Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1053 E. 2023/514 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 201 Esas 2021/ Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1053
KARAR NO : 2023/514

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :14/01/2021
NUMARASI : 2019/737 Esas 2021/29 Karar
DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı … hakkında açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … Sicil Müdürlüğünce süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. Şti’de belirli bir dönem çalıştığını, ancak sigorta primlerinin eksik yatırıldığını, Adana 2. İş Mahkemesi’nin 2018/202 E sayılı hizmet tespit davasında şirketin 27/10/2014 tarihinde sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını beyanla Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda kayıtlı …. Şti’nin tüzel kişiliğinin sicile tescil suretiyle ihyasına ve şirketin tasfiye işlemlerini yapan son tasfiye memurunun eksik yapılan tasfiye işlemlerini tamamlaması için şirkete tekrar atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … Sicil Müdürlüğü’nün cevap dilekçesinde; Müdürlükçe yapılan terkin işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının bilinmesinin mümkün olmadığından işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, davanın reddi gerektiğini, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacının talebi de göz önünde bulundurularak şirketin ek tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerektiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda bulunduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Davalı … yönünden davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı … Sicil Müdürlüğüne yönelik davanın kabulü ile Adana 2. İş Mahkemesi’nin 2018/202 Esas sayılı dava dosyası ve işlemleri ile sınırlı olmak üzere haklı nedene dayalı davacı …’ın …’nin ihyasına yönelik talebinin kabulüne, davalı … Sicil Müdürlüğü’nün terkinden önceki ihtar ve ilan prosedürünü usul ve yasa hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirdiğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin ihya kararının Adana 2, İş Mahkemesi 2018/202 E Sayılı dosyasıyla sınırlı olarak verilmesine rağmen TTK madde 547/2’yi göz ardı edilip tasfiye memuru ataması yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece şirketin TTK’nin geçici 7.maddesindeki düzenlemeye göre terkin edilmemesi gerektiğine kanaati getiriyorsa, şirketin ihyasına karar vermesi gerektiğini, bu durumda ek tasfiyeye karar verilmeyip şirketin ihyası gerektiğini, resen terkinin hukuka uygun olduğuna kanaat getiriliyorsa, TTK’nin 547.maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verilmesinin ve TTK’nin 547/2.maddesi gereğince tasfiye memuru atanması gerektiğini, Ticaret Sicili Müdürlüğü tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğunu, davada taraf gösterilmesinin sebebinin de bu olduğunu, bu nedenlerle yapılacak yargılama sonucu, zorunlu hasım olmaları nedeniyle taraflarına yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, istinaf taleplerinin kabulüyle; kararının kaldırılarak; 5 yıllık sürenin geçirilmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesini; mahkeme aksi kanaatteyse şirketin 6102 sayılı TTK’nin 547.maddesi uyarınca ek tasfiyesine karar verilmesine ve 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru (tc no ile) atanmasına, müdürlükleri yasal(zorunlu) hasım olduğundan aleyhe vekâlet ücreti-yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, ticaret sicilinden TTK’nın geçici 7/2. Maddesi gereği re’sen terkin edilen limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Öncelikle belirtmek gerekirkse, ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 27.10.2014 tarihinden itibaren 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 26.12.2019 tarihinde açılmıştır. Şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuştur. Ne var ki terkin işlemi TTK’nın geçici 7. Maddesinde belirtilen prosedüre uygun olarak yapılmadığından usulsüz terkin işlemi sebebiyle dava tarihi itibarıyla 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilmemiştir. Şöyle ki;
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre limited şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut olaya gelince, ihyası istenen …’nin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca sermayesini 14.02.2014 tarihine kadar 10.000,00 TL’ye artırmayarak şirketin münfesih duruma düştüğüne dair ihtarnamenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 07/07/2014 tarih … sayısında ilan ettirilerek sermayesini 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinde belirtilen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmediğinden bahisle 27/10/2014 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiği, davacı tarafından Adana 2. İş Mahkemesi’nin 2018/202 Esas sayılı dosyası ile şirket aleyhine hizmet tespiti davasının açıldığı, işbu dava dosyasında verilen 12.12.2019 tarihli ara karar ile şirketin ihyası için süre verildiği, bunun üzerine eldeki davanın açıldığı, anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 fıkrasında; “Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.
Ticaret sicili müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılacağı” hükmü yer almaktadır.
Davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ticaret sicilindeki adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. İhyası istenen şirketin adresine çıkarılan tebligat ise tebliğ edilemeyip “taşınmış” olması sebebiyle iade edilmiştir. Ancak 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilir.
Bu durumda mahkemece, davalı … sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin ettiği, dolayısıyla usulsüz terkin işlemi sebebiyle anılan maddenin 15. Fıkrasında belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılma şartının artık somut olayda aranmayacağı gözetilerek davalı … Sicil Müdürlüğü hakkında açılan davanın ilk derece mahkemesince kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Ne var ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7/(15). maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü kaydı silinen şirketin Adana 2. İş Mahkemesi’nin 2018/202 Esas sayılı dava ve devamı işlemler yönünden ihyasına ve tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmelidir. (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2022 tarih ve 2022/5850 esas 2022/6837 karar sayılı emsal içtihatı).
Hal böyle olunca mahkemece TTK’nın 547/(2). maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması gerekirken bu yönün gözetilmemiş olmasında isabet görülmemiş, şirketin temsilcilerinden … tasfiye memuru olarak atanmıştır.
Öte yandan yukarıda açıklandığı üzere usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine HMK’nın 312. Maddesindeki koşulların da oluşmadığı dikkate alınarak HMK’nın 326. Maddesi gereği yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmesi de yerindedir. O halde davalı … Sicil Müdürlüğü vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince Adana 2. İş Mahkemesi’nin 2018/202 Esas sayılı dosyası ile görülen dava ile sınırlı ihya kararı verildikten sonra ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmaması yerinde görülmediğinden davalı … Sicil Müdürlüğü istinaf itirazının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihyasına karar verilen şirket yetkilisi olduğu anlaşılan …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı … Sicil Müdürlüğünün istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2- Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarihli ve 2019/737 Esas- 2021/29 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davalı … hakkında açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle HMK 114/1-b ve 115 maddeleri uyarınca usulden reddine, dair İlk Derece Mahkemesi kararı aleyhine istinaf başvurusu bulunmadığından kesinleşmekle yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … Sicil Müdürlüğü yönünden davanın KABULÜNE,
3-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün… sicil nosunda kayıtlı iken terkin edilen “… Şirketi”nin Adana 2. İş Mahkemesi’nin 2018/202 Esas sayılı dava dosyası ve işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
4-Şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılması için davalı şirkete tasfiye memuru olarak … (… )’nun atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına, tasfiye memurunun değişikliği ve diğer işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,
6-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalı … Sicil Müdürlüğünden tahsili ile Hazineye irad kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL peşin harcın davalı … Sicil Müdürlüğünden tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … Sicil Müdürlüğü’nden tahsili ile davacıya verilmesine,
9-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
C)1-Davalı sicil müdürlüğü tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
2- Sonuçta davanın kabulüne karar verildiğinden, HMK 322. maddesi gereğince istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.