Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1038 E. 2022/353 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 12. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ :14/04/2021
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ortağı olduğu … ……sicilinde kayıtlı olduğunu, şirketin alacaklı olduğu Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/280 esas sayılı dosya devam ederken sicilden re’sen terkin edildiğini, Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dosyada verilen ara karar gereği şirketi ihya etmek süre yetki ve verildiğini, şirketin alacaklı olduğu dava dosyaları olduğunu, bu yüzden şirketin ihyası gerektiğini iddia ederek …nün … sicilinde kayıtlı … …… unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunarak terkin tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolduğunu, esasa dair savunmalarında da ,,, … numarası ile kayıtlı bulunan … Şirketinin 19.11.1992 tarihinde kurulduğunu, 6102 sayılı Türk … Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi kapsamında 23.01.2014 tarihinde re’sen terkin edildiğini, 6102 sayılı Türk … Kanununun Geçici 7’nci maddesinin b bendinde “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olan …”in de tasfiye usulüne uyulmaksızın … sicilinden kayıtlarının silineceğini düzenlediğini, daha sonra 30.12.2012 tarihinde 28513 sayılı … Gazete’de “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş … İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve … … Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” yayınlandığını, anılan tebliğin amacının ilk maddesinde “Bu Tebliğin amacı; münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş … ile kooperatiflerin, bu kanunlardaki tasfiye usullerine uyulmaksızın tasfiyelerine ve … … kayıtlarının silinmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denildiğini, aynı tebliğin ikinci maddesi tebliğin kapsamını düzenleyerek ‘Bu Tebliğ, 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk … Kanununda sayılan sebeplerle münfesih olan veya sayılan anonim ve limited şirketleri; 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk … Kanununun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olacak anonim ve limited şirketleti kapsar”, Tebliğin 5’inci maddesinde Müdürlüklerce sayılı sebeplerle münfesih olan şirketlerin belirleneceği ifade edilmiş ve d bendinde “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı … Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, … kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” kapsamında resen terkin edildiğini, … Şirketinin Müdürlüğe bildirilen son adresinin Mesnevi Sk. 36/1 Çanka… olduğunu, şirket adresine kapatılma nedenine ilişkin 03.10.2013 tarihinde çıkarılan tebligat, “sürekli kapalı” notuyla 07.11.2013 tarihinde iade olduğunu, ihtarın ayrıca, 07.07.2013 tarih ve 8420 sayılı …. ilan edildiğini, şirketlerin 6102 sayılı Türk … Kanununun 31’nci maddesi uyarınca, tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliği tescil ettirmesi gerektiğini, ancak şirketler adres değişikliğinin tescili zorunluluklarını yerine getirilmemekle ve bu konudaki sorumluluğun şirket yetkililerine ait olduğunu, 2 ay içinde bildirimde bulunmadığı takdirde münfesih sayılacağı ilanen bildirilen şirketin süresi içinde başvuruda bulunulmadığı için 28.01.2014 tarih ve 8495 sayılı … yapılan ilan ile sicilden re’sen terkin edildiğini, bu davanın açılmasına sebebiyet veren Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/280 Esas sayılı davası da şirketin 23.01.2014’te yapılan resen terkininden sonra açıldığını, şirketin kapanmadan önce devam eden bir davası bulunmadığını, dava konusu şirket Geçici 7’nci maddedeki prosedüre uygun olarak hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, mahkeme resen terkinin Geçici 7’nci maddedeki düzenlemeye göre terkin edilmemesi gerektiğine kanaat getiriyorsa şirketin ihyasına karar vermesi gerektiğini, bu durumda ek tasfiyeye karar verilmeyip şirketin ihyası gerektiğini, resen terkinin hukuka uygun olduğuna kanaat getiriliyorsa, 6102 sayılı Türk … Kanununun 547’nci maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verilmesi ve 6102 sayılı Türk … Kanununun 547’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tasfiye memuru atanması gerektiğini, … … müdürlüğü tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğunu, davada taraf gösterilmesinin gerekçesinin de bu olduğunu, bu nedenle yapılacak yargılama sonucu, zorunlu hasım olunması ve davanın açılmasında kusur bulunmaması nedeniyle davalı tarafa yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini bildirerek davanın süre yönünden reddine karar verilmesine, şirketin 6102 sayılı TTK’nin 547.maddesi uyarınca ek tasfiyesine karar verilmesi halinde, 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasına, müdürlüğün yasal(zorunlu) hasım olduğundan aleyhe vekâlet ücreti-yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; emsal kararlar gözönüne alınarak doğrudan … … Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usulüne aykırı olduğu, ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına ve tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı, davalının davanın açılmasına sebep olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, Ankara … … Müdürlüğü’nün … … sırasında kayıtlı … … ….. Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mah. 2020/280 E. Sayılı dosyasından taraf teşkili tamamlanmak ve infaz işlemleri sona erinceye kadar devam etmek üzere ihyasına, karar kesinleştiğinde karar örneğinin tescil ve ilan edilmek üzere Ankara … … Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan terkin işleminin usulüne uygun olduğunu, ilk derece mahkemesinin ihya kararının Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2020/280 Esas sayılı dosyada taraf teşkilini sağlamak ve infaz işlemlerinin sonuçlandırılması ile sınırlı olarak vermesine rağmen TTK madde 547/2 yi göz ardı edip tasfiye memuru ataması yapmamasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili kurumun yasal hasım konumunda olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmaması gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nın geçici 7. madde uyarınca … sicilden terkin edilen şirketin ihyasına ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İhyası talep olunan şirketin terkinine dayanak ihtarname, tebligat ve ilan suretleri, Ankara … … Müdürlüğü yazı cevabı, Gölbaşı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/280 Esas sayılı dosyası vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/280 Esas sayılı davasının dava tarihinin 19.01.2010 tarihi olup, terkinden önce açıldığı anlaşılmıştır.
İhyası talep olunan ……, 21/03/2014 tarihinde TTK’nın geçici 7.maddesi gereğince … sicilinden terkin edildiği, terkin hususunun 28/01/2014 tarihli … … gazetesinde ilan edildiği, terkin sebebi olarak 5174 sayılı yasa gereği odaca kaydı silinenlerden olmasının gösterildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen … ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk … Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için … sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; … … müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin … sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve … kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye … … Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise … sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve … sicilinden re’sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, aynı maddenin 4.fıkrasının “a” bendinde; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin … sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve … kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye … … Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, aynı maddenin 11.bendinde ise; dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memuru bildirmeyen veyahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtları ile birlikte bildirmeyen şirketin unvanının … sicilinden re’sen silineceği düzenlenmiştir.
Öte yandan 5174 Sayılı … Kanunun 10/3. maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla … … kaydının re’sen silinmesi için … … memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı … gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş … ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve … … Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı … Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, … kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali Tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen … ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve … sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek Tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. (Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316)
Davalı … … Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır (Emsal: Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04/03/2019 tarih ve 2019/540 Esas 2019/1798 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/09/2018 tarih ve 2018/2834 Esas 2018/5605 Karar). Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı … … müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi … sicilinden re’sen terkin ettiği anlaşılmakla ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek bulunmadığından ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmamasında hukuka aykırı bir yön olmadığı gibi şirketi geçici 7.maddede öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden sicilden re’sen terkin eden davalı işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/03/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.