Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1080 E. 2023/850 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

.
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :.
ÜYE : .
ÜYE : .
KATİP : .

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI :….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ :01/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraflar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki ancak davalı sigorta şirketine de … Sigortalı … plakalı aracın 18.09.2019 tarihinde karışmış olduğu trafik kazasında … derecesinde hasara uğramış olduğunu ve bu hususta … Sulh Hukuk Mahkemesince yaptırılan tespitle, sigorta değeri 66.117,00 TL olan aracın hurda/sovtaj değerinin 29.000,00 TL, hasarsız piyasa rayiç değerinin 64.000,00 TL olarak belirlenerek nihai hasar tutarının aradaki fark olmakla 35.000,00 TL olarak belirlenmiş olunduğu ve yine bu süreçte aracın sovtaj ederi de dikkate alınarak aracın satılmış olunduğu ve yargılama giderleri, harç giderleri tespit masrafı ile birlikte 36.000,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden talep edildiğini ancak davalının talep edilen bedeli ödememesi üzerinde icra takibinin başlatıldığını ve davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu belirtilerek, yapılan haksız itirazın iptali ile 36.000,00 TL üzerinden takibin devamına ve de %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi dava ve talep edilmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından hasarın oluşu ve somut olay arasındaki uyumsuzluk ihtimaline dayalı olarak dosyanın tarafsız araştırma ekibine tevdi edildiğini ve bu bağlamda alınan eksper raporu ve araştırma raporu sonuç kısmında; olayın meydana geldiği yer olay, hasar ve beyanlarla uyumlu olduğunu, kazanın oluş saati dikkate alındığında sigortalı araçta bulunan …’nin 05.59 da 0,28 … olarak ölçülen değere … formülü ile 54 dakika için 14 … ilave edildiğinde 0,42 … sonucunun çıkmakta olduğunu, aynı şekilde …’ın da 05:53’de 0,34 … olarak ölçülen değere yine … formülü ile 48 dakika için 12 … ilave edildiğinde 0,46 … sonucunun çıkmakta olduğu ve yasal sınırlar içerisinde kalmakta olduğunu, sigortalı araçta bulunan …’ın bir yıl içerisinde sigortalı araç ile almış olduğu trafik cezaları, aracı sadece … kullanıyor sonucu vermese de, yoğun bir şekilde kullandığını göstermekle, kaza esnasında da sigortalı aracı kullanıyor olması ihtimalini yükseltmekte olduğunu, … tarafından KTT.na eklenen sürücü değişikliğine ilişkin notuna ilave olarak karsı araç sürücüsü …’in kolluk tarafından imzalanan resmi ifade tutanağı ve sahsı aynı hususu destekleyen imzalı beyanı nedeni ile belgeli olumsuz olarak değerlendirildiği, bu araştırma raporu neticesinde de araçta sürücü değişikliği bulunduğundan dolayı ve sigortalı “beyan yükümlülüğüne aykırı” davrandığından dolayı davalı sigorta şirketince davacıya ödeme yapılmasının uygun bulunmadığını, ayrıca kaza tutanağında da sürücü değişikliğinin mevcut olduğunun kolluk kuvvetlerince de anlaşılarak kayda alınmış olunduğunu, dolayısıyla rizikonun sigorta teminatı kapsamında olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafından ileri sürülen rayiç bedelin yüksek, sovtaj bedelinin ise düşük olarak gösterilmiş olunduğunu, buna ilişkin olarak davalı sigorta şirketince sovtaj ihalesinin açılarak tekliflerin alındığı ve buna göre en yüksek teklifin kdv dahil 35.261,00 TL olduğunu, farazi olmayan özel rapora göre araç hasarsız değerinin 50.750,00 TL, sovtaj değerinin de 35.261,00 TL olduğunu, dolayısıyla bu değerlerin dikkate alınması gerektiğini, poliçedeki muafiyetin dikkate alınması gerektiğini, anlaşmalı cam servisi dışında onarılan cam hasarlarında 200,00 TL’den az olmamak üzere hasar tutarı üzerinden %20 oranında muafiyet uygulanacağını, … ile anlaşması olmayan … Yetkili Servislere gidilmesi durumunda, hasar bedeli üzerinden %25 tenzili muafiyet uygulanacağını, onarımın yapılacağı ilde … … bulunmaması durumunda muafiyet uygulanmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı haksız davanın reddi, olay yeri kamera görüntülerinin celbi ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; olay tarihi olan 18/09/2019 tarihinde gece vakti saat 05.10 civarında trafik işaret levhasında aydınlatmanın olmadığı yerleşim yeri içi, 50 km/h hız limitlik, üç şeritli bölünmüş tek yönlü asfalt cadde yolda açık hava ve kuru zeminde iki araçlı ve yandan çarpışma şeklinde trafik kazası meydana geldiği, sürücü olduğunu beyan eden …’nin idaresindeki … plakalı aracın … Bulvarı … istikametinden gelip, … istikametine doğru sol şeritte seyri sırasında olay yerinde direksiyon hakimiyetini kaybederek sağında orta şeritte aynı istikamete doğru seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı otobüsün sol yan orta kısımlarına çarptıktan sonra savrularak … plakalı otobüse tekrar çarpması şeklinde kazanın oluştuğu, bilirkişi raporu kapsamına göre davacı şirket adına kayıtlı aracın sürücüsü olduğunu beyan eden … ile sürücü olduğu iddia edilen … isimli kişinin geçerli ehliyet belgelerine sahip oldukları, yapılan ölçümlere göre kandaki alkol oranlarının 0,50 … altında bulunduğu, yasal sınırın altında kaldığı, meydana gelen kazada davacı şirket araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olup, dava dışı … ait otobüs sürücüsünün kusursuz olduğu, her ne kadar davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ait … plakalı araçta sürücü değişikliği yapıldığı belirtilerek rizikonun … teminatı kapsamında olmadığı belirtilmiş ise de; sürücü değişikliği yapıldığının somut olarak kanıtlanamadığı gibi bir an için doğru olduğu kabul edilse dahi adı geçen … ve … isimli kişilerin kaza sırasında yeterli sürücü belgesine sahip olup, yasal sınırın altında alkollü oldukları dikkate alındığında, rizikonun teminat kapsamında olduğu ve davalı sigortanın tazminat sorumluluğu bulunduğu kanaatine varıldığından, bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamalar doğrultusunda davacıya ait aracın … total durumunda ve hasar tutarının 31.250,00 TL olarak hesaplanmış olmasına göre bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle dava dilekçesinde talepleri arasında olan yaklaşık 1.000,00 TL tutarındaki tespit davası masrafı dikkate alınmadığını, dava sonunda haksız çıkan davalı yanın bizzat sebebiyet verdiği yargılama masrafları arasında olan tespit masraflarının da taraflarına ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, bu husus bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını, icra inkar tazminatı alacağın likit olduğu kısım üzerinden hesaplanması gerektiğini, davalı yanın haksız olduğunu, ödeme yapmamak için hiç bir muhik neden ileri sürmediğinin açık olduğunu, haksız olduğunu bildiği halde borcun tamamına itiraz ettiğini, taraflarına inkar tazminatı ödemesi gerektiğini, bizzat dava öncesi … Asliye Hukuk Mahkemesi – 2019/16 D.İş Dosyasından alınan bilirkişi incelemesi neticesinde aracın tespit tarihindeki değeri 64.000,00 TL olarak belirlendiğni, sovtaj bedeli 29.000,00 TL olarak belirlendiğini ve aradaki fark olan 35.000,00 TL için işbu dava ikame edildiğini, akabinde araç sovtaj bedeli 29.000,00 TL olmasına rağmen 28.500,00 TL’ye satıldığını, buna rağmen dava açılırken sovtaj bedeli 29.000,00 TL olarak dikkate alınmadığını, mahkeme tarafından alındırılan bilirkişi raporunda ise aracın kazasız değeri 65.000,00 TL olarak belirlendiğini, sovtaj bedeli ise dava öncesi alınan raporda geçen 29.000,00 TL olmasına rağmen 33.750,00 TL olarak belirlendiğini, aracın sovtaj değerinin, mahkeme tarafından alınan raporda 4.750,00 TL gibi ciddi ve yüksek bir fark ile hesaplandığını, bu farkın neden kaynaklandığının mutlaka açıklanması gerektiğini, nitekim mahkeme öncesi alınan bilirkişi raporunda da aracın sovtaj değerine esas olabilecek deliller sunulduğunu, nitekim araç da sovtaj bedelinin altında satılmak zorunda kalındığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının tetkiki ile ortadan kaldırılmasına veya istemleri gibi yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;hükme esas alınan bilirkişi raporu, poliçe ve klozlarının değerlendirilmesi yönünden hatalı olduğunu, esasen poliçenin ve klozlarının değerlendirilmesinin hukuki bir konu olduğundan, bilirkişinin değerlendirme görev ve yetki alanı dışında olduğunu, kaza tespit tutanağına göre sürücü değişikliği mevcut olup kolluk kuvvetlerince de bu husus tespit edilerek kayda alındığını, kaza tespit tutanağına eklenen sürücü değişikliği notuna ilave olarak karşı araç sürücüsü …’in de sürücü değişikliğine ilişkin imzalı beyanı bulunduğunu, bu nedenle sürücü değişikliğine ilişkin herhangi bir çelişki mevcut olmadığını, müvekkili şirket tarafından açılan ilgili hasar dosyasında yapılan inceleme neticesinde hasarın oluşu ve somut olay arasındaki uyumsuzluk ihtimaline dayalı olarak dosya, tarafsız araştırma ekibine tevdi edildiğini, araştırma raporu dosyaya sunulmuş olmasına rağmen hatalı ve eksik değerlendirme yapıldığını, araştırma raporu ve kaza tespit tutanağına göre araçta sürücü değişikliği bulunduğundan ve sigortalı “beyan yükümlülüğüne aykırı” davrandığından müvekkili sigorta şirketince ödeme yapılması uygun bulunmadığını, dava konusu talepler poliçe teminatında olmadığını, ayrıca sigortalı araç sürücüsü, TTK ve kara araçları … sigortası genel şartları kapsamında rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediğini, başvuranın iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu, sanki riziko teminatı içindeymiş gibi ihbar ettiği somut delillerle kanıtlandığından, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçtiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; bilirkişi raporunda; ne hasarlanan parçaların dökümü yapıldığını, ne aracın …, model, renk, ekstra özellikleri, donanım seviyesi, kilometresi, eski kazalarının bulunup bulunmadığı hususlarının; ne de davacı yan tarafından sunulan faturanın araçta meydana geldiği ileri sürülen hasarla uyumlu olup olmadığı hususlarının irdelenmediğini, rapora rayiç bedel yüksek, sovtaj bedelinin ise düşük gösterildiğini, poliçedeki muafiyetlerin de dikkate alınması gerektiğini, davacı yan tarafından yapılan başvuruda, talep edilen evraklar gönderilmeden temerrüt gerçekleşmeyeceği gözetilerek, davacı yanın faiz taleplerinin reddi gerektiğini, üstelik avans faizine hükmedilmesi de hatalı olduğunu, bu nedenlerle, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, itirazları gereği davanın reddine karar verilmesini yahut itirazlarının dikkate alınarak yeni bir değerlendirme yapılmasını ve buna göre karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; … sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… sigortalı aracın hasarlı fotoğrafları, … sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2019/14815 sayılı takip dosyası, sigortalı araç ruhsatı, kaza tespit tutanağı, yargılama aşamasında makine mühendisi, , sigorta hesap uzmanı bilirkişi heyetinden alınan rapor, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/16 D.İş.dosyasında alınan tespit raporu,sürücünün yazılı beyanı dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2019/14815 sayılı icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 66.117,00 TL alacağın tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe konu borca itiraz ettiği, itirazın 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapıldığı, davacı alacaklı vekiline itirazın tebliğ edilmediği, iş bu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 23/12/2019 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Dosya içerisinde yer alan alkol tespit tutanağına göre sürücü … ile davalı sigorta şirketinin sürücü olduğunu iddia ettiği …’ın alkol durumunun 0,50 … altında olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafından davalı şirkete yapılan başvuru 15.10.2019 tarihinde reddedilmiştir.
Sigortalı araç sürücüsü … emniyet ifadesinde,davacı şirkete ait aracı kendisinin kullandığını,arkadaşı …’ın sağ yolcu koltuğunda oturduğunu beyan etmiş,sürücü olduğu davalı sigorta şirketince iddia edilen dava dışı … emniyette verdiği ifadesinde aracı arkadaşı … kullandığını kendisinin sağ ön yolcu koltuğunda oturduğunu beyan etmiş,kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü … ise aracı …’ın kullandığını belirtmiştir.
Trafik kazası tespit tutanağına göre kazanın 18.09.2019 tarihinde saat 05:10 civarında, trafik işaret levhası ve aydınlatmanın olmadığı yerleşim yeri içi, 50 km/h hız limitli, 3 şeritli bölünmüş tek yönlü asfalt cadde yolda, gece vakti açık hava ve kuru zeminde, 2 araçlı ve yan yana çarpışma şeklinde meydana geldiği,sürücü olduğunu beyan eden …’nin idaresindeki … plakalı otomobiliyle … Bulvarında … istikametinden gelip … istikametine doğru doğru sol şeritte seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu,orta şeritte aynı istikamete giden otobüs sürücüsü … idaresindeki … plakalı otobüsün sol yan orta kısımlarına çarptıktan sonra savrularak kendi aracının sağ arka köşe kısımlarını yine … plakalı otobüse çarparak duruşa geçtiği kazada, … plakalı Otomobil sürücüsü …’nin meydana gelen kazada 2918 sayılı KTK.nun 52/b. maddesi kural ihlali yaptığı,… plakalı otobüs sürücüsü …’in ise meydana gelen kazanın oluşumunda kural ihlalinin olmadığı,tutanakta not olarak sürücü …’in, otobüse çarpan … plakalı aracın … tarafından kullanıldığı belirtilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporunda,davacıya ait … plakalı otomobil sürücüsü …/…’ın meydana gelen kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK.nun 52/b ve 84/g-j maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %100 oranında kusurlu olduğu, … ait … plakalı otobüs sürücüsü …’in meydana gelen kazanın oluşumunda izafe edilecek herhangi bir kural ihlali olmamakla kusursuz olduğu,davalı sigorta şirketi tarafından, davacıya ait … plakalı araçta sürücü değişikliği yapıldığı belirtilerek rizikonun … teminatı kapsamında olmadığı belirtilmekle birlikte, sürücü değişikliği yapıldığı somut olarak kanıtlanmadığı gibi doğru olduğu kabul edilse dahi adı geçen … ve …’ın kaza esnasında yeterli sürücü belgesine sahip oldukları gibi yasal sınır olan 0,50 … üzerinde alkollü olmadıkları da anlaşılmakla, rizikonun teminat kapsamında olmakla, davalı sigorta şirketi tazminat sorumluluğunun bulunduğu,davacıya ait … plakalı aracın … durumunda ve hasar tutarının da 31.250,00 TL olduğu, davanın konusu olan Ankara 14. lcra … sayılı dosyasında takip konusu yapılan meblağ daha fazla olmasına karşın işbu davada talep konusu yapılan meblağın 36.000,00TL olup salt araç hasar talebi olarak takip ve dava konusu yapıldığı yönünde tespit edilmiştir.
Davalı sigorta şirketince yaptırılan araştırma raporunda,olayın meydana geldiği yer olay, hasar ve beyanlarla uyumlu olduğu,kazanın oluş saati dikkate alındığında sigortalı araçta bulunan …’nin 05.59 da 0,28 … olarak ölçülen değere … formülü ile 54 dakika için 14 … ilave edildiğinde 0,42 … sonucunun çıkmakta olduğu, aynı şekilde …’ın da 05:53’de 0,34 … olarak ölçülen değere yine … formülü ile 48 dakika için 12 … ilave edildiğinde 0,46 … sonucunun çıktığı ve yasal sınırlar içerisinde kaldığı,sigortalı araçta bulunan …’ın bir yıl içerisinde sigortalı araç ile almış olduğu trafik cezaları, aracı sadece … kullanıyor sonucu vermese de, yoğun bir şekilde kullandığını göstermekle, kaza esnasında da sigortalı aracı kullanıyor olması ihtimalini yükseltmekte olduğu,… tarafından KTT.na eklenen sürücü değişikliğine ilişkin notuna ilave olarak, sürücüsü …’in kolluk tarafından alınan resmi ifade tutanağı ve şahsın imzalı beyanı doğrultusunda belgeli olumsuz olarak değerlendirildiği görülmüştür.
Davacı yan … sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığını, davalı sigorta şirketinin hasar bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise sigortalı araçta sürücü değişikliği olabileceğini, araç sürücüsünün kimliği hususunda şüphe bulunduğunu, sigortalının doğru beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının aracının davalı tarafından … sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı, dava konusu kazanın sigorta poliçesinin geçerlilik süresi içeresinde meydana geldiği, sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığı, hasar bedelinin davalı tarafından davacı sigortalıya ödenmediği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, meydana gelen trafik kazasında araçta sürücü değişikliği olup olmadığı, hasarın … sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunup bulunmadığı, davacının hasar bedelini davalıdan talep edip edemeyeceği, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, 6102 sayılı TTK’nun 1421. maddesinde, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu, anılan yasanın 1409. maddesinde, sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükünün sigortacıya ait olduğu düzenlenmiştir.
Davalı yan cevap dilekçesinde ve aşamalarda davacı sigortalının doğru beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sürücü değişikliği şüphesi bulunduğunu, hasar bedelinin … sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığını savunmuştur.

Anılan savunma karşısında somut uyuşmazlıkta, ispat külfeti davalı sigorta şirketi üzerinde olup, davalı yan dava konusu hasar bedelinin … sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, davacının doğru ihbar yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sigortalı araçta sürücü değişikliği olduğunu, usulüne uygun delillerle ispatlamakla yükümlüdür.
30.11.2019 tarihli cd izleme tutanağı’nda; 13.09.2010 tarih saat 05:08:50 sıralarında … istikametinden … istikametine doğru seyir halinde olan … Otobüsünün kendi şeridinde seyir ettiği esnada arkasından gelen binek aracın zik zak çizerek geldiği ve kontrolünü kaybederek … otobüsünün arka sol kısmından çarptığı, … otobüsü ve aracın daha sonra sabit konuma geçtiği,binek araçtan inen iki şahıstan sürücü kısmından inen şahsın aracın ön kısmından sağ kısma, sağ kısımdan inen şahsın aracın arka kısmından sol kısmına geçtiği ve sol kısımdan inen şahsın aracın sol ön şoför kısmından aracın içine oturduğunun görüldüğü tespit edilmiş ise de, alkol tespit tutanağında sürücü … ile davalı sigorta şirketinin sürücü olduğunu iddia ettiği …’ın alkol durumunun 0,50 … altında olduğu anlaşıldığından … ve …’ın kaza esnasında yeterli sürücü belgesine sahip oldukları gibi yasal sınır olan 0,50 … üzerinde alkollü olmadıkları da anlaşılmakla, rizikonun teminat kapsamında olduğu anlaşıldığından yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporunun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekilinin avans faizi işletilemeyeceğine yönelik istinaf itirazı incelendiğinde; davacı yan dava konusu icra takibinde % 18,25 oranında temerrüt faizi işletilmesini talep etmiş, mahkemece takip tarihinden itibaren hüküm altına alınan asıl alacağa avans faizi işletilmesine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK’da düzenlenen ve mutlak ticari işlerden olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece hüküm altına alınan tazminata avans faizi işletilmesine karar verilmesi de usul ve yasaya uygundur (Emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2013 tarih ve 2013/10862 Esas 2013/13042 Karar).
Davacı vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde,davacı vekili … Asliye Hukuk Mahkemesi – 2019/16 D.İş dosyasından alınan bilirkişi incelemesi neticesinde aracın tespit tarihindeki değeri 64.000,00 TL olarak sovtaj bedelinin ise 29.000,00 TL olarak belirlendiğini,akabinde araç sovtaj bedeli 29.000,00 TL olmasına rağmen 28.500,00 TL’ye satıldığını bilirkişi raporunda ise aracın kazasız değerinin 65.000,00 TL, sovtaj bedelinin ise 33.750,00 TL olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu belirtmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda aracın sovtaj değeri hususunda kapalı teklif usulü ihale ile piyasadan alınan en yüksek değer olan 33.750,00 TL değerinin esas alınması gerektiği,keza bu değerin gerçek rekabetçi piyasa değerini yansıttığı kabul edilerek … durumundaki araç hasar tutarının, aracın kaza öncesi hasarsız değeri ile hasarlı haldeki sovtaj değeri arasındaki fark olmakla, aracın kaza öncesi hasarsız değeri 65.000,00 TL aracın hasarlı haldeki sovtaj değeri 33.750,00 TL kabul edilerek hasar tutarının 31.250,00 TL olduğunun tespitinde ve bu tespiti esas alarak mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf itirazına gelindiğinde, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibi sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin tahsili talebiyle başlatılmıştır. İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca icra takibine itirazın haksız olduğunun anlaşılması durumunda borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerecektir. Likit alacak ise bilinebilir, hesaplanabilir alacak niteliğindedir. Dava konusu icra takip talebi ile davalı borçludan tahsili talep edilen alacak sigortalı araçta meydana gelen gerçek hasar bedelidir. Araçta oluşan gerçek hasar bedeli ise, takip tarihi itibarıyla bilinebilir ve hesaplanabilir alacak niteliğinde olmayıp, yargılama ve istinaf aşamasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, takip konusu alacağın likit, bir başka deyişle bilinebilir ve hesaplanabilir nitelikte olmadığı gözetilerek davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin hüküm altına alınmayan delil tespit masraflarına yönelik istinaf itirazının incelenmesinde,
Yargılama aşamasında … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/775 esas sayılı dosyasında davacının delil tespit dosyası nedeniyle 20,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet ücreti, 73,10 TL peşin nispi harç, 900,10 TL posta, tebligat, bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1000,00 TL yargılama gideri yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde delil tespit masraflarını da müddeabihe dahil ederek 1.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş ise de, delil tespiti masrafının yargılama giderleri arasında bulunduğu anlaşıldığından delil tespiti masrafının yargılama giderleri arasında tahsiline karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun delil tespiti masrafı yönünden kabulüne diğer istinaf nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 2.134,69 TL harçtan peşin alınan 534,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.600,69 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2021 tarih 2019/725 Esas 2021/119 Karar sayılı kararının tespit masrafı yönünden KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Ankara 14 İcra Müd.’nün 2019/14815 sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin, 31.250,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Asıl alacağa (31.250,00 TL) takip tarihinden geçerli olmak ve yıllık %18,25 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine,
6-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine,
7-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 2.134,69 TL harçtan peşin alınan 284,20 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 330,59 TL mahsubu ile bakiye 1.519,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 284,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 239,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1.145,83 TL’sinin davalıdan, 174,17 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 83,50 TL posta ve tebligat gideri ve 1.000,00 TL delil tespiti masrafı olmak üzere toplam 2.683,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.329,43 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
14-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta ve tebligat gideri olarak yapılan 80,00 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranı gözetilerek hesaplanan 69,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 01/06/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.