Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1056 E. 2021/1005 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP …..
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak
DAVA TARİHİ : 11/06/2009
KARAR TARİHİ : 13/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/09/2021

Taraflar arasındaki şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasının yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı alacak davasının kabulüne, davacının şirket ortağı olmadığının tespitine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı şirket vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyaya Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda duruşma açılmak suretiyle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının yetkilileri tarafından paranın istendiği an geri alınabileceği ve yüksek oranda kar verileceği taahhüdü ile nakit para topladığını, müvekkilinin bu beyanlara güvenerek ortaklık durum belgesi karşılığında davalılara 93.900,00 … yatırdığını, davalıların dolandırmak kastıyla birçok kişiyi kandırarak bir takım belgeler karşılığı şirket kayıtlarına geçirdiğini, hukuken ortaklığın kabul edilemeyeceğini, davalıların müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu belirterek geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 93.900,00 … karşılığı şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında ortaklık ilişkisi bulunduğunu, hile iddiasının hukuki değeri olmadığını, zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, davacının delil olarak dayandığı belgedeki imzaların müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, taraflar arasında yabancı paranın aynen ödeneceği konusunda yapılmış bir anlaşma olmadığını, davacının iddia ettiği bedeli değil şirket kayıtlarında ortaklık pay bedeli olarak gözüken ortaklık payını yatırdığını, müvekkili …’ın TTK 336.maddesi uyarınca sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında hukuken geçerli bir ortaklık ilişkisinin olmadığı, hükümsüz bir ilişkinin varlığı halinde hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinden söz edilemeyeceği, davalının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmediği, yargılama aşamasında davalı vekilinin davacıya herhangi bir hisse senedi satılmadığı, davacının elinde hisse senedi var ise bunun üçüncü kişilerden alınmış olabileceği, davacının ne zaman ortaklık sıfatını kazandığını bilmediklerini bildirdiği, davacının iddiasının yüksek faiz ve kar karşılığı dilediği an parasını geri alabileceği vaadi ile davalıya para verdiğine ilişkin olduğu, ortaklık durum belgeleri ve makbuzların para verildiği anlamında delil değil ise de ortaklık durum belgelerinin nakit hanelerinde bir kısım hisse senedinin şirkete iadesi karşılığı davacının nakit para aldığının yazılı olması halinde bu bedelin davacı alacağından düşürülmesi gerektiği, davacının dayandığı ortaklık durum belgelerinin nakit hanesinde … … yazılı olduğu, emsal Yargıtay kararları uyarınca davaya konu hisse senetlerinin nominal bedellerinin düşürülmesinin mümkün görülmediği, davada öncelikli talep şirket ortağı olunmadığının tespiti olması nedeniyle davanın kabulü halinde aynı anda ifa kuralı gereğince tarafların karşılıklı olarak aldıklarını birbirlerine iade etmekten sorumlu olduklarının söylenemeyeceği davalıların … sundukları tahsilat dağılım listelerinin davacı lehine delil niteliği taşıdığı, anılan listelerde davacı tarafından davalı şirkete toplam 41.192,00 EURO ödendiğinin yer aldığı, bu şekli ile davalı şirketin ortaklardan hisse karşılığı olarak listelerde yer alan tutarları aldığının kabulü gerektiği, listelerin davalı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen belgeler olması nedeniyle davacı taraf aleyhine delil olarak değerlendirilemeyeceği, dava dilekçesinde davacının davalı şirkete 93.900,00 … verdiğini belirttiği, bu miktarın 48.010,00 Euro’ya tekabül ettiği, … listesinde yeralan miktarın esas alınması gerektiği, davalının haksız fiil teşkil eden uygulamaları karşısında yemin delili hakkında bir işlem yapılmadığı, davalı lehine olan 1 Euro 2,17 TL efektif satış kurunun esas alınacağı, bu bedelden ortaklık durum belgesinin nakit hanesi nedeniyle 411,00 Euro’nun mahsup edileceği, bu durumda davacının bakiye 40.781,00 Euro alacağı kaldığı, davacının TL olarak tahsil talebinde bulunduğu, alacak TL’ye çevrildiğinde 88.494,77 TL’ye tekabül ettiği, davacının davadaki netice talebinin ise 5.000,00 TL olduğu, şirketin eylemi nedeniyle şirket yöneticisi olan diğer davalının da sorumluluğunun bulunduğu, davalının aldığı paraları iade etmesi gerektiği, davalıların dava tarihi itibarıyla temerrüte düştükleri gerekçesiyle davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, alacak davasının kabulüne, 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %27 ve değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılarca geri alma taahhüdünün verildiğine ilişkin hiçbir somut delil bulunmadığını, aksi düşünülse bile ortaklık ilişkisinin mi yoksa geri alma taahhüdünün mü hükümsüz olduğu konusunda ayrım yapılmadığını, mahkemenin ortaklık ilişkisinin hükümsüz olduğuna dair kabulünün hiçbir delile dayanmadığını, hükümsüzlük ve buna bağlı tazminat talebinin zaman aşımı yönünden sonuçlarının aynı olmadığı, haksız fiil tazminat talebinde iyi niyete aykırılığın ortadan kalkmayacağına ilişkin yaklaşımın hukuki olmadığını, dürüstlük kuralına aykırılık iddiasının somut delile dayanmadığını, zamanaşımı kuralların yasaya aykırı bir şekilde ortadan kaldırıldığını, … listelerinin yanlış değerlendirildiğini, mahkemenin davacının hile ve haksız fiil iddialarını ispat ettiğine yönelik kabulünün hatalı olduğunu, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığına yönelik tespitin yerinde olmadığını, davacının yedinde bulunduğu iddia edilen hisse senetlerinin davalı şirkete iadesine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemece … sunulan CD ve üst yazı içeriklerinin hatalı değerlendirildiğini, celbi gereken belgeler toplanmadan karar verildiğini, yemin delilini kullanma haklarının engellendiğini, isticvap istemlerinin usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini, davacının talebi olmadığı halde hükmedilen alacağın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiğini, yasal faiz yerine avans faizine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hesaplama yapılırken davacının talebini TL’ye dönüştürdüğü ihtarname tarihindeki kurun esas alınması gerektiğini, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin tüm davalılara verilmesinin hatalı olduğunu, davalı …’ın davada vekil ile temsil edilmediğini, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve davalı şirkete ödenen paranın tahsili istemlerine ilişkindir.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/02/202 tarih ve ….Karar sayılı Yasa bozması sonrasında davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun yasa nedeniyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3332 Sayılı Yasanın Geçici 4.maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verilmiş, söz konusu kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 31/05/2021 tarih ve …..Karar sayılı bozma ilamında;
“….Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı taraflara tebliğ edilmiş olup davalılardan … vasisi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Davada davalı şirket ile davalı gerçek kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı … tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle … hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleşmiş bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi, kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Somut olayda kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığından bölge adliye mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuran davalılar hakkında inceleme yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, davalı … hakkında verilen hükmün kesinleşmiş olduğu gözetilmeksizin tüm davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir….” gerekçesiyle bozularak dosya Dairemize gönderilmiş olup, Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda somut olaya gelince,
… Kanunu’nun “Halka Açık Ortaklık Statüsünün Kazanılması” başlıklı 16/1.maddesinde (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılacağı, bu ortaklıkların halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olacağı,
2. fıkrasında ise; payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıkların, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorunda olacağı, aksi durumda, Kurulun, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alacağı düzenlemesi yer almaktadır.
İstinaf aşamasında yürürlüğe giren 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı…… sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde, 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna geçici madde eklenmiş olup, geçici 4. Maddesinde ise; 31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü aracın, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı…. Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunacağı, bu ortaklıklara yapılan ödemelerin pay karşılığı yapılmış kabul edileceği ve ortaklık ilişkisinin kurulmuş sayılacağı, bu payların kaydileştirilmemiş olmasının ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığının da iddia edilemeyeceği, birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılacağı hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekili, 7194 sayılı yasanın 41. maddesinin Anayasanın birçok maddesine aykırı olduğunu iddia edilerek somut norm denetimi yolu ile Anayasaya aykırı yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını talep etmiş ise de, Dairemizce Anayasaya aykırılık iddiası uygun görülmemiştir.
07/12/2019 tarihinde ….. yayımlanarak yürürlüğe giren Yasa kapsamında Dairemizce … Kurulu’na yazılan yazıya verilen cevaba göre; davalı şirketin … Kurulu’nun 21/11/1996 tarih ve …. sayılı kararı ile şirket payları sahibi sayısı nedeniyle halka arz edilmiş sayıldığı, 23/11/2012 tarihinde ise şirketin paylarının borsada işlem görmeye başladığı şirketin 31/12/2014 tarihine kadar pay sahibi sayısı nedeniyle halka arz edilmiş sayılan ancak borsada işlem gören şirketler kapsamına girdiği belirtilmiştir. Bu hale göre davalı şirketin … Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında kaldığı ve davacının da artık davalı şirketin ortağı olarak kabul edildiği, anlaşılmakla davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun Yasa nedeniyle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davalı şirket yönünden kaldırılmasına ve davalı şirket hakkında açılan davada 3332 sayılı Yasanın geçici 4.maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına, davalı … hakkında verilen Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2017 tarih ve …. sayılı kararının davalı … vasisi … istinaf kanun yoluna başvurmadığından kesinleşmiş olduğu gözetilerek bu davalı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun yasa nedeniyle KABULÜNE,
2-Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2017 tarih ve….. Karar sayılı kararının davalı şirket yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Davalı şirket hakkında açılan davada 3332 sayılı Yasanın geçici 4.maddesi gereğince KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … hakkında verilen Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2017 tarih ve…… sayılı kararının davalı … vasisi … istinaf kanun yoluna başvurmadığından kesinleşmiş olduğu gözetilerek bu davalı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli olan 59,30 TL karar harcından başlangıçta peşin alınan 15.60 TL karar harcının mahsubu ile bakiye 43,70 TL karar harcının davalı şirketten alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 15,60 TL başvuru harcı, 15,60 TL peşin harç, 100,00 TL taraf davetiye gideri, 148,55 TL keşif harcı gideri, 900,00 TL bilirkişi kurulu ücreti gideri, 900,00 TL bilirkişi kurulu ücreti gideri, 200,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 250,00 TL bilirkişi ücreti gideri ve 50,00 TL yazı posta gideri olmak üzere toplam 2.579,75 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, (davalı … yönünden tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla)
5-İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, (davalı … yönünden tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla)
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde yatırana iadesine,
C)1-Davalı şirket tarafından yatırılan 85,38 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-Bozma ilamı sonrasında Dairemizce duruşma açılmış ise de bozma kararının usule ilişkin gerekçe yönünden kaldırıldığı gözetilerek davalı ……. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstanbul 22.İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı takip dosyasına davalı şirket tarafından sunulan teminatların İİK’nın 36. maddesi uyarınca davalı şirkete iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/09/2021

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.