Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1090 E. 2023/1164 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1090 Esas 2023/1164 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1090
KARAR NO : 2023/1164

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2021
NUMARASI : 2018/613 Esas 2021/377 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin eski ortağı olduğunu, ortaklar arasında yaşanan uyuşmazlık sonrasında 02/07/2018 tarihinde hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, hisseleri devir tarihinde müvekkilinin davalı şirkete bir borcu bulunmadığını, devir tarihinden sonraki sürece ait hiçbir borçtan müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığı, önceki dönemlere dair şirket borçlarından da berî kılındığının hisse devir kararında yazıldığını, buna karşın, davalı şirketin müvekkiline yüklü miktarda borcu bulunduğunu, davalı şirketin ortağı olduğu dönemlerde müvekkili tarafından şirkete borç para verildiğini, 31/12/2017 tarihi itibariyle güncel ortaklara borç durumunu gösterir davalı şirket mizanına göre davalı şirketin müvekkiline 384.202,82 TL borcu bulunduğunu, 2018 senesi içerisinde davalı şirkete ilave olarak 87.262 TL daha borç olarak verildiğini, alacağını tahsili için Ankara 14. İcra Dairesinin 2018/9547 sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalı tarafın itirazı sonucu durdurulduğunu, davalının itirazlarının haklı nedenlere dayanmadığını belirterek davalının Ankara 14. İcra Müdürlüğü 2018/9547 sayılı icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin tüm alacak miktarı ve ferileri üzerinden devamına, davalı aleyhine alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının davalı şirket mizanına göre davalı şirketten 384.202,82TL alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını kanıtlayan belge sunulmadığı, … Şubesine ait dekontlarla davacı tarafından davalı şirkete gönderilen toplam 9.447,00 TL’nin davalı şirkete borç olarak gönderildiğine ilişkin dekontlarda kayıt bulunmadığı, bu tutarın da davalı şirkete borç olarak verildiğinin davacı tarafından sunulan delillerle kanıtlanmadığı, davacı tarafın şirket ortağı iken, davalı şirkete 2018 yılında dosyada mevcut … dekontları ile toplam 87.262,00 TL borç gönderdiği, takip tarihi itibarıyla davacı tarafın davalı şirketten toplam 87.262,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın 87.262,00 TL asıl alacak tutarına yapmış olduğu itirazında haksız olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, Ankara 14. İcra Müdürlüğü 2018/9547 sayılı doyasında davalı tarafın 87.262,00 TL asıl alacak tutarına itirazının iptali ile 87.262,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili için takibin devamına, alacak tutarı likit nitelikte olduğundan kabul edilen tutar üzerinden % 20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerinin toplanmadan dosya bilirkişiye tevdi edildiği gibi delilleri toplanmadan dosya hakkında hüküm kurulduğunu, dava dilekçesinin delil kısmında davalı tarafın ticari defter ve kayıtları yer aldığını, başta ” yevmiye defteri” ve “muavin defter” ile “mizan” olmak üzere davalının kendi kayıtları ile müvekkilin alacağı sabit olduğunu, ancak ne var ki davalı taraf bu defterleri dosyaya sunmadığı gibi, her ne kadar kendisine yerinde inceleme yetkisi verilmiş olsa da sayın bilirkişi de incelemeyi yapmadığını ve gerçekleştirdikleri itirazları reddedilerek maddi gerçeğin araştırılmasına son verilerek dosya karara çıkarıldığını, öte yandan talepleri aksine iş bankasından sadece 2018 senesine ait kayıtlar dosyaya kazandırıldığını, halbuki her ne kadar sayın mahkeme gerekçeli kararında dekont olmadığını belirtmişse de talep ettikleri şekilde 2014-2018 senelerine dair talep ettikleri muhtelif banka kayıtları için müzekkere yazılmadığını, gelen eksik müzekkere cevaplarının tamamlatılması taraflarınca talep edilmesine karşın, eksik bilgi ve belgeyle yetinildiğini, sonrasında da ” bu dönemlere ilişkin kayıt olmadığından” şeklinde gerekçe hazırlandığını, talep edilen delilleri toplanmazsa bu konuda delilin dosyada olamaması doğaldır ve bu durum usul ve yasaya da aykırı olduğunu, garanti bankasına yazılan müzekkere cevabı 25/02/2021 tarihli celse zaptıyla tespit edildiğini, …’dan herhangi bir cevap yazısı gelmemişken, dosya bunlardan önce rapora gönderildiğini, yani eksik delille eksik bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bilirkişi raporu eksik incelemeye dayalı olduğunu, denetime de elverişli olmadığını, o dekontlar da talepleri gibi tam getirtilmediğini, yerel mahkeme tarafından yerinde inceleme yetkisi verilmiş olmasına rağmen sayın bilirkişinin yerinde inceleme yapılmamış olması, ticari defterlerin dosyaya sunulmadığı ve incelemesinin gerçekleştirilmediğini, taraflarınca davalının önceki muhasebecisi ve mali müşaviri …’un duruşmaya davet edilmesi talep edilmiş olmasına rağmen gerçekleştirilmediğini usul ve yasaya aykırılık teşkil etmenin ötesinde adil yargılanma hakkının ihlaline sebep olduğunu, bilirkişi deliller ve kayıtlar tam olarak toplanmadan dosyayı teslim aldığını, kendisi de görevlendirilmesine rağmen yerinde inceleme yapmadığını, incelemesi ve buna bağlı olarak da değerlendirmeleri eksik ve hatalıdır.rapor kendi içerisinde çelişkili olduğunu, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mevcut delillerde ve vergi dairesine verilmiş beyannamelerde tutarlı olarak davacının şirketten alacaklı olduğu raporda önce tespit ve tevsik edildiğini, buna karşın raporun sonuç kısmında bu alacaklar yok sayıldığını, ek rapor aldırılarak rapora karşı itirazlarınını karşılanmadığını, deliller tam toplanmadan dosyanın rapora gönderildiğini, bilir kişi de yerinde inceleme veya defter incelemesi yapmadan rapor hazırladığını, hem bu eksiklikler hem de rapordaki çelişkilere dair itirazları üzerine, bu itirazları karşılanmadan, ek veya yeni rapor alınmadan dosya eksik inceleme ve eksik delillerle karara çıkartıldığını, dosyada mübrez davalı şirket mizanında 31/12/2017 tarihi itibariyle; güncel ortaklara borç durumunda şirketin ortaklarından davacı müvekkil …’a 384.202,82 tl borçları bulunmadığını, benzer durum 2018 senesi içerisinde de devam ettiğini ve davalı tarafından bazı dönemlerde müvekkilin borç para göndermesi talep edildiğini, bu taleplerin de bir kısmının yerine getirilmediğini ve banka aracılığı ile yapılan transferler neticesinde davalı şirkete ilave olarak 87.262 tl daha borç olarak verildiğini, doğrudan davalının hesaplarına veya temsilcileri vasıtasıyla davalı uhdesine verilen bu iki borç kaleminin (mizanda görünen 384.202,82 tl + mizan sonrasında bankadan doğrudan davalıya gönderilen 87.262 tl) miktarlarının toplamı olarak 471.464,82 tl, … tarafından davalı şirkete borç olarak verildiğini, bu miktarın şirket ortaklığından çıktıktan sonra dahi kendisine ödenmediğinden, alacağını tahsil etmek için müvekkili tarafından davaya konu Ankara 14. İcra Dairesinin 2018/9547 sayılı takibi ikame edildiğini, ancak borcu ödemeyen davalı şirket, kendi kayıtları ve banka dekontlarıyla sabit olmasına karşın söz konusu takibe haksız şekilde itiraz ederek borcu reddettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin eski ortağı olan davacının şirketten olan alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 14. İcra Dairesi 2018/9547 takip sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine 384.202,82 TL asıl alacak 87.262,80 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 471.464,82 TL’nin tahsiline yönelik ilamsız icra takibi yapıldığı, takibe davalının yasal süresinde itiraz ettiği ve davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında mali müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle, davalı şirket sermayesinin 2014/2015/2016/2017/2018 yılları beyannamesinde 250.000,00TL olduğu tamamın ödenmiş olduğu, davacının 2014 Kurumlar Vergi Beyannamesinde 331 Ortaklar Borçlar hesabında 200.022,25 TL bulunduğu davacının 98.445,00 TL gönderildiği iddia ettiği 89.450,00 TL kısmı ile ilgili dosya içerisinde bilgi, tesvik edici belge (Banka dekontu) bulunmadığı 89.450,00 TL davacının alacağının bulunmadığı, 8.995,00 TL Havale gönderildiği davacının 8.995,00 TL kısmı yönünden alacaklı olduğu, 2015 yılı Kurumlar Vergi Beyannamesinde 331 Ortaklar Borç Hesabında 386.624,57 TL bulunduğu davacı 2015 yılında 204.071,42 TL gönderdiği iddia ettiği para ile ilgili dosya içerisinde alacağın dayanağı olan bilgi, belge (banka dekontu vb.) bulunmadığı, 2015 yılından davacının alacağının bulunmadığı, 2016 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi 293.608,44 TL 331 Ortaklar Borçlar Hesabında bulunduğu davacı 2016 yılında 9.447,00 TL gönderdiğini iddia ettiği para ile ilgili dosya içerisinde alacağın dayanağı olan bilgi, belge, (banka dekont vb.) bulunmadığı 2016 yılından davacının alacağının bulunmadığı, 2017 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde 331 Ortaklara Borçlar Hesabında 408.050,32 bulunduğu davacı 2017 Yılında 81.000,00 TL gönderdiğini iddia ettiği para ile ilgili bilgi, belge, (banka dekontu vb. ) bulunmadığı 2017 yılında davacının alacağın bulunmadığı, 2018 Yılı Kurumlar Vergisi beyannamesinde 331 Ortaklar Borçlar hesabında 728.429,65 TL bulunduğu davacı 2018 Yılında 87.262,00 TL banka dekontları ile davalı şirkete para gönderdiği davacının davalı şirketten 87.262,00 TL alacaklı olduğu, davacının, davalı şirkete 2014 /2015/2016/2017/2018 yıllarında (98.445,00+204.071,42+9.447,00+81.000,00+ 87.262,00)=480.225,42 TL para gönderdiğini iddia ettiği 383.968,42 TL kısmı ile ilgili dosya içerisinde alacağını kanıtlayan bilgi, belge banka dekontu vb. belgenin bulunmadığından alacağı olmadığı, 96.257,00 TL kısmı ile ile ile ilgili dosya içerisinde alacağını kanıtlayan banka dekontu bulunduğu 96.257,00 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
Ticaret Sicil Gazetesinin incelenmesinde, davacının 08 Ağustos 2018 tarihinde davalı şirkette bulunan 1500 Pay karşılığı 150.000.00 TL pay tutarını … devir ettiği anlaşılmıştır.
Davacının, eski davalı şirketteki hisselerin tamamını dava tarihinden önce, 08/08/2018 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satarak devrettiği, dava tarihi itibarıyla ise davalı şirketin ortağı olmadığı dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan davalı şirketten 384.202,82 TL asıl alacak 87.262,80 TL İşlenmiş faiz olmak üzere toplam 471.464,82 TL alacağı bulunduğunu, buna ilişkin banka ve vergi dairesi kayıtları olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 21.03.2019 havale tarihli dilekçesi ile delillerini bildirdiği, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayandığı,mahkemece 30.05.2019 tarihli celsede davalı şirkete ihtarlı davetiye çıkartılarak “2014-2015 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine esas olmak üzere sunması, sunamadığı taktirde yerini bildirmesi, aksi taktirde defter ibrazından kaçınmış sayılacağı, davacı tarafından sunulan belgeler ile yetinileceğinin ihtaratına”dair ara karar verildiği,davalı şirkete bu ihtarın 22.06.2019 tarihinde Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiği davalı şirket tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı ve nerede olduğunun bildirilmediği davacı vekilinin 31.05.2019 tarihli dilekçesi ile davalı defter ve kayıtlarının “…” adresinde bulunduğunu bu adreste de inceleme yapma yetkisinin bilirkişiye verilmesini talep ettiği, mahkemece yazılan müzekkerelere… ve … tarafından cevap verilmiş ise de, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirttiği 2014-2018 yılları arasındaki … kayıtları getirtilmeden ve davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmeden davacının yeniden müzekkere yazılması ve bilirkişiden ek rapor aldırılması talepleri reddedilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
22/07/2020 tarih ve 7251 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 35.maddesi ile yapılan değişik HMK’nun 353/1.a-6 maddesi ise “Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” hükmünü içermektedir.
Bu durumda mahkemece,davacının tüm delilleri toplanarak temin edilerek banka kayıtları ve davalı şirket kayıtları üzerinden inceleme yaptırılarak, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönde bir araştırma yapılmaksızın ayrıca davacının yemin deliline dayandığı da dikkate alınmaksızın ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabileek ölçüde önemli olan belirtilen delilin toplanmadan eksik inceleme sonucu yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli nitelikteki delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.04.2021 tarih ve 2018/613Esas 2021/377 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/09/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.