Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1041 E. 2023/350 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1041 Esas 2023/350 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1041
KARAR NO : 2023/350

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2020
NUMARASI : 2019/285 Esas 2020/683 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR…
DAVA : İhya
DAVA TARİHİ : 07/03/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2023

Taraflar arasındaki limited şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili ile davalı kurum temsilcisi tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından dava dışı “…. Şti. hakkında Bolu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/787 esas sayılı dosyasından işçilik alacaklarından kaynaklanan rucuen alacak davası ikame edildiğini, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicilinde kayıtlı “….Şti.”nin ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle tebligat yapılamadığını; bu nedenle, adı geçen şirketin anılan rücuan alacak davasında taraf teşkilinin sağlanması için ihyasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı kurum temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/400 E. sayılı dosyası nedeniyle Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/50 E. sayılı dosyasından dava dışı şirketin ihyası davasının derdest olduğunu, bu dosyadan ek tasfiye için tasfiye memuru atanmasının istendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; ticaret sicilinden re’sen terkin edilen limited şirketin ihyası istemiyle açılan davada, dava dışı şirketin Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/50 E., 2019/342 Karar sayılı kararında; dava dışı şirketin ihyasına karar verilerek tasfiye memuru atandığı, dava dışı “…. Şti.”nin sicilden terkini işleminin usulsüz olduğu saptanıp, ihyasına karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi nedeniyle, ihyanın, eldeki dava (Bolu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/787 esas sayılı dosyasından işçilik alacaklarından kaynaklanan rucuen alacak) içinde geçerli olacağı, davanın bu durumda konusuz kaldığı ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 12/02/2020 tarih ve 2020/132 E., 2020/209 K. sayılı kararında belirlendiği üzere, dava dışı şirketin ihyasına ilişkin karar kesinleşmiş olmakla, tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığı, konusuz kalan davada, dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu, terkin işlemi usul ve yasaya aykırı yapıldığından, davalının, yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/50 E., 2019/342 Karar sayılı kararında; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı “…. Şti.”nin ihyasına karar verildiği ve bu kararın kesinleşerek ticaret sicilinde tescil olunduğu belirlendiğinden; ihyaya ilişkin davanın konusu kalmadığından, karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı kurum temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu ihyası istenen şirketin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıyla ihyasına karar verildiğinden, konusuz kalan işbu davada müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili kurum tarafından Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/787 Esas sayılı dosyasında ihyası istenen şirkete tebligat yapılamadığından şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini, daha önce verilen ihya kararının açmış oldukları Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/400 Esas sayılı rücuan alacak davasına münhasıran verildiğini, bu dosyadan da taraf teşkilinin sağlanabilmesi için ayrı bir ihya kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, ticaret sicilinden TTK’nın geçici 7. Maddesi gereği re’sen terkin edilen limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekili, müvekkili tarafından Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/787 esas sayılı dosya üzerinden açılan rücuan alacak davasında davalı şirkete çıkarılan tebligatın, şirketin ticaret sicilinden re’sen terkin edilmiş olması sebebiyle tebliğ edilmediğini, bu davada taraf teşkilinin sağlanması için anılan mahkemece tesis edilen ara kararla ….Şti.”nin ihyası davası açılması için süre ve yetki verildiğini ileri sürmüştür.
Dosya kapsamında yer alan ihyası istenen şirketin ticaret sicil kayıtlarından; ihyası istenen ….Şti.’nin ticaret sicilinden 5174 sayılı kanuna göre oda kaydının silinmiş olması sebebiyle 23.01.2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği, anlaşılmıştır.
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir örneği dosyada yer alan 20.03.2019 tarihli ve 2018/50 Esas-2019/342 Karar sayılı kararında; davacı … tarafından Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen 2017/400 Esas sayılı rücuan alacak davasında ihya davası açmak üzere süre verildiği belirtilerek davalı … aleyhine ….Şti.’nin, 5174 sayılı yasa gereği oda kaydının silinmesinin TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca terkin gerekçesi olamayacağı gibi dava konusu şirketin terkin sürecinde Bolu İş Mahkemesi’nin 2013/66 Esas sayılı dosyasında derdest davası bulunduğundan TTK’nın geçici 7/2. Maddesi uyarınca terkin yapılmasının usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ….Şti’nin ihyasına, ticaret sicilde işlemleri yürütmek üzere şirket ortakları …’ın tasfiye memuru olarak atanmalarına karar verilmiş, ihya istemine dayanak Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen 2017/400 Esas sayılı rücuan alacak davasının infazı ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmemiş, bu kararın davalı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemiz 12.02.2020 tarihli ve 2020/132 Esas-2020/209 Karar sayılı kararıyla davalı temsilcisinin istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. Maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, Dairemiz kararının davalı kurum temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 29.06.2020 tarihli ve 2020/1550 Esas-2020/3246 Karar sayılı ilamıyla Dairemiz kararı onanarak, davalı kurum temsilcisinin temyiz isteminin reddine karar verilmiş olmakla, kesinleşmiştir. Bu durumda her ne kadar eldeki davanın dava tarihi olan 07/03/2019 tarihi itibarıyla davacının ihya talep etmesine hukuki yarar bulunmakta ise de karar tarihi olan 01/12/2020 tarihi itibariyle ihyası istenen ….Şti.’nin Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.03.2019 tarihli ve 2018/50 Esas-2019/342 Karar sayılı kararı ile herhangi bir dava dosyasının infazı ile sınırlı olmaksızın ihyasına karar verilmiş ve kararın kararın kesinleşmiş olması karşısında ilk derece mahkemesince davanın konusuz kaldığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka uygundur. Bu durumda davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı kurum temsilcisinin istinaf sebepleri ise aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkindir.
6100 s. HMK 331. Maddesine göre dava açıldıktan sonra davanın konusuz kalması durumunda yargılama giderleri ve vekalet ücreti davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre tayin edilmelidir.
Somut olayda davacı taraf, ….Şti.’nin ihyası talebi ile eldeki davayı açmış olup, şirkete karşı Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/787 Esas sayılı dosyasında açılan rücuan alacak davasının tasfiye aşamasında derdest olduğu, bu davada taraf teşkilinin sağlanabilmesi ve zaten ticaret sicilinden TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca usulsüz terkin edildiği anlaşılan şirketin ihyasının talep edilebileceği, böylelikle dava tarihi itibarıyla davacının dava açmakta haklı olduğu, yukarıda açıklandığı üzere TTK’nın geçici 7. Maddesine ve 7/2. Maddesine aykırı bir şekilde şirketi sicilden usulsüz olarak terkin eden davalı kurumun işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği, böylelikle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Bu çerçevede Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6/1.maddesinde ise ” Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın konusuz kalması halinde tarifede belirlenen ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra konusuz kalması halinde ise tamamına hükmolunacağı” belirtilmiştir. Somut olayda AAÜT’nin 6/1.maddesi gereğince, dava ön inceleme duruşmasından sonra konusuz kaldığından davacı tarafın talebi de gözetilerek ilk derece mahkemesince davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarife hükümleri gereği maktu vekalet ücreti olarak belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin tamamına da hükmedilmiş olması yerinde görülmüş, bu sebeplerle davalı kurum temsilcisinin istinaf sebeplerinin de esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı kurum temsilcisi ve davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı kurum temsilcisi ve davacı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinafa başvurusunda haksız çıkan davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davalı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının mahsubu ile bakiye 120,6 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan giderlerin kendileri üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/03/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.