müdürlüğünün 2019/12509 e sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 16.338 TL komisyon tutarı ile 816,9 TL bsmv olmak üzere toplam 17.155 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20sine karşılık gelen 3.267,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece hizmet komisyonunun yüzde olarak belirlenmediğinden bahisle 17.155-TL tutarındaki kesintinin davacı tarafa iade edilmesi gerektiği şeklindeki kanaati bankacılık mevzuat ve uygulamalarına aykırı olmakla birlikte bu husustan yola çıkılarak bir değerlendirmesi yapılması da davacının tacir olduğu göz önüne alındığında hukuka aykırı olduğunu, dönemsel hizmet komisyonları sistem tarafından, müvekkili bankaca kamuya ilan edilen tutar aralıklarında ve müvekkili bankaca oluşturulan kılavuzda belirtilen kurallar çerçevesinde 3 aylık dönem sonlarında olmak üzere yılda 4 kez tahsil edildiğini, müvekkili banka kuralları çerçevesinde hesaplanan tutarlar, müşterinin ilgili dönem içindeki nakdi ve gayri nakdi riskleri üzerinden hesaplanmakta ve referans niteliğinde şube ekranında gösterildiğini, söz konusu referans tutarlar ise müvekkili banka şubeleri tarafından müşteri bazında değerlendirildiğini, masrafın değerlendirilmesi aşamasında müvekkili banka şubelerince; müşteri ile çalışma şekli ve sıklığı, verimliliği, ÖMT’li işlem adetleri ve verilen özel nitelikli hizmetlerin göz önüne alınması beklendiğini, sistem nakdi ve gayri nakdi kredi risk ortalaması olan müşterilerden (kmh, şirket kredi kartı, çek karnesi riskleri hariç) tahsilat yapılacak şekilde tasarlandığını, nitekim dönemsel hizmet komisyonun belirlenme kriterleri müvekkili bankaca BDDK’ya iletilmiş olan ve BDDK tarafından da onaylanmış olan kriterler olduğunu, müşteri bilgilendirmesi mevzuat gereği zorunlu olmadığı dönemlerde dahi müvekkili banka müşteri yararının korunması bakış açısıyla müşterileri bilgilendirdiğini, davacıya gerek sözleşme öncesi bilgilendirme formu ile gerekse masraf komisyon tarifelerinin davacıya imzalatılması veyahut da davacının posta adresine gönderilmesi ile davacının bilgilendirildiğini, yerel mahkemeye aşamalı beyanları ile üzerine basarak vurguladıkları hususun ticari müşterilerin bir tüketici gibi bilgilendirilmesinin söz konusu olamayacağını, ticari müşterileri zaten ticaret kanunu hükümleri ve diğer mevzuat hükümleri gereği sistem hakkında ve bankacılık mevzuat ve uygulamaları hakkında bilgileri olduğu hususu olduğunu, ticari müşteriler bankalarla irtibatları tüketicilere nazaran çok daha kapsamlı ve fazla olup bu noktada kanun hükümleri gereği de zaten mevzuatı bilen kişiler olarak değerlendirildikleri baz alındığında davacının tüketici kapsamındaki hak ve korumalardan yararlanamayacağı, cevap dilekçesinde de defaatle izah ettikleri üzere, müvekkili bankaca yapılan kesintiler davacı taraf ile istişare edilerek ve bilgisi dahilinde yapıldığını, keza davacı taraf, sözleşmenin içeriğinden ve masraf ve komisyon tahsilatlarından haberdar bir şekilde sözleşmeyi imzaladığını, bu nedenle müşteri sözleşme ile taahhüt altına girdiği yükümlülüklerini mutlaka okuyarak ve anlayarak imzalamalıdır…”şeklinde belirtildiğini, yerel mahkemeye sundukları dilekçelerinde zaten ilgili maddelere açıkça yer verdiğini ve bu sözleşmelerin tamamı mahkeme dosyasına sunulduğunu, burada değerlendirilmesi gereken sözleşmelerin matbuluğu olmadığını, burada önemli olan bu hususları tacir olarak davacının bilmesi gerekip gerekmediği ve bu hususlarda davacının bilgilendirilip bilgilendirilmediği olduğunu, yerel mahkeme dosyasına sunduğunu, müvekkili bankanın bu hususu söz konusu belgeler dışında başka bir şekilde ispatlayabilmesi zaten mümkün olmadığını, bu bağlamda davacı tarafın tacir olduğu, bankacılık kanununda zaten bankalara menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını tespit etme yetkisi verildiğini, yine merkez bankası tarafından da bankalara masrafları serbestçe belirleme yetkisi verildiğini, yerel mahkemece tahsilatların uygun olup olmadığı değerlendirilirken bankalara masraf talep etme hususunda yetki veren yasal düzenlemelerin aynı zamanda bankalara bu masrafların nevi ve miktarını da takdir etme konusunda da yetki verilmiş olduğu göz ardı edildiğini, yerel mahkeme gerekçesinde davacıya posta ve e-mail olarak gönderildiğini, bulunan bildirimlerin davacıya ulaşıp ulaşmadığının belirsiz olduğuna yönelik değerlendirmesi de kabul edilemeyeceğini, yerel mahkemece komisyon tutarlarının alt ve üst limiti belirlenmiş olmasına rağmen hangi durumda asgari ve azami tutarların belirlendiğinin tespit edilemediğine ilişkin değerlendirmesi de yersiz olduğunu, müvekkili banka uygulamasında da 3’er aylık periyotlardaki risk bakiyesi ortalaması 50.000 tl üzeri olan müşterilerde dönemsel hizmet komisyonu tahsilatı “maximum tutar” (2017 yılı için – 5.000-tl -2018 yılı için 10.000 tl – 2019 yılı için 12.000-tl) üzerinden yapıldığını, dönemsel hizmet komisyonları ticari müşterilerin nakdi kredilerinin faizlerinin yapıldığı 3 aylık devreler sonunda tahsil edilen bir hizmet komisyonu olup bu tahsilatların kredi kullandırıldığı esnada alınan masraflardan ayrı bir masraf türü olduğu ve bu masrafın bankaların dönemsel periodik hizmetleri karşılığı ticari müşterilerinden tahsil edildiğini, bu kapsamda da 2019 yılı için davacının risk bakiyesi ortalaması 50.000-tl’nin üzerinde olduğundan ve ortalama riski diğer yıllara göre fazla tespit edildiğinden bu tutarlarda tahsilat yapıldığını, buna rağmen davacıdan azami tutarın üzerinde bir tahsilat da yapılmadığını, yerel mahkemece alacak belirlenebilir olmadığı halde ve alacağın haklılığı hususunda bir yargılama yapıldığı halde alacağın likit olduğundan bahisle icra inkar tazminatına hükedilmesi hatalı olduğunu, alacağın belirli olmadığı ve genel mahkemeler nezdinde dava yoluyla çözülmesi gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak “davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi” ve davanın kabul edilen kısımlar yönünden de reddine karar verilmesini davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değil ise hükmün kaldırılarak dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacıdan kullandığı ticari kredi ile ilgili olarak dönemsel hizmet komisyonuna yönelik girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Eskişehir 8. İcra Müdürlüğünün 2019/12509 icra takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 31.498,10 TL alacağın tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 08.11.2019 tarihinde tebliğ olduğu, , davalının 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde, 12/11/2019 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 04/01/2020 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Taraflar arasında 27.03.2017 tarihinde, 1,000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzelenlendiği, sözleşmenin 2.11 maddesinde, vergi, fon, resim harç ve masraflar başlığı altında ve 3.3 maddesindeki Rehin, Hapis, Takas, Mahsup maddesi ile,”Banka, … Her türlü kredi ve hesaplara ve aldığı teminatlara yetkili merciler tarafından veya ileri saptanacak olan oranları geçmemek üzere faiz, her nevi fon ve komisyonları, kaynak kullanım destekleme fonu gibi yasal ve banka düzenlemelerini veya teamüllerine göre talep edecek her türlü ücret, masraf ve sair gideri uygulayacak ve bunları gider vergileri ve sair resim ve harçları ile birlikte müşterinin cari hesabına borç yazabilecektir müşteri de bunu kabul eder” düzenlenmesi ile, sözleşmenin 2.11.2 maddesinde”Banka tarafından müşteriye tahsis edilecek ve kullandırılacak krediler nedeniyle oluşan maliyetlerin karşılanması için müşteriden komisyon, masraf, ücret benzer adlar altında ödeme talep edilir, bu maliyetler kredi tahsis aşamasında, kredi kullandırmadan önce, kredi kullandırım sırasında ve sonrasında oluşabilir kullandırım aşamasında müşteriye yansıtılacak maliyetler banka tarafından hesaplanarak müşteriye detaylı bilgi verilecektir. Kanunen ilan edilmesi zorunlu olan komisyon, masraf ve ücretler Bankanın WEB sitesinde yer almaktadır. Bunlar dışında müşteri kredi kullandırım nedeniyle kendisinden tahsil edilecek her türlü masraf, komisyon, ücret, vergi, fon vs. Bilgiler bankanın ilgili telefonlarından öğrenileceği, banka gerekli gördüğü hallerde internet, sitesinde ilan ederek, e mail, SMS, normal posta gönderilecek mektuplar, ekstreler ve iletişim kanallarını kullanarak masraf, komisyon ve ücretlerde değişiklikleri müşteriye bildirir”hükümlerinin düzenlendiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 15,01.2021 tarihli bilirkişi raporunda,her iki tarafın tacir olması, taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri gereği, davacı şirket yetkilisinin 2017 yılı için geçerli olacak ticari kredilerde uygulanacak masraf ve komisyon tarife listesinde imzasının bulunması ve ilgili yasal mevzuatlar itibariyle makul ölçüde olmak kaydıyla davalının dönemsel hizmet komisyonu ile birlikte komisyon nedeniyle tahakkuk eden BSMV tutarını alabileceği, taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri ile birlikte dönemsel hizmet komisyonun yüzde olarak belirlenmemiş olması, davacının sadece 2017 yılı için geçerli tarife listesinde imzasının yer alması, komisyon tutarının alt ve üst limiti belirlenmiş olmasına karşın hangi durumda ve koşulların oluşması halinde asgari tutarın hangi durumlarda da azami tutarının uygulanacağının belirsiz olması nedeniyle de; 2019 yılına ilişkin dönemlerde asgari tutarların üzerinde komisyon alınamayacağı ve buradan hareketle de; davalı bankanın aldığı 16.338 TL komisyon tutarı ile 816,9 TL tutarındaki BSMV olmak üzere toplamda 17.155 TL’yi davacı tarafa iade etmesi gerektiği belirtilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalı banka ile imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davalı bankadan kullanmış olduğu ticari kredi sebebiyle davacı taraftan haksız kesinti yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa davacıya iadesi gereken bir miktarın bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kuşkusuz tacir olan davalı bankanın takip ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sy. TTK’nın 20. Maddesi gereği verdiği hizmet karşılığında ücret talep etme hakkı bulunmaktadır. Ne var ki davalı banka bu hakkını MK’nın 2. maddesinde yer verilen dürüstlük ve hakkaniyet kuralına aykırı kullanamaz.
Ayrıntılı ve objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 15.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davacı şirket ile davalı banka arasında 27.03.2017 tarihinde 1.000.000,00 TL Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, davacı şirketin de; bu sözleşme kapsamında 2013-2020 tarihiler arasında davalı bankadan borçlu cari hesap kredisi, iskonto kredisi, taksitli ticari kredi ile doğrudan borçlama sistemi (DBB) kapsamında kredi kullandığı,taraflar arasında yapılan Genel Kredi Sözleşmesinin 3.3 Maddesinde davalı bankanın komisyon alma yetkisinin bulunduğu,davalı bankanın 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasında uygulanacak olan masraf ve komisyonlara ilişkin fiyatlama listesinde ticari kredilere ilişkin bölümde dönemsel hizmet komisyonunun yer alması ve davacı şirket yetkilisinin; 2017 yılı için geçerli olacak fiyatlama listesinde imzasının yer alması ve mevzuat hükümleri dikkate alındığında; davalı bankanın dönemsel hizmet komisyon alma yetkisinin bulunduğu, 2017 ve 2018 yıllarında asgari dönemsel hizmet komisyon tutarının 3 .000 TL, 2019 yılında 3.600 TL olduğu, azami dönemsel hizmet komisyon tutarının; 2017 yılındaki dönemlerde 5.000 TL, 2018 yılına ilişkin dönemlerde 10.000 TL, 2019 yılına ilişkin dönemlerde de 12.000 TL olduğu, 2017 yılında yapılan kesintinin sadece yılının son 4. Çeyreğinde 100,00 TL olarak yapıldığı, 2018 yılının ilk çeyreğinde 300,00 TL, İkinci çeyreğinde 600,00 TL’ye yükseldiği, 3. Çeyreğinde 700,00 TL’ye, son çeyreğinde 822,00 TL’ye yükseldiği, 2019 yılının ilk çeyreğinde 5.880,00 TL, İkinci çeyreğinde 10.000 TL’ye ve üçüncü çeyrekte 9.450,00 TL’ye yükseldiği,hükme esas alınan bilirkişi raporunda diğer bankaların emsal uygulamalarının incelendiği ve emsal banka uygulamalarına göre davalı bankaca haksız kesildiği belirlenen 16.338,00 TL komisyon ile 816,90 TL BSMV olmak üzere toplam 17.155,00 TL üzerinden takibin devamına karar verilmesinde ve alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 1.171,85 TL harçtan peşin alınan 293,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 878,85 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.14/06/2023
Başkan Üye Üye Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.