Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1065 E. 2023/1653 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1065 Esas 2023/1653 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1065
KARAR NO : 2023/1653

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI :2020/85 Esas 2021/388Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2023

Taraflar arasındaki bankacılık işlemlerinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın müşterilerinden ….Ltd.Ştiye 13.11.2015 tarihli 500.000 TL bedelli krediler kullandırıldığını, sözleşmelerden doğan borcun ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından akit firma ve kefillere ihtarname keşide edilerek, ilgili hesapların kat edildiğinin bildirildiğini, borcun ihtarnameye rağmen ödenmemesi üzerine firma ve kefiller aleyhine Eskişehir 5.İcra Müdürlüğünün 2019/12856 E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, ancak davalı tarafından takibe ve takip talebinde belirtilen borçların tamamına itiraz edildiğini, davalı-borçlunun takibe konu borca yönelik itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davalı-borçlu vekili tarafından Eskişehir 5.İcra Müdürlüğünün 2019/12856 E sayılı dosyasına yönelik haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin, takip talebindeki şekliyle devamına, davalı-borçlu aleyhine itiraz edilen alacağın %20sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin takipte yer alan borçlu şirket ….Ltd.Şti’nin eski ortağı olduğunu, müvekkilinin şirketin ortağı olduğu dönemde şirketin mali yapısı düzgün olduğunu, şirket ortağı olması nedeniyle kefil sıfatıyla birtakım sözleşmeler imzaladığını, müvekkilinin ortaklıktan ayrıldıktan sonra limit arttırım söz konusu ise şahsi kefil olarak ayrıca bir rızasının olup olmadığı büyük önem arz etmekle beraber bu hususların araştırılması neticesinde kredi ödeme sorumluluğunun olmadığını bu nedenle müvekkiline karşı başlatılan takibin haksız olduğunun görüleceğini belirterek, davacı tarafın haksız ve kötü niyetle açtığı işbu davanın reddine, dayanaktan yoksun ve haksız olarak başlatılan icra takibi nedeniyle öncelikle talep edilen miktar üzerinden, aksi kanaatte olunması halinde müvekkilinden haksız olarak talep edilen miktar üzerinden davacı taraf aleyhine %20den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti arasında 13.11.2015 tarihinde 500.000,00-TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, davalı …’un Genel Kredi sözleşmesini 10 yıl süre ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, davalının dava dışı asıl borçlu şirketteki hisselerini Eskişehir 2.Noterliği 11.04.2016 tarih ve … numaralı Pay devri sözleşmesi ile …’e devrettiği, bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacı … ‘nin pay devri sözleşmesinden sonra dava dışı firma ile 13.11.2015 tarihli davalının imzası bulunan sözleşme dışında yeni sözleşme yapmadığı, sözleşme limitinin artırılmadığının bildirildiği, kefaletin sona ermesini düzenleyen TBK 598. maddesine göre ortağın ortaklıktan ayrılmasının kefaletin sona erdirilme nedeni olarak kabul edilmemesi ve davalının Genel Kredi Sözleşmesini 10 yıl süre ile müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olması sebebi ile davalının kefaletnamede imzasının bulunduğu, 13.11.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde imzasının olması nedeniyle verilen kredilerden kefalet limitlerine kadar olan meblağdan ve kendi temerrütleri oranında sorumlu olduğu, TBK 599. Maddesine göre gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefil alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir hükmüne göre davalının, davacı bankaya kefaletinin son bulduğuna dair herhangi bir yazılı bildirimde bulunmadığı, imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava dışı …Tic. Ltd. Şti ne Taksitli Ticari Kredi, Kredi Kartı, Ticari Artı para kredisi kullandırttığı, davacının 11.09.2019 tarihi itibariyle kredi hesaplarının kat edildiğini ihtaren bildirdiği, davalı müteselsil kefilin temerrüt başlangıç tarihinin 04.11.2019 takip tarihi olduğu, TTK 8. maddesine göre ticari işlerde faiz serbestçe belirlenebileceğinden TBK 88 ve 120.maddelerinde akdi ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların ticari işlerde uygulanamayacağı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama neticesinde davalının, davacıya taksitli kredilerden kaynaklı 45.765,76-TL Asıl Alacak; 1.032,02-TL işlemiş Faiz ve 51,60-TL BSMV ile 46.849,38-TL borçlu olduğu, ancak davacı bankanın takip talebinde 44.292,54-TL Asıl Alacak talep etmesi sebebi ile taleple bağlılık kuralına istinaden davalı müteselsil kefil …’un kullandırılan taksitli kredilerden kaynaklı davacı …’ye 44.292,54-TL Asıl Alacak; 1.032,02-TL İşlemiş Faiz ve 51,60-TL BSMV ile toplam 45.376,16-TL borçlu olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama neticesinde davalının davacı tarafından kullandırılan Kredi Kartından kaynaklı 39.282,99-TL Asıl Alacak; 1.230,86-TL işlemiş Faiz ve 61,54-TL BSMV ve 394,99-TL İhtar masrafı ile 40.970,38-TL borçlu olduğu, ancak davacı bankanın takip talebinde 37.511,51-TL Asıl Alacak talep etmesi sebebi ile taleple bağlılık kuralına istinaden davalının kredi kartından kaynaklı davacı …’ye 37.511,51-TL Asıl Alacak; 1.230,86-TL İşlemiş Faiz; 61,54-TL BSMV ve 394,99-TL İhtar Masrafı ile Toplam 39.198,90-TL borçlu olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama neticesinde davalının, davacının kullandırdığı KMH Kredisinden kaynaklı 10.519,08-TL Asıl Alacak; 329,60-TL işlemiş Faiz ve 16,48-TL BSMV ile 10.865,16-TL borçlu olduğu, ancak davacı bankanın takip talebinde 10.030,73-TL Asıl Alacak talep etmesi sebebi ile taleple bağlılık kuralına istinaden davalının kullandırılan 322628 numaralı KMH Kredisinden kaynaklı davacı …’ye 10.030,73-TL Asıl Alacak; 329,60-TL İşlemiş Faiz; 16,48-TL BSMV ile Toplam 10.376,81-TL borçlu olduğu,
toplamda davalının kullandırılan Taksitli Kredi, Kredi Kartı ve KMH Kredisi borcundan kaynaklı davacı …’ye 91.834,78-TL Asıl Alacak; 2.592,48-TL İşlemiş Faiz; 129,62-TL BSMV ve 394,99-TL İhtar Masrafı ile Toplam 94.951,87-TL borçlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının Eskişehir 5. İcra Müdürlüğünün 12856 E sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin; Taksitli kredilerden kaynaklı borç için 44.292,54 TL asıl alacak, 1.032,02 TL işlemiş faiz ve 51,60 TL bsmv olmak üzere toplam 45.376,16 TL üzerinden devamına, Kredi kartından kaynaklı borç için 37.511,51 TL asıl alacak, 1.230,86 TL işlemiş faiz, 61,54 TL bsmv ve 394,99 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 39198,90 TL üzerinden devamına, KMH kredisinden kaynaklı borç için 10.030,73 TL asıl alacak, 329,60 TL işlemiş faiz, 16,48 TL bsmv olmak üzere toplam 10.376,81 TL üzerinden devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20 sine karşılık gelen 18.366,95 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili … için … Tic. Ltd. Şti’nin eski ortağı olduğunu, söz konusu şirket ile aralarındaki ortaklık bağı resmi olarak 11.04.2016 tarihli … yevmiye numaralı şirket devir sözleşmesi ile sonlandırıldığını, müvekkili şirketin ortağı olduğu dönemde şirketin mali yapısının da düzgün olması sebebiyle kefil sıfatıyla bazı sözleşmeler imzaladığını, ilgili şirketin 14.05.2019 tarihinde sermaye artırımı talebinde bulunması bu durumu doğrular nitelikte olduğunu, müvekkilinin 11.04.2016 tarihinde diğer ortak … ile yaptığı pay devri sözleşmesinde tüm paylarını bütün aktif ve pasifiyle, hukuki ve mali yükümlülükleriyle …’e devrettiğini, bu durum 19.04.2016 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazatesi’nde ilan edildiğini, müvekkili bu kararın yayın tarihinden itibaren şirket ortağı olmayıp şirket borçlarından sorumluluk süresi de 19.06.2018 tarihi itibari ile dolduğunu, müvekkilinin şirket ortağı olduğu dönem ve ortaklıktan sonraki iki yılda borçların ödenmesinde herhangi bir aksaklık olmadığını, dosya kapsamında alınan 22.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda da “taksitli kredi için hesaplama son ödenen taksit tarihi 23.06.2019,… numaralı kredi kartı için son asgari tutarödeme tarihi 30.06.2019, … numaralı KMH kredisi için son faiz tahakkuk tarihi 31.07.2019” denilmek suretiyle ödemelerin müvekkilin ortaklığının bittiği süreçten sonraki dönemde aksadığının sabit olduğunu, müvekkili, şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra kendisine ödemelerin aksayıp aksamadığı hususunun tarafına bildirilmediğini, limit artırımı yapılması durumunda şahsi kefil olarak ayrıca rızasının alınmadığının da göz önüne alındığında müvekkilinin talep edilen borçtan sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin artık şirket ortağı olmayıp, şirket borçlarından sorumluluk süresi de dolduğunu, bu duruma istinaden müvekkilinin şirket borçlarından sorumlu tutulması hakkaniyete aykırı bir durum oluşacağını, müvekkiline, davacı tarafından hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini ve borcun sebeplerinin genel kredi sözleşmesini, ticari kredi kartı vekredili mevduat hesabı olduğu belirtildiğini, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda müvekkilinin yalnızca genel kredi sözleşmesi’nde imzasının bulunmasının ve süresiz kefil olması nedeniyle tüm borçtan sorumlu olduğuna dair hüküm kurulduğunu, kredi kartı başvuru sözleşmesi ve kredili mevduat hesabı için açıkça kefillik iradesi sorgulanmadığını, herhangi bir imza incelemesi yapılmadığını, hüküm kurulurken dahi bu durumdan bahsedilmediğini, davaya konu olay çerçevesinde müvekkilinin borcunun olduğunu kabul etmemekle birlikte yerel mahkemece hükmedilen edilen faiz miktarı usul ve yasaya aykırı olduğunu, asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamadığını, müvekkile gönderilen ihtarnamenin 16.09.2019 tarihinde “iade tanınmıyor” açıklaması ile tebliğ edilmeden iade edildiği görüleceğini, maddi gerçekle bağlantılı olmayan, gerek usulüne uygun tebligat yapılmamasına rağmen alacak talep edilmesi gerek her borç için ayrı imza ve kefillik iradesi sorgulaması yapılmadan müvekkilin sorumlu olmadığı borçtan sorumlu tutulması ve eksik inceleme neticesinde, usule hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak verildiğini, bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkemenin kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yöneltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava;genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, hesap ekstreleri Eskişehir 5.İcra Müdürlüğü’nün 2019/12856 takip sayılı dosyası vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Eskişehir 5. İcra Müdürlüğünün 2019/12856 sayılı takip dosyasının incelenmesinde;davacı banka tarafından davalı borçlu ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti ve … hakkında toplam 99.176,72 TL alacağa yönelik ilamsız takip yaptığı davalı borçlunun 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe konu borca itiraz ettiği, iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişi …’dan alınan raporda özetle;davacı … TAŞ. İle dava dışı asıl borçlu …Tic. LTD. ŞTİ. arasında 13.11.2015 tarihinde 500.000,00-TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı,davalı …’nun Genel Kredi sözleşmesini 10 yıl süre ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı davalının dava dışı asıl borçlu şirketteki hisselerini Eskişehir 2.Noterliği 11.04.2016 tarih ve … numaralı Pay devri sözleşmesi ile …’e devrettiği,davacı …’nin pay devri sözleşmesinden sonra dava dışı firma ile 13.11.2015 tarihli davalının imzası bulunan sözleşme dışında yeni sözleşme yapmadığı; sözleşme limitinin artırılmadığı taraflar arasında imzalanan Genel Kredi sözleşmesi Madde 3.5.2.1-“Banka ile Müteselsil kefiller ;Türk Borçlar Kanununun 582. Maddesi gereği Müteselsil kefaletin sözleşme sebebi ile doğmuş borçları kapsadığı gibi ,ileride doğması muhtemel borçları da kapsayacağı” hükmünce davalının ilgili sözleşmeyi 10 yıl süre ile müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olması sebebi ile davalı kefil kefalet imzasının bulunduğu, icra takibine dayanak olarak gösterilen ve icra dosyasına sunulan 13.11.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde imzasının olması nedeniyle verilen kredilerden kefalet limitlerine kadar olan meblağ’dan ve kendi temerrütleri oranında sorumlu olduğu,davacı bankanın Taksitli kredi için icra takibinde talep ettiği %29,52 temerrüt faizi oranında GKS Madde 2.-7 hükmüne göre ve Kredi kartı için talep ettiği %24,00 temerrüt faiz oranında 5411 sayılı kanun madde 144 hükmünce hata bulunmamaktadır. Ancak Ticari artı para talep edilen %38,40 Temerrüt faizi hatalı olmuştur. TCMB tarafından 5411 sayılıkanun kapsamında ilgili dönem için belirlenen azami gecikme faiz oranı %24,00 olduğu, davalı müteselsil kefil …’un davacı … ye …Tic. LTD. ŞTİ. firmasına kullandırılan Taksitli kredilerden kaynaklı 45.765,76-TL Asıl Alacak ;1.032,02-TL işlemiş Faiz ve 51,60-TL BSMV ile 46.849,38-TL borçlu olduğu ancak davacı bankanın takip talebinde 44.292,54-TL Asıl Alacak talep etmesi sebebi ile davalının (1.473,22-TL) menfaati doğrultusunda talebe bağlılık kuralına istinaden davalı müteselsil Kefil …’un …Tic. LTD. ŞTİ. firmasına kullandırılan Taksitli kredilerden kaynaklı davacı …’ye 44.292,54-TL Asıl Alacak ; 1.032,02-TL İşlemiş Faiz ve 51,60-TL BSMV ile Toplam 45.376,16-TL borçlu olduğu davalı müteselsil kefil …’un davacı … ye …Tic. LTD. ŞTİ. firmasına kullandırılan …. numaralı Kredi Kartından kaynaklı 39.282,99-TL Asıl Alacak ;1.230,86-TL işlemiş Faiz ve 61,54-TL BSMV ve 394,99-TL İhtar masrafı ile 40.970,38-TL borçlu olduğu,ancak davacı bankanın takip talebinde 37.511,51-TL Asıl Alacak talep etmesi sebebi ile davalının (1.771,48-TL) menfaati doğrultusunda talebe bağlılık kuralına istinaden davalı müteselsil Kefil …’un …Tic. LTD. ŞTİ. firmasına kullandırılan … numaralı Kredi kartından kaynaklı davacı …’ye 37.511,51-TL Asıl Alacak ; 1.230,86-TL İşlemiş Faiz ; 61,54-TL BSMV ve 394,99-TL İhtar Masrafı ile Toplam 39.198,90-TL borçlu olduğu, davalı müteselsil kefil …’un davacı … ye …Tic. LTD. ŞTİ. firmasına kullandırılan 322628 numaralı KMH Kredisinden kaynaklı 10.519,08-TL Asıl Alacak ;329,60-TL işlemiş Faiz ve 16,48-TL BSMV ile 10.865,16-TL borçlu olduğu ancak davacı bankanın takip talebinde 10.030,73-TL Asıl Alacak talep etmesi sebebi ile davalının (488,35-TL) menfaati doğrultusunda talebe bağlılık kuralına istinaden davalı müteselsil Kefil …’un …Tic. LTD. ŞTİ. firmasına kullandırılan … numaralı KMH Kredisinden kaynaklı davacı …’ye 10.030,73-TL Asıl Alacak ; 329,60-TL İşlemiş Faiz ; 16,48-TL BSMV ile Toplam 10.376,81-TL borçlu olduğu,toplamda davalı müteselsil Kefil …’un …Tic. LTD. ŞTİ. firmasına kullandırılan Taksitli Kredi, Kredi Kartı ve KMH Kredisi borcundan kaynaklı davacı …’ye 91.834,78-TL Asıl Alacak ; 2.592,48-TL İşlemiş Faiz ; 129,62-TL BSMV ve 394,99-TL İhtar Masrafı ile Toplam 94.951,87-TL borçlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesi,kredi kartı ve KMH kredisinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalının icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı …Tic. LTD. ŞTİ. arasında genel kredi sözleşmesi ile … Card sözleşmesi akdedildiği, davacı bankanın kredi hesabını kat ettiği, alacağın tahsili talebiyle dava konusu icra takibini başlattığı, davalının icra takibinde borca itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalının dava konusu icra takip dayanağı sözleşmesinde yer alan kefaletinin geçerli olup olmadığı, kefalet geçerli ise dava tarihi itibarıyle davacı bankanın alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı ve bu alacağın davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesinde müteselsil kefalete ilişkin düzenleme yapılmış olup adı geçen maddenin 1. fıkrası; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/11/2016 tarih 2016/12120 esas 2016/8556 karar sayılı emsal içtihadında da; “…borçlunun ifada gecikmesi tek başına yeterli olmayıp ifada gecikmiş olan borçluya ihtar gönderilmesi ve bunun da sonuçsuz kalması gerekmektedir. Ayrıca kanunda müteselsil kefile ihtar çekilmesi şartı aranmamaktadır. Müteselsil kefile ihtar çekilmesi, sadece onun takipten önce temerrüde düşürülmesi ile ilgili bir sorundur. Başka bir anlatımla, müteselsil kefil hakkında icra takibine girişilebilmesi için diğer koşulların yanında ayrıca müteselsil kefile de ihtar gönderilmesi gibi bir koşul yasada yer almamaktadır. Bu itibarla, hem asıl borçluya, hem de müteselsil kefile aynı anda ihtar gönderilip borçluya gönderilen ihtarın tebliğine rağmen verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine yasada belirtilen koşullar gerçekleşmiş olacağından bu durumda müteselsil kefil aleyhine takibe girişilebilecektir…” denilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 598. maddesinde; kefaletin sona ermesine ilişkin düzenleme yapılmıştır, hangi sebeple olursa olsun asıl borcun sona ermesi halinde kefilin de borcundan kurtulacağı, kefaletin sözleşmenin durmasından başlayarak 10 yılın geçmesi ile kendiliğinden ortadan kalkacağı belirtilmiştir. Ayrıca aynı yasanın 599. maddesinde; kefaletten dönmeye ilişkin düzenleme yapılmış olup, gelecekte doğacak bir borca kefalette borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulması veya mali durumunun kefalet sırasında kefilin iyi niyetli varsayıldığında çok daha kötü olduğu ortaya çıkması durumunda kefilin alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak borçlu olmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebileceği, aynı yasanın 600. maddesinde; kefilin süreli kefalette sürenin sonunda borcundan kurtulacağı düzenlemeleri yer almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 598. maddesinde kefaletin hangi sebeple olursa olsun asıl borcun sona ermesi halinde kefilin de borcundan kurtulacağı veya kefaletin sözleşmenin durmasından başlayarak 10 yılın geçmesi ile kendiliğinden ortadan kalkacağı düzenlemesi ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dava dışı şirketin davalının şirket hissesini devrettiği 11/04/2016 tarihinden önce yani 13/11/2015 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında 500.000,00 TL kredi kullandığı, kredi kullandırılarak kefalet sorumluluğu başlamasından sonra kefillikten dönülemeyeceği, Türk Borçlar Kanunu’nun 599. maddesi gereğince kefaletten dönmeye ilişkin koşulların oluşmadığı bu hale göre asıl borç sona ermediğinden kefil olan davalının da kefaletten ötürü borcunun sona ermesi mümkün olmadığından davalının asıl borçlu şirketin ortaklığından ayrıldığı ve kefaletin sona erdiğine ilişkin istinaf nedenine itibar edilmemiştir.
Somut olaya gelince,davacı … AŞ. ile dava dışı asıl borçlu …Tic. LTD. ŞTİ. arasında 13.11.2015 tarihinde 500.000,00-TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı,davalı …’nun Genel Kredi sözleşmesini 10 yıl süre ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı,davalının dava dışı asıl borçlu şirketteki hisselerini Eskişehir 2.Noterliği 11.04.2016 tarih ve … numaralı Pay devri sözleşmesi ile …’e devrettiği davacı …’nin pay devri sözleşmesinden sonra dava dışı firma ile 13.11.2015 tarihli davalının imzası bulunan sözleşme dışında yeni sözleşme yapmadığı; sözleşme limitinin artırılmadığı davalı kefil kefalet imzasının bulunduğu, icra takibine dayanak 13.11.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde imzasının olması nedeniyle verilen kredilerden kefalet limitlerine kadar olan tutardan sorumlu olduğu,davacı … AŞ ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında dava dışı …Tic. LTD. ŞTİ’ne Taksitli Ticari Kredi; Kredi Kartı ,Ticari Artı para kredisi tahsis edildiği,davacı banka tarafından 13.09.2019 tarihinde dava dışı asıl borçlu …Tic. LTD. ŞTİ. ve davalı müteselsil kefil …’a Gebze 3.Noterliği 60809 nolu ihtarname keşide ederek 11.09.2019 tarihi itibariyle kredi hesaplarının kat edildiğini ihtaren bildirildiği, ihtarnamede borcun ödenmesi için 7 gün süre verildiği,davacı banka tarafından Genel Kredi Sözleşmesinde belirtilen adrese gönderilen ihtarnamenin 16.09.2019 tarihinde ” Tanınmıyor ” açıklaması ile iade edildiği davalı asıl borçlu şirkete kat ihtarı tebliğ edilmeden davalı kefilden dava ve takip konusu kredi alacağının tahsili talep edilemeyeceği ve özellikle TTK’nın 7. Maddesi gereği davalı kefile kat ihtarı usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davalı kefilin takip tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü,bu noktada hemen belirtmek gerekir ki, İİK’nın 68/b maddesindeki takip konusu kredi alacağının genel kredi sözleşmesinde bildirilen adrese kat ihtarının tebliğ edilmiş sayılacağına yönelik kural ise sadece asıl borçlu yönünden geçerli olup, davalı kefiller yönünden sonuç doğurmayacağı,bu nedenle ilk derece mahkemesince davalı kefilin takip tarihinde temerrüte düştüğü kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı yanın faiz oranına istinafına gelince,taraflar arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesinin Gecikme ve Temerrüt Faizi başlıklı 2.7.maddesi ile”Müşteri temerrüdün doğduğu tarihten itibaren borcun tamamen tasfiye edildiği tarihe kadar Bankanın müşteriye kullandırdığı nakdi kredi türlerine kredinin kulllandırıldığı tarih ile temerrüt tarihi arasındaki süre içerisinde bankaca TL Kredilere uyguladığı faizin 2 katı tutarında temerrüt faizi uygulayabileceğini bu faiz oranı esas alarak hakkında dava ve takip açabilceğini kabul ve tahhüt eder.”hükmü düzenlenmiş olup,
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun (6495 sayılı Kanunun 35. md. ile değişik) 43. md. ve 26. maddesinin 3. fıkrası hükmü ile 25.05.2013 tarih ve 28657 sayılı RG’de yayımlanan (Sayı: 2013/8) Tebliğ ile “Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1) ‘de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 4. md 1. fıkrasına “Ancak, kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranları, 2/4/2006 tarihli ve 26127 sayılı RG’de yayımlanan Kredi Kartı işlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1) ‘in 3 üncü maddesinde belirlenen akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemez.” hükmü düzenlenmiş olup, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda söz konusu yasal düzenlemeler dikkate alınarak takip konusu Genel Kredi Sözleşmesinin 2.7 maddesi hükmünce Akdi Faizin 2 katı temerrüt faizi olacağından (14,76 X 2) %29,52 olduğu ve davacı bankanın takip talebinde talep ettiği %29,52 faiz oranı,kredi kartı ile kredili mevduat hesabı alacağı yönünden TCMB’nca belirlenen azami akdi ve gecikme faiz oranları dikkate alınarak hesaplama yapılmasında ve mahkemece söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dairemizce, davacı bankaya ve davacı vekiline davalının kredi kartı borcunun hangi sözleşmeden kaynaklandığı, ayrı bir kredi kartı sözleşmesi bulunup bulunmadığı, ayrı bir kredi kartı sözleşmesi varsa Dairemize sunulması , aksi halde ayrı bir kredi kartı sözleşmesine dayalı olarak verilmiş olduğu ve davalının kefil sayılmayacağını kabul edileceği hususunda muhtıra yazılmış ve muhtıra 23.10.2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı banka tarafından ayrı bir kredi kartı sözleşmesinin sunulmadığı,davacı vekilince davalı tarafın kredi kartında imza incelemesi yapılmasına ilişkin iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceğini karşı tarafın, davaya cevap dilekçesinde bu yönde bir iddiası ya da talebinin bulunmadığını İlk derece mahkemesinde yapılan duruşmalarda da bu yönde bir talepte bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, gerek takip dosyasına gerekse ilk derece yargılaması sırasında takip konusu kredi kartı sözleşmesine kefillikten kaynaklanan alacağa ilişkin davacı banka tarafından dosyaya kredi kartı sözleşmesinin sunulmadığı,davalının kredi kartı borcunun hangi sözleşmeden kaynaklandığı, ayrı bir kredi kartı sözleşmesi bulunup bulunmadığı, ayrı bir kredi kartı sözleşmesi varsa dairemize sunulmasına dair davacı banka ve vekiline gönderilen muhtıra ile verilen kesin süreye rağmen kredi kartı sözleşmesinin sunulmaması nedeniyle davalının takip konusu kredi kartı borcundan sorumlu olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı gözetilerek ilk derece mahkemesince kredi kartına dayalı alacak yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kredi kartı alacağı yönünden kaldırılmasına,davalının sair istinaf nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2- Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2021 tarih ve2020/85 Esas 2021/388 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının Eskişehir 5 İcra Müdürlüğünün 2019/12856 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin,
Taksitli kredilerden kaynaklı borç için 44.292,54 TL asıl alacak, 1.032,02 TL işlemiş faiz ve 51,60 TL BSMV olmak üzere toplam 45.376,16 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %29,52 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
KMH kredisinden kaynaklı borç için 10.030,73 TL asıl alacak, 329,60 TL işlemiş faiz, 16,48 TL bsmv olmak üzere toplam 10.376,81 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda %38,40’ı aşmamak üzere 5464 Sayılı Kanunun 26. maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası A.Ş tarafından belirlenen oranlarda temerrüt faizi ve %5 BSMV yürütülmesine,
Asıl alacağın (ilk derece mahkemesince verilen karara davacı istinafa gelmediğinden )%20 sine karşılık gelen 10.864,654 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kredi kartı alacağına yönelik davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.808,48 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1197,82TL harcı ile icra dosyasına yatırılan 495,88TL harcın mahsubu ile bakiye 2.114,78‬TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 1197,82TL nispi harç, ile 54,40TL başvuru harcı ve 495,88TL icra peşin harcı olmak üzere toplam 1.748,1‬0TL harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 85,40TL tebligat-posta ve 500,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 585,40TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 309,09TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk faaliyetinin sona erdiği tarihte geçerli olan arabuluculuk asgari ücret tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden sarf kararı ile ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul/red oranı gözetilerek 742,05TL’sinin ise davalıdan, 577,95‬TL’sinin ise davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 12.970,43TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Taraflarca yapılan gider avansının kullanılmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine,
C)1-Davalı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 1.622,00TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 58,50TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranı gözetilerek hesaplanan 25,61 TL’nin toplamı 187,71 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.23/11/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.