Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1058 E. 2021/908 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2017
NUMARASI : …
DAVA : Haksız Fiilden Kaynaklı Alacak
DAVA TARİHİ : 17/03/2003
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :07/07/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraflar vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … tarafından … 17.12.2002 tarihinde … kaşesi ile düzenlenmiş ve keşideci olarak …. isimli şahısların isimlerinin bulunduğu 495.000 EURO bedelli sahte çeki tahsili amacıyla çek lehdarı olarak görülen …’e verdiğini, çekin davalılardan … aracılığıyla ve davalılardan … tarafından ….. iştiraki ile kurulmuş müvekkili banka ……. tahsil amacıyla teslim edilmesi üzerine tahsil amacıyla çekin …’na ibraz edildiğini, … tarafından da çekin karşılığının bulunması nedeniyle çek bedelinin müvekkili banka …..hesaplarına ihtirazi kayıtla geçildiğini, …’in verdiği talimata istinaden de …. bulunan hesabına 02.01.2003’de havale edildiğini, hesaba geçen tutardan 355.740 Euro’nun aynı gün … tarafından çekilerek 3.000 Euro’nun … adına 224.500 Euro’nun … adına, 126.072 Euro’nun ise … adına açılan hesaplara aktarıldığını, yine …’e adına gelen havale tutarından 75.000 Euro’nun efektif olarak ve 63.510 Euro’nun ise TL karşılığı olarak …’ a ise 64.220 Euro’nun TL karşılığının efektif olarak 03.01.2003 tarihinde ödendiğini, ancak … Kanunlarına göre çek bedelini ödeyen …’nın çeki teyit amacıyla … … … gönderdiğini, … … …’nin yaptığı inceleme sonucunda çek altındaki imzaların keşideciye ait olmadığı ve çekin sahte olması nedeniyle ödemeye onay vermediğini bildirmesi ve …’nın ödediği çek tutarını müvekkili … … şubesinden talep etmesi üzerine …. faks gönderilerek çek bedelinin iadesinin istendiğini, … Bankası … Şubesinin … ve diğer davalılara ulaşarak söz konusu paranın iadesini istediğini, ancak paranın iade edilmemesi nedeniyle Ankara 10. Noterliği’nin 07.01.2003 tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek sahte çek tutarının talep edildiğini, …’in şubede hesap açarken bildirdiği adresine ihtarnamenin gönderildiğini, adreste tanınmadığı ve muhtarlık kayıtlarında yeni adresinin bulunamadığından iadesi nedeniyle sahte çek tutarının … … faiz ve masrafları ile birlikte iade edildiğini, müvekkili bankayı sahte çekle dolandıran davalılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin…E. sayılı dosyası üzerinden sahte çek tanzim etmek ve dolandırıcılık suçlarından dolayı kamu davası açıldığını, hesaplarda bulunan ve ödenmeyen sahte çek tutarının ödenmemesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı alındığını, davalıların birlikte hareket etmek suretiyle sahte çek düzenleyerek müvekkili bankayı zarara uğrattıklarını iddia ederek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 127.730 EURO’nun TL karşılığı olan 220.008.18 TL ile 75.000 EURO nun ( fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının ) 02.01.2003 den itibaren bankaların TL ve Döviz mevduatına uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23.10.2003 harç tarihli ıslah dilekçesiyle, dava miktarını 292.270,00 EURO daha artırarak , 220.008.18 TL ile 367.270,00 EURO nun (fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının ) 02.01.2003 tarihinden itibaren bankaların TL ve Döviz mevduatına uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 10.05.2017 tarihli celsede de TL alacak için avans faizi talebinde bulunmuştur.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın Almanya’da işçi olarak çalıştığını, noel tatili nedeniyle Türkiye’de bulunduğu sırada babasının kiracısının oğlu ve aynı zamanda arkadaşı olan …’ın kendisinden bir çeki Almanya’ya götürerek …’ta …’a teslim etmesini rica ettiğini, çeki yurt dışı muhabir bankaları olan … … … Şubesine elden teslim edebileceğini, böylece çekin tahsil masraflarının azalacağını ve zaman kazanılacağını açıklanması üzerine yapılan işlemin rutin bir bankacılık işlemi olduğu kanaatine varan müvekkilinin Almanya’ya gittiği ve kendisine kapalı olarak verilen zarfı … … … şubesi müdürü … beye teslim ettiğini aleyhindeki davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek aleyhindeki davanın reddini istemiştirDavalılar … … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının haksız fiile dayandığını, ancak haksız fiilin unsurlarının oluşmadığını, çekin sahte olup olmadığının belli olmadığını , yine yasal zemini olmadığı halde davacının çek bedelini ……. iade etmesinin doğru olmadığını, çek bedelinin iade edilip edilmediğinin belli olmadığını, müvekkilleri adına açılan hesaplar üzerine C.Savcılığınca konulan bloke nedeniyle kendilerinin mağdur olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; ceza yargılamasında sanıkların tümü hakkında beraat karar verildiğini, davanın dayanağının kalmadığını, hukuki dayanaktan yoksun müvekkili aleyhine açılan davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı … vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davalı … ve ölü davalı …’ın işbirliği yaparak 495.000,00 Euro tutarlı çekin davacı bankaya tahsil amacıyla verdikleri, davacı bankanın da … mevzuatına göre muhatap … bankasına ibraz edilip bedeli alındıktan sonra … talimatıyla paranın adı geçenin hesabına aktarıldığı ve bilahare de talimatı üzerine paranın davalılar …, …, …, … ve … hesaplarına aktarıldığı … bankasının çekin sahte olduğu gerekçesiyle davacı bankadan ödediği bedeli geri istemesi üzerine, davacı bankanın bu parayı kendi hesabından ödemek zorunda kaldığı, talebe rağmen davalıların parayı iade etmedikleri, bu suretle davalıların haksız eylemleri nedeniyle bankayı zarara uğrattıkları, temerrüdün haksız fiil tarihinde gerçekleştiği, davalı … Bayı’nın ise ceza dosyası kapsamı ve olayın oluş şekli nazara alındığında oluşan zarardan sorumlu olmadığı gerekçeleriyle davalı … … hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar … (ölmekle mirasçıları) …, …, … ve … hakkında açılan ıslah edilen davanın kabulü ile 367.270,00 Euro ve 220.008,00 TL’nin bu davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, TL alacağa 02/01/2003 tarihinden itibaren yasal faiz, Euro alacağa 02/01/2003 tarihinden itibaren …. döviz mevduatına birer yıllık dönemler itibari ile uygulanan en yüksek faiz işletilmesine, davalı … …. hakkındaki ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalıların tamamının oluşan zarardan müşterek müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenle çeki bizzat Almanya’ya götüren ve tahsile koyan davalı …’ın da sorumlu tutulması gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararını davalı … yönünden reddine ilişkin kısmının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin…karar sayılı ilamının bozulması üzerine yine Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin …. karar sayılı ilamıyla görülen davalarda müvekkilleri … ve … hakkında beraat kararı verilen dosyanın tamamı getirtilmeden, alelacele hüküm kurulduğunu, dosyada mevcut 13/02/2017 tarihli bilirkişi raporunun 7. Sayfasında davacının muhatap bankaya para ödemediğinin tespit edildiği, bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkillerinin dava konusu olayın gerçekleşmesinde herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, 22/03/2017 tarihli bilirkişi raporunun 15. Sayfasında davacı bankanın kusuru belirtilmesine rağmen mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, ceza dosyası içerisinde yer alan raporda da çekin tanzim edildiği, çek veren bankanın bir zararının olmadığının, ayrıca davacı bankanın da yabancı … Bankasına bir ödeme yapmadığını belirtildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde müvekkili ile ilgili beraat kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, verilen beraat kararının müvekkilinin dava konusu olayda herhangi bir etki ve katkısının bulunmadığını göstermesi nedeniyle müvekkili hakkındaki davanın reddini gerektiğini, ayrıca dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı gibi müvekkilinin kendi iradesi dışında sadece adının mevcut olduğu banka hesabına 3.000,00 Euro yatmış olmasına rağmen tüm borçtan sorumlu tutulmasının yerel mahkemenin eksik inceleme yaptığını gösterdiğini, müvekkilinin müvekkili adına açıldığı iddia edilen banka hesabının açıldığı yolunda bir talimat vermemesi herhangi bir imzasının bulunmaması ve hesaptan haberdar olmaması nedeniyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; düzenlenen sahte yabancı çek bedelinin davacı banka tarafından ödenmesi nedeniyle uğranılan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava konusu çek fotokopisi, ödemelere ilişkin dekontlar, davacı bankaya ait yazışmalar vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi ‘nin ….esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkemece yapılan yargılama sonunda 09.03.2010 tarih… esas ve ….ayılı ilam ile ;”sanık …’ın … … … … ait ele geçirdiği çek yaprağını sahte keşideci imzaları ve sanık …’i lehdar olarak göstererek 495.000 Euro bedelli sahte çek olarak tanzim edip , bu sahte çeki tahsil etmek için sanıklar …, … , … ve … ile irtibata geçtiği, sanık …’ın aracılığı ile … … şubesine çeki götürüp burada sanık …’ın önceden tanıdığı banka görevlilerine çeki nasıl ve ne kadar sürede tahsil edebileceklerini sordukları ve banka çalışanlarının çekin Türkiye’de tahsile konulması halinde 5.000 Euro kadar masraf olacağı ve 1 ay kadar tahsil işleminin sürebileceğini öğrenmeleri üzerine sanık …’in çeki bir zarf içine koyup, aralarında kiracılık ilişkisi bulunan ve Almanya’da çalıştığı anlaşılan ve Almanya’ya dönecek olan sanık …’a vererek , bu zarfı Almanya … …… vermesini istediği, sanık …’ın da zarfı … … şube Müdürüne teslim edip durumu sanık …’e bildirdiği, çekin şube tarafından eyalet … gönderildiği ve eyalet bankasının çek tutarını ihtirazı kayıtla hesaba geçirdiği ve çeki … …’a ibraz ettiği. … …’ın da çek tutarını ihtirazi kayıtla hesaba geçirdikten sonra çekin sahteliğinin farkına vardığı, ancak bu arada ihtirazi kayıtla hesaba geçmiş olan çek miktarının … … şubesine aktarıldığı ve … Şubesinin bu parayı sanık …’in hesabına geçirildiği ,bu hesaptan 3.000 Euro’un … hesabına, 224.500 Euro ‘un … hesabına, 126.000 Euro ‘un … hesabına aktarıldığı. …’nın hesabından 64.200 Euro’ yu çektiği , yine …’in hesabında bulunan paradan sanık …’in talimatı ile 141.500 Euro’nun çekilip sanık …’e teslim edildiği , sanık …’in yargılama sırasında 03.07.2007 tarihinde ölümü nedeniyle kamu davasının düşürülmesi gerektiği gerekçesiyle sanık…. sahtecilik ve dolandırıcılık suçularını işlediğine dair mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine; sanıklar …… dolandırıcılık suçlarının zamanaşım nedeniyle ortadan kaldırılmasına, adı geçenlerin resmi evrakta sahtecilik suçunda ise ; eylemlerine uyan TCK nın 204/1 maddesi gereğince her birinin 4′ er yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ” karar verildiği,
Kararın temyizi üzerine … yönünden verilen Resmi evrakta sahtecilik suçuna yönelik mahkumiyet hükmünün onanarak kesinleştiği , diğerleri … , …… yönünden ise yeterli delil olmadığından beraatlerine karar verilmesi yönünde hüküm bozulduğu, yine … yönündeki beraat hükmünün hatalı bulunarak onun yönündeki hüküm düşme olarak düzeltildiği, diğer yönlerde verilen hüküm onandığı,
Ağır Ceza Mahkemesince hükmün bozulduğu sanıklar … , … ve …. yönünden yeniden yargılama yapılarak 11.07.2013 tarihi ve…. K.sayılı ilamla resmi evrakta sahtecilik suçundan beraat kararı verildiği, bu kararın da Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 13.01.2016 tarihli kararı ile bozularak zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Dosya kapsamından ve Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda, davalı … ( ve vefatı nedeniyle ceza yargılamasının düşmesine karar verilen …’ ın ) mahkumiyetine dair verilen ve kesinleşen resmi evrakta sahtecilik suçunun ; kayıp veya keşideciden çalınan boş çek yaprağının davalı … tarafından sahte olarak …’ i lehdar olarak ve bedelini 495.000,00 Euro yazarak tanzim ettiği ve diğer davalı … ile birlikte işbirliği içinde hareket ederek çeki davalı … aracılığıyla ve yardımıyla davacı Bankaya tahsil amacıyla verdikleri, davacı bankanın da … Mevzuatına göre muhatap … Bankasına ibraz edilip bedelini aldıktan sonra … talimatıyla paranın adı geçenin hesabına aktarıldığı ve bilahare de talimatı üzerine paranın davalılar …, …, …, … ve … hesaplarına aktarıldığı, … Bankasının çekin sahte olduğu gerekçesiyle davacı bankadan ödediği bedeli geri istemesi üzerine davacı bankanın bu parayı kendi hesabında ödemek zorunda kaldığı, … hesabına aktarılan ve onun da bir kısmını çektiği, bir kısmını da diğerleri hesaplarına aktardığı paraları davacı bankanın iade istemine rağmen iade etmemeleri şeklinde gerçekleştiği , davacının bu şekilde zarara uğradığı, bu haksız eylemleri nedeniyle davalıların 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 41. ve 50. maddeleri gereğince davacı bankadan haksız ve hukuka aykırı bir şekilde uhdelerine geçirdikleri paraları (davalı … dışındaki ) davacı bankaya ödemek zorunda oldukları, bir kısım davalılar vekillerinin zarar gören davacı bankanın çeki muhatap Bankadan tahsil etme şeklinde oluşan ihmali dolayısıyla indirim yapılması talebinin ise zarar gören davacı bankanın ihmalinin, kasıtlı fiil karşısında oluşan sonuca bir etkisi olmadığı, sahte çek bedelinin davalılardan …’in mevduat hesabına alacak kaydedilmesiyle birlikte davacı banka zarar göreceğinden, aynı tarihte davalılar …, …, …, … ve …’ın temerrüde düştüğü ve bu tarihten itibaren davacı bankanın faiz talep edebileceği, davalıların söz konusu haksız fiili birlikte gerçekleştirmeleri nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davalı … adına … Bankası … şubesinde açılan hesaba 02.01.2003 tarihinde 494.250 Euro nun aktarıldığı , bunun 75.000 Euro su ile 63.510 Euro sunun TL karşılığı 109.999,32 TL nin aynı gün kendisine ödendiği , kalan 355.740 Euro’ nun ise … tarafından aynı gün çekilerek 224.500 Euro’ nun … … hesabına , 126.072 Euro’ nun … hesabına ve 3000 Euro’ nun da … hesabına aktarıldığı , …’ a 03.01.2003 de hesabında 64.220 Euro nun TL karşılığı olarak 110.008,86 TL nin ödendiği , yine davacı bankanın 495.000 Euro dan 750 Euro yu faiz ve komisyon olarak kestiği , bu miktarın da zarar olduğu; gerek ceza dosyası kapsamındaki deliller ve gerekse olayın oluşu ve de adı geçen adına ya da hesabına elde edilen haksız paradan aktarım olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı …’ın davacı zararından sorumlu olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davalı … hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın ise kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinafı davalı … hakkındaki davanın reddine dair kararın hatalı olduğuna ilişkindir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın “Başvuru Süresi” başlıklı 345. maddesine göre, istinaf yoluna başvuru süresi iki hafta olup bu süre ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Yine, aynı Yasa’nın “istinaf dilekçesinin verilmesi” başlıklı 343/1. maddesinde; istinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. İstinaf dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse, o mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunur”, aynı maddenin 3. fıkrasında ise istinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 118. madde hükmüne hükmü uygulanır” hükümlerine yer verilmiş, Yasa’nın anılan bu maddesi yollamasıyla 118.maddesinin 1. fıkrasında davanın dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağı düzenlenmiş, 2. fıkrasında, dava dilekçesinin kaydına ilişkin usul ve esasların yönetmelikte belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin “Davanın Açılması” başlıklı 197. maddesinin 9. fıkrasında; Taraf vekillerince UYAP üzerinden güvenli elektronik imza ile dava açılabileceği belirtilmiş, devamında ise; davanın, dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağı düzenlenmiştir. O halde, istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesinde de HMK’nın 343/3. fıkrasının yollamasıyla 118/1. maddesi ve anılan Yönetmelik hükümleri uyarınca elektronik ortamda istinaf başvurusunda bulunulması halinde istinaf başvuru dilekçesinin sisteme kayıt tarihi esas alınacaktır. Somut olayda ise, istinaf başvurusuna konu mahkeme kararı istinafa başvuran davacı vekiline 19/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinafa başvuran vekili tarafından başvuru dilekçesi üzerinde yer alan başvuru tarihi 03/11/2017 olduğu gibi UYAP sisteminde kayıt tarihi ve harç yatırma tarihinin de yine 03/11/2017 olduğu görülmüştür. Şu halde istinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusu mahkeme kararının kendisine tebliğ edildiği 19/10/2017 (Perşembe günü) tarihinden itibaren yasal iki haftalık sürenin sona erdiği 02/11/2017 tarihinden sonra 03/11/2017 tarihinde UYAP sistemine yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Süresinde yapılmayan istinaf başvurularına karşı HMK’nun m.346/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 247-248). Bu nedenlerle davacı vekilince HMK’nın 343/1 ve 3. maddeleri gereğince süresinde yapılmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davalı … vekilinin istinaf itirazlarına gelince;
Her ne kadar davalı …’ın dava konusu olay nedeniyle Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada beraat ettiği ve kararın kesinleştiği, hesabına para yatırıldığından haberdar olmadığından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı iddia edilmiş ise de, gerek davalı …’ın gerekse ölü davalı …’ın ceza yargılamasındaki beyanlarında dava konusu çekin davalı … aracılığıyla bankaya ibraz ve tahsil edildiği, davalı …’ın çeki tahsil etmek için komisyon aldığı, dava konusu çek yabancı menşeili bir çek olduğundan davalı …’ın yardımı olmadan tahsil edilemeyeceği, bu suretle gerçekleşen haksız fiil ile davalı …’ın eylemi arasında illiyet bağının bulunduğu ve bu nedenle zarardan müteselsilen sorumlu olduğu, hesabına yatırılan 3.000,00 Euro miktarında bir paradan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi ceza dosyasındaki beyanlarından davalı …’ın çekin tahsiline yardım etmek karşılığında komisyon alması hususunda tarafların anlaşmaya vardıkları kanaatine varılmakla ilk derece mahkemesince davalı … yönünden de davanın kabulü de hukuka aykırı bir durum görülmediğinden davalı … vekilinin de istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalılar …, … ve … da istinaf yoluna başvurmuş iseler de, istinaf başvurusu sırasında istinaf nisbi karar harcını yatırmayarak Dairemizden adli yardım talebinde bulunmuşlar, adli yardım taleplerinin reddine ilişkin Dairemiz kararlarının da kesinleşmesi üzerine çıkarılan nisbi istinaf karar harçlarının yatırılması için çıkarılan muhtıralara rağmen nisbi istinaf karar harçlarını yatırmadıklarından bu yönde bir karar verilmek üzere dosya Dairemizce ilk derece mahkemesine gönderilmiş, ilk derece mahkemesince 22/04/2021 tarihli ek karar ile davalılar …, … ve …ın’ın istinaf başvurusunun HMK’nın 344.maddesi uyarınca yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, ek kararın adı geçen davalılara tebliğine rağmen ek karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığından anılan davalıların istinaf itirazları yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır.
Tüm bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 352. maddesi gereği süreden reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ise ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
A)1- Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 347/2. ve 352. maddeleri gereği süreden REDDİNE,
2-İstinafa başvuran tarafa istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
3-İstinaf giderlerinin başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan istinaf gider avansının iadesine,
B)1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 58.594,65 TL istinaf karar harcından peşin alınan 14.500,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 44.094,65 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/07/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.