Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1046 E. 2023/1643 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1046 Esas 2023/1643 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1046
KARAR NO : 2023/1643

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : 2016/677 Esas -2021/215 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Erken kapama kesintisinden kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/08/2016
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2023

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekilleri tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi, genel kredi sözleşmesi ek sözleşmesi ve tadil sözleşmeleri imzalanarak, müvekkili şirketin davalı bankadan toplam 21.250.000 USD kredi kullandığını, müvekkilinin genel kredi sözleşmesi ve ek tadilatlara uygun olarak kredi erken kapama tarihi olan 03/08/2015 tarihine kadar olan kredi borcu ve faizlerine uygun olarak ödediğini ve sözleşme hükümlerine aykırı herhangi bir eylemde bulunmadığını, davalı bankanın müvekkili şirket tarafından verilmiş olan teminat niteliğindeki ipoteklerin, alacağın temliki sözleşmelerinin, şirket hisse rehininin sona ermesi ve kaldırılması aşamasında, müvekkili şirketin kabul ve onayı olmadan, erken kapama süreci olan 06.08.2016 tarihinde 1.402.114,74 USD’yi müvekkili şirkete ait hesaptan haksız olarak tahsil ettiğini, müvekkili şirketten “erken kapama maliyeti bedeli” altında tahsil edilen tutarın mevzuata aykırı olduğunu belirterek, 1.402.114,74 USD’nin tahsil tarihi olan 06.08.2015’den işleyecek, 3095 sayılı Kanun uyarınca devlet bankalarının USD cinsi para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 02.09.2020 tarihli celsedeki beyanı ile davayı öncelikle genel işlem şartı sebebi ile davalı bankaca erken tahsil edilen erken kapama komisyon bedelinin davalıdan tahsili olmadığı takdirde bankacılık sektör ortalaması üzerinde uygulanan fahiş kısmın davalıdan dava tarihi itibarı ile tahsili olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının genel kredi sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak, kredisini vadesinden önce kapatmak istemesi üzerine erken kapama maliyeti hususunda varılan mutabakat ile kredinin kapatıldığını, genel kredi sözleşmesinin 15.6. maddesine göre erken kapama olmaması halinde ödeyeceği faize karşılık olarak erken kapama maliyeti talep edildiğini, davacının hesabından ilgili tutarın davacının ihtirazi kaydı olmaksızın tahsil edildiğini, davacının … A.Ş.’den kullanmış olduğu kredi ile müvekkili bankadan kullandığı krediyi kapatarak banka borçlarını daha düşük faiz ve/veya daha uzun vadeyle yapılandırarak menfaat temin ettiğini, erken ödeme maliyeti hesaplanırken bankanın mahrum kaldığı faiz ve davacı menfaatinin dikkate alındığını, müvekkili banka tarafından hukuka aykırı bir uygulama yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi heyet raporuna ve toplanan tüm delillere göre; davalı bankaca tahsil edilen erken kapama ücretinin iadesi istemiyle açılan davada, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 15.6 maddesine göre davacının kullanmış olduğu kredi borcunun erken ödenmesi halinde davalı bankaca erken kapama ücretinin talep edilebileceği düzenlemiş olmakla birlikte bu ücretin oranına yer verilmediği, erken kapama ücreti adı altında yapılacak kesintinin oranına ilişkin TC Merkez Bankası’nda herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, davalı bankaca 6 yıl önce kapatılan kredi borcu nedeniyle %10 oranında erken kapama ücretinin tahsil edildiği, bilirkişi heyetince diğer 20 bankanın Merkez Bankasına bildirdiği “erken kapama ücret oranı ortalamasının” %3,75 olarak belirlendiği, bu orana istinaden davalı bankanın tahsil etmesi gereken miktarın 500.755,26 TL olduğu, bu durumda davalı Bankanın 834.592,11 USD fazla ücreti ve 41.729,60 USD BSMV’yi haksız tahsil ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 834.592,11 USD erken kapama ücreti ve 41.729,60 USD BSMV olmak üzere toplam 876.321,71 USD’nin ödeme tarihi olan 06/08/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD cinsi para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan üç farklı bilirkişi raporundan en son alınan ve 2017 tarihinde alınan rapora benzerlik gösteren 14.12.2020 tarihli 3. rapordaki TCMB’ye bildirilen sabit oranların aritmetik ortalamasına ilişkin %3,75 oranını tespit eden birinci seçeneğin hükme esas alındığını, davacıdan alınması gereken erken kapama maliyetinin altında bir tutar tahsil edildiğini, faiz kaybının ancak bir kısmının davacıdan tahsil edilebildiğini, ilk derece mahkemesi kararının kendisi içinde çelişkili olduğunu, dosyaya sunulan 2017 tarihli raporda da TCMB’ye bildirilen sabit oranların aritmetik ortalaması esas alındığı halde mahkemece bu hesaplama şekli kabul edilmeyerek Türkiye’de yerleşik başlıca bankaların somut kredi özelinde “hesaplama yapılması ve sabit oran bildirilmemesine ilişkin” müzekkere yazıldığını, ancak hükme TCMB’ye bildirilen sabit oranların aritmetik ortalaması sonucu belirlenen oranın esas alındığını, Yargıtay HGK’nın erken kapama davalarına ilişkin 20.02.2020 tarihli ve 2017/11-410 Esas-2020/189 Karar sayılı ilke kararına göre somut kredi özelinde hesaplama yapan bankaların erken kapama maliyetinin esas alınması gerektiğini, davacının müvekkili bankadan kullandığı krediyi …’tan kullanmış olduğu proje kredisi ile erken kapatarak menfaat temin ettiğini, ilk derece mahkemesince davacının talebi aşılarak BSMV’den de müvekkili bankayı sorumlu tuttuğunu, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 15.6 maddesine göre kredi borcunun erken kapatılmasının müvekkili bankanın kabulüne bağlı olduğu ve bu durumda müvekkili bankaca erken kapama ücretinin talep edilebileceğinin yanı sıra bankanın erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süreç için erken ödeme sebebiyle bankanın mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış faiz tutarını da talep etme hakkının saklı tutulduğunun düzenlendiğini, bu düzenlemenin 818 sayılı BK’nın 80. Maddesine paralel olduğunu, nitekim davacı tarafından dosyaya sunulan ıslah dilekçesi ile müvekkili bankanın erken kapama ücreti talep edilebileceğinin kabul edildiğini, kredinin erken kapanması sebebiyle müvekkili bankanın faiz kaybının sadece bir kısmının tahsil edildiğini, davacının ödemeyi herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin yaptığını, davacının 6 ayda bir ödemeli 120 ay vadeli dava konusu 21.143.000,00 USD bedelli kredi kullandığını, davacının 03.08.2015 tarihli talimat yazısı ile erken kapama maliyetini öğrendiğini ve herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin hesaba yatırdığını, TBK’nın 78/1 maddesi gereği davacının işbu tutarı geri isteyebilmesi için bunu ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirmesi gerektiğini ispatla yükümlü olduğunu, davacının işbu tutarı bilerek ve isteyerek kendisine bildirilen tutarda ödemiş olduğundan herhangi bir ihtirazi kaydı bulunmadığından bu paranın iadesini isteyemeyeceğini, davacının kullandığı120 ay vadeli krediyi henüz 48. Ayında kapatma talebinde bulunduğunu, dolayısıyla müvekkili bankanın oldukça yüksek miktarda faiz kaybına neden olduğunu, kredinin 48. Ayda kapanmaması halinde ödenecek faiz tutarının toplam 3.638.740 USD olduğunu, müvekkili bankaca kredi sözleşmesi hükmüne göre erken ödeme halinde dahi 3.638.740 USD faiz talep edilebilecekken davacının krediyi kapattığı tarihte aynı vadede o günkü piyasa koşullarına göre yeniden kredi kullandırmış olsaydı 30.07.2015 tarihindeki %3,22 kredi faiz oranından elde edeceği 1.432.482-USD faizi, 3.638.740-USD faizden mahsup ederek maliyeti hesapladığını, bu yöntemle hesaplanan maliyet tutarından bile dahi daha az tutarın davacıdan talep edildiğini, davacıdan BSMV hariç 870.911-USD erken kapama maliyetinin alınmadığını, müvekkilinin mahrum kaldığı faize karşılık olarak 2.206.258-USD talep edebilecek iken bu tutarın da altında 1.335.347 USD (bsmv hariç) tahsil ettiğini, davacının da menfaati gözetilerek erken kapama maliyetinin tahsil edildiğini, özellikle davacının erken kapama için kredi kullandığı … tarafından yapılan hesaplamaya göre müvekkili banka tarafından tahsil edilen erken kapama maliyetinden daha yüksek olacak şekilde 1.965.309 USD tutarın bildirildiğini, … tarafından bildirilen müzekkere cevabında ise erken kapama ücretinin de yine müvekkilinin tahsil ettiği miktardan daha yüksek olarak 1.461.686,82 USD bildirildiğini, dava konusu kredinin miktarı ve niteliği itibarıyla özellikli bir kredi olduğunu, kredi tutarı 21 milyon dolar olup olağan bir ticari kredinin maliyetleri ile eş değer tutulamayacağını, davacının müvekkili bankadan kullanmış olduğu krediyi kapatmak için …’tan kullandığı kredi faiz oranının libor %4,90 olduğu, müvekkili bankaca kullandırılan kredinin faiz oranının libor %8 olduğu gözetildiğinde, davacının …’tan kullanmış olduğu kredi faiz oranının daha düşük olduğu gözetildiğinde krediyi kapatan davacının müvekkili bankadan kullanmış olduğu kredinin kalan faiz miktarını da ödemekten kurtulduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından müvekkili bankaca tahsil edilen yaklaşık 1.4 milyon USD erken kapama maliyetinin BSMV bile dahil edilerek hükmedilen yaklaşık 880.000 USD erken kapama maliyetinin BSMV bile dahil edilerek hükmedilen yaklaşık 880.000 USD’nin iadesi yönündeki kararın, tarafların menfaat dengesi de gözetilmeksizin verildiğinden hukuka aykırı nitelikte olduğunu, davacının kredi kullandığı … ile davacı arasındaki kredi sözleşmesine göre öngörülen %2 oranı üzerinden erken kapama maliyeti 1.6 milyon dolar olarak hesaplandığı halde müvekkili bankaca 1.4 milyon dolar tahsil edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun aksine BSMV’nin iadesi yönünde ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, yasal zorunluluk kapsamında devlete ödenen müvekkilinin uhdesine geçmeyen bir paranın iadesine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, dava dilekçesinde 785,88 USD BSMV alındığı iddia edildiği halde davacının talebini aşar şekilde BSMV’ye hükmedilmesinin de doğru olmadığını, müvekkili bankadan tahsiline karar verilen 41.729,60-USD BSMV ücreti yönünden de usul ve yasaya aykırı olduğunu, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın Yargıtay HGK kararı çerçevesinde somut kredi özelinde hesabının yapılması için dosyanın HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi kapsamında ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın TBK’nın genel işlem şartlarını düzenleyen 20-25. Maddelerine aykırı olduğunu, anılan özel hükümlerin önceliği gereği davalı bankanın herhangi bir ad altında erken kapama ücreti almasının mümkün olmadığını, TBK’nın 21. Maddesine aykırı bir biçimde davalının kredinin erken kapatılması halinde erken kapama ücreti tahsil edeceğine dair bilgi vermediğini, davacının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ayrıca Bakanlar Kurulu’nun 16.10.2006 tarihli ve 2006/11188 sayılı kararının ve 09.12.2006 tarihli ve 2006/1 sayılı Tebliğin 6. Maddelerine binaen bankaların erken ödeme komisyonunun azami miktarlarının TCMB’na bildirilmesi zorunluluğunun getirildiğini, davalı bankanın bankacılık mevzuatından doğan yükümlülüklerini de ihlal ettiğini, TCMB’nın 2020/4 sayılı Tebliğin kapama başlıklı 11. Maddesinin 3. Bendine göre erken kapama ücreti için oranlar öngörüldüğünü, döviz olarak 24 ayın üzerinde kullandırılan kredilerde erken kapama ücreti oranının 1 puan artırılabileceğinin düzenlendiğini, bu durumda %3 oranında alınması gereken erken kapama ücretinin bu oranın üzerinde %3,75 üzerinden hesaplanarak müvekkilinden daha fazla 1.001.510 USD dolar fazla alınarak hüküm altına alındığını, Tebliğin intibak başlıklı 22. Maddesine göre Tebliğin yürürlük tarihinden önce kurulmuş sözleşmelere Tebliğ yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirilecek işlemler bakımından da uygulanacağının düzenlendiğini, yine hükme esas alınan 14.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda da davalı bankanın zararının %1-2 sini geçemeyeceğinin belirlendiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalı bankaca tahsil edilen “erken kapama ücretinin” iadesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Uyuşmazlık, davacının davalı banka ile imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesine istinaden kullanmış olduğu döviz cinsinden ticari kredi sebebiyle davacı taraftan erken kapama komisyonu, ismi altında kesinti yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa bu kesintinin tahsil edildiği oranın fahiş olup olmadığı, erken kapama komisyonu kesintisinde esas alınması gereken oranın belirlenmesi ile varsa davacıya iadesi gereken bir miktarın bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kuşkusuz tacir olan davalı bankanın takip ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sy. TTK’nın 20. Maddesi gereği verdiği hizmet karşılığında ücret talep etme hakkı bulunmaktadır. Ne var ki davalı banka bu hakkını TMK’nın 2. maddesinde yer verilen dürüstlük ve hakkaniyet kuralına aykırı kullanamaz.
Dosyada ilk derece mahkemesince bankacılık alanında uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 19.12.2017 tarihli birinci bilirkişi raporunda özetle; davalı bankaca davacıya 10.08.2011 tarihinde kullandırılan 120 ay vadeli 21.143.000.00 USD taksitli ticari kredi için kredinin (vadesinden önce) erken kapatılması nedeniyle 06.08.2015 tarihinde 1.402.114,74 USD erken kapama komisyonu tahsilinin diğer bankaların benzer kredi kullandırımlarında almak üzere TCMB’ye bildirdikleri komisyonun ortalaması olan %3,17 oranının üzerinde olduğunun belirlendiği, davacının davalı bankadan bu oran üzerinden talep edebileceği erken kapama komisyonunun 423.305,12 USD olarak hesaplandığı, bu durumda davacıdan fazladan tahsil olunan 978.809,62 USD’nin iadesi gerektiği belirtilmiş, taraf vekillerinin itirazları üzerine aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 04.04.2018 tarihli raporda özetle; davalı bankanın erken kapama işlemini gerçekleştirdiği 06.08.2015 tarihinde ticari kredilere uygulanmak üzere TCMB’ye bildirdiği erken kapama komisyonu oranının %2 olduğu tespit edilmiş olup bu durumda davalı bankanın 267.069,47 USD erken kapama komisyonu tahsil etmesi gerekirken fazladan 1.135.045,27 USD tahsil ettiği, bildirilmiştir. Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda ve ilk derece mahkemesince davalı banka ile diğer bankalarca TCMB’ye bildirilen oranlar gözetilerek bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 16.08.2018 tarihli ikinci bilirkişi raporunda özetle; TCMB’ye bildirilen oranlar ticari taksitli krediler için bildirilen genel erken kapama ücreti olup dava konusu dövize endeksli krediye uygulanması mümkün olmadığı gibi TCMB’den gelen yazı cevabına göre bankaların masrafları serbestçe belirleyebildikleri, bu durumda diğer bankaların aynı nitelikteki krediler için aldıkları masrafların sorulması gerektiği, belirlenmiş, ilk derece mahkemesince dava konusu kullandırılan dövize endeksli kredi türü ve kredi koşulları ile faiz oranı belirtilerek bankalarca uygulanan erken kapama komisyonuna ilişkin alınan müzekkere cevapları ile taraf vekillerinin itirazları üzerine aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 31.07.2019 tarihli raporda özetle; 6 adet bankanın emsal komisyonlarının ortalamasının BSMV hariç 851.301,13 USD olduğu bu tutara BSMV eklendiğinde emsal bankaların komisyon ortalamasının 893.866,18 USD hesaplandığı, bu durumda davacıdan BSMV dahil 508.248,56 USD fazla komisyon alınmış olduğu tespit edilmiştir. Taraf vekillerinin itirazları üzerine aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 16.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; daha önce emsal olarak alınan …’ın sonradan göndermiş olduğu yazı cevabına göre önceki bildiriminin hatalı olduğu beyan edildiğinden bu bankanın yapılan hesaplamadan çıkarılması sonucunda 5 bankanın emsal komisyon uygulaması toplamının 5’e bölünmesi sonucunda davalı bankaca alınması gereken erken kapama komisyonunun BSMV hariç 1.020.129,26 USD olduğu, BSMV dahil 1.071.135,72 USD alınması gerektiği, bu durumda davacıdan BSMV dahil 330.979,02 USD fazla tahsil edildiği belirlenmiştir.
İlk derece mahkemesince tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarındaki çelişkiyi giderir, davalı bankanın Merkez Bankasına bildirdiği ve ilan ettiği oran ile dava konusu krediye benzer kredilere diğer bankaların uyguladığı oranları gözeterek, taraf vekillerinin raporlara yönelik beyan ve itirazlarını gözeten rapor alınması için bankacılık işlemleri konusunda uzman bu defa üç kişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup … tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 14.12.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davalı bankanın, ticari krediler yönünden “erken ödeme ücreti” olarak belirli bir oran bildiriminde bulunmadığı, erken ödeme ücretinin, “kapanacak olan kredinin; anapara tutarını, faizini, kalan nakit akımını ve varsa ürünün içerdiği opsiyonu dikkate alınarak hesaplanır”. Şeklinde olmak üzere hesaplanacağına dair bildirimde bulunduğu, bu durumda davalı bankanın bildirdiği bir oran esas alınarak hesaplama yapma imkanının bulunamadığı, dosya kapsamında bulunan yeni tarihli ve dava konusu olaya emsal teşkil eder nitelikteki Yargıtay içtihatlarında sözleşmede belirli bir oran belirtilmemişse diğer bankalarca Merkez Bankasına bildirilen oranların ortalamasının sektör ortalaması ve bu oranı aşan tahsilat oranının fahiş olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek bu durumda yapılan hesaplamaya göre; diğer Bankalarca Merkez Bankasına bildirilen oranların ortalamasının %3,75’e denk geldiği, davaya konu erken ödeme ücretinin kalan anaparanın %10’u oranında tahsil edildiği, bu durumda davacıdan tahsil olunan erken ödeme ücretinin erken tahsil edilen tutar olan 13.353.473,71 USD üzerinden ortalama bulunan oran %3,75 üzerinden 500.755,26 USD tahsil edilmesi gerekirken fazladan 834.592,11 USD tahsil edildiği, dava konusu krediye benzer kredilere diğer bankaların uyguladığı oranlar gözetilerek yapılan hesaplamaya göre ise; emsal 6 bankaca tahsil olunan erken kapama ücretleri toplamının 6’ye bölünmesi sonucu bulunan ortalama erken kapama ücreti 656.088,01 USD’nin davacıdan tahsil olunan 1.335.347,37 USD erken kapama ücretinden mahsubu halinde davacıdan fazladan 679.259,38 USD tahsil edildiği, yasal zorunluluk kapsamında davacıdan tahsil olunan ve ilgili Vergi Dairesine yatırılan BSMV’nin iadesinin talep edilemeyeceği, ancak, bankaların Merkez Bankasına bildirdikleri ortalama oranlar üzerinden hesaplanan fazla tahsilatın esas alınması durumunda 834.592,11 USD /0,05 =41.729,60 USD’nin, davaya konu türden kredi için bildirimde bulunan bankalarca yapılan kesinti ortalamaları üzerinden hesaplanan fazla tahsilat tutarının esas alınması durumunda ise 33.962,96 USD’nin davacıya iadesi gerektiğine dair iki seçenekli sonuca yer verilmiştir.
Davacı ile davalı banka arasında imzalanan 17.02.2009 tarihli 14.500.000 USD limitli genel kredi sözleşmesinin sözleşme limiti; 3.500.000 USD ve 3.250.000 USD tutarlarındaki artırımlarla 21.250.000 USD’ye yükseltilmiştir. Söz konusu genel kredi sözleşmesinin 15.6. Maddesinde; müşterinin bakiye borcunu vadesinden önce ödeyerek hesabını kapatmasının Bankanın kabulüne bağlı olduğu, bankaca kabul edilmesi halinde erken ödeme, taksit vadelerinden birinde ve ödeme vadesinde işlemiş faizin ve kalan anaparanın, Bankanın belirleyeceği miktarda bir erken kapama ücreti ile erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu gibi mali yükümlülüklerin nakden ve defaten ödenmesi kaydıyla mümkün olduğu, bankanın erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre için, erken ödeme sebebiyle Bankanın mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış faiz tutarını da talep hakkının saklı olduğu belirtilmiş ise de erken kapama halinde alınacak komisyon oranı belirtilmemiştir. Bu durumda Yargıtay 11. HD’nin yerleşik kararlarına göre; davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan “erken kapama komisyonu ve kredi tahsis ücreti adı altında kesilen miktarların” araştırılıp karşılaştırılarak, davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. (Bkz. Yargıtay 11. HD’nin 17/02/2016 tarihli ve 2015/1108 E.-2016/1644 K., 25/09/2017 tarihli ve 2016/2068 E- 2017/4703 K. Sayılı kararları da aynı yöndedir.
Somut olayda, davalı bankaca davacıya 10.08.2011 tarihinde 21.143.000 USD meblağlı 120 ay vadeli Libor %8 faiz oranı üzerinden kullandırılan taksitli ticari kredinin en son 10.02.2015 vadeli taksiti ve faizinin ödendikten sonra 03.08.2015 tarihinde 13.353.473,71 USD anapara, 15.717,50 USD faiz ve 785,88 USD anapara olmak üzere toplam 13.369.977,08 USD tahsilat yapılarak kredinin vadesinden 6 yıl önce kapatıldığı, davacı şirketin 09.06.2015 tarihli erken kapama talebine cevaben davalı bankaca davacı şirkete yazılan 11.06.2015 tarihli yazı ile genel kredi sözleşmesinin 15.6 maddesi gereğince 1.518.957,64 USD (BSMV dahil) erken kapama maliyetinin doğduğunun bildirildiği, davacı şirketin 22.07.2015 tarihli yazısı ile bildirilen kredi borcunun 11.06.2015 tarihli yazıda belirtilen erken kapama maliyetinin fazlaya ilişkin hakları ve yasal başvuru hakları saklı kalmak kaydıyla en geç 05.08.2015 tarihinde ödeneceğinin bildirildiği, erken kapama nedeniyle davacı şirketten “… erken kapama maliyeti bedeli” açıklamasıyla BSMV dahil 1.402.114.74 USD tutarında tahsilat yapıldığı, bu durumda bakiye kredi borcunun tamamını ödeyen davacıdan %10 oranına karşılık gelen erken kapama komisyonunun tahsil edildiği dosyadaki banka hesap ekstresi ve bilirkişi raporlarıyla sabittir. Taraflar arasında imzalanan söz konusu taksitli ticari kredi sözleşmesinde kredinin erken kapatılması halinde alınacak komisyon oranına yer verilmemiştir. Davalı banka tarafından TC Merkez Bankası’na “kapanacak olan kredinin; anapara tutarını, faizini, kalan nakit akımını ve varsa ürünün içerdiği opsiyonu dikkate alınarak hesaplanacağı” bildirilmiş, belirli bir sabit orana yer verilmemiştir. İlk derece mahkemesince yargılama sırasında usul ve yöntemine uygun olarak alınan Dairemizce objektif, ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 14.12.2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda yukarıda yer verilen Yargıtay 11. HD’nin en son tarihli emsal içtihatları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun aynı mahiyetteki emsal niteliğindeki 20.10.2022 tarihli ve 2020/11-656 Esas- 2022/1350 Karar sayılı kararı da gözetilerek dava konusu döviz kredisinin niteliği ve miktarı dikkate alınarak bankacılık sektöründeki taksitli ticari krediler için 20 bankanın erken kapama komisyonu olarak sektör ortalamasının %3,75 olduğu belirlenmiştir. Bu oran belirlenirken daha çok bankaca kredinin erken kapatılması işleminde fiilen uygulanan oranlardan hareket edildiğinden daha adil ve hakkaniyete uygun bulunmuş, bilirkişi raporunda tespit edilen 2. seçenekte esas alınan emsal banka sayısının 6 olduğu gibi erken kapama işlemlerinde uyguladıkları ücretler arasında ciddi farklılıklar bulunduğu, bu bağlamda emsal alınan bu bankalardan … Bankası’nın hatta hiç erken kapama ücreti de almadığı gözetildiğinde Dairemizce, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporunda belirlenen 1. Seçeneğin hükme esas alınması yerinde görülmüştür. Bu durumda ilk derece mahkemesince söz konusu raporun 1. seçeneğinde belirtilen bankaların Merkez Bankasına bildirdikleri ortalama oranlar üzerinden yapılan hesaplama yöntemi esas alınarak belirlenen sektör ortalaması %3,75 oranını aşar şekilde %10 oranı üzerinden davacıdan fazla tahsil edilen 834.592,11 USD’nin, davacıdan fazladan tahsil olunan erken kapama komisyonunda fazla tahsil olunan miktara karşılık gelen BSMV de fazladan tahsil edilmiş olmakla, haksız kesildiği anlaşılan ve fazladan kesilen erken kapama komisyonuna karşılık gelen 41.729,60 USD BSMV’si ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerine gelince; davacı vekili, genel kredi sözleşmesinde erken kapama ücretinin alınacağına dair hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olduğundan TBK’nın 23. Maddesi gereği iptali ile davacıdan tahsil olunan erken kapama ücretinin tamamının iadesine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde TCMB tarafından çıkarılan ve 2020 yılında yürürlüğe giren Tebliğ’deki düzenleme gözetilerek davacıya kullandırılan dövize endeksli taksitli ticari kredi sebebiyle %3 oranı üzerinden erken kapama komisyonu tahsil edilebileceğini, bu oranın üzerinde kalan hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen %3,75 oranı üzerinden hüküm altına alınan erken kapama komisyonunun fazla olduğunu ileri sürmüştür.
Öncelikle taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin, kredi borcunun davacı-müşteri tarafından erken kapatılmak istenmesi halinde davalı bankanın kabulü ile erken kapama ücreti alınarak mümkün olacağı belirlenmiştir. Davalı bankanın ve davacı bankanın tacir olduğu, davalı bankanın vermiş olduğu bankacılık hizmetleri karşılığımda ücret talep etme hakkı bulunduğu, gözetildiğinde taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin erken kapama ücretini düzenleyen 15.6 maddesi TBK’nın 20. Vd. Maddeleri genel işlem koşulu kapsamında değerlendirilemez.
Davacı ayrıca 11.03.2020 tarihli ve 31065 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan TC Merkez Bankası’nın 2020/4 sayılı Tebliği’nde değişiklik yapan 2020/8 sayılı “Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar hakkında Tebliğ’in 3. Fıkrasında; “Ticari müşterinin kredinin tamamı için erken ödeme talebinde bulunması halinde bankalar bu talebi kabul etmek zorundadır. Bu müşteriden Türk Lirası krediler için alınabilecek erken ödeme ücreti, gerekli faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirimler yapılarak hesaplanan ve müşteri tarafından bankaya erken ödenen tutarın, kalan vadesi yirmi dört ayı aşmayan kredilerde yüzde birini, kalan vadesi yirmi dört ayı aşan kredilerde ise yüzde ikisini geçemez. Döviz cinsi veya dövize endeksli kredilerde söz konusu azami ücretler bir puan artırımlı olarak uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir. 2020/4 sayılı Tebliğ’in İntibak başlıklı 22. Maddesinde ise; “Tebliğ hükümlerinin, Tebliğ yürürlük tarihinden önce kurulmuş sözleşmelere Tebliğin yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirilecek işlemler bakımında da uygulanacağı” hükmüne yer verilmiştir. Ne var ki dava konusu erken kapama işlemi 06.08.2015 tarihinde gerçekleştirilmiş olup Tebliğ’in yayımlanmakla yürürlüğe girdiği 11.03.2020 tarihinden sonra kredi borcunun erken kapatılması işlemi tesis edilmemiştir. Tebliğ hükümleri yürürlüğe girmeden önce imzalanan sözleşmelere istinaden anılan Tebliğ yürürlüğe girdikten sonra tesis edilecek işlemlere de, eş deyişle 11.03.2020 tarihi ve sonrasında, kredi sözleşmesi eski tarihli olsa bile işbu Tebliğ hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda dava konusu erken kapama işlemine söz konusu Tebliğ hükümlerinin uygulanma yeri bulunmamaktadır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ve davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçelerinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı ve davacı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL’nin davacıdan; davalı taraftan alınması gereken 440.784,43 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 110.200,00 TL’nin mahsubu ile 330.584,43 TL bakiye nispi karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan giderlerin kendileri üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.