Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1059 E. 2021/932 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2021
NUMARASI :….
DAVA : Menfi Tespit (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2016
KARAR TARİHİ : 05/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın işlemden kaldırılmasına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı …. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine limit artırımı ile birlikte müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, davalı bankanın kredi alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, bankanın alacağın tahsilini tek hesap üzerinden takip etmediğinden ve mükerrer faiz uygulanacak şekilde hesaplama yaptığından yapılan tahsilatlar ile bitmesi gereken alacağını fahiş miktarlara çıkardığını, kefaletin geçerli olup olmadığı, geçerli ise hangi tarihten itibaren hangi borç ile ilgili olup olmadığı, hangi tarih itibarıyla hangi faizden sorumlu olunduğu, bu sorumluluğa ilişkin ne kadar borç kaldığına dair müvekkilinin bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığını, dava değerinin bu aşamada beyan edilemediğini, hesap kat ihtarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin ana sözleşmede kefil olmadığını, limit artışının ana kredi sözleşmesinin fiilen kat edilmesinden sonra yani temerrüt gerçekleştikten sonra düzenlenmiş olan taksitlerdeki miktar artışını karşılamak için yapıldığını, gerçekte bir kredi sözleşmesi olmadığını, bu nedenle geçerli bir kefaletin bulunmadığını belirterek şimdiye kadar yapılan ödemeler dikkate alınarak müvekkilinin sorumlu olduğu miktarın tespitine, müvekkili yönünden başlatılan icra takibinin iptaline, %40 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, müvekkilinin kredi alacağının tahsili için başlattığı tüm takiplerin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatıldığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davaya konu icra takibinin toplam 866.437,77 TL olduğu, dava dilekçesinde dava değerinin 10.000,00 TL olarak belirtildiği, bu miktar üzerinden harç yatırıldığı, menfi tespit davalarında kısmi dava açılamayacağı, davacının icra takibi dikkate alındığında 866.437,77 TL üzerinden eksik 14.796,59 TL peşin harcı tamamlaması için 2 aylık kesin süre verilmesine rağmen eksik harcı yatırmadığı gerekçesiyle davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmi dava olarak açıldığını, alacaklının alacağının bir kısmını istemesine bir engel bulunmadığını, müvekkilinin bu hakkına ilişkin olarak talep ettiği bedel üzerinden karar verilmesi gerekirken dava değerinin yükseltilerek harcın tamamlattırılmasının talep edenin zorlanması anlamına geldiğini, Harçlar Kanunu uyarınca davanın açılmasının harca tabi olduğunu, müvekkilinin dava değerinden daha yüksek miktarda borçlu olmadığının tespiti halinde tespit edilecek miktar için ayrı dava açma hakları bulunduğunu, dava değerinin artırılması hakkında yapılacak zorlamanın kısmi davanın amacı içerisinde çeliştiğini, müvekkilinin limit artırım kredi sözleşmesine kefil olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından önce doğmuş olan borçlardan sorumlu bulunmadığını, ne kadar ödeme yapıldığını, hangi kredilerin kullanıldığını, ne kadar sorumluluk kaldığını bankanın tahsilatlarını, hangi kredi veya alacaktan mahsup ettiğini bilmelerinin mümkün olmadığını, kefaletin hesaplanmasına yönelik olarak işbu davanın açıldığını, hukuk sisteminde borçlu olunan miktarın belirlenmesi için bir dava olmadığından zorunlu olarak menfi tespit davası açıldığını, davanın bu niteliği itibarıyla gerçekte belirsiz alacak davası olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İşbu dava Konya 1. Tüketici Mahkemesinde açılmış olup, …Karar sayılı kararıyla asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Anılan karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 23/03/2017 tarih …. Karar sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.
Konya 1. Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararının Dairemizin incelemesinden geçmesi sonucu kesinleşmesi ile dosya Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunu, bankanın yapılan ödemeleri usulüne uygun olarak kredi borcundan mahsup etmediğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda menfi tespit davasının kısmi dava şeklinde açılamayacağı, davacının eksik harcı ikmal etmediği gerekçesiyle davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
İşbu dava 10.000,00 TL harca esas değer gösterilmek suretiyle anılan miktar üzerinden harç yatırılarak açılmış ise de dava dilekçesindeki talep davacının genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle açılmıştır.
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, “Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri beş yüz bin Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işlere bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacağı” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olayda, dava dilekçesinde harca esas değer 10.000,00 TL olarak gösterilip bu bedel üzerinden harç yatırılmış ise de, dava dilekçesinin içeriğinden davacının genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği görülmüştür. Bu durumda dava değeri dava konusu olan takipte talep edilen toplam alacak miktarı kadardır.
Dava konusu Konya 9. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davalı alacaklı banka tarafından davacı borçludan talep edilen toplam alacak miktarı 873.087,77 TL olup, somut uyuşmazlıkta dava değeri 500.000,00 TL’nin üzerindedir. Bu durumda heyet tarafından 492 sayılı Harçlar Kanunun 16, 30 ve 32 maddeleri ile HMK 150. maddesi gözetilmek suretiyle eksik harcın ikmali için davacıya uygun bir süre verilmesi ve akabindeki işlemlerin de heyetçe yürütülüp karara bağlanması gerekir.
Hal böyle olunca, dava değerinin 500.000,00 TL’nin üzerinde olduğu, davanın asliye ticaret mahkemesinde bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacak işler kapsamında kaldığı, davanın heyetçe görülmesi gerektiği gözetilerek dosyanın heyete tevdi gerekirken tek hakim tarafından değerlendirilme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Mahkemenin teşekkülüne ilişkin bu kural kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmiştir.
Öte yandan, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. İşlemden kaldırma kararı usul hükümleri çerçevesinde nihai bir karar olmayıp, HMK’nun 150/1.maddesi uyarınca verilebilecek bir ara karar niteliğindedir. Mahkemece ise nihai karar şeklinde işlemden kaldırma kararı verilmiş olması, kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek bu aşamada eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin teşekkülü yönünden kanuna aykırı olduğu gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, heyetçe değerlendirilerek yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2021 tarih ve …. Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden heyetçe görülmesi için dosyanın Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/07/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.